DEVLET BAÞIM ÜSTÜNE



Devlet daireleriyle iliþkilerimiz, özellikle personel ve malzeme tasarrufuna baþlanmasýndan sonra büyük geliþme gösterdi. Personel eksikliðinden sýk sýk bizim çocuklardan yardým istenmesi bir yana, ivedi kýrtasiye gereksinmesi için bile büromuzu onurlandýrmaya baþladýlar.

      Kâðýt bitti gelene kadar ödünç ; ödünç mürekkep… Buna benzer olaylardan dairelerle aramýzda bir yakýnlýk oluþtu. Bu anlamda polislerle bile ahbaplýklar kurduk. Ama, vergi dairesi biraz ulaþýlmaz geldi. Bir türlü ahbaplýk kuramadýk, yakýnlaþamadýk.
     
     …

      O gün, pencereden dýþarýyý seyreden sekreterim, “Mehmet abi vergi dairesinden bir memur bizim binaya doðru geliyor” dedi. Önce çok önemsemedim. Ama olayla ilgili canlý yayýn devam edince, belli etmesem de yavaþ yavaþ bir heyecan oluþmaya baþladý. Sonra “Bizim iþhanýna girdi !” dedi. Ben yine de heyecanýmý belli etmemeye çalýþýyorum. “Girer” dedim ; sonra bizim iþhanýna girmeleri yasak deðil ki. Ödeme emri teblið edecektir, açýlýþ kapanýþ zaptý tutacaktýr; iþ dediðin biter mi ? Kýrk küsur büro var.

Bu arada benim eleman pencereden kapýya geçti, koridoru gözlüyor. “Bizim kata çýkýyor !”. Çýksýn be yahu ! Þunun þurasýnda vergi kaçakçýsý deðiliz ya; bir çayýmýzý içer, iki tümcenin belini kýrar, uðurlarýz.

Sekreterim “Mehmet abi tüm kapýlarý geçti. Bize ge…” dedi sustu.

- Hoþ geldiniz memur bey.

Þimdi iþ biraz ciddiye biniyor tabii. Bu zayýf, karayaðýz, bencileyin Anadolu çocuðu görünümlü genç adam bizi teftiþ edecek anlaþýlan. Olur. Devlettir. Baþýmýz üstüne.

      …

      Memur beye biraz þirin davranmak gerek :

- Ne içersiniz ? Çay, kahve ya da…

Sol kaþýný hafifçe kaldýrdý :

- Görev sýrasýnda içmem.

      Hay Allah, nasýl aðýrlayacaðýz þimdi ?

      - Memur bey yaz günü iyi gider; dondurma alýr mýsýnýz ?

- Almam. Görev baþýnda hiç bir þey yemem. Zaten devlet iþi de ciddiyet ister.

Al bakalým ! Ne olacak þimdi ? “Devlet kadrolarýnda iþini bilmez memurlar var” derlerdi hani ya, biri bize rastladý.

Üsteler miyim ? Devlet iþi bu, “Devlet baþým üstüne memur bey” demekle yetindim.

      Memur sert adam. Bunun böylesi hiç ikram kabul etmez. Cezayý da ne yapar eder keser. Trafik polisi gibidir. Havanýn neminden üç dakikada dört tane kusur bulma yetenekleri geliþmiþtir. Ýtiraz, karþý çýkma, kar deðil zarar getirir. Cezayý ikiye katlar.

…

Ama memur iþinin ehli, zamaný idareli kullanýyor. Daha fazla laf kalabalýðý olmasýn, diye elini çantasýna attý, bond çantanýn kapaðý bir “Trink !” sesiyle açýldý..

      - Sizi, dedi.

Öfff ! Bana ateþler basýyor. Bizi. Hem de gözlerimin içine baka baka: “...izledik. Durumunuzu tetkik ettik. Emniyetten, tapu sicil müdürlüklerinden, bankalardan velhasýl, mümkün mertebe tüm kurum ve kuruluþlardan sorduk soruþturduk.”
     
      Ne çok çilem varmýþ. Bu adam þimdi en az otuz çeþit ceza yazar. Yüzlerce devlet dairesi, onun iki katý banka. Adliye teþkilatý, Merkez Bankasý Ýl Müdürlüðü, say da say. Birkaçýnýn sinirli yanýna denk gelip “Sallaaa” dese sallandýrýrlar alimallah.

      Emniyete hiç gitmedim. Pederden kalan iki kýrýk zeytinlik hissesi için tapuda neyimi incelediler ki ? Adliyeye çok gidiyoruz ama , þahsýmla ilgili vergi dairesine iþlem yaptýracak borcum harcým yok.

Memur saydý saydý bitiremedi de örnekleme ile yetindi. Bütün bunlarý ilgilendiren ne kabahatim olur ?

      Benim eleman “Yandýk !” der gibi baþýný saða sola sallýyor.

      Çýkýþ yolu arýyorum. Bari bir daha ikramda bulunma teklifi yapayým.

      - Memur bey bir içecek alsaydýnýz.

      Nerdeee ? Tavrýnda bir gram yumuþama yok.

- Devlet iþi ciddiyet ister.

      Eh artýk, ne yapalým, “Devlet Baþýmýz Üstüne”.

      …

Heyecanla izliyorum. Az önce bir “trink” sesiyle açýlan çantasýndan bir kâðýt çýkardý :

- Sizinle ilgili araþtýrmalarýmýzda, dedi, olumlu sonuçlara ulaþtýk. Devlete sadýk, yararlý bir iþletme olduðunuz tespit edildi.

      Hay Allah. Havada beklenmedik bir yumuþama, bir güzellik. Sanki yaðmur havasý, ýpýlýk.

      - Devlet baþýmýzýn üstüne memur bey.

Memur benim rahatladýðýmý görüp, duruma hâkim olmaya çalýþtý :

      - Sadede gelicem.

      Elindeki kâðýdý havada saða sola savurdu :

      - Bu kâðýt, önemli bir yazýþmanýn belgesidir. Yani devletin resmi evrakýdýr. Öneme haizdir.

- Ne demek memur bey. Devletin belgesi önemsiz olur mu ? Haaþa.

      Sözümü kesmeyin, der gibi yüzüme baktý :

- Bunda bir yazým hatasý yapýlmýþ.

      - Hay Allah !

- Bizim þef, Mehmet Bey’e bir uðra, onlarda daksil vardýr. Çabuk düzelt gel ! dedi. Acelem bundan.

- Lafý mý olur memur bey ! Devlet baþým üstüne…