Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Ruhu şad olsun Şeyhülislâm Yahya Efendi’nin. Bakınız ne güzel anlatmış! “ Mescidde riyâ-pişeler itsün ko riyâyı / Meyhaneye gel kim ne riyâ var ne mürâî ” Sadece mescidde değil artık; riyâ her yerde… En başta siyasette… Bürokraside, üniversitede, yazılı ve görsel medyada, ticarette, sanayide, sporda, çarşıda, pazarda… Hemen her şart altında her yerde mürâî kaynıyor… Eskiden… Adam riyâkârlığı da biraz utanarak, biraz çekinerek gizli yapıyor; el âlemden utanıyordu… Şimdi âleni… Hatta mürâîlik madalyası verseler, övüne gerine yakasına takıp dolaşacak! Ahali yüzüne tükürse “Hah! Demek ki maksat hâsıl olmuş, amacımıza ulaşmışız” diye sevinecek… Çünkü devir, riyâ devri. En baştaki öyle istiyor. Zira en büyük mürâî kendisidir… *** Efendim, diyeceksiniz ki adamcağız korkuyor! Ne yapsın, malı mülkü, istikbali tehlikede! Ya şerefi, ya haysiyeti? Aman canım sen de! Böyle bir devirde şerefin, haysiyetin ne önemi ver?! *** Zeki Alasya vefat etti. Allah rahmet eylesin… A bir baktım ki adamcağızın ölüsünü linç ediyorlar! Meğer “Emek sineması sırf namaz kılmak için yıkılıyorsa, hiç o namaz kılınmasın” mealinde bir lâf etmişmiş rahmetli… İpini koparan troller toplanmış ve her zamanki gibi sosyal medyada koro oluşturmuşlar. Merhum için hakaret makamında şarkılar söylüyorlar… Ey aziz okur… Bu şehrin bütün semtlerinde her elli metrede bir cami var. Gidin vakit namazlarında bakın; her birinde en çok on kişi bulursunuz. İmam, boş duvarlara vaaz veriyor… Ve o koroda hakaret şarkıları okuyan trollerin yüzde doksanının alnı henüz secde görmemiş. Ama zamanın ruhu bunu istiyor. Çünkü zaman riyâ zamanı. Çünkü en baştaki mürâî, bundan hoşlanıyor ve para verip troll besliyor… *** Her fani gibi Kenan Evren de ecel şerbetini içti… Vebaliyle sevabıyla bir döneme damgasını vurmuştu… İzninizle, sadece iki hususun çok kısa olarak altını çizeceğim… Bir: 12 Eylül sabahında, bu ülke insanının yüzde doksanından fazlası rahat bir nefes aldı… Birçoğumuzun ya bizzat kendimizin ya da yakınlarımızın hayatı kurtulmuştu… O sabah, Kenan Evren’e en çok da dinci kesim hayır dua etmişti… Bizzat şahidiyim… Evet, 12 Eylül, ülkeyi uçurumun kıyısından döndürmüştü. On binlerce can ölümden dönmüş, ülke bir iç savaştan kurtulmuştu… Fakat süreç çok ağır işlemiş, onlarca insan asılmış, binlerce insan da işkenceden geçirilmişti… Sol ve ülkücü kesimin üstünden tank geçmişti… Gelin görün ki 12 Eylül öncesinde tabiri caizse araziye uyan, kamuflaj olan kesim de dinci kesimdi ve ihtilal sonrası süreçten de en az hasarla onlar çıkmıştı… Mutlaka dikkat etmişsinizdir. Şimdi en çok onlar 12 Eylül’ü lânetliyor ve en çok onlar zarar görmüşler gibi hava yaratma peşindeler. En çok onların sesi çıkıyor… Zamanın ruhu, riyâ istiyor! İki: Kenan Evren, ülke yönetimine el koymuş ve emrinde koskoca Türk Silahlı Kuvvetleri var. Ve de ülkenin bütün sivil kuruluşları başlarda gönüllü, sonraları mecburî destek veriyor kendisine. Anayasa referandumuyla birlikte yüzde doksan iki destekle cumhurbaşkanı seçiliyor. Yani, hangi taraftan bakarsanız bakın tam bir muktedir, arkası sağlam, önünde de hiçbir engel yok! İstese ömürlük bir diktatörlüğü sürdürme şansı var… Fakat o buna tenezzül etmiyor. Üç yıl içinde iktidarı seçimler sonucunda hiç de istemediği ama halkın seçtiği partiye teslim ediyor. Adı akçeli işlere, rüşvete irtikâba bulaşmıyor. Cumhurbaşkanlığı süresince de sivil hükûmetin tasarruflarına karışmıyor ve günü dolduğunda da sessiz sedasız çekip gidiyor… Bir de şimdikinin hırsına bakın! Adının bulaştığı milyonlarca dolara bakın! Kurduğu haram saraya bakın! Ömürlük bir dikta kurma ihtirasına bakın! Çocuklarına sağlanan imtiyazlara, akıtılan milyonlarca dolara bakın! Sonra da elinizi vicdanınıza koyun ve Kenan Evren’in arkasından öyle hakaret yağdırın! Bari siz riyâya bulaşmayın!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Cahit KILIÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |