"Hayranlığı o dereceye vardı ki; yere düştü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Bir sahne vardı aklında; zengin adam fakir adamın oğlunu arabasıyla ezmiş öldürmüştü.Oğlu ölen adam mahvolmuştu.Diğeri ise ona para teklif ediyordu.Onurlu fakir adam çıldırıyordu.Ama bu filmden bir sahneydi.Gerçeği de olurdu bunun muhtemelen.Fakir adam parayı kabul ederdi.Belki tamamen saçmaydı bunlar ama ona göre acı gerçeklerdi.Sonra bir vapura binmiş karşıya geçiyordu.Martılar etrafına toplanmışlardı.Hava açıktı ve vapur sakindi.Martılarla sohbet ediyordu.Hatta onlar insanmış gibi kendi güzel dünyasını onlara anlatıyordu.Çevredekiler göre ise adam delirmiş martılara ülküsü anlatıyor ve onlardan destek bekliyordu.Adama göre ise bunlar çok saçmaydı.O sadece haber veriyordu gelecek güzel günleri.Yoksa kimsenin yardımına ihtiyacı yoktu. Bir sahne vardı aklında; Afrikalı çıplak siyah kadının kucağında kendisi gibi derisi kemiklerine yapışmış bir bebek vardı.Çocuğun kafası kocamandı ama vücudu küçücüktü.Annesini emiyordu ama süt yoktu annesinde.Yalancı meme gibi kullanıyordu annesinin memesini.Ve etrafta bunlardan birçok vardı.Belki de o an başka bir zengin adam yatından atlayıp serinlediği denizden henüz çıkıyordu.Ve davet verdiği arkadaşlarına son aktivitesi ise kocaman belki beş litrelik şampanyayı patlatmaktı o an. Biliyordu bu sahneler bitmezdi.Çünkü hayatın kendisi çelişkiden ibaretti.Ama o bu konularla ve basit oyunlarla insanları etkilemek peşinde değildi.Dahası kimse onun umurun da değildi.O da kimsenin umurun da değildi.Belki çok zaman geçmişti yaşamaya başlayalı yada belki hiçbir şey yaşamamıştı.Pencerenin hemen dibindeki peteğe sırtını dayamış iki koltuğun arasına saklanır gibi oturmuştu.Dizlerini karnına çekmiş ve ellerini dizlerine dolamıştı.Bir eliyle şişeyi tutmuyor sadece ona dokunuyor diğer eliyle de yanan sigarayı tutuyordu.Ama sigara çoktan bitmişti ve bütün bütün küller yere düşüp parçalanmıştı ve sigara sönmüştü kendi kendine.Etrafta izmaritler ve kesif bir viski kokusu vardı.Şişeden içiyordu ve düşmek üzereydi.Dizlerini karnına çekmiş başını oynatmadan karşıdaki düz duvara bakıyordu.Aslında bakacak hiçbir şey yoktu ama çok farklı detayların olduğu bir resim gibi duvarı inceliyordu.Kim bilir neler görüyordu? 26.11.2008
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Alparslan Koca, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |