"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe |
|
||||||||||
|
Bu aralar labirenti ve fareleri unutmak adına kafamda imgeler yaratıyorum. Kızdığım herşeyi uzay boşluğuna fırlatıyorum. Dünyanın öbür ucundan aşağıya bakıp, karanlıkta kayboluşlarını, seslerinin giderek uzaklaşmasını izliyorum:) Arada oralarına buralarına göktaşı da çarpsın azıcık canları da yansın ama :) Çok rahatlatıcı oluyor tavsiye ederim. Evet anladığınız üzere yine kızgınım:) Bu Pazartesiler bana yaramıyor elimde değil:) Güçlünün güçsüzü cırt diye eziverdiği bu dünya bana labirent kadar dar geliyor bazen. Kimi parası, kimi kişiliği ile basıyor üzerine durduk yerde. Patron olmak mesela ne kolay, canı sıkılınca oynayacak ne çok oyuncağı var ama o insan olanları seçiyor. Git kardeşim atın katın yatın neyin varsa ama yok gözünün üstünde kaşın var ya o an farkediyor ya, ezecek hem de zevkle. Zevk için çalıştığımız bir dünyayı düşlemek çok mu? Herkesin herkese sevgi duyduğu, emeğe saygı gösterilen, kimsenin hakkının yenmediği. Çok hayalperest oldum bugünlerde biliyorum :) Olsun bari hayallerimde nefes alayım, bari hayallerimde gerçeklerin kasvetinden sıyrılayım. Kim kendisinde bir diğerinin ihtiyacı olan şeyi barındırıyor ise onu ezmeyi hak görüyor nedense. Patron, eş, sevgili, arkadaş, hatta günlük sıradan bir sürü kişi. Ona ya da ondaki güce,paraya ya da her ne ise ona ihtiyacınız olduğunu hissettikleri anda gölgeleri kendilerinden büyük oluveriyor. Ya hayatımızdaki en büyük kazıkları en çok değer verdiklerimizden yediğimize bakarsak sanırım onlar da varlıklarına ihtiyacımız olmasından, sevgimizden, zaaflarımızdan yararlanıp bize bunu kolaylıkla yapıyor. Onların kazık atacağını atana kadar anlayamamamız ise bizim kötülükleri görebilen gözümüzü kendilerine fazlaca güvenip onlarda açmamamız oluyor. Onlar için de Sezen den "perişanım şimdi" yi hediye ediyorum, mutlu olsunlar yaptıkları yanlarına kar kalsın bakalım ne olacak. Şimdi bugün işlerim ters gitti ya ben de önceki yazılarımdan birine atıfta bulunarak dün ne yaptım kimlerle iletişimde oldum da bana uğursuz geldi diye düşünüp atayım üzerimden :) benim de hakkım yok mu canım olayları başkalarına bağlamaya:) Ama yapıma ters işte o kadar bencil biri olmayı başaramıyorum. Ne olmuşsa kendimden biliyorum hay aksi:) Bugün yine sihirli değneğime ihtiyaç duydum, ne yazık ki böyle bir değneğim yok ama varlığında neler yapabileceğimi hayal etmek bile güzel:))) Hazır güç bela biraz peynire ulaşmışken bir tost yapayım da kendime, kendime geleyim:) Bir sonraki mektup kimbilir nereden yola çıkacak o güne dek labirentleriniz aydınlık, peyniriniz bol, gönülleriniz şen olsun.. Ha bir de kediler uzak dursun :) Güneşe,tatile ve kahkahaya özlemle... 29 Mart 2010 Rüya
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Rüya Bayram , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |