Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Yemeğe içmeğe insan çok. İnsanlar sürekli göbeğini kaşımakta, midesine inanmakta ve onun sesiyle hareket yapmakta. Dalları ve ağaçları bir kaşık için, bir masa için, bir tabak için yok etmekte. Dünyanın kanını emmekte.Açgözlülükle bütün güzellikleri mahvetmekte, gölleri, denizleri tüketmekte, kirletmekte. Denizin mavisini, nehirlerin aksini, ağaçların yeşilini, dağların güzelliğini görmemekte. Tanrı’nın gülümseyişine bakmamakta. Açgözlü insan kendini yiyip bitirmekte ve gözlerine, dudaklarına düşmanca davranmakta. Ruhunu karanlıkta bekleyen ateşlere kaptırmakta. Bütün emekleri kül olmakta. Yemeğe içmeğe insan çok. İnsanlar aç kurtlar gibi sağa sola saldırmakta, dostlukları sadece ceylan gözlü insanlarla sınırlı kalmakta. Yenilir yutulur cinsten ilişkiler kurmakta. Yiyemeyeceği arkadaşlıklar kurarsa bu gururuna dokunmakta onlardan uzak durmakta. Gururuna yedireceği insanlar aramakta. Buldukça bir kurt gibi üstüne atlamakta ve ay ışığı altında ulumakta. İnsan en kesif orduların bir neferi gibi ortalıkta dolaşmakta. Bir aslan buffaloları nasıl kovalarsa insanları öyle kovalamakta ve etrafındakilere öyle bakmakta. Dişine göre bulduklarını yemekte dişine göre olmayanlara ise tecavüze yeltenmekte. Cam kırıkları arasında izini kaybettirmeye çalışmakta. Geride dostluktan yana bir iz bir belirti bırakmamaya çalışsa da hayat yolunda her yürüyüşünde adımlarına kanını bulaştırmakta. İnsan kendi yalnızlığını kendisi yaratmakta. Tanrı’nın gülümsemesi karşısında suratını asmakta. İnsan görmez mi kelebeğin güzelliğini. Onu yaratan hiç çirkin olur mu ki. Çiçeklere bakmaz mı bir goncanın açılışında görmez mi ki Tanrı'nın gülüşünü. Dağlara,taşlara seslense duymaz mı kendi sesini. Niçin unutur suretini? Niçin yaratılana saygı duymaz ve niçin açgözlülükle yıkar her şeyi?Dostluğa yumar gözlerini ve kör karanlık bir dünyaya mahkum eder kendini. Yemeğe içmeğe insan çok. Arasan şu dünyada gönül ehli yok.Herkes balık yemekte. Sonra kılçığına şiirler düzmekte. Ne hayalinde beyaz yelkenli gemiler ne de kumsallar var. Aklında fikrinde martılar dolaşmakta. Çığlık çığlığa mavi suların üzerinde yaşam kavgası vermekte. Asıl hayatın tadına ise varamamakta.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman demircan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |