Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
6.ÖYKÜ (Komiser Celal, Ölü katilin bir sürü cinayet işlemesine rağmen hala ardında bir iz bırakmamasını içerler.Ve Ölü katil ise günahkarları bulmaya ve onları cezaya kesmeye devam ediyordu.) 10 gün geçmişti Yavuz ile Serkan’ın ölümünün üzerinden ama hala başkomiser Celal’ın elinde tek bir kanıt bile yoktu.Aslında başkomiser Celal’ın elinde Ölü katilin işlediği cinayetlere dair hiçbir kanıt yoktu.Bu başarısızlık giderek Celal’in üzerinde hem bir panik hem de bir başarısızlık korkusu yaratıyordu.Ve yine böyle izin olmadığı bir sabah başkomiser Celal odasında oturuyordu. Birden odaya yardımcısı birlikte iş yaptığı Kamil girer.Kamil elindeki gazetleri göstererek amirine ‘’Amirim bakın yine bir cinayet.’’Celal yine Ölü katil olmasından korkar ve içindeki bu korkuyla sorar adamına ‘’Yine Ölü katil deme bana Kamil.’’Kamil ise komiserini üzmek istemese de mecburiyetten haberi verir amirine ‘’Malasef yine o amirim.’’başkomiser Celal artık hem sıkılmıştı bu bilmediği katilin cinayetlerine hem de onu yakalayamamaya.Yardımcısı Kamil’den gazetleri isteyip tek tek bakar gazetelere ve Ölü katil bu sefer kurbanını nasıl bir biçimde öldürdüğünü okur gazetelerden birisinde.Sonra ayağa kalkıp yardımcısına otur işareti yaptıktan sonra elindeki gazeteleri masasına fırlatıp ‘’Bu adam bıkmıyor mu ya öldürmekten?’’diye sorar yardımcısı Kamil’e.Kamil ise ne diyeceğini bilemeden ‘’Efendim neredeyse birkjaç günde bir cinayet işlediğine göre bıkmamış olacak.’’ ‘’Bırakalım bunları da ya bu adam her seferinde kurbanını farklı bir biçimde öldürüyor.’’ ‘’Evet.’’diyerek yetinir Kamil. ‘’Ya bu adam bunu yai bunca cinayet tekniğini nereden biliyorda uygulayabiliyor.’’ ‘’Orasını bilemem ama adam oldukça profesyonel birisine benzediği kesin.’’ ‘’Profesyonel de olsa amatör de olsa bir şekilde kurbanlarına gizlice yaklaşıp işlerini aniden bitiriveriyor.Asıl ben bunu anlayamıyorum.Bu kurbanlar hiç mi şüphe duymuyorlar.’’ ‘’Belki de ölenlerin arasında bir bağ olabilir komiserim.’’Celal, yardımcısının dediklerini önemseyip birkaç dakika odası içinde dolanıp düşünür Ölü katilin işlediği cinayetleri ve öldürdüklerini.Sonrasında da düşünmeyi bırakıp yardımcısına der ki ‘’Hadi senin dediğin gibi olsun diyelim Kamil.’’ ‘’Evet amirim.’’ ‘’Yavuz, Serkan, Müfit ve Bora eskiden dostmuş ve baya bi samimiymiş.’’ ‘’Evet araştırmalarımız bunu söylüyor amirim.’’ ‘’Peki bunların bir yakınlığı var da ölüyor ise diğer ölenler neyin nesi o zaman?’’Kamil bunu hesap edemeyerek amirime bakıp der ki ‘’Vallahi amirim ben bu kadarını düşünememiştim.’’ ‘’Ben de zaten bunu senden beklemiyordum ki.’’ ‘’Kalbimi kırıyorsunuz amirim ben çok çalışıpta sizin yardımcınız oldum.’’ ‘’Ben de bunu anlamıyorum ya.Senin gibi birisi nasıl olupta yardımcım olabiliyor buna şaşıyorum doğrusu.’’Kamil biraz bozulsa da amirimdir der bırakır bu düşüncesini.Celal ise gazeteleri göstererek adamına ‘’Baksana herif dün kü cinayetini de yakarak yapmış.’’ ‘’Adam profesyonel demiştim amirim.Her türlü yöntem var onda.’’ ‘’Var onu ben de biliyorum ;ama nasıl oluyor da ardında tek bir iz bile bırakmıyor ben buna şaşıyorum.’’ ‘’Doğru amirim...’’ ‘’Baksana Yavuz’u kimsenin aklına gelmeyecek bir şekilde şişirdi ve patlattı.Adamın parçalarını iki günde zor topladık restoranttan.Bora cinayetine gelirsek onu da Türkiye’deki cinayetlerde kimsenin kullanmadığı bir alet olan zehirli japon yıldızıyla öldürüyor.’’ ‘’Bu iki cinayette de zehir var.Genelde kurbanlarını zehirli öldürüyor diyebilir miyiz amirim?’’ ‘’Zor bir ihtimal ama olabilir.Bana göre ise kurbanlarını iyice araştırıp ondan sonra kurbanlarının zaaflarına göre kurbanına bir ölüm şekli hazırlıyor gibi.’’ ‘’Süper bir tespit yaptınız amirim de bir sonra ki hedefi kim olabilir ki?’’Celal, yardımcısının sorusunu dikkate alıp olanları ve ölen kurbanları aklının süzgecinden geçirdikten sonra yardımcısına bakıp der ki ‘’Bunu bir Allah bir de Ölü katil bilebilir.Belki de bir sonraki hedef biz bile olabiliriz.’’Kamil, amirinin bu sözlerini duyması üzerine panik içine düşer birkaç saniyede olsa ama bozuntuya vermeden devam eder. ‘’Amirim bir sonraki hedefi bilemiyorsak nasıl hareket edipte yakalayacağız bu Ölü katili?’’ ‘’Artık tek bir çaremiz var.O da Ölü katilin bir sonraki cinayetinde bir hata ya da ardında bir iz bırakmasını bekleyeceğiz bu zor bir ihtimalde olsa.’’der ve başkomiser Celal ile yardımcısı Kamil bir süre daha kendi aralarında devam ederler Ölü katil hakkında olan konuşmalarına. Aynı günün akşamında ise Ölü katil yine bilinmeyen bir yerde tek başına oturup hakkında yazılan gazetelerin başlıklarını ve dün gece işlediği cinayet hakkında yazılanları okuyordu.Bu okuma sırasında ise kendi kendine der ki ‘’Başkomiser Celal beni asla yakalayamayacaksın.Ben bildiğin bir katilden öte bir katilim.’’diyerek gazeteyi bir kenara bırakıp bu gece ki işi için karanlığın içine karışıp gözden kaybolur.Yere attığı gazetede ise şöyle yazıyordu kendisi hakkında ‘’Dün gece yine iş başındaydı Ölü katil.’’bir diğer gazetede ise ‘’Bu gizemli adama kim dur diyebilecek acaba?’’diye soruyordu gazete tüm İstanbul halkına. Gece iyiden iyiye çökmüştü İstanbul’un üzerine.Kimseler sokakta kalmamıştı.Bu boş sokaklarda bir araba herhangi bir köşe başında durmuştu.Arabadan inen 5 kişi kaldırımı geçtikten sonra gizli bir yere benzeyen bir depoya girerler. Adamların girmesinden sadece 5 dakika sonra da bir başka araba yaklaşır az önce gelenlerin olduğu depoya.Bu depo ise her yerden uzakta izbe bir yere benziyordu.Sonra gelen arabadan da 4 kişi iner ve onlarda az evvel gelenler gibi depoya girerler.Bu gece vaktinda bir şeylerden süphelenen birileri bulunuyordu yine ortalıklarda onun adı ise Ölü katildi. Ölü katil ise şans eseri iki arabadan inenlerin girdiği deponun yakınlarından geçerken görmüştü 5 dakika arayla gelenleri ve depoya girmelerini. Bunun üzerine yine bir cinlik düşünerek karışır karanlığın içine kimselere hissettirmeden başlamıştır bu gece ki işine artık.İçeride ise iki grup deponun ortasında bir masanın etrafında toplanmış konuşuyorlardı.İki grubun başları karşılıklı olarak masanın önüne gelip bu geceki mal sevkiyatı hakkında konuşuyorlardı.Bu iki adamın yanında gelenlerde patronlarını koruyorlardı etrafı gözetleyerek. ‘’Ee! Neler yapıyorsun görmeyeli Barut Kazım?’’Barut kazım her türlü iş de bulunsa da onun uzmanlık alanı silah ticareti ve kaçakçılığıydı. ‘’Ben iyiyimde sen nasılsın Çakal Necmi?’’Çakal Necmi ise kazım gibi olsa da onun da uzmanlığı yani daha çok bulunduğu sektör uyuşturucu alım satımıydı.Ve bu gün bu ikili gecenin bir yarısında herkeslerden uzakta bir depoda aralarında uyuşturucu ticareti yapmak için anlaşmak için toplanmışlardı.Çakal Necmi anlaşmaya yanında bir çanta dolusu uyuşturucu ile gelmişti.Ve ilk sevkiyattan önce mallarını görücüye çıkan bir kız gibi gösteriyordu Barut Kazım’a beğenir mi benimle anlaşır mı diye.Barut kazım ise yanında getirdiği para dolu çantasıyla duruyordu Necmi’nin karşısında.Eğer malı beğenirse sevkiyatı başlatacak ve anlaşmanın ilk bedeli olan yüksek miktardaki parayı Çakal Necmi’ye sunacaktı. ‘’Malları getirmişsindir umarım.’’ ‘’Ben hiçbir zaman kimseye yamuk yapmadım ki şimdi burada gecenin bir vakti sana yamuk yapayım.Aklın alıyor mu dediklerini.’’ ‘’Alıyor almasına da ben her şeyden emin oldum hayatım boyunca ve şimdide senden emin olmak istedim.Bilirsin ki seninle bunca zamandır çok az iş yaptık hatta 2 yıla yakındır birlikte iş yapmıyoruz.’’ ‘’Ne demeye getiriyorsun Barut Kazım?’’ ‘’Demem şu ki; en son yaptığımız işin üzerinden 2 yıl geçse de sen hala aynı tanıdığım dürüst Necmi misin öğrenmek isterim.’’ ‘’Seni en son gördüğümde ne isem hala oyum.Sadece biraz daha zenginledim o kadar Kazım.’’ ‘İyi sen de ben de aynı isek göste bakalım şu met ettiğin mallarını.’’ ‘’Tabi ki.’’diyerek Necmi bir adamını yanına çağırıp çantayı açtırır.Malları gören Kazım ise yanında tuttuğu adamına dönüp ‘’Bak bakalım mallar nasıl.Sen anlarsın bu uyuşturucudan Umut.’’Umut ise Kazım’ın en güvendiği adamlarından birisi hatta sağ kolu gibi bir şeydi.Umut emri aldığı gibi Necmi’nin adamının yanına gidip küçük paketler içine konan uyuşturuculardan birisini açıp tadına bakar uyuşturucunun.Sonra da patronu Kazım’a dönüp ‘’Mallar yeni gelin gibi taptaze patron.’’Necmi ise Kazım’ın adamı Umut’un dediği söz üzerine malları övmek adına ‘’Tabi öyle olacak.Benim ürettiğim mal hiçbir zaman kaşar olmadı ki şimdi getirdiğim olsun.’’Kazım ise Necmi’nin gözlerinin içine bakarak ‘’Aferin Necmi işini bilerek çalışmışsın yine.Mallarını adamım beğendiğine göre anlaşmada olacaktır.’’dedikten sonra adamı Umut’a ‘’Al oğlum şu çantayı da ver Necmi kardeşimize.’’der.Olanlar olurken olayları yani anlaşmayı uzaktan deponun gizli bir köşesinden izleyen Ölü katil gördükleri üzerine der ki ‘’Ulen bu gece tam da kucağıma düştünüz adi herifler.Sizleri paralarınız ve uyuşturucularınızın içinde boğacağım.’’diyerek yavaşça öne doğru ilerler.Ve bu arada da ceketinin iç cebinden bir susturucu çıkarıp silahının ucuna yerleştirir.Artık bu gece yine kan dökecekti ve buna da hazırdı her şeyiyle birlikte.Konuşma veya anlaşma yapılan masanın etradında yaklaşık 5 kişi bulunuyordu.Ölü katil bu adamların hangi tarafa çalıştığını pekte önemsemeden yolunu alıp depoda bulunan büyük kolilerin arasından geçerek anlaşmanın yapıldığı yere iyiden iyiye yaklaşır.Bu arada ise anlaşma yapılmış ve karşılıklı taraflar para ve uyuşturucuyu değiş tokuş etmişlerdi bile ama bilmiyorlardı ki asıl tehlike bundan sonra başlayacak.İşte bu anlarda Kazım, Necmi’ye bakarak der ki ‘’Anlaşma yapılmıştır artık.Bundan sonra ilk sevkiyat ne zaman olacak onu de bana.’’ ‘’Mallar hazır bekliyor depolarımda sadece bir işarete bakar malları yerinden çıkarmam.’’ ‘’Öyleyse o işareti ver de başlasın.’’ ‘’Sen ne zaman istiyorsun ilk sevkiyatı.’’ ‘’5 gün sonraya ne dersin?’’ ‘’İyi ben o zamana kadar malları hazırlarım sen de gemilerini hazırla tamam mı?’’Kazım, Necmi’nin teklifini başını öne eğerek kabul eder ve tasdikler.İkili anlaşmayı ve ilk sevkiyatın ne zaman yapılacağını karar verdikten sonra tam depodan ayrılmaya başlayacakları sıra bir el silah sesi duyulur.Necmi ve Kazım sesi duyarlar ve hemen az evvel anlaştıkları masanın altına saklanırlar.İkilinin korumaları ise silahın nereden atıldığını araştırırken bir ikinci silah sesi daha duyulur bu sefer ikinci silah sesinden çıkan kurşun Necmi’nin hemen masanın yanında duran yakın adamına gelir.Kurşun adamın direkt olarak kalbine saplanmış ve orada hiç çıkmayacakmışcasına saplanıp kalmıştı.Adamda aldığı derin yarayla daha fazla nefes alamadan yere yığılıp kalır öylece.Necmi hemen önünde yere düşen adamını görünce Kazım’a dönüp ‘’Bak gördün en yakın adamımı kaybettim ben hem de senin yüzünden.’’ ‘’Ben ne yaptım ki Necmi.’’ ‘’Ne yapacaksın daha seni takip eden birisi oldu herhalde ki o takip edenler bize şimdi saldırıyorlar.’’ ‘’Belki de benim yerime seni takip ettiler olamaz mı?’’ ‘’Olamaz Kazım efendi.’’ ‘’Belki de bu tezgahı sen ayarladın beni öldürmek için değil mi?’’Necmi uğradığı şok suçlama üzerine silahı çekip ‘’Adam gibi dur yerinde ben bu işi ayarlasam benim adamımı hem de en yakın adamımı niye öldürteyim.’’ ‘’Ben onu bilmem artık sana güvenmiyorum ben.Senden her şeyi beklerim artık.’’Necmi ise iyice sinirlenmeye başlar. ‘’Burada belki de her ikimize saldıran biri var ve sen gelip beni suçluyorsun olanları anlamak yerine benimle tartışıyorsun.’’ ‘’Baksana benim adamlarımı da öldürüyor senin buraya peşinden getirdiğin kişi ya da kişiler.’’O esnada ise Kazım’ın dediği gibi Ölü katil depo içinde korumaların etrafında koştura koştura döne döne silahı ateşliyordu ve önüne kim çıkıyorsa da yere indiriyordu.Sonrasında ise birdenbire silahından kurşun atmayı bırakıp deponun içinde bulunan küçük yazıhanenin yanına gelip durup bekler.Ortalığın biraz olsa da sakinleşmesini ve öldürmeyi beklediği iki adamın saklandıkları yerden çıkmalarını bekler.Bu arada ise silah seslerini kesesiye kadar da depoda bulunan ikilinin korumalarında sadece iki kişi kalmıştı.Onlarda kolilerin arkasına ya da yanına geçip siper alıp bekliyorlardı bilmedikleri düşmana karşı.Ve bu iki koruma da Necmi’nin adamıydı. Masanın altında ise Necmi silahı çekmiş ve Kazım’a doğrultmuştu.Kazım ise olanları ve saldırıyı Necmi’nin düzenlediğini düşünerek ‘’Alemde herkesin konuştuğu hain sensin değil mi?’’ ‘’Ne haini lan?’’Hiçbir şey anlamıyordu Necmi, Kazım’ın dediklerinden hatta Necmi, Kazım’ın saldırı yüzünden delirdiğini bile düşünüyordu son dediklerinden sonra. ‘’Ne haini olacak bir aydır bir köstebektir bir haindir lafı dolanır durur oldu mafya liderinin arasında.’’ ‘’Kimmiş bu hain?’’ ‘’Sensin başka kim olacak.’’Necmi iyiden iyiye sinirlenmeye elinden bir kaza çıkmasından korkuyordu.Kazım ise devam ediyordu sözlerine ve gittikçe ağır konuşuyordu Necmi’ye karşı. ‘’Herkes polis adına çalışan bir hainden söz eder oldu bir aydır.Ben şu an görüp anlıyorum ki polisle çalışan o hain sensin ve bu hain senden bir başkası da asla olamaz.’’ ‘’Sus be artık Kazım.Beni iyice sinirlendirdiğinin farkında mısın ulen...’’Kazım sanki bilerek böylesine konuşuyormuş gibi devame diyordu ağır sözlerine ‘’Hainsin işte pis hain.Seni şimdi ellerimle yakalayıp büyük patrona teslim edeceğim adi herif.’’diyerek Necmi’nin üzerine atlar birden boğuşma başlar ikilinin arasında ve aniden üstlerinde bulunan masa devrilip düşer bir köşeye doğru. Ölü katil ise yazıhanenin köşesinden olanları birbiriyle kavga eden iki patronu anlamaya çalışıyordu. ‘’Ulen ben sizi öldürmek isterken siz kendi kendinizi öldürmeye çalışıyorsunuz.Ben bir şey anlamadım bu işten.’’der ve kavganın sonunu bekler. Necmi ile Kazım ise hala dakikalardır yerde boğuşuyorlardı.Necmi’nin iki adamı ise sanki oldukları yere saplanmışcasına olanları anlamaya ve patronlarının az evvel dost olduğu kişiyle neden kavga ettiğini anlamaya çalışıyorlardı.Derken bir anda Necmi’nin elindeki silah ateş alır.Necmi’nin korumaları ve kendisi hatta Ölü Katil kimin öldüğünü merak ediyorlardı artık.Ama Ölü katil ise kendi kendine der ki gördükleri üzerine ‘’Ulen hanginiz öldüyse yaktım onu.Ben ikinizin birden canını alacakken siz kendi kendinizle kavga edip öldürüyorsunuz.’’diye serzenişte bulunur ikiliye.O anda ise Necmi zor da olsa yerden kalkıp bir kenara atar Kazım’ı. Ve az evvel dövüştüğü adama bakıp onun cansız bedenini görerek ‘’Ben sana demiştim ikimize birden saldıran var diye ama sen beni hain yerine koyup sladırdın üzerime.Bak ve gör işte bize saldıran nerededir bilmem ;ama senin bir hiç uğruna kafana taktınların yüzünden beni katil ettin.’’dedikten sonra adamlarına dönüp ‘’Hadi bir an evvel parayı da uyuşturucuyu da alıp çıkalım buradan.’’der demez bir ses ‘’Nereye gidiyorsunuz parti daha yeni başladı arkadaşlar.’’der.Necmi sesin nereden geldiğini anlamak için arkasına döndüğünde karşısında elinde silahla bulunan birisini görür.Bu gördüğü kişi Ölü katilden başkası değildi.Necmi Ölü katili hiç görmediğinden ‘’Sen de kimsin be adam...yoksa az evvel bize saldıran beni Kazım ile düşman eden sen miydin ulen?’’Ölü katil silahı karşısındaki 3 kişiye doğrultup yavaş adımlarla yaklaşır üçlüye. ‘’Aaa! Senin gibi mafyaya yakışıyor mu bu sözler.’’ ‘’Sen de kimsin ulen kime çalışıyorsun da bu buluşmayı bilip bizlere saldırdın?’’Ölü katil iyice geldikten sonra Necmi’yle bir yumruk atma mesafesi kalırcasına yaklaşır.Ve der ki Necmi’ye ‘’Ben kimse adına çalışmam.Ben tek başıma doğdum ve tek başıma yaşayıp gidiyorum tamam mı Necmi efendi.’’Necmi ise karşısındaki kişinin nasıl birisi olduğunu ve neden burada olduğunu merak ederek sorar ‘’Kimse adına çalışmıyorsan neden buradasın ve bizlere saldırdın ki?’’ ‘’Ne olacak kendim için çalıştığımdan sizin gibi pislikleri ve günahkarları yeryüzünden silmek için çalıştığımdan buradayım ve şimdi sizleri temizleyeceğim burada olupta ölen diğerleri gibi.’’Arkada duran korumalardan birisi o an elindeki silhı kaldırıp Ölü katile doğrultacakken bu durumu fark eden Ölü katil hiç durmadan kendisine ateş edecek kişiye silahını doğrultup bir saniye bile tereddüt etmeden ateş eder.Silahından çıkan kurşun havada süzüle süzüle gider ve kurşun Ölü katile silah doğrultan adamın sağ gözüne ve ardından da gözü parçalayıp beyne girerek adamı anında öldürür. Necmi’nin koruması olan adam saniyeler içerisinde cansız bedeni boş bir çuval misali yere düşer.Necmi saniyeler içerisinde adamının silahı doğrulttuğu kişi tarafından fark edilip öldürülmesine şaşarak ‘’Yahu kardeşim kimsin sen?’’Ölü katil artık kimliğini öldüreceği kişinin bilmesine hak vererek ‘’Adım yok ama bu aralar işlediğim cinayetlerde lakabım olarak her yer yazdığım ismimle diyecek olursam ben karşında duran adam Ölü katil’im.’’ ‘’Ölü katil mi? Bu nasıl bir lakap böyle?’’diye şaşırır kendi kendine Necmi.Ölü katil ise Necmi’nin kendisini pekte hatırlamadığını fark ederek ‘’Sen hiç gazete okumaz mısın ben bu aralar işlediğim ilginç cinayetler yüzünden gazetelerde boy boy haberlerim çıkar oldu ama hala bir resmim yok ellerinde.’’Necmi bir an sabah baktığı gazeteyi hatırlayarak ‘’Şimdi hatırladım dün gece bir para babasını yakarak öldürdün değil mi öyle yazıyordu gazetede.’’ ‘’Aferin Necmi doğru hatırladın.Ve şimdi senin gibi bir pisliği yeryüzünden kaldıracağım artık kusura bakmazsın.’’der ve kalan son korumanında kafasına sıktıktan sonra Necmi’ye döner. ‘’Ne yapacaksın bana?’’ ‘’Yaptığın işe uygun bir ölüm olacak.’’Necmi şaşkınlıkla bakar Ölü katile. Dakikalar sonrasında Ölü katil deponun yazıhanesinde bulduğu bir sandalyeye ellerinden ve ayaklarından bağladığı Necmi’ye bakıyordu.Necmi ise kendisine ne yapacağını merak ettiği adama ‘’Hala demedin bana ne yapacağını?’’ ‘’Başına gelince öğrenirsin.’’masanın önünde Necmi’ye sırtı dönük halde duran Ölü katil.Birkaç dakika daha geçtikten sonra arkasında ve Necmi’ye döner Ölü katil.Ve Necmi’ye elinde ağzına kadar uyuşturucu ile dolu olan poşeti gösterir. ‘’Beni uyuşturucu ile mi öldüreceksin altın vuruş mu yapacaksın bana?’’ ‘’Sen ne dersen de ama yaptığın işin içinde boğulacaksın Necmi efendi.’’der Ölü katil ve elinde ağzına kadar uyuşturucu ile dolu olan poşeti Necmi’nin kafasından geçirip masanın üzerinde bulunan bir koli bandıyla poşeti Necmi’nin boğazına kadar geçirdiği yere yapıştıra yapıştıra bantlar.Necmi artık tamamen uyuşturucu dolu poşetin içindeydi. Gerçi uyuşturucunun birazı dökülse de kalan uyuşturucu Necmi’yi boğmaya yetecekti.Ölü katil ise Necmi’ye bakıp ‘’Ya nefes alıp uyuşturucu yutarak altın vuruş yaparak öleceksin ya da nefes alıp vermeyip nefesinde boğularak öleceksin Necmi.’’Necmi ise poşetin içinde nefes almayarak çaresizce bakar kendisine kıyana.Ölü katil ise masanın yanına gelip masanın üstüne oturup kolundaki saate bakarak başlar Necmi kaç dakika dayanacak diye süre tutmaya. Süre ilerliyordu.Saliseler saniyeyi, saniyeler dakikayı kovalıyordu.Ve Necmi yaklaşık 2:34 saniye kadar dayanmıştı.Ölü katil ise bu gayrete ve dayanıklığa bakarak ‘’Dayanıklı bir pislik mişsin vallahi.Ama kimse bu numarama 3 dakikadan çok dayanamadı.’’der.Ve üç dakikanın gelmesini bekler merakla.Ve birkaç saniye içinde süre 3 dakika varınca Necmi daha fazla dayanamaz ve ağzını açıp nefes almak ister ;fakat nefes alıp verdikçe uyuşturucu yutmaya başlar ve yuttuğu her uyuşturucu tozuyla giderek baygınlaşmaya ve altın vuruşa doğru gider.Ölü katil ise artık burada durmanın bir gereği yok diyerek kalkar yerinden ve Necmi’ye bakarak der ki ‘’Ha nefessiz kalıp ölecektin ha uyuşturucu içerek.Bak görüyor musun uyuşturucu içmeyi seçerek ölüyorsun.’’der.Ama birden belindeki silahı çıkartıp Necmi’ye doğru yaklaşıp Necmi’nin giderek uyuşturucuyla solan suratına bakarak ‘’Ben işimi garanti yapmayı severim.O yüzden gönlüm daha uyuşturucu yutmana razı değil.’’diyerek silahı Necmi’nin kafasına dayayıp bir saniye dahi tereddüt etmeden sıkar Necmi’nin kafasına.Ve Necmi’nin kafası ölümü üzerine sessizce sol tarafına düşüp kalır öylece.Ölü katil ise kendi kendisi tebrik edercesine ‘’Artık giderek değişik ölümler yapıyorum.Galiba kendimi aşıyor muyum ne?der ve depoya gizlice girdiği yerden çıkıp gider. Yaklaşık yarım saat kadar sonra deponun etrafına ambulanslar ve polis arabaları doluşmuştu.Başkomiser Celal ve yardımcısı Kamil’de olay yerinde olanlar arasındaydı.Ve Ölü katilin yaptıklarına bakıyorlardı.Başkomiser Celal ve yardımcısı boğazına uyuşturucu poşeti geçirilerek öldürülen Necmi’nin gömleğindeki yazıyı okurlar ‘’Ölü katil her yerde.Ve her an bir günahkar ölebilir.’’diye yazıyordu.Başkomiser Celal ise gördükleri karşısında ‘’Ulen adam yine tek bir iz bırakmamış.Ne öldürdüğü adamların üzerinde ne de kullandıklarının üzerinde.’’der yardımcısı Kamil ise amirine ‘’Amirim biz nasıl bulacağız bu adamı ya.Baksanıza daha dün cinayet işlemişti.Ve bu gece bir başkası daha öldü.’’ ‘’Ne yapalım Kamil’im.Adam bir kere başladı seri cinayetlere durmuyor ki.Dediği gibi öldürdüğü her adam ve kadın günahın içine batmış kişiler.Bu ölen Necmi uyuşturucu alıp satardı ama bir türlü yakalayamazdık baksana şimdi yaptığı işin içinde boğuldu.Şu yerdeki Kazım ise silah satardı, kaçak mazot satardı ;ama bir türlü elimizde kanıt olmazdı ;ama bu gece bu ikili bir konuda anlaşacakken öldüler.’’ ‘’Amirim bu sizce bir tesadüf mü yoksa başka bi şey mi?’’ ‘’Ne olduğunu şu an kimse bilemez ;ama o Ölü katili yakaladığım gün hepsinin hesabını tek tek soracağım bundan kimsenin şüphesi olmasın.’’der ve etrafta cansız olarak yerde yatan 9 cesede bakarak kalır başkomiser Celal.Ölü katil ise durdurulmayı bekleyen bir eda ile devam edecekti katliamlarına ve ilginç cinayetlerine...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Barış Ünlü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |