Eğer bir kelebeği sevebiliyorsak, tırtıllara da değer vermemiz gerekir. -Antonie de Saint-Exupery |
|
||||||||||
|
Sabah-29.09.2007 Lafa bak hizaya gel! Adına bekaret hapı denilen ama bu hapı kullanacak bir kadın için utançtan başka bir tanımlaması olmayan safsatayı okuyup okuyup inanamadım! Saçmalama özgürlüklerini sonuna kadar kullanmışlar… Hollanda ne zamandan beri Müslümanlar için çaba sarf etmeye başladı ve ne zamandan beri iyi niyet sahibi davranışlarda bulundu. 2004 yılında Danimarka’nın başlattığı, manevi değerleri düpedüz hiçe sayan karikatür rezilliğine destek veren Avrupa ülkelerinden biri değil miydi! Şimdi onlara mı düştü Müslüman genç kadınların evlilikleri için mucitlik(?) yapmak! Ne, ne amaçla yapılıyor çok açık… Ayrıca evliliğini ya da kendini -artık her neyse açıklaması -kurtarmak adına düğün gecesi beraberliğe yarım saat kala bir hap yutup hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam etmek hangi kadının vicdanını rahatlatır ki.Çaresizlik sahtekarlığı destekleyecek bir duygu mudur? Ya da o kadını çaresiz bırakıp sahtekarlığa sürüklemek insanlık mıdır? Yani düğün gecesi karısını haptan ve hapın mucizevi (!) tesirinden sonra şerefle alnından öpen erkek olayı bir şekilde öğrense ne hisseder acaba? Ben nerde ne yanlış yaptım da bu kadın beni kandırdı mı der yoksa sadece kandırılmışlığına mı içerler? İçi tamamen boşaltılmış bir ilişki ve uzantılarının nerelere kadar gidebileceğini düşünmek bile mide bulantısına yetiyor.Herkes değerleriyle ve değer verdikleriyle yaşar.Sonucuna da katlanır… Korunan bekaret duvarının ardındaki gizleri çözmek için erkeğin müneccim olması gerektiğini unutmamak gerek. Eğer kadın geçmişiyle arasında uzanan köprüden geçmesini istemiyorsa erkek en inatçı keçi de olsa o köprüye adım dahi atamaz! Zira bekaret olayına takılıp kadını aklamak ya da karalamak için kolları sıvayan bir erkeğin bu işten hasar almadan çıkması mümkün değildir. Sahtekarlık burada başlar çünkü…Bir kadının gözlerinin içine hissederek yüreğiyle bakan her erkek namusu görebilecek güce sahiptir oysa… Özetle; Laubali sohbetler arasına sıkıştırılmış lafazanlık gösterilerinde karşısındakini ‘Hala bakire misin!’ diye küçümseyen ahmaklara da , bakire olmayıp yaşadığının ardında duramayanlara da, bekaretle namusu birbirine karıştıran kafası karışmışlara da kesinlikle karşıyım!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © BİNNUR EDİSAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |