..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Usun ve deneyimin aksaçlýlarýnki gibi, ama yüreðin masum çocuklarýnki gibi olsun." -Schiller
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Kemal Yavuz Paracýkoðlu




8 Nisan 2012
Komünist Namýk  
Bizim Köyün Ayýlarý..

Kemal Yavuz Paracýkoðlu


Dersler baþladýktan on gün sonra, tam da öðretmenin geleceði dakikalarda, adeta bir ortaokul öðrencisi görünümünde, kýsa boylu, zayýf mý zayýf bir çocuk girdi sýnýfa. Bir kiþi, “ilkokul aþaðý mahallede, yanlýþ gelmiþsin,” diye laf attý, gülüþenler oldu.


:AFBC:

Dersler baþladýktan on gün sonra, tam da öðretmenin geleceði dakikalarda, adeta bir ortaokul öðrencisi görünümünde, kýsa boylu, zayýf mý zayýf bir çocuk girdi sýnýfa.
Bir kiþi, “ilkokul aþaðý mahallede, yanlýþ gelmiþsin,” diye laf attý, gülüþenler oldu.
Gelen öðrenci onu umursamayarak oturabileceði boþ bir yer bakýndý. Önlerde, tek kiþi oturan bir öðrencinin yanýna giderek, “buraya oturabilir miyim?” diye sordu.
Tek baþýna oturan öðrenci, “üzgünüm, ama gelecek var,” diyerek izin vermedi ona. “Bak, en arkadaki sýra boþ,” diyerek sýnýfýn arka tarafýný gösterdi.
Öðrenci, gösterilen yere gitti, oturdu.
Fýsýltý gazetesi birkaç teneffüslük mesai ile yeni gelen hakkýndaki bilgilere ulaþmamý saðladý. Adý, Namýk imiþ; sýnavý kazanan bir öðrenci her nedense okula baþlamadýðýndan yedeklerin baþýnda yer alan Namýk’ý okula kaydetmiþler.
Namýk, baþka bir dünyadan gelmiþ gibi tertemiz yüzlü, iyi giyimli, çekingen birisiydi. O ufacýk boyuyla oturduðu en arkadaki sýrada, önündeki sýralarda oturan iriyarý gençlerden dolayý görünmüyordu. Öðretmenler derslere giriyor, konularý anlatýyorlar, onu göremeden, ya da o öðretmenleri göremeden ders bitiyordu. Çaresizce boynunu uzatarak, ya da ayaða kalkarak karatahtada yazýlanlarý defterine geçirmeye çabalýyordu. Onun bu hali gözüme çok sempatik görünmüþtü.
Resim dersinde, öðretmen kürsüsüne yerleþtirilen meyve dolu bir tabaðýn karakalemle natürmort çalýþmasýný yapýyorduk. Arka sýradan bir beliren, bir yok olan kafa, resim öðretmenimiz Karýncaezmez’in dikkatini çekince onun yanýna gitti. Önce, yaptýðý resimle ilgilendi. Resim kâðýdýný önünden alarak karatahtanýn önüne geldi.
“Çocuklar,” diye seslenince hepimiz resim yapmayý býrakýp ona baktýk. O, yukarý kaldýrdýðý resmi sýnýfa göstererek, “bu yeni gelen arkadaþýnýzýn çalýþmasý. Sizlere, yapacaðýnýz resimle ilgili bir örnek teþkil edebilecek kadar, güzel bir çalýþma. Þu gölgelendirmeleri görüyor musunuz? Resme üç boyutlu bir derinlik kazandýrmak için nerede, nasýl gölgelendirme yapacaðýnýzý iyi bilmelisiniz…”
Kendi resmime dikkatle baktým. Gölgelendirme? Yoktu öyle bir þey; bilmiyordum, kimse öðretmiþti. Resmimde simetri vardý, o da bir derinlik katabiliyordu, ama gölgelendirme canlandýrýyordu resmi, elini uzatýp meyveyi kâðýdýn üstünden alýverecekmiþsin gibi capcanlý yapýyordu.
Karýncaezmez, resmin sahibi çocuða, “sen gel bakayým buraya, yavrum!” diye seslenince Namýk ayaða fýrlayýp sýrasýndan ayrýlýyordu ki, Karýncaezmez, “sýranda bir þeyini býrakma, neyin varsa toparla gel!” diyerek müdahale etti.
Namýk, sýradaki eþyalarýný toparlamaya baþladýðýnda, öndeki sýralardan birisinde tek baþýna oturan öðrencinin yanýna giden Karýncaezmez, ona, “dokuz yüz on, sen burada niçin yalnýz oturuyorsun?” diye sordu.
Bu çocuk, Namýk ilk geldiðinde yanýna oturmasý için izin vermeyen çocuktu, ayný yalaný Karýncaezmez’e söylemeyi de denedi. “Yalnýz oturmuyorum hocam. Gelecek var.”
Karýncaezmez, bu cevaba þaþýrdý. “Yoklama listesinde sýnýfýn mevcudu tam görünüyor, gelmeyen herhangi bir öðrenci yok! O gelecek olan arkadaþýnýn adý neymiþ bakayým?”
“Adýný bilmiyorum efendim.”
“Onunla, daha önce birlikte oturdunuz mu?”
“Yok. O, gelecekmiþ… Öyle dediler…”
Saçma sapan bir yalaný söyleyecek kadar aptal isen, yalancýlýðý sürdürmeyi becerebilecek kadar zeki deðilsindir. Aðzýna burnuna bulaþýr her lafýn; ama, Karýncaezmez gibi engin bir hoþgörüye sahip öðretmenin olduðu için þanslýsýndýr, o senin yalancýlýðýný yüzüne vurmaz.
“Tamam evladým! O arkadaþýn geldiði zaman, onu da baþka bir yere oturturuz, emi! Þimdi, yer aç da bu arkadaþýn otursun yanýnda!”
Öðrenci zoraki toparlanarak sýranýn yarýsýný boþalttý. Namýk, kucaðýnda eþyalarýyla geldi, boþaltýlan yere yerleþmeye baþladý. Yeni sýra arkadaþýnýn dostluðunu kazanabilmek umuduyla, ona, “merhaba!” dedi. Öteki ise, içinden geçen küfürleri dýþarý yansýttýðý bir suratla karþýlýk verdi ona.
Sýra arkadaþým Nazmi de fark etmiþti, sýranýn eski sahibi öðrencinin kötü tavrýný, beni dürterek, “beyzadenin rahatý bozuldu,” dedi. “Suratýndan düþen bin parça oluyor.”
Karýncaezmez, karatahtanýn önüne geçerek dersi anlatmaya baþladý. “Bu günkü dersimizde karakalem ile gölgelendirmeyi öðreneceðiz…”

Resim dersi biter bitmez Namýk’ýn tepesine dikildim. Tam da o anda yanýna zorla oturduðu oðlan emrivakii henüz hazmedememiþ, bir þeyler kusuyordu. Beni fark eden Namýk, buna pek sevindi. Yanýndaki ayýya karþý nezaketi gene de býrakmayarak, “sizinle daha sonra konuþalým; müsaade ederseniz, arkadaþýmla bir iþimiz var da,” diyerek ayaklandýktan sonra benimle birlikte sýnýftan çýktý.
“Bir þey mi diyordu o ayý sana?” diye sordum.
Yüzü kýzararak, “küfür ediyordu,” dedi.
Bunu öðrenince, ben de kendimi tutamadým, aðýr bir küfür savurdum onun için; sonra kendimi toparladým, daha sakin, resimle ilgili konuþmaya baladým. “O kadar güzel resim yapmayý nereden öðrendin?”
Alçak gönüllüðünden taviz vermeksizin, “o kadar da güzel olmadý aslýnda,” dedikten sonra, bana da iltifat etmeyi ihmal etmedi. “Senin yaptýðýn resim çok daha güzeldi.”
Ben, sanýrým alçak gönüllü davranabilecek kadar akýllý deðildim. “Benim, ilkokul beþinci sýnýftayken guaþ boyayla yaptýðým bir manzara resmi, Türkiye çapýndaki bir resim yarýþmasýnda mansiyon ödülü almýþtý,” dierek övünmeye baþladým; oysa, böyle övünürken mansiyon ödülünün nasýl bir ödül olduðunu bile bilmiyordum.
Doðruca okul tuvaletlerine gittik. Tuvaletlerin içi koyu bir sigara dumaný altýndaydý. En az yirmi genç, acele nefeslerle sigara içmekteydi. Benim buraya geliþimdeki amaç ta aynýydý. Hemen çorabýmýn içinden çýkarttýðým sigara paketinden bir sigara aldým. Ýçmediðini umuyordum, ama nezaketen Namýk’a da tuttum, aldý. Ben civardakilerden ateþ alarak kendi sigaramý yakarken, Namýk benden uzaklaþarak giriþe yakýn bir yerde, iriyarý üç öðrenciyle hararetli hararetli bir þeyler konuþmaya baþlamýþtý. Buradan, oðlanlara bir takým talimatlar verdiðini sanýrdýnýz. Sonra, onlarý býrakarak yanýma geldi, öteki oðlanlar da ayný anda tuvaletlerden çýkýp gittiler.
“Kimdi onlar?”
Onlar hakkýnda konuþmak istemediðini belli ederek, “arkadaþ, sonra tanýþtýrýrým seni de,” dedi.
Israr etmedim.

Teneffüs bittiðinde sýnýfa döndüðümüzde, bir sürprizle karþýlaþtým. Namýk’ýn yanýnda oturduðu ayý, sýradaki eþyalarýný toparlýyordu. Namýk gelir gelmez, “ben arkadaki boþ sýraya geçeyim de, siz rahat oturun,” diyerek karþýladý onu.
Namýk, muzaffer edalarla, “iyi olur!” diyerek geçip sýrasýna otururken, ayý da geçip arkadaki sýraya yerleþmeye baþlamýþtý.
Yanýmda oturan Nazmi’ye bakarak, þaþkýn mimiklerle, “ne oluyor?” diye sordum.
Nazmi, “komünistler geldi,” dedi. “Meðer senin adamýn da onlardanmýþ.”
Komünistler mi? O da neydi?...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Balkonlu Ev...
Bizim Köyün Ayýlarý... 2.
Babam…
Madam...
Büyük Öðretmen Boykotu…
Çöpçatan...
Tip Tip Tipsizler…
Anneanne...
Safinaz Abla...
Son Söz...

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhittin Amca...
Hempa...
Krallarýn Kraliçesi
Hanýmeli...
Siktiriboktan…
Basgitar...
Nerede O Eski Öðretmenler…
Nil Kraliçesi.
Kur'an Ayetlerinden
Öpücük Tutkusu...

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Part - Time Seviþmeler [Þiir]
Bir "Hiçbir Þey" Olmak [Þiir]
Deliler Bayramý [Þiir]
Nazlý Nazlý Karýlar... [Þiir]
Gülbahar'ým; Can Çiçeðim! [Þiir]
Ýkimiz Ýçin [Þiir]
Hayatým [Þiir]
Halepçe [Þiir]
Senden Önce, Sensiz [Þiir]
Çapkýn Kýz... [Þiir]


Kemal Yavuz Paracýkoðlu kimdir?

Okur yazar, okuduðunu anlar, yazdýðý okunur, emekli büro memurluðundan devþirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiþtir, kendine özgü bir yazý dili kullanýr...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kemal Yavuz Paracýkoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.