Dünyasından çiçekleri koparılmış bir kelebek gibiyim. Canım öyle yanmakta ki, bir pervane miyim yoksa ateş miyim belli değil. Bakışlarından da gözyaşları alınmış bir çocuk gibiyim. Ağlayamamam, beni mutlu gösterirken, annem bile mutsuzluğuma inanmamakta. Kimse beni gözlerimden tanıyamamakta. Bir galeride ünlü tablolar arasında sıkışıp kalmış resim gibiyim aynı zamanda. Kimsenin gözü bende değil. Hayatım amatörce çizilmiş bir resim gibi. Acemilik var bende. Beş para etmez biriyim yani. Bir köylünün sığırlarına su içirdiği bir yalak kadar bile değerim yok. Benim hiçbir yerde yerim yok. Gözlerim açıkken yaşadıklarım bunlardır. Bu yüzden dünyadan gözleri açık gitmek istemem. Bunca kabusu cehenneme taşıyamam. Cehennem değerli bir yerdir, beş para etmeyen bir insan olarak kendimi ateşe atamam. Gözlerimin kapalılığında, yaşadıklarım daha bir başkadır. Herkes rüyalarında sevgilisinin dizlerine koyarken başını, ben başımı alıp bir yere gidemem. Rüyalarım gece kıyafeti giymiş bir kadına hiç benzemez. Ben rüyalarımda sevişmeyi hiç bilmem. Bu yüzden gözü kapalı da bu dünyadan gitmek istemem. Tanrı'm ben şimdi nasıl öleyim. Bir kör nasıl ölür ve can çekişir onu da görmek istemem. Ben gözlerimi, İstanbul'un saraylarına, köşklerine, camilerine ve ya güzel kızlarına feda edemem. Hayat bir bakış değil mi zaten. Şöyle bir göz kırpıp, bir de aşk masalı okuyup göçüp gitmek varken dünyadan, göz kapaklarımı kimsenin vicdanına bırakamam. Ben kimsenin dünya görüşüne göre yaşayamam. Kimsenin penceresinden de hayata bakamam. Hatta gibi olamam. Ne Necip Fazıl gibi, Ne Nazım Hikmet gibi ol demeyin bana. Gibileri kaldırdım sözlüğümden. Bu yüzden kendim gibi bile olmak istemem. Bir kelebeğim, gül açmış yanaklara ve salkım söğüt saçlara konan. Bir çocuğum kimseye herhangi bir şey inandırmaya çalışmayan. Ağladığında anne diye ağlamayan bir çocuğum artık. Bir tabloyum, aşk büyüktür, insan küçüktür. Bana hangi çerçeveden bakarsanız bakın, aşkı sığıramazsanız insanlığıma. Istırap rüzgarlarının savurduğu bir gemide rotasını Allah'a çeviren, Necip Fazıl'ım... Hapishane duvarlarına gölgesini, aydınlık olarak vuran ve özgürlük aşığı Nazım Hikmet'im... Gibiler yok hayatımda. Ya hepim ya da hiçim artık.