Sanat hem bir coþma, hem bir yadsýma iþidir. -Camus |
|
||||||||||
|
PAVLÝKE NÝRE GEDÝYÝ Son zamanlarda huzurumuz kaçmýþ, elimiz iþe varmaz olmuþtu. Söylediklerine göre fabrikada bir aþýrma olayý yaþanýyormuþ. Biz iþçiler de zan altýndaymýþýz. Hatta daha da kötüsü baþ þüpheliymiþiz. Elektrikli cihaz üretiyoruz. Fabrika bekçiler tarafýndan o denli sýký korunuyor ki, kimsenin bir þey çýkarmasý olanaklý deðil. Girerken kart basmak yetiyor, çýkarken didik didik arýyorlar. Tadýmýz tuzumuz kalmadý. … Fabrikanýn en patronsever, en günenilir adamý gece bekçilerinden Hasan amca. Onun nöbette olduðu fazla mesai çýkýþlarý tam anlamýyla iþkence. “Pavlike nire gediyi, bulucin!” diye diye tepeden týrnaða mýncýklanýyoruz. Cepler, varsa þapkalarýn iç kenarlarý, topuðunu yere vura vura ayakkabýlarýn uçlarý, çorap içleri… Zaten çalýþanlarýn çoðu, maliyet hesabýyla çocuk iþçi. Çocuklarýn kendinden büyük cihazlarý ayakkabýlarýnýn burnuna saklayabileceðini mi düþünüyor? Kimbilir? Ceketleri üstten yoklamak yetmiyor, çýkartýp bir de savura savura silkeliyor: - Pavlike nire gediyi? Nire gediyi pavlike, bulucin! … Hasan amca, ararken sýradakiler de sýranýn gelip geçmesi için sabýrsýzlanýyorlar. Ama, Hayri diye bir arkadaþýmýz var, Ýzmir merkezden; yaðcý mý þakacý mý belli deðil. Sanki Hasan amcanýn memleketlisiymiþ gibi, onun aðzýyla konuþuyor. Ararken neresine deydiyse: - Ýllerin ulmadýh yirlerime dokaniyi Hasan emmi! dedi. Hasan amca bir titredi kendine geldi. Elini Hayri’nin cebinden çekti, baþýyla geç yapýp bize döndü: - Bu yapmaz! Biri de çýkýp “Nirden biliyin Hasan emmi?” dese, belki o da kurtulacak ama, o cesareti gösterebilen yetenekli biri daha çýkmadý. … Hani insanýn korktuðu baþýna gelir derler ya; çok korkuyordu, Caner’in baþýna geldi. Hasan amca Caner’in ayakkabýsýný almýþ döþemeye vura vura silkeliyordu ki, ayakkabýnýn içinden düþen küçük parmaðýmýn týrnaðý büyüklüðünde bir rondele karo taþlarýn üzerinde tengerlenmeye baþladý. Hasan amca utkun bir komutan edasýyla rondelenin peþinden, biz de Hasan amcanýn peþinden koþmaya baþladýk. Rondele duvar dibindeki çiçekliðin kýyý tuðlasýna çarptý, döndü döndü yere çöreklendi. Aslýnda tuðlaya çarpýp dururken en ufak bir ses bile duyulmadý. Ama, kendine verilen önemin büyüklüðünden böyle kelli felli bir tanýmlamayý hak ediyordu. Hasan amca derin bir “Ohh!” çektikten sonra, “Yakýleyin þu hýrkýzý!” dedi. Kaçan göçen de yoktu gerçi. … Hasan amca her dediðini dinletiyordu. Ertesi sabah herkesi yemekhanede topladýlar. Fabrikayý batma noktasýna getiren Caner’in cezalandýrýlmasý için toplanýldýðýndan hiç kimsenin kuþkusu yoktu. Bu arada yüzünü ilk kez gördüðümüz adam yönetim kurulu baþkanýymýþ. Yani esas patron. Bir yanýnda müdür, öte yanýnda muhasebeci. Ýþçilerin en ön sýrasýnda ikinci aylýklarýný müdür odasýnda alan has adamlar var. Daha doðrusu ispiyoncu takýmý. Tabi Hasan amca da aralarýnda. Arkada bizler. Patron bir þeyler söyledi. Ön sýradakiler baþlarýný bize çevirip “Ne duruyorsunuz. Siz de alkýþlayýn” iþaretleri yapa yapa hararetle alkýþladýlar. Patron konuþmasýnda fabrikada sürekli hýrsýzlýk olduðunu, en küçük bir vidadan tutun, hazýr paketlenmiþ mamul mallara kadar her þeyin çalýndýðýný anlatýrken, Hasan amca’da söze karýþýp “Rondele de çalýyiler. Aha bu elimilen yakaladým!” diye üzüntüsünü belli edip siteme devam ediyordu: - Goþgoca pavlike nire gediyii! Caner’e baktým, utancýndan baþý neredeyse önündeki sandalyenin altýna girmiþ. Bizler de rondele çalmýþ hýrsýzlýk örgütü üyesi gibi baþý eðik duruyoruz. Kürsüdekiler zararý anlattýkça fabrikanýn patrondan bile sadýk adamý Hasan amca tekrar tekrar ayaða kalkýp çözüm arýyor, sorular soruyor: - Zirarý üdesin afidek. Ödiyacah mýymýþ ha? Mallarý ne vakýt aþiriymiþ, nirde satiymiþ? Hasan amca o denli sadýk bir eleman ki, fabrika battý deseler, oracýkta canýna kýyýverecek, diye korkuyoruz. … Bir ara müdür: - Arkadaþlar hýrsýzlar tespit edildi, yalnýz biri þu an aramýzda, þimdi polis alýp götürecek, dedi. Hasan amca hemen sandalyenin üzerine çýkmýþ bir yandan Caner’i görmeye çalýþýyor, öte yandan çýðlýk atýyor: - Aha þurda. Baþýný eyiy! … Ve o anda polisler içeri girdi; ve hiç aklýmýza gelmeyecek bir þey oldu. Memurlardan biri Hasan amcanýn Caner’i iþaret eden kolundan tuttu: - Çekirge bir sýçrar iki sýçrar, üçüncüde... Meðer Hasan amca, fabrikaya yarýya girmiþ, hedef þaþýrtmak için bizlere eziyet ediyormuþ. Derin bir nefes aldýk.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |