..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Deney, herkesin hatalarına verdiği addır. -Oscar Wilde
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Engin Yavuz




2 Ekim 2002
Ayna  
Engin Yavuz
Mutfak kapısıyla, salonun kapısını ayıran duvarda kendimi enine boyuna verebildiğim bir ayna vardı. Yatak odasından salona giderken, koridorda tam karşımda, salondan mutfağa yürürken sağıma döndüğümde yanıbaşımda hep bakılmaya hazırdı.O aynaya baktım.


:BBGJ:
Mutfak kapısıyla, salonun kapısını ayıran duvarda kendimi enine boyuna görebildiğim bir ayna vardı. Yatak odasından salona giderken, koridorda tam karşımda, salondan mutfağa yürürken sağıma döndüğümde yanıbaşımda hep bakılmaya hazırdı.
O aynaya baktım.
Ve yıllar sonra ilk kez kendimi bu kadar yaşlı, yorgun ve bitkin hissettim.
Saçlarım seyrelmiş ve şakaklarım artık bembeyaz. Dişlerim eskisi gibi sağlıklı değil. Yüzümde kırk yaş sonrasının kırışıkları derinleşiyor. Gözkapaklarım şişip, ağırlaşmış. Gözlerimde, yakın geçmişin pişmanlıkları, kırgınlıklar ve yılgınlıklarla dolu anıların izleri.
Bu benim…
Ovada, bağlarda , kasabada sokak aralarında yaşanan mutlu çocukluktan, canlı hevesli, yarınlarından neler bekleyen gençlikten, yaz aşklarından işte bu kaldı geriye.
Aynaya değiştiğimi fark ettiğim andan itibaren, on yıldır dikkatle bakıyorum. Ve bu ayna bana bu kadar dargın, kırgın ve kızgın değildi.
Bu kenti bırakıp gitmek istiyorum diye belki.
Uzaklara, tenha bozkır kasabalarına, dağ başlarına, serin suların aktığı koyaklara gitmek istiyorum.
Aradığım ne? Yalnızlığı mı çok seviyorum, yoksa yalnızlıkla çıkarsız arkadaşlık mı mutlu ediyor beni?
Kitaplar, kuşlar ve ağaçlar mı?
Keyiflerimi mi paylaşamıyorum?
Başarılarımda ve üzüntülerimde yalnız mı hissediyorum kendimi..
Hayatı paylaşmaya çalıştığım biri vardı, bana uzaktı, çok uzaktı. Yanıbaşımdaydı ama uzaktı..
Biz dağlara farklı baktık, kuşlara, çiçeklere, yağmura..
Onun benim sevdiklerimi sevmesini istedim olmadı.
Ben onun sevdiklerini sevemedim.
Aynadaki görüntüme anlatamadım bütün bunları..
- Gömleğim eğreti duruyor üzerimde, kravat eskisi gibi oturmuyor boğazıma, kaslarım gevşedi, ellerimde kırışıklıklar, kemeri sıkmadan pantolon artık belime oturmuyor, başağrıları ile uyanıyorum, kalbimin olduğu yerde garip tıkırtılar, bacaklarımda zamansız ağrılar, yorgunluğum…
Aynaya gençliğim yansıdı birden, biraz çocukluğum..
Kasaba nasıldır şimdi kimbilir?
Yaz sonunun serinliği mi vardır parke kaplı Cumhuriyet Bulvarı’nda.. Belki buradaki gibi yağmur ıslatıyordur, tozları havalandırarak…
El-ayak çekilmiştir belki ortalıktan..
Bir berber, dükkanın vitrin camının arkasında, bir elinde tarak, bulvarın kaldırım diplerinden, buruşturulmuş kağıt, sigara paketi ve küçük pet şişeleri önüne katmış, istasyona doğru sürükleyen yağmur sularını mı seyrediyordur?
Bir kız çocuğu, çantasıyla başının ıslanmasını engellemeye çalışarak evine doğru koşuyor olabilir..
Sevgilim bu şiddetli yağmura rağmen, Karpuzkaldıran Parkı’nda, havuz başında bir masada oturup ıslanmaya aldırmadan bana mektup yazıyor mudur?
Dedem akşam alacasında, Halk Parti kahvesinde demlenen çaydan içtikten sonra- uzun yılların alışkınlığı ile- elinde taze ekmekler eve doğru ağır ağır yürüyordur belki..
Kasabanın bütün sülietleri değişti oysa.. Kavak ağaçları, bacalar, kiremitli çatılar, leylek yuvaları..
Yeni evler,yeni sokaklar ve yeni insanlarla karşılaşabilirim.
Ankara yolunun üzerindeki zeytinlikler, yeşilin hiç hatırlanmadığı toplu konut alanları oldu şimdi..
Payton pazarından bir payton kiralanıp garaja, İzmir otobüsüne yetişmek. Birbirleriyle koklaşıp oynaşarak ilerleyen tok ve sağlıklı atların, bulvarın iri taşlarında çelik yansımalarını dinleyerek ağır ağır, tadına doya doya ilerlemek.. Paltonlar tarih oldu..
Artık içine insanların tıkıştırıldığı minibüslerle yolculuğun zamanı. Hızlı ama zevksiz..
Bağdaki üzümlerin kurutulduğu serginin bir kenarında oturup, bir ağızdan söylediğimiz Ege türkülerinin, uzaktan, Sart Mustafa yamaçlarından geçen buharlı trenin düdüğü ile bölündüğü dolunaylı yaz geceleri nerede şimdi?
Kasaba, ağaçların, kaplumbağa ve kirpilerin, bağların beton yığınlarına yer açabilmek için insan eliyle uzaklara itildiği bir çirkinlik alanı..
Çocukluğumu, gençlik aşklarımı yaşadığım bu yer sıradan bir Anadolu kasabası artık.. Keyifsiz, huzursuz, gergin..
Benim gibi..

Yeniden baktım.
Aynada mutsuz, hevessiz ve hedefsiz bir adamın aksi vardı…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın bireysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çaylarınız şirketin ücretsiz ikramıdır
Kar zincirleri

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Pantolon
Karpuzkaldıran
Bağbozumu
Ünzile
yeni baştan
Sardunyalara veda
Yazlık sinema
Radyo
Düğün gecesi
Kemik torbası

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Çürük aşk [Şiir]
Yazlık sinema [Şiir]
Alaçam'da bir sabah [Deneme]


Engin Yavuz kimdir?

İzmir\'de 23 yıl profesyonel gazetecilik yaptım. Şimdi basın danışmanı olarak çalışıyorum. Gezi notlarımdan derlediğim Bisikletle Yollar Yolculuklar ve yağmurlarla ilgili şiir ve düzyazılardan derlediğim Yağmur Damlaları isimli kitabım yayınlandı. Yazdıklarımı edebiyatı seven herkesle paylaşmak istiyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Rifat Ilgaz, Necati Cumali ve Yaşar Kemal'den çok etkilendim.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Engin Yavuz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.