..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Meslekler & İş Yaşamı > Rüya Bayram




30 Mart 2010
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (17) (Labirentlerden... )  
Rüya Bayram
Şu Mart ayı gerçekten dert ayı olsa gerek beni de dertlendirdikçe dertlendirdi, yazdıkça yazdırdı. Kazma kürek yaktırmadı ama bana ne gemiler yaktırdı ne kazmaları kırdırdı:) Düşe kalka bitirdik bu ayı da, geride ne kaldı bilmeden.


:BJDC:
Hiç kendinizi labirentte hissettiğiniz oldu mu? Ucunda bir parça peynir olan bir labirent, bir de siz varsınız ama ulaşmak için yolu peynir bozulmadan bulmanız gerek. Bu şekilde yaşamıyor muyuz? Bir şekilde zamanı yakalama yarışı içindeyiz hep, sanki buna imkan varmış gibi. Karnımızı doyurmak için günlerce didiniyoruz, al sana peynir ama onu kaptırmaman da lazım. Çünkü peynir az fare çok :) Hem zamanında yetişeceksin peynire, hem ilk sen yetişeceksin. Ya arkandan gelen aç kalacak ya sen. Ha bu arada peynir sadece sana ait değil diğer bütün farelerin gözü o peynirde. Farelerin gözü peynirde, kedilerin gözü farede o tarafı da kollamak gerek:) Ne yorucu. Koş dur hatta hiç durma hep koş:). Bunun yerine peyniri paylaşabilse idik keşke. Belki o zaman doğalarımız da bu kadar bencilleşmezdi. Hem peynire giden o uzun bitmez koridorları, hem peyniri paylaşmak daha keyifli olabilirdi. Çocukluktan başlıyor labirentteki yarış, yıllarca okul sıraları sonrası iş derken yorgun argın peynir bizim oluyor. Bazen istediğimizden az bazen de çok.

Bu aralar labirenti ve fareleri unutmak adına kafamda imgeler yaratıyorum. Kızdığım herşeyi uzay boşluğuna fırlatıyorum. Dünyanın öbür ucundan aşağıya bakıp, karanlıkta kayboluşlarını, seslerinin giderek uzaklaşmasını izliyorum:) Arada oralarına buralarına göktaşı da çarpsın azıcık canları da yansın ama :) Çok rahatlatıcı oluyor tavsiye ederim.

Evet anladığınız üzere yine kızgınım:) Bu Pazartesiler bana yaramıyor elimde değil:) Güçlünün güçsüzü cırt diye eziverdiği bu dünya bana labirent kadar dar geliyor bazen. Kimi parası, kimi kişiliği ile basıyor üzerine durduk yerde. Patron olmak mesela ne kolay, canı sıkılınca oynayacak ne çok oyuncağı var ama o insan olanları seçiyor. Git kardeşim atın katın yatın neyin varsa ama yok gözünün üstünde kaşın var ya o an farkediyor ya, ezecek hem de zevkle. Zevk için çalıştığımız bir dünyayı düşlemek çok mu? Herkesin herkese sevgi duyduğu, emeğe saygı gösterilen, kimsenin hakkının yenmediği. Çok hayalperest oldum bugünlerde biliyorum :) Olsun bari hayallerimde nefes alayım, bari hayallerimde gerçeklerin kasvetinden sıyrılayım.

Kim kendisinde bir diğerinin ihtiyacı olan şeyi barındırıyor ise onu ezmeyi hak görüyor nedense. Patron, eş, sevgili, arkadaş, hatta günlük sıradan bir sürü kişi. Ona ya da ondaki güce,paraya ya da her ne ise ona ihtiyacınız olduğunu hissettikleri anda gölgeleri kendilerinden büyük oluveriyor.

Ya hayatımızdaki en büyük kazıkları en çok değer verdiklerimizden yediğimize bakarsak sanırım onlar da varlıklarına ihtiyacımız olmasından, sevgimizden, zaaflarımızdan yararlanıp bize bunu kolaylıkla yapıyor. Onların kazık atacağını atana kadar anlayamamamız ise bizim kötülükleri görebilen gözümüzü kendilerine fazlaca güvenip onlarda açmamamız oluyor. Onlar için de Sezen den "perişanım şimdi" yi hediye ediyorum, mutlu olsunlar yaptıkları yanlarına kar kalsın bakalım ne olacak.

Şimdi bugün işlerim ters gitti ya ben de önceki yazılarımdan birine atıfta bulunarak dün ne yaptım kimlerle iletişimde oldum da bana uğursuz geldi diye düşünüp atayım üzerimden :) benim de hakkım yok mu canım olayları başkalarına bağlamaya:) Ama yapıma ters işte o kadar bencil biri olmayı başaramıyorum. Ne olmuşsa kendimden biliyorum hay aksi:) Bugün yine sihirli değneğime ihtiyaç duydum, ne yazık ki böyle bir değneğim yok ama varlığında neler yapabileceğimi hayal etmek bile güzel:)))

Hazır güç bela biraz peynire ulaşmışken bir tost yapayım da kendime, kendime geleyim:) Bir sonraki mektup kimbilir nereden yola çıkacak o güne dek labirentleriniz aydınlık, peyniriniz bol, gönülleriniz şen olsun.. Ha bir de kediler uzak dursun :)

Güneşe,tatile ve kahkahaya özlemle...

29 Mart 2010
Rüya

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Çok teşekkür ederim.
Gönderen: Rüya Bayram / , Türkiye
2 Nisan 2010
Yorumunuz için çok teşekkürler Ömer bey. Saygılar

:: Kötümserlik de güzeldir
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
30 Mart 2010
Birçok şair ve yazar kötümser oldukları anlarda en güzel eserlerini yaratmışlardır.Mektuplar kendini okutmaya devam ediyor...Paylaşım için teşekkürler.Saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın meslekler & İş yaşamı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (19) (Agah Efendi ile Söyleşirken... )
İş Hayatı İşler Hayatı...

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
En Kusursuz Cinayet Yaşama Sevincini Öldürmektir
Hani Tek Bir Kişiyi Özlersiniz Her Yer Issız Gelir Derler Ya...
Uzun Metraj Korku Filmi, Bol Kan, Bol Siyaset, Bol Kavga, Boş Hayat!
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (10) (Sıradan Bir Masaldan... )
Mutluluk
Hayatı Kuralına Göre Oyna!
Herşeyin Bir Nedeni Var Ama Unutmayın Bir de Sonucu...
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (11) (Çocukluğumdan... )
Tüp Bebekler ve Çöp Bebekler
Adresi Belli Olmayan Mektuplar (9) (Kalpten Kalbe Nasihatlerden... )

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Çelişki [Şiir]
(Kürtaj) Olmak Ya da Olmamak, İşte Bütün Mesele Bu... [Eleştiri]


Rüya Bayram kimdir?

Yaşamayı tüm anları ile seviyorum. Bazen acıtıyor her yanımızı hayat, bazen güldürüyor yüzümüzü beklemediğimiz bir anda. Yaşanmışlıklar anılarımız oluyor ve ben uslanmaz bir anı biriktiricisiyim. Hayat biriktirdiğimi ve kaçırdığım tüm zamanları yazıyla bir yerlerde sakladığımı düşünüyorum yazıya döktüğümde kendimi. . . Ve bir gün bir yerlerde onların içinde barınan herşeyin beni bulup kucaklayacağını hissediyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Can Dündar,Ahmet Altan,Paolo Coelho,Goethe,Shakespeare,J.J.Rousseou


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Rüya Bayram , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.