Yaþam baþlangýcý olmayan bir yolculuktur. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Ýkinci çeyreðin sonundayýz ya, kýdemden mi bilmem, eski zamanlarýn her þeyi özlenir oldu. Neydi o öyle; bir radyo alýrdýnýz, arýzalandýkça tamir ettirir, uzun yýllar kullanýrdýnýz. Tamirciler de iþlerinin ehliydi. Ýnsanýn gözü arkada kalmazdý. Öyle her þeyin çarþýda satýlan makinasý da yoktu. Örneðin, çamaþýr bulaþýk makinalarý bugünkü gibi dört ayaklý deðil, iki ayaklýydý. Elektriðe gerek duymayan bu cihazlarýn “Anne” diye seslenildiðinde sevecen bir biçimde “Yavruum!” diye yanýt veren modelleri tercih edilirdi. … Þaka bir yana, bir yandan geliþmesine katký yapmamýza izin verilmeyen teknoloji, öte yandan gümrük kapýlarýnýn yolgeçen hanýna dönmesi, ülkemizde iki gün kullanýlýp atmalýk yabancý mallarýn cirit atmasýna yol açtý. Görünürde ucuz, kullan at, yenisini al. Neredeyse dünyaya, bazý kesimlerin ticari baþarýsýna hizmet etmek için gelmiþ gibi olduk. Onlar ne denli aþýrý kar ederse, biz de o denli mutlu olmuþ oluyoruz. Bir de, eskiden tamirciler iþinin ehliydi dedim ya, þimdikiler deðil. Ya da benim rastladýklarým öyle çýkýyor. Cihazlarý tanýmýyorlar, kolayýna kaçýp yenisini satmaya çalýþýyorlar. Ýþte bizim Ahmet usta; tamire ne götürsen, aðzýndan ilk çýkan: - Yenisini verelim artýk. Deðiþik modeller geldi. Dokunmatik. Elinizdeki cihazý üç gün önce bile alsanýz, bu teklif geçerli. … Yalnýz bu kez arýzalanan çamaþýr makinasý. Aðýr pahalý bir þey. Üstelik yeni modellerden, dört ayaklý. Ama, Ahmet usta görünce burun kývýrdý. Aklýnca, bu devirde tamir mi olurmuþ, yenisi alsana, demek istiyor. Söylediðine göre bizim makinadan sonra piyasaya en az on çeþit makina çýkmýþ. Seçim hediyeleri bile en yenisinden veriliyormuþ. Yani “Bu seninki demokratik teamüllere de aykýrý. Al bir tane son modelinden, beni de uðraþtýrýp durma!” demek istiyor. Yok zamanda bana “Hý” dedirtmenin olanaðý var mý? Israr edip yeniden baktýrdým. Bu kez: - Arýza büyük, cihaza baðlanmasý gerek, sökeceðiz. Söktüler götürdüler. Sözde iki üç güne kadar getirip yerine takacaklar. Bizim iki üç günün üzerinden bir o kadar daha geçti ama, ses yok. Haydi iki üç gün daha, hala ses yok. Arayýp sordum: - Abi parça gerekti, ýsmarladýk bekliyoruz. Üstünden bir üç gün daha. Artýk sabýrlar tükeniyor. Git gel, bizim makina hiç el deymeden yerli yerinde duruyor. Bir de ben gidiþleri sýklaþtýrdýkça, yüzler ekþiyor. Eve geliyorum, haným makinasýz periþan, yüzüme “Makinayý almadan eve gelme” der gibi bakýyor. Ahmet ustaya gidiyorum o da, yapýp takývereceðine “Bu makine için geldiysen, daha çok gelirsin” der gibi bakýyor. Tam anlamýyla iki ateþ arasýndayým. … Bizim iþ bilmeyen ustalarda bir de huy oluþtu. Üstüne fazla giderseniz “Ben sana küstüm” yapýp konuþmayýveriyorlar. Küs olduðun adamýn dükkanýna da gidilmez. Eski model de sayýlsa makina tümüyle elden gidiyor. Ne yapmalý ne etmeli? Bir yöntemle dükkanlarýnda tamir için býrakýlmýþ çamaþýr makinamýz olduðunu sürekli anýmsatmalýyým ama, ustayý kýzdýrýp küstürmeden. Þirin þirin, gönül ala ala. Ama, makinayý tamir ettirmede de etkili bir yöntem olmalý. Düþün düþün, abuk subuk da olsa aklýma bir þeyler gelmeye baþladý. Bulduðum yöntemi de ertesi sabah erkenden uygulamaya koyuldum: - Günaydýn Ahmet usta. - Günaydýn! Bir þey mi vardý abi? - Yok. Günün güzel geçsin, aydýnlýk olsun, demek için aramýþtým. - Teþekkür ederim, sana da günaydýn. O gün geç saatlere kadar bekledim, bir hareket yok. Demek ki, sýrf günaydýn etkili olmuyor. Ertesi sabah olaðan günaydýnýmý sunup öðleye kadar da bekledim. Bir ses çýkmayýnca, yine aradým: - Tünaydýn Ahmet kardeþim. Rahatsýz etmiyorum umarým. - Tünaydýn abi, rahatsýz olmayýz. Bir þey mi vardý? - Yok yok. Öðleden sonralarýn güzel geçsin, temennisinde bulunmak için… - Saðol, senin de. O gün de akþama kadar bekledim hiç bir ses çýkmadý. Ama ben kararlýyým. Arama yelpazesini sürekli geniþletiyorum. Üçüncü gün, günaydýnýmý, tünaydýnýmý dakika sektirmeden sundum. Deðiþen bir þey yok. Akþam paydos saatinde yine aradým: - Ýyi akþamlar Ahmetciðim. - Ýyi akþamlar abi, bir þey mi diyecektin? - Akþamlarýn mutlu geçsin diye... - Seninde abi. Son anda belki ele alýr da beni kurtarýr diye geç saatlere kadar bekledim. Yine ses yok. Ama o istediði kadar ilgisiz davransýn, bende de pes edecek göz yok. Dördüncü gün, günaydýn, tünaydýn, iyi akþamlar evrelerini olaðan olarak geçtim. Ustadan týk ses çýkmayýnca gece yarýsýna doðru yine bastým tuþlara: - Ýyi geceler Ahmet ustacýðým, rahatsýz ederim, diye çekine çekine aradým vallahi. - Ýyi geceler abi, olur mu öyle þey. Geç vakit ya telaþlandýrdýn yalnýzca! Bir þey mi vardý? - Yok, gecelerin mutlu geçsin, diyecektim. - Senin de abi. Artýk “Ýyi geceler” den sonraki aþamaya geldim. Ertesi gün “Günaydýn, tünaydýn, iyi akþamlar, iyi geceler” temennilerine, sabaha karþý üç onbeþte “Renkli rüyalar” dileklerimi ekleyeceðim. Sabah planlar yapa yapa iþyerine vardým. Telefonu açýp, olaðan günaydýn dileklerimi de sundum. Daha sonra iþe dalmýþtým, çocuklarýn “Datdiri dittiri datdiri dittiri” diye sesler kaydettiði telefonun sesiyle kendime geldim. Öðlen olmuþ, bu kez Ahmet Usta beni arýyor: - Mehmet abi, evde kimse var mý? Makinayý baðlayacaktýk da. … Hay Allah, daha “Renkli rüyalar” bile diyemeden bu ne sürpriz, diye düþünürken, bir dattiri dittiri daha. Bu kez haným, ateþ püskürme denemeleri yapýyor. Neymiþ, arýzasý onarýlmýþ ama, saðlam yeri bozulmuþ. Anlaþýldý, bizim iþin göstergesi yine renkli rüyalara doðru gidiyor.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |