Deli Memo
(Ceren Emre) 21 Haziran 2006 |
Toplumcu |
| |
Her mahallenin bir delisi olur deðil mi? Yerine göre bazan o mahalleleyi güldüren, eðlendiren, bazan da hüzünlere boðan...Tezatlýklarla dolu bu mahallenin delisi de Memo iþte. |
|
Kayýp Kitaplar
(Ceren Emre) 20 Haziran 2006 |
Çocuk |
| |
Koli kutusunun içinden neler çýkmamýþtý ki? “Pal Sokaðý Çocuklarý”, “Fareler Cumhuriyeti”, “Uzun Çoraplý Kýz Pippi”, "Gülibik", "Fadiþ", “Küçük Prens”... Hemen oracýkta paylaþmýþlardý, sen þunu al, ben bunu alayým. |
|
Yufkalar, Bilgisayar ve Batan Güneþ
(Ceren Emre) 6 Þubat 2005 |
Bireysel |
| |
Masada yayýlmýþ yufkalar hala bekliyordu, peynirli börekiçi ve patatesli, kýymalý börekiçi ile birlikte… Ýçini çekti. Ama, ama ben oturmak istiyorum. Ama, ben kitap okuyup, yazý yazmak istiyorum. Ben yufka böreði yapmak istemiyorum. Hem, hem güneþ b |
|
An
(Ceren Emre) 17 Ocak 2005 |
Bireysel |
| |
Pink Martini çalan...Önce Latin çalarken, sonra caz, sonra da alçak gönüllü bir Japon ezgisi çalýþýyor... “Kikuchiyo to Mohshimasu” ezginin adý... |
|
Günýþýðý
(Ceren Emre) 10 Aralýk 2003 |
Soyut |
| |
Anlayamadým, sizin onbeþ günlük senelik izniniz mi var? O zaman mý hoplayýp, zýplayýp, metliyorsunuz günýþýðýnda? |
|
Örgü, Þiþ ve Yünler
(Ceren Emre) 11 Kasým 2003 |
Ýyileþme |
| |
Þaka þuka, þaka þuka, þiþi çevir, ilk ilmeði örmeden al....
Attýðým her ilmekle bir sýkýntýmý, bir bunalýmýmý arkaya, omuzlarýmdan geriye býrakýyordum. Ýnanamýyordum, nasýl bir terapi bu böyle...
|
|
Sabun, Makas, Çömlek
(Ceren Emre) 11 Kasým 2003 |
Aný |
| |
Ve çocukluðumda sadece birkaç sene görüp tanýyabildiðim halde, bütün altý yaþ içtenliðimle sarýlýp, artýk yaþamadýðýný bile bile "Edik Nine sen mi geldin?" diyemem ona... |
|
Kitaplar Hep Amcalarýn Olurdu
(Ceren Emre) 11 Kasým 2003 |
Aný |
| |
Kitap bulmak kolay deðildi. Tatil zamaný yaklaþtýkça kitap kaynaklarý araþtýrýr, hatta bulduðum kitaplarý okumaz, stoklardým. |
|
|
Dingin yüzünde ne mutluluk, ne de üzüntü vardý. Ýçinden sessizce gülümsüyor gibiydi. Saðlýklý bir çocuðun gülümsemesine benzer gizli bir gülümseyiþle yürüyordu: Huzurlu, sakin. Üstlüðünü giyiþi, yürüyüþü týpký ötekilere benziyordu; oysa yüzü, adým atýþý, huzurlu gözlerini yere indiriþi, dinginlik içinde yere sarkan eli; bambaþkaydý o; ellerinin her parmaðýnda huzur vardý, bütünlük vardý; hiçbir þey istemiyordu, hiçbir þeye öykünmüyordu; kesintisiz bir dinginliði, hiç sönmeyen bir ýþýðý, bozulamayacak bir huzuru yansýtýyordu.
Siddertha, Hermann Hesse
|
|