Umutsuzluða düþmeyin. -Charlie Chaplin |
|
||||||||||
|
USÛLEN - Ýmzaný at, unut. Usûlen. Böyle söylemiþ, o yüklüce borcun altýna kefil imzasý attýrýrken, kendi deyiþiyle “Kâmil olmalara ermeyesice düzenbaz!” Adaþým Mehmet’in bana geliþ nedeni de bu Kâmil’e kefil olduðu için aylýðýna gelen haciz. Daha ömür boyu bankaya çalýþacaksýn dendiði için, bir avukata danýþayým, demiþ. Biz en iyisi kendinden dinleyelim: “Kâmil, hanýmdan yana akraba da olur. Bizim gibi üç kuruþ aylýða talim eden tayfadan deðil. Atak, cesur. Tecimden ticaretten anlar; uzatmayalým, parayla oynayan biri. Hani büyük baþýn derdi de büyük olur, derler ya, o paraya sýkýþtý mý bizim gibi üç kuruþa deðil, hatýrý sayýlýr paralara sýkýþýr. Bir gün elektrik parasý ödeyeyim, diye çarþýya çýktým. Olacak ya, bizimki karþmda; yine tiril tiril giyinmiþ. Her zaman olduðu gibi ayakkabýlar boyalý, saçlar taranmýþ. Nasýl desem, kont gibi. Ben konuþsam yanýmdaki zor duyar, Kâmil bir “Mehmeeet!” dedi, neredeyse koca çarþý adýmý öðrendi. Para iþte, laf da öðretir, sesi de öyle borazan gibi çýkartýr. Yalnýz þunu fark ettim; meðer öyle büyük adamlarýn da bizlere gereksinmesi oluyormuþ. Bizim Kâmil de ufak bir krediye gereksinim duymuþ. Ufak dediði benim düþümde bile göremeyeceðim bir para ama, konu bu deðil. Tam bankadan kredi alacakken, bir kefil istemiþler. O da bir tanýdýk bulayým, deyip bankadan çýkarken beni görmüþ. Rastlantý bu ya! Tabi sorun da etmedim. Koskoca iþadamý, baþýma iþ çýkaracak deðildi ya. Zaten kendi de söylemiþti: - Kefile de gerek yok da, bankanýn Ankara’daki merkezinden usûlen bir kefil imzasý da alýn, demiþler. Kefilsiz de yaptýrýmým ama, yüz göz olmak istemiyorum. Senin için bir sorun yok. Ýmzaný at, unut. Usûlen yani. … Usûlen imza attýðým için ben de sorun etmedim. Koskoca iþ adamý, usûlen bir imza atýver, demiþ, olmaz denir mi? Böyle bir þey bizim için de onurdur sonuçta. Koskoca iþ adamýna kuru bir imzayla da olsa destek vermek olsa olsa övünç kaynaðýmýz olur. … Gerçekten de imzayý atýp unuttum. Bir süre sonra postacý bir zarf getirdi. Bankadanmýþ. Benimle ilgisi olmadýðý için açmadým bile, götürüp Kâmil’e verdim. O da zaten “Usûlen böyle zarflar gelir. Kafaný karýþtýrmana gerek yok. Bana gönder” demiþti. Ben de öyle yaptým. Hatta bir iki zarf daha geldi. Dediðim gibi, benimle hiçbir ilgisi yok ya, usûlen ya, çocuklarla Kâmil’in iþyerine gönderiverdim. Yalnýz gelen son zarf beni biraz iþgillendirdi. Duruþma çaðrýsý gibi uzunca bir þey. Üstünde de icra müdürlüðü yazmasý kuþkularýmý iyice arttýrdý. Bu kez kendim gittim. Neyse ki, bu iþler böyle yapýlýrmýþ, iþadamlarý ellerindeki anaparayý tüketmemek için geç öderlermiþ, arkadan büyük kazanç gelir hepsini ödeyiverirlermiþ. Baþka türlü büyük paralar kazanýlamazmýþ. Anlayacaðýn bu da usûlenmiþ. Hiç mi hiç önemi yokmuþ. … Hiç biri deðil de, icracýlarý gezdiren o sarý taksiden inen üç dört kiþinin kapýya dayanmasý var ya, usûlen bile olsa, insan irkiliyor. Tabii aslýnda korkmaya gerek yok; nitekim bunlar da usûlen eþyalarý yazýp, bir de yine usûlen borcu ne zaman ödeyeceðimi sordular. Ödeme deyince, bende bir ürküntü daha. Bizim sülaleyi silkelesen, çýkmayacak denli para. Usûlen bile söylense insanýn içi ürperiyor. Rahatlamak için Kâmil’i aradým. Neyse ki, para iþinin eli kulaðýndaymýþ da, için rahatladý. Artýk imza atmak usûlden de öte, yok hükmünde. Bastým imzayý, konuklarý uðurladým. Çoluk çocuðun evde olmamasý da iyi oldu. Zaten birkaç ay da ne icradan gelen giden oldu, ne de postacý uðradý. O sýralar usûlen yapýlacak bir iþlem yoktu herhalde. … Yalnýz birkaç ay sonra iþler hareketlendi. Bir sabah daha büyük bir kalabalýk geldi. Bu kez sarý taksinin ardýnda bir de kamyon var. Yazdýklarý eþyayý götüreceklermiþ. Hemen Kâmil’i arasam da, o iþin usûlen yapýldýðýnda kararlý. Götürmek zorundalarmýþ, yoksa sorumlu olurlarmýþ, usûlen yani. Parasýnýn gelmesi de an meselesiymiþ zaten. Neyse beyaz eþyadýr, koltuktur þudur budur gidince ev bomboþ kaldý. Ama önemli de deðil. Nasýlsa usûlen, üç gün sonra geri gelecek, diye düþünürken, postacý bir zarf getirdi. Ne kadar usûlen de olsa, meraktan açýp okudum: Borcu söz verdiðim günde ödemediðimden usulen üç ay hapsim isteniyor. Her olasýlýða karþý Kâmil’i aradým. Öyle ya usûlen üç ay da damda yatýlmaz ki. Ama o rahat: - Be kardeþim seni cezaevlerinde yatacaðýný mý sanýyorsun? Usûlen iþte. Neyse korkulacak bir þey yokmuþ. … Biz usûlen alýp götürülen eþyanýn geri getirilmesini beklerken, icradan evin satýþ ilaný geldi. Meðer usûlen o da haczedilmiþ. Usûlen bile olsa bu katlanýlmaz artýk. Hemen Kâmil’i aradým. O ýsrarla bizi evsiz býrakmayacaðýný, satýþýn da usûlen yapýlacaðýný, kaldý ki parasýnýn akþamda sabahta geleceðini, sorun olmadýðýný söylüyor. Çok da yetenekli, her zaman olduðu gibi beni yine inandýrdý. Dediði gibi usulen ev de gitti. Yalnýz icradan evi alanlarýn usûlden musûlden haberleri yok. Ýlk günden gelip kapýya dayandýlar. Ben “Usûlden!” dedikçe, elleriyle de “Çýk dýþarýýý!” iþareti yapýp, hep bir aðýzdan “Usuldaaan!” diyorlar. … Eþyadan sonra ev de gidip sokakta kalýnca haným da çocuklarý alýp babasýnýn evine döndü. Ben de soluðu Kâmil’in iþyerinde aldým. O ayný þeyleri söylüyor: - Usulen dedik ya, caným kardeþim. Sen bu iþlemlerin usûlen yapýldýðýný bizim kýza anlatamadýysan, ben ne yapayým. Öyle ya ne yapsýn adam. Parasý geliverse usûlen her þeyi geri getirtecek ama o da gelmiyor. … Bu arada üç ay da hapis yattýk. Üç ay dolunca usûlen salýverdiler. Ýþveren çýkýþ verdiðinden bir de iþsiz kaldýk mý? Uzun süre meteliksiz dolaþtým. Sonunda bir tanýdýk aracýlýðýyla iþ buldum. Biraz cebim para görür gibi olmuþtu ki, iþyerime bir yazý geldi. Alacaklý banka aylýða haciz koydurmuþ. Üstelik o kadar eþya, koskoca ev borcun faizine ancak yetmiþ, borcun aslý kapý gibi önümde duruyor. Arkadaþlar “Bu borç ömür boyu ödesen bitmez” diyorlar. . Ýþte bunun için geldim avukat bey. Bu borçtan kurtulmanýn usûlen bir yolu yok mu?”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |