..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Toplum ve Birey > Ramazan Karalar




4 Ocak 2014
Bakalım Daha Nelerimiz Çalınacak?  
Ramazan Karalar
Bizi bizden aldılar, bir başka bizi yüklediler beynimize. Kararsız kalmayı huy edinmiş işletim sistemi yüklü bilgisayara format atar gibi, yeniden formatladılar beynimizi. Bizi bizden alanlar mıydı suçlu? Yoksa koşulsuz teslimiyete açık olan bizler mi? Daha mutlu değil miydik tek kanallı televizyon ya da radyo dönemlerinde?


:ACDC:
Bakalım Daha Nelerimiz Çalınacak?
     Bizi bizden aldılar, bir başka bizi yüklediler beynimize. Kararsız kalmayı huy edinmiş işletim sistemi yüklü bilgisayara format atar gibi, yeniden formatladılar beynimizi.
Bizi bizden alanlar mıydı suçlu? Yoksa koşulsuz teslimiyete açık olan bizler mi?
Daha mutlu değil miydik tek kanallı televizyon ya da radyo dönemlerinde?
Tatlıcılar, pamuk şekerciler ya da açık kıymalı pideciler vardı o zamanlar. Hiç der miydik acaba “bu şüphelidir, ne ile yapıldığı belli değildir yemeyelim” diye?
O zamanlarda da vardı belki kötülük, hainlik, hile. Ama bizler iyiydik. Şimdi sanmayın ki teknoloji karşıtı olalım dediğimi. Elbette olsun yine, ama biz değişen dünyadan sadece nimet alsaydık da, kendimizi kaybetmeseydik…
Çok kanallı döneme adım attığımız sıralar merak olgusunu had safhaya ulaştırdık. Her şeyi merak ettik. Kimileri çok aydınlandı, kimileri birilerinin neler yaptığını merak eder oldu, önce paparazzi ile tanıştı. Sonra komşusuna paparazzilik yapmaya alıştı…
Çocuklara dur demeyi bilemedik, sınırını öğretemedik, çocuklar bizim gençlik yıllarında öğrendiklerimizi çocuk yaşta öğrendi. Bu kadar hıza alışmadı, bünye icabı kaldıramadı, 20’li yaşlarında yaşayacak heyecanı kalmadı, çocukların hepsi olmasa da bir bölümü başka yollara saptı. Kimi macera olsun diye hırsızlık yaptı, kimi cinayet işledi, kimi kötü alışkanlıklar edindi.
Sakın yobaz sanmayın; yobazlık afişe edilmeye karşı durmak değildir. Televizyonlarda çıplaklık deşifre edildi, sanki her yerde estetik harikası vücutlar cesurca geziyormuş gibi gösterildi.
Birçok bey ya da hanım eşini beğenmedi. Evdeki eşini önce sözleriyle ezdi, sonra gözleriyle dışarıda gezdi. Kaç yuva böyle dağıldı.
Kebabımız vardı, lahmacunumuz vardı, bunu sanki o ana kadar hiç tüketmemiş zihniyetler bunları tüketenleri kendi tabirleri ile ‘kıro’ diye adlandırarak, fastfood kültürünü soktular içimize. Şimdi ana caddeler ara sokaklar pencereleri ve camları ardına kadar açık dönercilerden geçilmiyor. Yeseydik ama özümüzü unutmasaydık. En azından bir çok Türk lokantası kapanmasaydı.
Çocuklarımız şiddet içeren çizgi filmleri izlemeseydi de sağa sola vurup durmasaydı. Bugüne kadar kardeş yaşamıştık. Birileri istedi diye el pençe durmasaydık kimsenin önünde. Biz modern çağa ayak uydurmak isterken kültürümüzü satmasaydık. Türkiye’de 3 Liraya gariban işçilere diktirilen malları, sırf dış ülkelere açıldı 300 Liraya satılıyor diye, ‘amma fiyakalısın’ desinler diye kullanmasaydık. Kendi ürettiklerimizi tüketmeyi başarsaydık. Şimdi elimizde olan tüm değerler işlenmeye hazır, sermaye ise birikmiş olurdu eminim.
‘Tükettiğimiz Türk malı kalitesiz’ diyorsak bunun suçlusu da biziz; adamlara verdik mi sermayeyi mallarını tüketerek? Şimdiye kadar tüketseydik şimdi bizim verdiklerimizle daha kaliteli olmaz mıydı ürünleri?
Öyle bir zaman geldi ki en önemli mirasımızı dilimizi çaldırdık! Tamam demeyi, okey’e, hoşçakal’ı bay bay’a dönüştürmeseydik…
Kardeşliğimiz bozuldu. Bizi bizden çalanlara dur demeyi bilemedik. Şimdi bakın ne hallere geldik. Ne bunları yazmaya gerek var, nede tekrar dile getirmeye; zaten herkes biliyor yaşananları.
Şimdi herkes kendini sorgulamalı. Çuvaldızı kendine, iğneyi başkasına batırmalı.
Bizi çalanlar elbette vardı; ama biz çaldırmaya bu denli açıkken bakalım daha nelerimiz çalınacak?



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum ve birey kümesinde bulunan diğer yazıları...
"Senin Eline Diken Batar Mı?"
Kaçmak İstiyorum Buralardan…
Güneş Tekrar Parlar mı?

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Pkk Şimdi Kimin Güdümünde
Bildiğini Bilen mi, Bilmediğini Bilmeyen mi?
"Ne Yaptın Kardeş?"
Onu Tanımak ve Anlamak
Şah! …ve Mat…
Geri Dönen Sevgili Olursun Kırşehir
Başkanı ve Vekili Kim Seçiyor?
Güçlü Demokrasi İçin Güçlü Yerel Basın
Neler Oluyor, Açılımı Niye Kimse Açamıyor?
"En Sonunda Gelip Beni Götürdüler"

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dikiz Aynası [Öykü]
"Satıldık, Uyandırın Bizi!" [Deneme]
İşte Bu Benim Ramazan’ım [Deneme]
Sizin Ampul Kaç Mumluk? [Deneme]
Her Şeyi "Örtün"! [Deneme]


Ramazan Karalar kimdir?

Lise çağlarımdan itibaren yazıyorum. Güncel olaylardan yola çıkarak yazdığım bir çok öyküm var. Ancak bir türlü yayınlayamadım. Bu öykülerin bir bölümünü Çağdaş Kırşehir gazetesinde yayınladım. Aynı gazetede güncel siyasi olaylarla ilgili köşe yazarlığı yapmaktayım. Yazdığım yazıların konusu ile yönetenlere, topluma, sisteme, yolsuzluklara, düzene, adaletsizliğe, haksızlığa karşı kendi düşünce ve fikirlerimle bir duruş sergilemeye çalışıyorum. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ramazan Karalar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.