..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþama karþý sýmsýcak bir sevgi besliyorum... -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Kent > Nezihe ALTUÐ




18 Nisan 2010
Ben Ýstanbul"luyum!  
(Bu hikaye Ümraniye Belediyesi 6. Geleneksel Ýstanbul KonuluHikaye yarýþmasýna katýlmýþtýr.)

Nezihe ALTUÐ


Bu dünyada anam olsa beðenirdi beni çünkü ben onun kuzgun yavrusuydum! O halde ben de içimi, sevincimi, hasretimi, korkularýmý, hayallerimi cesaretle Ýstanbul’a ve doktoruma anlatacaktým. Benim adým Saadet Þefikay’dý. Ve dedikleri oldu. Darüþþafaka’ ya teslim etmiþ beni doktorum.


:BCIA:


Ýstanbulluluk ve Ýstanbullu olmak! Bir ayrýcalýk demek anladýðým kadarýyla bu dünyada. Biraz önce annemin karnýndan dokuz ay dokuz günde geldim ben dünyaya. I6.01.2010 tarihinde Ýstanbul’da Üsküdar’da Uzman Doktor Uzay YILDIRIM beni Zeynep Kamil hastanesinde annemin karnýndan çekip çýkardý. Popomada vurdu. ‘Avrupa Kültür Baþkentli þanslý bebek’ diyerek!’ Nasýl ki! Melekler ‘arþ’ýn, hacýlar kabenin gezegenlerde güneþin etrafýnda döne, döne bulutlar üzerine yükselirler ya! Bende Ýstanbul içinde, döne, döne kaybolmak, yükselmek ve bu þehirli olmak istiyordum. Doðduðumdan öldüðüm güne dek! Yaþadýðým sürece her gün! Bakýn tüm dünya benim doðum günümü ve Ýstanbul’un Avrupa Kültür Baþkenti olduðu günü yedi tepesinde þenlik gösterileri eþliðinde kutluyor! Annem ölmüþ, babamda, doðulu imiþ kimin umurun da! Ben Ýstanbulluyum! Ýstanbul’da Ýstanbul olalý ilk defa Avrupa’nýn Baþkenti olduðunun kutlamasýný yapýyor. Bende, Ýstanbul’un; Ýstanbullulara, Türkiyelilere, Avrupalýlara ve tüm dünyaya þöyle seslenmesini isteyerek baðýrýyorum…’Ey insanlar! Ben imparatorlarýn gözdesi, sultanlarýn sultanýyým! Ortaçað þehirlerinin de imparatoriçesiyim. Ben kýyýlarým da çaðlar boyu Paganlarý, Hýristiyanlarý, Yahudileri, Müslümanlarý ve dinsizleri barýndýrdým. Giydiðim elbiseler dostla düþmanýn, acýyla sevincin, ihanetle aþkýn gözyaþlarýyla yýkanýr. Benimle birlikte olanlar uçuþ ve iniþlere, yükseliþ ve düþüþlere, doðuþ ve yok oluþlara alýþmalýdýrlar! Bilinmezliðin, karmaþanýn, olabilirliðin, canlýlýðýn, yaratýcýlýðýn ve ilhamýn da perisi olmam nedeniyle her an uçmaya da hazýr olmalýsýnýz! Soylu þehirlerin ruhunu taþýdýðýmdan ruhum her an daralabilir içimde sýkýlabilir! Buna da hazýr olmalýsýnýz. Renk karmaþamdan gözleriniz görmeyebilir meneviþlenen deniz rengim umut mavisine de, koyu laciverte de, griye de dönebilir. Bazen zehir yeþili de olabiliyorum. Tan pembeliðimden de korkmalýsýnýz! Binlerce yýldýr tek bir fani tarafýndan terk edilmedim ben. Dünyanýn en çok arzulananý, en büyülü olaný hatta en korkulan büyücüsü de benim. Doðu Akdeniz’in, orta ve yakýn Doðu’nun, Balkanlar ve Kafkaslarýn, ön ve arka Asya’nýn… Sizin anlayacaðýnýz binlerce yýldýr dünyanýn da kaderiyim ben. Dünyada içinde deniz geçen tek þehirde benim. Ýstanbullu olmanýn en önemli þartý Boðaziçi’mden akanýn bir deniz olduðunun farkýna varýlmasýdýr. Neler gördüm geçirdim, ne iþgaller ne kuþatmalar, ne fetihler ne savaþlar, ne yangýnlar depremler, ne ayrýlýklar özlemler, cinayetler, kanlý isyanlar, açlýk grevleri, kanlý mitingler ve hayýrsýzlýklar gördüm. Deðerimi bilmeyen fanilerle doludur her yerim. Yedi muhteþem tepelerimle, yedinin en þiirsel, en mistik, en mükemmel þehriyim. Efsanelerim, masallar ve menkýbelerim dillere destandýr. Konstaninopolis ve Dersaadetim! Ben. Beni dillerinden düþürmeyen, akýllarýndan çýkaramayan kral, imparator, sultan, general ve yüz binlerce askerim var. Kara sevdaya tutkunumdur ben. Her köþem þanýma yaraþýr bir gizem taþýr. Her yerim ruhumu gören þair, gezgin ve sanatçýlarla doludur. Beni yazmak için çýrpýnan romancýlarýmýn hayallerini süslerim. Yüzlerce yýldýr hakkýmda binlerce kitap yazýlýr, resim ve beste yapýlýr. Filimler çekilir boðaz boynumda, Yedi tepedeki koynumda; besteciler, sinemacýlar ve tiyatrocular kuyruða girerler beni anlatmak için. Ben çok dilli, çok kültürlüyüm. Takkeliden kippalýya, kalpaklýdan kasketliye, feraceliden peçeliye, fesliden þapkalýya, türbanlýdan çýplaða alýþýðým ben. Sizin anlayacaðýnýz baðrýmda her çeþit Ýstanbullu yatar. Tatlý, ballý þifalý öz sularýnda kaynaðýyým ben. Alemdaðdan, Çamlýca’dan, Taþdelen’den, Ayazma’dan fýþkýrýr sularým. Çiçeklerimin parfümünü taþýyan lodos rüzgarým aslýnda aþk kokusunu da etrafa yayarak sersemletir tüm halkýmý. Karayelle korku, imbatla ümit veririm tüm yaþayanlarýma. Aþk korkusunun kokusunu hiçbir zaman hissettirmem. Aðýrbaþlýyýmdýr, cývýklýktan, hoppalýktan, yalakalýktan, dalkavukluktan nefret ederim. Barýndýrmam koynumda dýþarý atarým. Ayný zamanda rüyalarýn eþsiz ülkesi uykuyum da ben. Sohbetlerimin çoðunu da uyurken rüyalarda kurulabilen iliþkilerde yaparým. Hayallerin cennetini uykuda veririm. Uykularým da sere serpe sayýklamak, iç dökmek, öpüþmek, seviþmek özgürce yapýlýr. Kimse karýþmaz, kimsenin hayallerine. Hatta fantezisiz kimsenin uykusu bile gelmez. Doðuþtan kozmopolitim ben. Bir semtimde Rum, Ermeni, Arnavut, Türk, Çerkez, Kürt, Ýngiliz, Alman, Çinli, Japon, Koreli hatta Afrikalý bile görürüsünüz. Hiç yadýrganmaz bu durum. Kardeþ, kardeþ yaþarlar, paylaþmazlar topraklarýmý, bölünecek diye ödleri bile korkar. Kibar beyefendilerin, zevkli romantik hanýmefendilerin düþleriyim ben. Bende buluþur, koklaþýr, seviþirler hatta bir sonraki buluþmaya kadar hasretimle kavururum onlarý. Pera, Çýraðan gibi tarihi, Hilton ve Sherlton gibi modern otellerimde fanice arzular uyandýrýr. Yasak aþýklarýn ihanetlerini hiç kendilerine hissettirmem. Sabahlarý deniz manzaralý odalarýnda gerçek dünyadan bir haber sarmaþ dolaþ kalkarlar yataklarýndan. Kalplerini peri masallarýndaki aþkla tekrar, tekrar doldururum, hatta aþýklarýn ayrýlmalarýna bile karýþýr, büyücülüðümle okur ve efsunlarým onlarý hiç birbirlerinden ayrýlmasýnlar diye! Aþkýn yasaðý olmaz bende çünkü aþk benimdir! Pitoreks ve pastoral adalarým var benim. Her kim denizimden vapurumla adama varýrsa tekrar hayata baðlanýr. O vapurlar ki içinde taþýdýðý fanilere yolculuklarýnýn bir sonu olduðunu hatýrlatýp, tekrar, tekrar seyahat etme çoþkusu yaratýrým. Ada ya bastýðýnýz daha ilk adýmda mimarim, aðaç ve çiçeklerim, deniz ve balýk, þarap ve raký kokularýmla, Aya Yorgi kilisemle mest ederim. Þifa, çare, umut, para, ev, sevgili, çocuk ve araba dileyen Ýstanbul halký makara, makara iplik sararlar kiliseme her çýkýþlarýnda. Ben þehirler þehriyim, Avrupa Kültür Baþkenti yeni oldum ama adlarýmda gizlidir zaten biricikliðim. Beni Lygos, Byzas, Antoneinia, Yeni Roma, Constantýniye, Dersaadet, Darülsaltanat, Darülhilafe, Asitane-i Aliyye, Ýslambul ve en sonunda da Ýstanbul diye çaðýrýrlar. Ýstanbul da olmak, Ýstanbullu olmak deðildir! Benim en ufacýk beldeme zarar verene acýmam. Benim deðerimi bilmeyeninde hiç yüzüne bakmam. Tutunamazlar deðerimi bilmeyenler koynumda. Er ya da geç kollarýmda eritirim onlarý. Yeni Ýstanbullular türedi. Adýna varoþlar diyorlar. Kim mecbur býraktý varoþlularý evinden, köyünden ayýrýp, buralara, kim getirdi diye ahmakça laf edenlere kükrerim. Varoþlulara Ýstanbullu olmak þansý veririm. Ýstanbullu gibi olmak heyecaný taþýmayanlar zaten yok olur giderler. Türküler yakmýþlardýr bunlar için sanatçýlarým.’ Ýstanbul yakar, yýkar adamý’ dizeleriyle onlarý dize getiririm. Zor, debdebeli karmaþýk ve büyülüyüm. Zordur tabii benim gibi büyük ve soylu karakterlerle yaþamak. Binlerce yýldýr seslerin ezgilerin, ilahilerin en güzelleri yankýlandý baðrýmda. Her dilden ilahiler yükseldi ve yükselecektir daima göklerime! Fani sesinin her yakarýþý ve haykýrýþý çaðlardýr çaðlar kulaklarýmda. Binlerce yýldýr buradayým, aþkýn, meþkin, þarkýnýn, türkünün ve þiirin iyisini tanýr severim. Bu dünyada ve Ýstanbul’da kimin hayatý tamamen talihli ve mutlu çizgisel bir düzen göstermiþtir de ben geri kaldýðýmý anlayaydým ki! Ýstanbul’un Avrupa Kültür Baþkenti olduðu gün doðanlarýn bile ayrýcalýðý yoktu bu fani dünyada! Kýsa sürdü doðduðum yerde mutluluðum. Anam Kader ölmüþ beni doðururken daha adýmý bile koyamadan, doktoruma sormuþlar ‘adýný ne koyalým’ diye. Anasýnýn ve Ýstanbul’un adlarýndan birini koyalým demiþler ilk adýma Destina ikinci adýmý da Saadet Þefika koymuþlar. Çok adlý Ýstanbul gibi bende üç adlý olmuþum. Anamýn öldüðünden benim de doðduðumdan haberi olmayan akrabalarým beni ne arayýp, nede sormuþlar. Büyüyünce öðrendim ki anamýn hastalýðýnýn adý gurbet kanseriymiþ. Törelerden kaçarak, saklanarak doðurmuþtu beni anam. Ýstanbul, koynuna sýðýnan garibanlarý hiç acýmadan en zayýf noktasýndan yalnýzlýk boþluðundan vururdu, bilememiþ zavallý anam Ýstanbul’un bu kalleþliðini taþý topraðý altýn diye gelmiþ. Ben doðarken göðsümün tam ortasýndan Ýstanbul ve kaderim beni vurmuþtu. Yalnýzlýk boþluðum gurbette daha da büyüyecek, zalimleþecek, beni çirkin, kara, kuru, çelimsiz biri yapacaktý. Bu dünyada anam olsa beðenirdi beni çünkü ben onun kuzgun yavrusuydum! O halde ben de içimi, sevincimi, hasretimi, korkularýmý, hayallerimi cesaretle Ýstanbul’a ve doktoruma anlatacaktým. Benim adým Saadet Þefikay’dý. Ve dedikleri oldu. Darüþþafaka’ ya teslim etmiþ beni doktorum. Doktor olmamda çok emeði olan doktorum benim þansýmdý. Ýkinci ismimi bilinçli olarak Þefika koymuþ olduklarýný büyüyünce anlayacaktým. Darüþþafaka ismim Þefika’nýn derin anlamý gibi gerçekten bir ‘þefkat kapýsý’ bir yuva, bir aile olmuþtu bana. Asla hakkýný ödeyemem. Yoksullar yetimler okulu diye küçümseyenlerin alnýný karýþlarým ben. Ýleride çok zengin olursam da bütün servetimi yatýracaðým bu okula. Bilime ve kültüre sevdalý benim gibi gençler ve yaþlýlar yaþatsýn hayata hazýrlasýn diye! Birde sana söyleyeceklerim var ana; Býrak artýk konuþayým. Artýk yaþamaktan korkmuyorum. Gerçektende artýk bundan daha kötü bir gerçek yok benim için! Öldüðünü söylediler ve arkasýndanda ileride neler yaþayacaðýmý kendi aralarýnda kundaktaki bir bebek anlamaz diye her biri bir gerçeðin altýný çizerek anlattýlar! Gerçeðin birçok deðiþik gerçekten oluþtuðunu bana daha karnýndayken öðreten sensin. Seni suçlayanlarda haklý, seni savunanlarda, seni mahkum edenlerde haklý, seni baðýþlayanlarda. Ama bu yargýlarýn hiç birinin deðeri yok. Ananla baban, kimsenin ruhuna girilmez dediklerinde, tek gerçek tanýðýn ben olduðumu söylediklerinde haklýydýlar. Beni öldürmeden öldürdüðünü söyleyebilirim. Yalnýzca ben bunu neden ve nasýl yaptýðýný açýklayabilirim. Doðmayý ben istemedim ana. Hiç kimsede istemez. Anasý doðarken ölen bir kýz çocuðu. Üstelikte aðýr törelere baþ kaldýran bir kadýnýn kýz çocuðu olarak dünyaya gelmek! Daha kötüsü yok bu dünyada. Hiç yokluktan dünyaya geldim ben. Hiç yoklukta istem yok ki. Seçme diye de bir þey yok ki. Tüm korkuna tüm duraksamalarýna karþýn, doðmanýn güzel, hiç yokluktan kurtulmanýn bir nimet olduðuna inandýrdýn beni. Bir kez doðduktan sonra cesaretini yitirmemelisin acý karþýsýnda bile, ölüm karþýsýnda bile demiþtin. Ýnsan ölürse demek ki doðmuþtur, hiç yokluktan çýkmýþtýr dediðin söze inandým ana! Ýçinde yaþadýðým suyla birlikte her düþünceni de içtim. Ve seninde her düþüncen bir gizin çözümüydü. Beni yaþama vardýrmak için her þeye meydan okuyarak yaþamýn ve Ýstanbul’da yaþamanýn kutsal bir armaðan oluðuna inandýrdýn beni ana. ’Yaþam var çocuk! Öldüðüme sakýn üzülme! Bu dünyada birileri koþuyor, baðýrýyor, umutsuzluða kapýlýyor. Ama baþka yerlerde binlerce, yüz binlerce çocuk ve gelecekteki çocuklarýn analarý doðuyor. Çünkü sen de bir ana adayýsýn çocuk…’Demiþtin öldüðün gün ben Ýstanbul’da ilk çýðlýðýmý atarken! Haklýsýn ana bende Sultanlarýn Sultaný Ýstanbul gibi, Darüþþafaka’nýn Saadet Þefika’sýyým!
NEZ
ÝSTANBUL 20.01.2010





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kent kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýstanbul'a Çaðrý!
Ýstanbul (Olmak Þehrinde Þey Olmak)
Olmak Þehrinde Þey Olmak...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ben Kimim Ki!
Bu Ben Miyim!
Motifler
Ben Güzel Miyim?
Rehgüzar
Hiçin Kýsýr Çölündeki Savaþ
Acý...
Saklambaç
Üþüdüm
Adamýn Adasý


Nezihe ALTUÐ kimdir?

Yýllarca okumayý kendimi hobi, hatta dost edindim. Artýk bu dosta bir dost daha katmak istiyorum ve kendi öykülerimi yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Orhan Pamuk, Oðuz Atay, Dante, Ahmet Hamdi Tanpýnar, Alev Alatlý, Milan Kundera, Kafka, Dostoyevski, Nazým Hikmet, Akþit Göktürk, Mevlana, Çehov, Halid Ziya Uþaklýgül, Yaþar Kemal, Bertol Brecht, Shakespeare, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Turgenyev, Gorki, Ba


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Nezihe ALTUÐ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.