Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu |
|
||||||||||
|
Pürüzsüz bir tende yara açmak, kanatarak. Kolay değildir. Elinizde bir neşterle sizi çok seven birini kanatmak ne kadar kolay olabilir ki. Niye terk eder insan. Deneme yanılma yöntemini mi? Kullanır aşkta “Belki onunla mutlu olabilirim.” Diye başlar. Kendisine olan bütün ilgileri değerlendirir. Bağlar kendine birilerini ve terk eder. Aslında her terk edenin, içinden terk etmediği biri vardır. Terk edende terk edilmiştir. Birisi onun tenine de neşteri acımasızca yavaş yavaş, kanata kanata batırmıştır. Onunda yaraları vardır. Ve kabuk tutmuş defalarca kanatılmıştır. Bir gün iyileşmiştir. Sadece izleri kalmıştır. Kimse birine bile bile acı çektirmek istemez, üzülür. Değil mi? Bu benim duyduğum en komik kandırmaca. İçinden birini terk edememişken hayatına birisini dahil etmek ve üzülmek… Bahane bulmak da lazımdır terk etmek için hele birde içinden terk edemediğin hala sendeyse. - Niye diye sorar.(terk edilen) Terk edenin cevapları hazırdır. Uzaksa eğer mesafe, yakınındaysa soğuksun, güvenemiyorum, sevmiyorum, olmuyor seninle yapamıyorum. Niye açıkça içimden onu terk edemedim hatalıydım o varken seni hayatıma dahil ettim belki olur diye. Olmadı yapamadım demez. Hani liseli küçük kızlar vardır ya ailesini bahane eden yada bu yaşta ciddimi düşüneceğim seninle deyip kestirip atan küçük beyler. Onların ki kadar komiktir bu cevaplar. Terk edilmekte kötüdür. Her şeyin elinden alınmış gibi olur. Oturur nedenler niçinler içinde kaybolursun. - Böyle değil de böyle olsaydı daha mı iyi olurdu. Sonra acabaların içinde boğulursun. O da beni düşünüyor mu şimdi özlüyor mu ben gibi seviyor mu hala dersin. Oysa o senden vazgeçip çoktan gitmiştir. Belki de bir başkasıyladır bilemezsin, düşünürsün… Bir süre sonra alışırsın, ama onun eksikliği kapanmaz. Bir ümit döner diye bekler bir yanın her zaman. Onun eksikliğinin yerini gurura ve kızgınlığa bırakırsın sonra çok kızarsın. Hatta başkalarında ararsın mutluluğu yeniden sevmeyi ama beceremezsin o seni terk etmiş olsa da sen onu içinden bir türlü terk edemezsin. Sonra zaman geçer ve kendini onsuzluğa iyice alıştırırsın. Sonra geçen zamanın hesapsız bir yerinde o tekrardan gelir ve sen kızgınlığını gururunu hepsini fırlatırsın bir kenara dönersin ona… yada zaman geçer iyice alışırsın onsuzluğa, o dönmez ve yaran iyileşir, kabuğu düşer derin tazelenir yeni sevdalara. Terk etmek ve edilmek ikisi de garip duygulardır, ama bizim içindir. Gülmek, ağlamak kadar doğaldır. Terk etmek pürüzsüz bir tende yara açmak kadar zordur. Terk edilmek o yüzden daha kolaydır terk etmekten, bir gün terk edenin açtığı yara kabuk tutar ve deri tazelenir, kabuk düşer yeni sevdalara. ---------------------- Çiğdem TAŞ
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © çiğdem taş , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |