..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Uygarlık, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayıda artmasıdır -Mark Twain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > seyfettin araç




21 Ocak 2009
Kimliksiz...  
seyfettin araç
Kimliği meçhul sesler ve girdaplar içinde biçare bir görüntü hissiyatı veren sahipsiz ve kimsesiz bir duruşun, ruhun içine hapsedilmiş olan ben, susuyorum.


:BFFH:

Kimliksiz..
Kimliği meçhul sesler ve girdaplar içinde biçare bir görüntü hissiyatı veren sahipsiz ve kimsesiz bir duruşun, ruhun içine hapsedilmiş olan ben, susuyorum. Susmaların altında yatan ve beni boğan tüm gerçekleri kabus gibi görerek ve izleyerek tükeniyorum. Hayat asla pişmanlık yaşatmaz diye iç geçirirken geceler boyu pişmanlıklar ve ağlamalar eşliğinde anılar ve hatıralar içinde boğulan bir ben. Günahlarımın altında ezilirken gidişleriyle her sevdanın, gelişiyle hayal ettiğim baharın rengine aldanırken, karanlık bir ses esir alırken sözlerimi ve dilimi bağlarken sebebini bilmediğim olaylar, geriye kalan sadece hasret ve acı haziran aylarının yapraksız zamanlarında. Çözülür veya çözülmez diye ayırmadığım bir hasret ve bekleyişler sonucu aldanışlar ve yenilgiler sonucu yanılgılar ki hepsi beraber hüsranın ta kendisi iken rengini yasak şehirden alan bir sevdanın parçaları gibi ve bozulan ve asla onarılamayacak çocukluk oyuncaklarım gibi sevdalar ve acılar içinde yalnızlıklar. Sahip olduğum ve olmasını arzu etmediğim zehir zamanlar ve sesler içinde biçare zamanlar, kıyafetler içinde çırılçıplak yalvarışlar ve beklentiler, aşk uğruna sersefil düşler ve kör sevdaların görünürde göz parlaklığı gibi bir durum yalnızlığı ve hezeyanlar içinde aldanmışlıklar ve farkındalıklar, sever gibi sevemeyen aşıklar, yalancı dokunuşlar ve günahkar ruhların esaretinde nefes alma çabaları ki hepsi yalancı bahar havasında felaket zamanların arta kalan acısı. Duruşuna aldanırken sevdanın ve geri beklediğin tüm heyecanların artık olmaması ve geri dönmeme olasılığı ve yalnızlık piç bir dokunuş gibi saldırırken gölgedeki sevişmelere, hayret edilen durumların yalancı sohbetlerin ve gülmeden güler gibi yapan sahtekar yüzlerin ardından gelen aşk gibi gerçek ama imitasyon hallerin hüsran ve gerçek dışı varsayımları ve berduşluk ve bekleme cesareti altında çaresiz ağlamalar.
Ne olduğu belirsiz bir nesne aslında elimizde, avucumuzda sakladığımız ve asla görmediğimiz sevdalarımız. Kendi içinde var olan, görünmeyen birer iksir tadında ve kıvamında birer acı -ki altından kalkması en umutsuz durumların habercisi veya ta kendisi iken bilinen ve beklenilen sesin sağladığı perişanlıktan çıkma halleri ve sevdaya koşarken bırakılan ayak izleri. Aşk sadece sevilen kullara nasip edilen mutluluk tablosu içinde bir köşe iken cehennem azabı ve ateşi altında felaketlet içinde bir yenik ve acı durum tablosu haline dönüşen bir renk oluverdi sevda zamanlarının arta kalan durumlarında. Pek bilinmeyen yüzlerin birden hafızamıza ve kalbimize kazınması ve yara izi gibi hiçbir vakit silinmemesi, sevdanın bize bahşettiği bir mutluluk mu yoksa acının yanında çekmemiz gereken ceza mı anlamışlık ve farkına varmışlık meçhul bir durum, içinde bulunduğumuz bu kahpe ve sahte zaman arifesinde.
     Hakedenin değil sadece yüz ve ten ve ruh ve karakter rengini değiştirenlerin daim mutlu olduğu bir zaman çocuklarıyız aslında. Varlığımız mutlu çocukların varlığından farklı olmasının sebebi varlığımızı mutluluk yalanına kurban etmememiz ve satmamamız hayallerimiz ve gerçeklerimizi. Dünya üzerinde aslolan ve bize dair sevdaların içinde kabuk bağlayan her ne varsa ya avucumuzda ya da yer altındadır diye yüzümüz ve gözümüz, başımızı temiz taşırken geleceğe doğru, anlamak uzun zaman almadı şerefsizliği yenilmeye ve kaybetmeye tercih edenlerin karaktersiz kanlarının hala damarlarda aktığını. Ve aramızda bazan yanıbaşımızda sevda sözleri sarfettiklerini farkedince akan suyun durması ve ütopik sevdalar uğruna bu tarz seslere tahammül etme mecburiyeti acı, en az yenilgi ve yanılgı kadar zavallılık, hüzün dolduruken avucumuza bu tarz zamane insanları hüzün makamında birer ezgi olmak tuhaf ve sineye çekme durumu biçarelikten değil sevdaya duyulan hasretin rengindendir..
saraç..
31/05/08 erbil..

.Eleştiriler & Yorumlar

:: kutlama
Gönderen: LEYLA ELİKÜÇÜK / , Türkiye
14 Mart 2010
Seyfo,yazının tamamını bile okumadan,koşulsuz çooooooooooook güzel olmuş diyorum.okuma yazmayı öğrettiğim günler film şeridi gibi geçti önümden,mutluluğun resmi var yüz ifademden.başarılarının devamını diler,sevgiyle öperim oğlum.

:: Teşekkür...
Gönderen: ilknur DİNÇEL / , Türkiye
11 Şubat 2009
Sevgili kalem arkadaşım; Emeğe saygı duymak, alkışlamak yürek ister zamanımızda... Bu yürek de malesef hala "insan" sıfatına yakışanlarda kaldı... "YÜREĞİNE, KALEMİNE SAĞLIK" diyebilecek kadar samimi yüreğini ayakta alkışlıyorum... Kalemin çok güçlü! Ezilerek değil, gurur duyarak söylüyorum; şuan benim gitmekte olduğum yollardan döndüğünü görüyorum yazılarını okurken... Başarılarında devamlılık diliyorum...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Vazgectim
Biliyorum Gideceksin...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cancağızım...
Cumartesi Bugun 2
İsmini Fısıldadılar Üç Kez...
Kar Yağar Kentimin Üstüne ve Ben Seni Özlerim
Yalan ve Kadın
Ardına Kadar Açık Kapı...
Sen...
Daha Dün Gibi
Cumartesi Bugün...
Geceleri Gözlerim Üşür...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevismek... [Şiir]
Seni Özledim... [Şiir]
Sanki [Şiir]
Mutsuzum... [Şiir]
Okyanus [Şiir]
Hazan... [Şiir]
Ayaz... [Şiir]
Bu Sabah... [Şiir]
Öğledensonra [Şiir]
Hayat'ım... [Şiir]


seyfettin araç kimdir?

sadece deniyorum. . yazabiliyormuyum bilmiyorum, gerçekten sadece deniyorum. .

Etkilendiği Yazarlar:
orhan pamuk, yaşar kemal, nazım hikmet, mehmed uzun ve ahmed arif


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © seyfettin araç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.