Yaşamak için topu toplam altı haftam kalsaydı ne mi yapardım? Tuşlara daha hızlı basmaya bakardım. -Isaac Asimov |
|
||||||||||
|
Her yanım kasılmış ve sancılar bedenimi ansızın ele geçiriyor. Sonra belli belirsiz bedenim gevşeyerek rahatlıyor. Susuzluktan mı, yoksa boğulmak üzere olmamdan mı, bilmiyorum. Ancak fazla vaktimizin kalmadığı da gün gibi aşikar. Başkanımız çoktan öldü. Deli herif ! Keşke gebermeden önce bizi ne hallere düşürdüğünü görebilseydi. Son saldırıda bomba saklandığı sığınağının tam üstüne düşmüştü. Her halde o an ölmüştür. Keşke biraz daha yaşasaydı da hırsımızın bize nelere mal olduğunu anlaya bilseydi. Güç bela, ayağa kalkarak, cam balkonumdan şehre bakıyorum. 35 milyonluk şehirde çıt çıkmıyor. Herhalde benim gibi boğulmakla ya da susuzluktan ölmekle meşguller. Başımı göğe kaldırdığımda onu görüyorum. Tarihimizin başladığı gezegeni. Büyükbabam eskiden Dünyanın, mavi denizlere sahip olduğunu söylerdi. Benim bu güzelliği görmek için hiç fırsatım olmadı. Ben doğduğumda, bu büyük gezegen çoktan yok edilmişti. Anlatılanlara göre her şey Dünya daki insan nüfus unun, doğal kaynaklarla orantısız olarak çoğalması ile başlamış. İlk olarak benim gezegenim olan Ay a koloniler kurularak , Dünya nüfusu ’nun , çeyreği bu gezegene gönderilmiş. Tabii o zamanlar şimdiki gibi yapay yer çekimi yaratacak bir teknoloji olmadığı için, Dünya dan altı kat az yer çekimine sahip olan Ay gezegeninde, herkes 6 kilo ağırlığında botlar giyermiş. Yapılan her binanın su ihtiyacı büyük santraller ile Ayın yüzeyinde ki buzulların eritilmesi ile karşılanır , elde edilen suyun yarısı da neredeyse, gezegenin yarısını kaplayan devasa seralara gönderilirdi. Seralar bizim için çok önemliydi çünkü binalara gelen oksijen seralar dan karşılanırdı. Zamanla Ay gezegeni Dünya için önemli bir ticaret merkezi haline gelmişti. Atmosferi olmadığı için güneş panelleri ile elde edilen enerjiyi elektriğe çevirip Dünya ya satmaya başlamıştık. Ayrıca Güneş patlamaları nedeni ile oluşan ve Ay toprağında bol bol bulunan pek çok maden, Dünya gezegenin de yakıt olarak kullanılmaktaydı. Kısa zamanla Ay gezegeni Dünya için vazgeçilmez bir pazar merkezi haline gelmiş, yapay yerçekimi teknolojisinin bulunması, ve şehirleri örtecek devasa cam kubbelerin inşası ile insanlar, Ayda Dünya daki gibi, herhangi bir uzay elbisesi takmadan dolaşmaya başlamıştı. Ama hala bir soruumuz vardı.Ürüyorduk. Hem de bu defa yalnızca Dünya değil , nüfusu bir milyarı geçen Ay gezegeni de sera larındaki meyvaları ve oksijeni insanlarına yetiştiremez olmuştu. Gözlerimiz hemen Mars a yöneldi. Aynı tekniklerle Mars da çok daha büyük şehirler ve ekonomik fırsatlar yarattık. Mars ta oluşturduğumuz sera lar yalnızca o kızıl gezegene değil , bize de, Dünya ya da rahatça yetiyordu. Üreme sorunumuz da fakirlik kavramımızda ortadan kalkmıştı. Yıldızı Mars taki Arkonil şehrinde parlayan Hümorin adlı o politikacı başa geçene kadar, barış içinde yaşadık. Hümorin Dünya gezegeni ni bizi sömürmekle suçluyor, ayrıca Ay gezegeninin ve Mars ın Dünyaya karşı acilen silahlanması gerektiğini savunuyordu. Tarihçilerin anlattığına göre, hepimiz bu karizmatik güçlü politikacaya inanmış ve kesinlikle kendisinin sömürgesi olmamızda ısrar eden Dünya ya savaş açmışız. Dünya bizden çok daha güçlü olmasına karşın; bizim şehirlerimizin üstünü sardığımız, camdan yapay atmosfer kabuğu gibi bir yapı olmadığından, insanlar doğal gök yüzü ile temasta olduğun dan , atmosferlerine gönderdiğimiz kitlesel zehirler ve denizlerine gönderdiğimiz öldürücü bakteriler ile bir yıl içinde tüm gezegen halkı ve hayvanlar yok olmuşlar. Mavi gezegen birkaç yıl içinde şimdiki kahverengi ye çalan rengini almış. Dünya yok olduğu yıllarda doğmuşum ben. O uygarlığı hiç görmedim. Ama küçüklüğüm de o gezegenle ilgili pek çok masallar dinlerdim. Dünya nın bizlere etkisi yalnızca masallar değildi tabi ki. Yok olan bir gezegen yanında pek çok kaynağımızı ve sanayi ihtiyacımızı da götürdü. Yeni seralar ve yeni hammade üretimi yapılacak bir gezegene ihtiyacımız vardı. Güneş sisteminde, yeni bir uygarlık kurabileceğimiz tek gezegen, Jupiter in uydusu Titan dı. Tek sorunise bu gezegenin Mars ve Ay a aynı anda yetmeyecek kadar dar kaynaklara sahip olması idi. Üstelik Titan ın yüzeyinde bulunan, sıvı haldeki metana sahip olan uygarlık, diğer gezegenin karşısında büyük bir güç elde edebilirdi. Tahmin ettiğiniz gibi Mars ve Ay bu soğuk gezegen için savaşa girdi. Birbirimizin su santrallerine, ulaşımımızı engellemek için hava yollarına ve sera larımıza saldırdık. Yol açtığımız hasarın telafisinin, mümkün olmadığını anladığımızda zaten iş işten geçmişti. Su kaynaklarımız, Sera larımız doğal gezegenimiz olan Dünya ve uzaya çıkacak araçlarımız artık yok olmuştu. Susuzluk ve havasızlık tan ölmek üzereyken deliliğimizin geçmiş olması ve ilk defa mantıklı düşünmemiz ne kadar ilginç değilmi. Yaşamak için o kadar zahmete girmek yerine yanlızca içimizi değiştirmemizin yeterli olacağını, yok olurken, uygarlığımız çökerken anlaya bildik. Şimdi anlıyorum ki içimizde varlığını sürdüren bu hırsı yenemediğimiz her an, bu evren de mutlu olmak için bir şansımız hiç olmamış. Kainat ın tarihine kendini yok eden tek akıllı canlı olarak geçeceğimizi bilerek ölmek bana acı değil şaşkınlık yaşatıyor. Başım dönmeye başladı. Yere uzanıyorum.Elveda MEHMET BURAK YÜKSEL
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mehmet burak yüksel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |