"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
BÝZE NE OLDU Ýnanamýyorum! Bu insan, benim biricik sýra arkadaþým olamaz. O dürüst, kibar Halit gitmiþ, yerine bir canavar gelmiþ. Bir iþ kuracaksýnýz, yeterli paranýz yok, ne yaparsýnýz? Biraz parasý da olan güvenilir bir arkadaþ ararsýnýz. “Benim için en uygun ortak, okul arkadaþým, o yýllarda yediðimiz içtiðimiz ayrý giden Halit” diye düþündüm. Yýllarýn onu baþka biri yaptýðýný bilmeden elbette. … Bizim Halit bir tuhaf olmuþ. En baþta tembelleþmiþ, savurganlaþmýþ, kötü arkadaþlar edinmiþ. Bakkaliye iþi yapýyoruz. Ortaklýðýmýzda her þey yarý yarýya. Yalnýz onun ortaklýk anlayýþý, hasýlatýn yarýsýna anýnda el koymak biçiminde. Kalanýyla da ben toptancýdýr, elektrik sudur, þudur budur idare etmek zorundayým. Para paylaþýmýnda çok da titiz. Diyelim kasa boþ, bir müþteri geldi kasaya bütün bir onluk girdi. “Bozduralým þu onluðu. Bu ne kepazelik” diye çýðlýk atýyor. Sonra beþliði cebine atýp rahatlýyor. Kalaný da neye yetecek? Þimdi, kimi mal yüzde yirmi beþ býrakýr, kimi yüzde otuz. Neredeyse hiç kâr býrakmayan mallar olduðu gibi, yüzde kýrk kâr býrakan çeþit yok gibidir. O hasýlatýn yarýsýna el koyunca sürekli anaparadan gidiyor. … Bunun böyle gitmeyeceðini söylemem gerek ama, nasýl? Onca yýllýk canciðer arkadaþým. Açýkça söylenmez, bari dolaylý biçimde anlatmaya çalýþayým. Yoksa batacaðýz. Bir gün yine öðleye doðru çýktý geldi. Kasaya göz attý, olan üç beþ kuruþun yarýsýný aldý. Ben de artýk dayanamýyorum konuyu açtým: - Halit, kardeþim, parasal sýkýntý içindeyiz. Yakýnda yok satacaðýz. Kredi gerekli. Ha bakýn, bunu olumlu karþýladý. Demek para sýkýntýsýnýn o da farkýnda. Duyarlý bir yanýný yakalayabilmek güzel. - Tabi tabi, dedi. Hemen baþvur. Paraya sýkýþýðýz. Tamam kredi alalým da, bari “Onu da ben yapayým” demiyor. Ýþ yine baþa düþüyor: - Baþvurdum. Ýki kefil getir, verelim, dediler. Adam sanki kendim için istemiþim gibi: - Vallahi biri ben olurdum ama, kefillikten çok caným yandý. Büyük yeminim var. Baktým, olmayacak. Çözüm yolu arýyorum. Bu kez mal satacaðýmý söyledim: “Babadan kalma bir parça tarla var, bir türlü müþteri bulamadým” dedim. Aman, buna bir kýzdý bir kýzdý: - Ben de ne uyuþuk ortak bulmuþum! Kardeþim durduk yerde kim bilir senin tarlaný takkaný. Hemen emlakçýyý arýyorum. Sen de camlara yaz. Adama varlýk içinde darlýk çektiriyorsun. Ayýptýr! Burada ayýp eden ben olmuþ oluyorum. Eh artýk, ortaðýný ekonomik sýkýntýya sokmuþ kabahatli olarak daha sýký çalýþmam gerekiyor. Bir kaç yol daha denedim ama, sonuç alamadým. Üstelik bir gün bir iþim çýkýp dükkana da geç kalýr mýyým? Vardým, toptancýlardan mal býrakanlar olmuþ, ortalýkta duruyor. “Paranýz Mehmet’te bir dahaki geliþte alýn” demiþ olmalý. Tezgahta öylece oturuyor. Gelse de mallarý istif etse diye bekliyor. Çok çalýþmýþ yorulmuþ gibi de uyarýyor: - Her iþi bana býrakma, bir ucundan tut! Bir kez benden önce geldi ya, daha da bastýrýyor.. - Nerde kaldýn, saat kaç? Ýnsan mahçup da oluyor böyle durumlarda, neyse ki özrüm var: - Hani çoluðu çocuðu olmayan varyemez bir dayým var dediydim ya, hastalanmýþ. Sabahtan beri doktordur, eczanedir… - Umut var mý bari? - Var var, ilaçlarýný düzenli içer, bir hafta dinlenirse bir þeyciði kalmazmýþ. Yanlýþ bir þey mi söyledim bilmem. Birtakým el yüz hareketi yaptý: - Bir þeyi de doðru anlasan! … Çözüm yok, ortaklýða devam. Bizimki de hasýlatýn yarýsýný cebine atmaya devam. Hatta beþ dakika ayrýlsam hissesi tavan yapýyor, çekmece tamtakýr. Artýk olmayacak; tak etti, derler ya o haldeyim. Bir gün karþýma aldým: - Bak Halit, bu iþ yürümüyor. Ortaklýðý bitirelim, ya dükkan, ya para, birkaç gün düþün. … O halinden hoþnut ya önerim hiç cazip gelmedi. Öðütlere baþladý: - Sen piyasada yenisin. Maceranýn sýrasý deðil. Baþka ortak arýyorsan yanlýþ yaparsýn. Adamý soyar soðana çevirirler. Öðütleri iþe yaramayýnca kendinden beklenmez bir biçimde iþle ilgilenmeye baþladý. Hatta iki gün kasaya dokunmadý. Çevresinde dolaþan berduþ arkadaþlarýna, sözde bana belli etmeden “Git git!” ediþi görülmeye deðerdi. Üç gün sonra yine karþýma aldým: - Kararýn? Yönünü arkaya döndü. Eliyle yüzüne gözüne bir þeyler yaptý. Yüzüme baktý. O da ne? Gözlerine yaþ gelmiþ. Neredeyse hüngür hüngür aðlayacak: - Yahu kardeþim, bize ne oldu böyle? Ne güzel gidiyordu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |