Artık mevsim kış. Saçaklarda buzdan sarkıtlar. Kuşlar da üşüyor sular da. Üşüyen yalnız kuşlarla sular mı? Hayallerimiz de üşüyor onlarla beraber. Bu soğuk havalarda, şöyle çıtır çıtır yanan bir soba üstünde; ığıl ığıl ipeksi bir sesle kaynayan çaydanlık hayal etmek… Sonra, sobanın yanında kıvrılıp yatan mırıl mırıl bir kedi. Böyle bir ortam, bedenimizi ısıttığı kadar ruhumuzu ve hayallerimizi de ısıtır. Kışın üşüten yanları törpülenir.



Sobanın üstünde bazen, çay bazen ıhlamur kaynar. Odaya ya çayın ıtırı ya ıhlamurun rayihası yayılır. İklim birden asudeleşir. Bu dingin ortamda, bardağa dolan sıcaklık yudum yudum içimizi ısıtır. Bardağın billûr ışıltısı, gözümüzü aydınlatır; hayallerimizi berraklaştırır. Dışarıda “Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş/ Eşini gaip eyleyen bir kuş gibi kar/geçen eyyam-ı nev baharı arar” dizelerine özdeş bir hava olsa da. Biz çayın ve ıhlamurun buğusunda baharı yaşarız. En azından buğulu günlerin bir demliklik numunesine şahitlik etmenin tadını çıkarırız.



Böylesine asude bir iklimde, hurufatla haşır neşir olmanın da ayrı bir tadı ve hazzı vardır. Bu sıcak dünyayla kitapların dünyasını harmanlamak insanı daha bir ısıtır. İpeksi hayallerin müstesna yollarında yürüyüş yapar insan. Yolun her durağında nazenin hayaller merhaba der. O merhaba riyasız ve içtendir. Bizi oldukça rahatlatır, huzurun ayak sesleri yankılanır kulaklarımızda.




Harflerin aydınlık dünyasında, yeni güzellikler keşfederek devam ederiz yolculuğa. Çay ve ıhlamur kokusu, daha ziyade hissedilir harflerle haşır neşirken. Kitaba düşülen derkenar, buğulu günlerin sıcaklığının izini taşır çoğunlukla. Yıllar sonra aynı kitaba dokuna eller hisseder bu sıcaklığı. Anılar tazelenir. Belki, taze bir çayın buğusunda ya da ıhlamur kokusunda tütsülenir hayaller. Kedi , kitap , çaydanlık üçlüsü nefes alıp verdikçe bırakmaz bizi. Ellerimiz ve hayallerimiz üşüse de o sıcaklığı hep taşırız içimizde.



Biz, kışı da severiz; onun getirdiklerini de. Ama, kuşlar üşümesin, çocuklar üzülmesin asla. O zaman hayallerimiz de üşümez, bedenlerimiz de… Buğulu günlerimize bereket yağsın gökten. Sobamızın nefesi sıcak, çaydanlığımızın buğusu bol olsun…
Ankara, 29.12.2011 İ.K