Öyle yaşamalısın ki ölünce mezarcı bile üzülsün. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Yüreğim durgunlaştı bu gece, Bedenimde ağırlaştı doğal olarak. Sonra bir ateş bastı, yürek yanarak. Ve raylar gibi heyecanla bekleyişe geçtim, Yıllarca beni bekleten o kara sevdayı. Bir meraktan beklerim sadece, Aşkım hala durur mu yüreğinde? İşli senin aşkın, kalbimin içinde, Bekler oda seni, her zamanki yerinde. Merak ederim, gelirsen sorarım, Düşlerinde miyim hala senin? Yoksa kabus mu olacak, bekleyişim? Gözlerinin içinde, durur muyum hala? Beni anlatır mı, şarkılarındaki seda? Öpüşmemizin tadı var mı, dudağında? Saçlarının rengi aynı mı hala? Cebinde durur mu hala, Sana yazdığım anlık şiirler? Aynana yapışık mı hala, Birlikte çekindiğimiz resimler? Hala, Kokar mı, bir rüzgar estiğinde, Saçlarının kokusu mis gibi? Ve hala, Dalgalanır mı saçların, esen yellerle? Öpücüğümün izi, hala var mı alnında? Ağlar mı, o yeşil gözlerin, Ayrılığın acısıyla? Ne günlerimiz geçmişti, Acısıyla, tatlısıyla... Merak ederim, bilesin. Hala akan sular mıyım, yürek değirmeninde? Hala ateş miyim, nemli bedeninde? Hala ben miyim, yudum yudum kadehinde? Hala hazan mevsiminde, Beni görür müsün, kurumuş sarı yapraklarda? Çıkıp sokaklara, beni düşünür müsün, Çisil çisil yağan yağmurlarda, sonbaharda? Islanır mısın, ağlayışların görülmesin diye, Bardaktan boşalırcasına akan yağmurlarda? Çamur olur mu, yüreğindeki tarlalar? Beni hatırladığında, dolaşır mısın surlarda? Ben var mıyım, kimseye anlatamadığın sırlarda? Sen ne haldesin, bilemiyorum, Seni sadece hayal edebiliyorum. Ve biliyorum, bu sözlerim, Sen martıları izlerken, akacak kulağına. Beni soracak olursan eğer, Satır satır anlattığım haldeyim. Kulağına neden mırıldandığımı, Soracak olursan eğer; Yalnız başıma geçirdiğim bir 14 şubat akşamı, Radyomdaki slow şarkılar ninni gibi gelince, Uykuya daldım, rüzgar esince, serince, Seni gördüm düşümde, Sahildeyiz: Kumlarda, ayaklarımız çıplak, Yürüyoruz elele, Nereye gittiğimizi bilmez bir halde, Dudaklarım dudaklarına değdiğinde, Uyandım ben düşümden... Bir hüzün oldun, aktın gözlerimden, Durgunlaşan yüreğimin sözlerinden, Seslendim sana, yıldızları izlerken... Ve! Tozlu rayların, treni bekleyişi gibi, Bende boş bir heyecanla, Bekleyişe geçtim, seni... Yıllarca beni bekleten kara sevdayı. ... BN CN 14/02/2010
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bahattin Ceyhan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |