..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Geçmiş ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Şevket Başıbüyük




2 Şubat 2009
Çiğ Söz…  
Şevket Başıbüyük
Bana göre ne yazarsan yaz, kaleminden çıkan kelimeler ham çıkmamalı. Söz, yazarın yüreğinden demlendikten sonra mürekkep olup akmalı kâğıda: Yani demlenmeli, tıpkı çayın demlendiği gibi. Veya köpük köpük içmeye hazır Türk kahvesi gibi olmalı ve öyle yazıya geçmeli. Tiryakisi de bunu anlamalı, anlıyor da… Söz, kelimelere dönüşmeli kâğıdın üzerinde. Kelimeler, rahmet bulutları gibi kümelenmeli, sonra; susuzluktan şerha şerha çatlamış toprağın dudaklarına değmeli.


:BHEI:

ÇİĞ SÖZ…

Bana göre ne yazarsan yaz, kaleminden çıkan kelimeler ham çıkmamalı.

Söz, yazarın yüreğinden demlendikten sonra mürekkep olup akmalı kâğıda:

Yani demlenmeli, tıpkı çayın demlendiği gibi. Veya köpük köpük içmeye hazır Türk kahvesi gibi olmalı ve öyle yazıya geçmeli.

Tiryakisi de bunu anlamalı, anlıyor da…

Söz, kelimelere dönüşmeli kâğıdın üzerinde.

Kelimeler, rahmet bulutları gibi kümelenmeli, sonra; susuzluktan şerha şerha çatlamış toprağın dudaklarına değmeli.

Değmeli de ne demek, canlandırmalı, hayat vermeli…

Bazen de bir mavzerden çıkan kurşun gibi olmalı. Ama haksızlıklar karşında kullanmak için kurşun olmalı. Bir nevi dünyayı yeniden inşa etmek için..savaş varsa, barışı sağlamak için olmalı. Barışı, huzuru bozan savaştan Allah’a sığınmalı. Bana göre iyi bir yazar, böyle kuşanmalı, bu misyonla yazmalı…

Söz miskinleştirilmemeli.

Aslında söz, usta bir yazarın elinde/dilinde/kaleminde miskinleşmez.

Usta bir yazar, asla söze kendini tutsak ettirmez, söz daima onun tutsağıdır.

*     *     *

Favori okuyucularımsa başka düşünüyor. Bu tür yazıların, herkes tarafından yazıldığını, benimse farklı olmam gerektiğini söylüyorlar.

Hem sonra ben, farklılığımdan dolayı, farklıymışım. Hep ciddi yazılar bıktırıcı oluyormuş. Okurken eğlendirecek türden yazılara daha çok ihtiyaç varmış. Yazılarımın konusu monoton olmamalıymış. (“Hem memleketin büyük(!) meselelerinden sana ne?” diyenler bile oldu.) Ben, ben kalmak istiyorsam; hayatın içinden seçmeliymişim konularımı. Küçük şeyler, kimsenin görmediği, belki de görmek istemedi küçük şeyleri görmeliymişim.

Bazen de kelimelerle dans ederek yazmalıymışım. (Dansı bilmem ama ben halay çekebilirim. Gerçi şimdiye kadar halay da çekmedim ama başa düşerse de yok diyemem..)

Yani kelimelerle dans ederek sırtlamalıymışım –bazı-sorunları. Ancak, bir arkadaşın ifadesine göre; eşeği sırtında taşımaya benzer ki, ben bunu asla yapamam/beceremem, yani götüremem…

Doğrusu bu konuşmalardan etkileniyorum.

Bir kez daha anladım ki; okuyucular, beklediğimizin de üstünde hassas ve duyarlıymış…

Ancak, her gün bu sütunda yazdığım için, arada bir değişik tarzda yazmanın ne sakıncası olur ki? İnsanlar en güzel yemeği bile hep yemek istemiyorlar. Yeri gelince tatlısı, yeri gelince de acısı tuzlusu oluyor, anlatabiliyor muyum?

Başta da ifade ettiğim gibi; -önemli olan- söz, mürekkebe karışmadan demini almış olmalı, ham/çiğ çıkmamalı. Çiğ çıkan söz, pişmemiş yemeğe benzer. Güzel olabilir ama yeterince pişmediği için mide bozar/bozabilir.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bizim Kadir de Ehliyeli Olunca…
Vay Sözüm Vay…
İmamın Şey Ettiği Gün

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Cennet Gülleri [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Tüm Türkiye Üşüdü Koca Reis [Şiir]
Çocukluğum [Şiir]
Duvardaki Saat [Şiir]
Olma Geveze [Şiir]
Özgürlük [Şiir]
[Şiir]
35 Yaş Şiiri Size Neyi Çağrıştırıyor? [Roman]
Bizden Biri; Alişan Kapaklıkaya [Roman]


Şevket Başıbüyük kimdir?

Edebiyatın karın doyurmadığını bile bile aç kalma pahasına yazmaktan imtina etmeyen, hayal gücünden çok izlenim ve gözlemlerini yazmaktan büyük keyif alan, yazarken adeta orgazım olan sıradışı bir yazar

Etkilendiği Yazarlar:
Roman, Hikaye, Şiir, Biyografi, Gezi


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.