Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Kim derdi ki; bir gece böyle sabaha kadar, Kara bulutlar gibi ağlayacağını? “Nerdesin” diye söylenen, Düşlerinin uykularını esir alacağını? Kim derdi ki; gözlerinin önünde, Hep o varken, Üzeri karalanmış siyahlar içinde, Bir fotoğraftan ibaret kalacağını? … Kim derdi ki; elmas gözlerinde hayatı yaşarken, Kırık bir kalemden akan, Boş bir hayatı yaşayacağını? Kim derdi ki; yaz akşamları birlikte yıldızları izlerken, Her gün odanın kirli tavanına, Bakıp kalacağını? … Kim derdi ki; el ele, kol kola gezdiğiniz sokaklardan, Boynun bükük, Aynı ritimdeki adımları atacağını? Kim derdi ki; o masal gibi yaşadıkların, Şimdilerde hastalıklı bir hal alıp, Seni esir alacağını? … Kim derdi ki; Mavi elbisesini giyip yanına geldiğinde, Kızıl saçlarını yaparken… Şimdi bırak o saçlara dokunmayı, Saçın başın dağınık, Bertaraf hayatı yaşayacağını? … Kim derdi ki; sabahları yarı uykulu halde, Onun öpücüklü uyandırışını beklerken, Çalar saat gibi her sabah… Bir gün sabaha karşı böyle, Saate bakarak güneşin doğuşunu bekleyeceğini… ? Kim derdi ki; bir zamanlar, Aşkın dağına tırmanırken, Dibi gözükmeyen uçurumun kenarında, Ayakların çıplak, yerler sivri çakıl, Son adımını atarken, Onu düşünerek ağlayacağını? … Kim derdi ki; gitarın telindeki aşk şarkısı iken, Ney’in hüzünlü üflemesine koşacağını? … Kim derdi ki; adımlarının ucu yok gibi, Suyun üzerindeyken… Şimdi karaya varmak için, Her kulacında nefesini sayacağını? Kim derdi ki; bir zaman onun kalbinde olmaya, Can atarken, Çökmüş kırılmış yatağında, Yırtık pırtık yorganınla, Kâbuslarındaki her nabızda, onu sayıklayacağını? … Kim derdi ki: Bir Pazar günü, Yemyeşil bir ormanda, peşinde koştururken, Derinliği belirsiz, pis ve siyah, Bu bataklıkta batacağını? Kim derdi ki; labirentlere beraber girerken, Sahte bir bilmeceye sarılacağını? … Kim derdi ki? Yağmurlar altında ıslanırken, Böyle kupkuru bir güne uyanacağını… Kim derdi ki? Kim! … Ve kim derdi ki; aşk dolu şarkılardan, Pay çıkartırken, Yağmurlu bir günde, radyoda çalan, Hüzünlü şarkılardan ilham alacağını? Kim bilebilirdi ki; bir zamanlar şiirlere konu olurken, Böyle hüzünlü bir şair olup çıkacağını? Kim bilebilirdi ki! Kimse… BN CN 28/04/2010 Güneş doğmaya henüz niyetlenmişken, Başlayıp; Güneş ışığını tam anlamıyla saldığında, Bitirdim. BN CN Bir zamanlar, Ne güzeldi. Şimdilerde bana, Ölüm daha güzel. Bir zamanlar, Gözlerindi ilham bana, Şimdilerde anıların. MARSLI YENİ YAŞIM Bir yaşıma daha girdim, Para yok der oldu babam bile cimrice, Her adımın para, Hüzün sevince döner para görünce… (Devamı Xasiork Şiir Seçkisi e-kitabında.)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bahattin Ceyhan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |