"İnsan - işte tüm sır burada. Bu sır üzerinde çalışıyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
Anet, 8 senedir öğretmen olarak çalıştığım okulda, sevdiğim, iyi anlaştığım bir öğretmen arkadaş. 2 sene önce satın alıp yerleştiği bu güzel eve bizi davet edişinin nedeni okulumuzdan ayrılıyor olması. Evine yakın bir okula tayin edilmek için çok uğraştı. Yaz tatilinden sonra yeni okulunda işine devam edecek. Müdür yardımcısı ve müzik öğretmeni olan Herr Kleinen, beni evimden alıp buraya getirdiğinde 20 kadar öğretmen arkadaşım gelmişlerdi. Anet onlara evini gezdiriyordu. Biz de katıldık. Evin giriş katında sağ tarafta bulunan büyük bir odayı tavşanlara ayırmışlar. 7....8 tane birbirinden güzel , bakımlı tavşan, o tertemiz odada mutlu görünüyorlardı. Anet‚’çocuklar çok seviyor bunları’ dedi. Evi dolaştıktan sonra bahçeye dağılmıştık. Kimileri 2 li 3 lü sohpet ederken ben de çok sevdiğim salkımsöğüdün altında biraz oturmuştum.Şimdi, o nefis yiyeceklerle dolu masada arkadaşımızın yeni okuluna, güzel evine, mutluluğuna, sağlığına kadeh tokuşturup yiyip içiyoruz.. Böyle güzel bir ortamda ben birdenbire oturduğum banktan düştüm. Arkadaşların şaşkın bakışları ve bağırtıları arasında kendimi yerde buldum. Bir yandan toparlanmaya , bir yandan‚birşey olmadı’ diyerek onları sakinleştirmeye çalışıyorum Birkaç arkadaş koşup kalkmama yardım ettiler. Beni baştan aşağı kontrol ettiler.Dirseğimde ufak bir sıyrıktan başka birşey yok görünürde. Beni rahat bir şezlonga oturttular.Meğer yanımda oturan iki bayan arkadaş aynı anda ayağa kalkınca dengesi bozulan bank , beni üstünden atmış. Ben iyi olmaya iyiyim ama toplantının havası kaçtı. Arkadaşlar sık sık bana bakıyor, endişe ettikleri belli oluyor,’nasılsın, bir yerin ağrıyormu’ diye soruyorlar. Ben de bilemiyorum onları nasıl rahatlatacağımı. Müdür muavini Herr Kleinen gülerek bana doğru geliyor.Herhalde ‚nasıl olduğumu soracak derken önümde bir reverans yapıyor, elini uzatarak ‚ benimle dans edermisiniz Frau İnak’ diyor. Bu teklif karşısında öyle şaşkın bakıyorum ki yüzüne, ne dediğini anlamadığımı zannederek tane tane teklifini yineliyor. ‚memnuniyetle Herr Kleinen ‚ diyerek elimi uzatıyorum, kalkmama yardım ediyor. Gür sesiyle Johann Strauss’ un „Mavi Tuna „ adli eserini mirildanmaya başlıyor.Bu güzel melodi ile birkaç defa dönüyoruz. Bir alkış patlıyor. Arkadaşlar ‘bravo ‘sesleri arasında memnun , mutlu bizi alkışladıktan sonra beni ‘sen biraz daha dinlen ‘ diyerek yerime oturtuyorlar. Biraz sonra Anet’in kızı, Desire , elleri arkasında, meraklı bakışlarla karşımda duruyor. 4 yaşında olmalı. Güzel mi güzel. ‘gel’diyerek elimi uzatıyorum Başını ‘hayır’ anlamında iki yana sallıyor. Kumral lüleleri de sallanıyor. ‘sana şarkı söyleyeyim mi’ diyorum. Aradaki yarım metre mesafeyi hiç bozmadan aynı ciddiyetle bana bakmaya devam ediyor. Bildiğim çocuk şarkılarını söylemeye başlıyorum. Aramızdaki mesafe giderek azalıyor. Sıra Meister Jakob’a geldiğinde güzel Desire kucağımda oturuyordu. Sonra kardeşi Marcel de geldi. O hiç nazlanmadan kucağıma kardeşinin yanına oturdu. Ben şarkılara devam ediyorum. Aklıma ne gelirse Türkçe, Almanca, Fransızca .Çocuklar gözlerini benden ayırmadan dinliyorlar. Derken bahçeye dağılmış , sohpet eden arkadaşlar bize doğru gelmeye başladılar.Çevremize doluştular. O andan itibaren dünyanın en güzel korosu bazan hep birlikte bazan solo söylenen şarkılarla konsere devam etti. Veda zamanı geldiğinde arkadaşlarımın bana sevgiyle sarılmaları müziğin gücünü ve evrenselligini birkez daha kanıtladı. Bana bu günü unutulmaz kılan elbetteki sadece birlikte söylediğimiz şarkılar degil ama yine de o günü hatırladığımda birlikte söylediğimiz en son şarkıyı (Bethofen in 9. senfonisi) mırıldanmadan edemiyorum. Medeniyet insanlığa güneş gibi nur saçar Bilgimizin ışıkları karanlıkta yol açar Bu yol bizi saadetin kucağına götürecek Göz yaşları eriyecek , hayat neş’e verecek.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Dilek Asar, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |