"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
16 Mayıs tarihinde Antalya’da TÜRKSOY Ülkelerinin katıldığı tiyatro toplantısı yapıldı. Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları’nı temsil etmek üzere bu toplantıya ben de katıldım. Toplantıya Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Başkurdistan, Tataristan, Hakasya Devleti, Çuvaşistan Tiyatro temsilcileri en üst düzeyde katıldı. Toplantıda amacın “Üye ülkelerin tiyatrolarına yeni bakış açısı ve yeni bir soluk kazandırmak, sanatsal işbirliğinin yaratılması ve sürdürülmesi olduğu” belirtildi. Yine üye ülkelerin seyircileriyle diğer ülkelerin sanatçılarını, kültürünü değişim yaparak birbirleriyle buluşturup tanıştırmak, çeşitli festivaller düzenleyerek kültür alış verişi yapmak olduğu anlatıldı. 2012 yılının Azerbaycan’ın ünlü Dramaturgu Mirza Fatali AHUNDZADE’nin doğumunun 200. Yıldönümü nedeniyle, Azerbaycan’da bir tiyatro Festivali düzenlenmesine ve bu festivale bütün Türk Devletlerinin katılımının sağlanmasına karar verildi. Kültürel değerlerin değişimi, birbirinden beslenmesi ve daha zengin bir Türk Kültürü oluşturulması için Türksoy Türk Devletlerinin çeşitli işbirliğine gidilmesi düşüncesi benimsendi. Kurulun Türk Dünyası Tiyatro Birliği oluşturması da kararlaştırıldı. Bu toplantıya katılan tüm üyelerin de kurucu üye olduğu fikri benimsendi. Dolayısıyla Kıbrıs Türk Devlet Tiyatroları da “Kurucu Üye” ünvanını kazanmış oldu. Bu toplantının her yıl başka bir ülkede yapılmasına, önümüzdeki yıl Azerbaycan’da düzenlenmesine karar verildi. Bu toplantıda ben de söz alarak uzun bir konuşma yaptım. Kıbrıs Türkü’nün yıllarca çektiği çileyi, verdiği mücadeleyi dile getirdim. Kıbrıs Türkünün en zor şartlar altında dahi tiyatrodan vazgeçmediğini, halkımızın tiyatroyu birlik ve beraberliği sağlamak ve halka yüksek moral kazandırmak için bir araç olarak kullandığını belirttim. KKTC’nin de diğer Türk Devletleri arasında yerinin mutlaka alması gerektiğini, onlardan ayrı kalmasının düşünülemeyeceğini söyledim. Akdeniz’in ortasında KKTC adlı bir Türk Devleti olduğunu ve şu an toplantıda bulunan Türk Devletlerinin bir kardeşi olduğunu, Kıbrıs Türkünün kendilerini çok sevdiklerini dile getirdim. Yapılacak olan kültürel alış verişin çok faydalı olacağını dile getirdim. Konuşmam sonrasında bir çok temsilci, Kıbrıs’ı ve Kıbrs Türkünü tam olarak tanımadıklarını, bilmediklerini, orada tiyatro yapıldığından haberlerinin olmadıklarını dile getirdiler. Özellikle Tataristan Devleti Temsilcisi “Ben Kıbrıs’ta tiyatro yapıldığını bilmiyordum. Onları ülkemizde görmek bizi sevindirir. İlk olarak Kıbrıs Devlet Tiyatrosu’nu ben davet ediyorum” dedi. Sonra Azerbaycan, Kazakistan gibi ülkeler bizi ülkelerine davet ettiler. Ülkelerinde Kıbrıs Türk Tiyatrosunu görmekten mutlu olacaklarını söylediler. KKTC ve Kıbrıs Türk Tiyatrosu bakımından çok yararlı bir toplantı oldu. Orada gerçekleri dile getirdik. KKTC’nin en iyi şekilde tanıtımını yaptık. Sadece siyasi anlamda değil, kültürel ve sanatsal anlamda da bunu gerçekleştirdiğimize inanıyorum. Toplantıda yaptığım konuşmamdan sonra, katılımcıların bana olan ilgisi daha da arttı. Bunu hissediyordum. Toplantıdan sonra birçok temsilciyle özel konuşmalarımız oldu. Hepsi de bizleri ülkelerinde ağırlamaktan memnun olacaklarını dile getirdiler. Özellikle Azerbaycan Devlet Tiyatroları Müdürü Sayın Profösör İsrafil İsrafilof ile yaptığım görüşmenin özünü sizlerle paylaşmak istiyorum: Sayın İsrafilof “Kıbrıs’ta tiyatro yapıldığını ben de bilmiyordum. Bu toplantı çok iyi oldu. Sizleri yakından tanımak bizleri mutlu eder. Kıbrıs olarak hedefinizi daima büyük tutun. Genişletin. Oturduğunuz yerde sizi kimse tanımaz. Yaptığınız faaliyetleri yurt dışına götürüp tanıtın. Oyunlarınızı mutlaka dışarı taşıyın. İşe Azerbaycan’dan başlayabilirisniz. Bu konuda ben size her türlü yardımı yaparım. Bir aile düşünün. Komşularına gitmezse, komşuları kendine gelmezse ne olur? Onu kimse tanımaz. Akrabalarına, dostlarına gitmezse, yakınlarına gitmezse, onlar gelmezse ne olur? İlişkiler zayıflar. Zamanla unutulup gider. Eş, dost, akrabaya mutlaka gidip kendini göstermen gerek. Tanıtman gerek. Bu da onun gibi bir şey. Siz Devlet olarak yaptığınız ürünleri dışarı pazarlayın. Onu satmaya çalışın. Kültür ve sanatla kendinizi en iyi şekilde tanıtabilirsiniz. Tiyatro da görsel olduğu için buna en uygun malzemedir. Azerbaycan’da seyirci çok. Tiyatro çok seviliyor. İran’da yaşayan Azeriler var. Tataristan, Türkmenistan, Kazakistan bunlar hep seyircidir. Önce kendinizi bunlara tanıtın. Buralarda düzenlenen festivallere katılın. Sizi izleyen seyirciler dolayısıyla sizden haberdar olacak ve zamanla sizi tanıyacaktır.” Sayın İsrafilof’un söyledikleri hiç de yabana atılır türden değildi. Adeta benim kafamdaki düşünceleri dile getiriyordu. Çok yararlı bir görüşme oldu. Yaptığımız faaliyetleri kendisine bir bir anlattım. Elimizde bulunan dökümanlardan verdim. Oyunlarımızı içeren bir fotoğraf CD’si takdim ettim. İnşallah arkası iyi gelecek. İşe oralardan başlamak fikri, ilerisi için atılan dev bir adım gibi geldi bana.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |