..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Fantastik > mehmet burak yüksel




2 Temmuz 2012
Karanlıkta Yalnızım  
mehmet burak yüksel
Ölümsüz olmak.Belki de her insanın aklından geçen bir hayal.Peki bu hayal için ne kadar bedel ödenmeli.İnsan insan olmaktan vazgeçerse ölümsüz olmak anlamlı olurmu


:BJBD:
KARANLIKTA YALNIZIM


Uzun zaman oldu. Bedenen olmasa ‘da ruhen yorulduğumu hissediyorum. Kokusunu, tadını alamadığım bir dünyada yaşıyor ,amaçsız bir hayvan gibi sokaklarda dolaşıyorum. Aslında hani önümde yürüyen gence imrenmiyor da değilim iri, sağlıklı, güçlü bedenine rağmen nasılda tirtir titriyor soğukta. Seine nehrin den geçen yatlara bakıyor ve kimbilir ne düşünüyor.Benim bir hayalim bile yok. Ne kadar acı demi. İşte yıllarca insanları izleyerek, onların hayallerine imrenerek, onlar gibi ağlamak, onlar gibi sevmek ,aşık olmak nefret etmek isteyerek yaşadım. Bu duyguları hissetmeyeli o kadar uzun zaman oldu ki, neye benzediklerini bile hatırlayamıyorum artık. Bu güzel Avrupa kenti bile beni bu duygulardan herhangi birini hissettirmeye yaklaştıramadı bile.
Oysaki başlarda her şey ne kadar farklıydı .Doğduğumda o kadar masummuşum ki anam bana anlamı kötülük den uzak duran; Affan ismini vermiş. Eğitimi Yeniçeri dergahında tamamladıktan sonra Sultanımız Fatih Sultan Mehmet Han hazretleri beni Constantinopolis in Şile bölgesine Tımar beyi olarak atamışdı. O güzelim deniz kokusunu, tenime vuran güneşi , konağımın bahçesinde ılık rüzgarla dalgalanan ağaç dallarının çıkardığı hışırtıyı hala unutamıyorum. Yine anam saolsun beni Açel ya ile orada tanıştırdı. Çok sevdik birbirimizi. Bazen öpmezdim karımı. Onun yerine burnumu yanağına değdirip koklardım. Teninin sıcaklığı, kokusu o denli hoşuma giderdi. Çok geçmedi iki tane güzeller güzeli kız verdi bana Bedia ve Banu. Evim, uşaklarım, karım, kızlarım ile renkli mutlu sıcacık bir yaşantım vardı. Hayatım da güzel olan herşeyin kaderin bir pençesi ile dağılacağını nereden bile bilirdimki.
1470 yılında çıkan veba, sel gibi önüne çıkan herkesi aldı götürdü. Tabiki bu hastalıktan nasibimi bende aldım .Keşke ben hasta olsaydım, ama ihale karım ve iki kızıma çıktı.Cenazelerine eksik olmasın sultanımız bile geldi. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı. 10 yıl kadar mutsuz ve amaçsız yaşadım.Hiç unutmam bir kış günü gördüm onu. Arnavut kaldırımlı birbirine bitişik kerpiç evlerin önünde titreyerek yürürken karşıma çıktı. Gece zifiri karanlıktı karların üstünde durmuş öylece bana bakıyordu. Donuk dimdik duruyordu. O kadar zarif o kadar güzel bir kadındı ki bir an soğuktan ölüp cenete düştüğümü ve bir cennet hurisiyle karşılaştığımı zannettim.Bir han na girene kadar takip ettim onu çıktığı odaya çıktım kapı açıktı içeri girdim.Bu olaylar okadar uzun zaman önce olduki o güzelim hatunun yüzünü bile hatırlamıyorum şimdi. Ama kulağıma eğilip bana söylediği şeyi hiç unutmadım.Kollarıyla kaçamayayım diye beni sardıktan sonra kulağıma fısıldadı. “Seni seçtim ve sana bir sır vereceğim” Sabah uyandığımda yanımda yoktu ancak değiştiğimi hissettim. Artık karımda kızlarımda okadar önemli değildi, Boynumun arka kısmında bir yara vardı çok ağrı yapıyordu ancak kendimi çok sağlıklı hissediyordum ne mutluydum nede mutsuz
çok açtım susuzdum han görevlisinden yemek istedim ama yediğim açlığımı içtiğim susuzluğumu geçirmez olmuştu .Ancak Han içindeki herkesi öldürüp kanlarını içtiğimde anladım ne illete dönüştüğümü korkmuyordum ama kaçmak mantıklı geldi.Lakin kapıdan çıkmaya çalışınca tek zayıflığımın güneş olduğunuda acılı bir şekilde öğrendim.
Aradan tam 542 yıl geçti tabi her şeyi tam hatırlıyamıyorum.Ancak şundan eminim o gün o kadının bana verdiği sırrı başkalarıyla paylaşma zamanım geldi.Önümde yürüyen ve soğukta titreyen bu genç güçlü adam benim seçilmişim olacak.Benim sırlarımı paylaşacak.


MEHMET BURAK YÜKSEL



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın fantastik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Karanlık Köle
Avelon Krallığı : Son Savaş (Bölüm 4)
Susuzluk
... Hain...
Avelon Krallığı Esfalt Kalesi (Bölüm 2)
Avelon Krallığı: Kara Miras Bölüm 3
Avelon Krallığı Loncanın Yıkılışı (Bölüm1)

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Adı Ayrılık
Kör Talih
Atletik Vücutlu Sarışın Bayan
... Ölüm...
Dolunay
İhanet
... Ayna...
İstila
Ofis Bölüm 1
Çöküş

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İlk Öpücük [Roman]
İstila [Roman]
Yaş 38 [Deneme]
Para Para Para [Deneme]
Çoban [Deneme]
Efsane Olmak [Deneme]


mehmet burak yüksel kimdir?

fantastik roman türü yazarıyım ayrıca korku ve bilimkurgu romanlarıda yazarım

Etkilendiği Yazarlar:
adam fewer, ken grimwood,chuck hogan


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © mehmet burak yüksel, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.