Cumhuriyet fikir serbestliği taraftarıdır. Samimi ve meşru olmak şartıyla her fikre saygı duyarız. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Küçük olan konferans salonunda yaklaşık 50 kişi vardı. Oysa salonun tamamen dolu olmasını bekliyordum. Çünkü kuruluşu duyurmak için yapılan bir önceki toplantı, çok daha kalabalıktı. Önce Divan Kurulu oluşturuldu. Divan Başkanlığı’na Avukat Enver Öztürk getirilirken diğer üyeler, Eski Müsteşar Durali Elal, Eski Müftü Doç. Dr Yusuf Suiçmez ve Mustafa Özdeğirmenci’den oluştu. Gündemde Açılış Konuşması, YDH İnternet Sitesinin Tanıtımı ve Bölgelerin komite Kuruluşlarının seçimi ve gelen üyelerin düşünceleri ile birlikte soruların cevaplandırılması bölümleri yer aldı. Açılış konuşması YDH Sözcüsü Prof Erhan Arıklı yaptı. Arıklı özetle “YDH’nın heyecanla beklendiğini, vatandaşlar tarafından büyük ilgi gördüğünü ve her geçen gün büyümekte olduğunu” belirtti. “KKTC’nin Türk Dünyasının gururu olduğunu, çünkü Kıbrıs Türk Halkının Türkiye’den sonra silahlı mücadele ile bağımsızlığını kazanan ikinci ülke olduğunu, bunun da diğer Türk toplumlarına ilham verdiğini, şu an Irak’ta özgürlükleri için mücadele eden Türkmenlerin KKTC Bayrağını kendilerine sembol olarak aldığını ve bundan da gurur duyulması gerektiğini” söyledi. Prof Erhan Arıklı “ Kendilerinin 1974 ten sonra Adaya göçmüş Anadolu Türkleri olarak bu halkın bir parçası olmaktan gurur duyduklarını” belirtti. Arıklı konuşmasında “Dış güçlerin Kıbrıs'ta gaz ve petrol sevdasına acil bir çözüm peşinde olduğunu, Rum ve Yunanistan'ın içinde bulunduğu durum dolayısı ile dış baskılara direnemeyeceğini AIHM’njn DEMOPOULOS davasından sonra Türk tarafının elinin çok güçlendiğini, bu davanın kararı ortada iken KKTC’yi temsilen masada bulunan görüşmecilerin " iade" ve "Tapu sahibinin ilk söz hakkı" gibi kavramlara dikkat etmesi gerektiğini” söyledi. Sonra Sitenin tanıtımı yapıldı. Tanıtımdan sonra komitelerin oluşumuna ve düşünceler bölümüne geçildi. İşte düşünceler bölümünde Eski Turizm Bakanlarından Avukat Enver Öztürk, Yeni Doğuş Partisi hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu. Orada bulunan bazı üyelerin YDP’nin makam ve mevkii uğruna partinin kapatıldığını ve bunun da bu partiye gönül vermiş üyelere bir haksızlık olduğunu söylemeleri üzerine Avukat Enver Öztürk söz alarak bu konuda bir açıklama yaparak gizli kalmış bir olayı su yüzüne çıkardı. Enver Öztürk şu açıklamayı yaptı: “Arkadaşlar, bu noktada şu açıklamayı yapmak istiyorum. YDP kurulduğunda çok dikkatleri çekti. Parti barajı geçti. 4 Milletvekili çıkarıp Hükümete ortak oldu. Ben de bu partinin içinde görev yaptım. Parti kurulduğundan bu yana hep ayrımcı, bölücü, sadece TC Kökenli vatandaşların partisi olarak konuşuldu. Bir gün Amerika Elçisi bir heyet olarak bizleri akşam yemeğine davet etti. Bu yemeğe, ben, Kenan Akın, Ahmet Kaşif, Muharrem Yağcıoğlu ve Ali Özkan Altınışık katıldık. Elçi’nin ilk sorusu “Kaç kişisiniz?” oldu. Bu soru hepimizde soğuk duş etkisi yaptı. Ben de söz aldım. Sayın Elçi, sorunuzu tam olarak anlayamadık. Bu yemeğe gelenlerin mi sayısını öğrenmek istiyorsunuz? Üyelerimizin mi? Yoksa KKTC’de yaşayan tüm TC Kökenli vatandaşların mı? Öyle sanıyorum ki son soruyu kastettiniz. Ama eminiz ki bu sorunun cevabını siz bizden çok daha iyi biliyorsunuz. Kıbrıslı ve Türkiyeli olarak amaç nedir? Peki, sorayım size. Ben burada evlendim. Eşim Kıbrıs Türkü. Yerli. Sayın Kenan Akın da Kıbrıslı bir bayanla ile evli. Sayın Özkan Altınışık da öyle. Muharrem Yağcıoğlu ise Kıbrıslı. Çocuklarımız burada doğdu? Söyler misiniz? Kim Kıbrıslı, kim Türkiyeli? Eşim Kıbrıslı, ben burada yaşıyorum. Ben mi Kıbrıslı değilim, benimle evli olduğu için eşim mi değil? Çocuklarımız burada doğdu. Babaları ben olduğum için onlar mı Kıbrıslı değil? Diğer taraftan Sayın Kaşif ile Sayın Yağcıoğlu da Kıbrıslı. Yani bu partinin bölücü bir anlayışa sahip düşüncesi de çürütülmüş oluyor. Bu cevap karşısında Elçi bizden özür diledi ve bir daha kesinlikle bizler için kullandıkları “Yerleşikler” ifadesini kullanmayacaklarını belirtti. Ama bu tartışma asla bitmedi. YDP hep bölücü, ayrımcı bir parti olarak görüldü. Bu durum bizleri de rahatsız ediyordu. Türkiye de rahatsızdı. Türkiye’den gelen bir bakan, bu durumun ciddiyetini vurguladı. Bize partinin kapatılmasını veya bu anlayışa yer vermeyecek başka bir parti ile birleşmemiz gerektiğini söyledi. Hangi partiye katılacaktık? CTP ve TKP bizi zaten istemiyordu. Dönemin iktidar partisi de bizi eziyordu. O nedenle gidecek yerimiz olmadığı için bu partiyi kurduk dedik. “Onu bize bırakın” dedi. Yakın zamanda bazı vekillerle görüşüldü. UBP’den 9 vekil ayrıldı. DP kuruldu. Biz de bu partiye eşit haklarla iltihak olduk. YDP olayı kapanmış oldu. Aslında partiyi kapatmadık. Başka bir partiye iltihak olduk. Bazı devlet sırları vardır açıklanamaz. Bu durum da adeta bir devlet sırrı gibi saklandı. Açıklayamadık. İlk defa burada açıklamak zorunda kalıyorum.” dedi. Bu açıklama üzerine orada bulunanlardan “YDH’nın bundan sonra siyasi bir parti olup olmayacağı” soruldu. Doç Dr Yusuf Suiçmez “Şartların henüz olgunlaşmadığını, bunun gerçekleşmesi için biraz zamana ihtiyaç olduğunu, hemen siyasi parti konumuna geçilirse bunun yarar değil zarar da verebileceğini” söyledi. Prof Erhan Arıklı da “Siyasi parti olup olmayacağına üyelerin karar vereceğini, ilerde büyük bir baskı olması halinde siyasalla bileceklerini” söyledi. “İlerde YDH ya siyasi parti olur veya yeni bir siyasi parti doğurur.” dedi. Bazı üyeler de “Artık sabırlarının kalmadığını, bir an önce siyasi parti olmaları gerektiğini, artık boş şeylerle uğraşmak istemediklerini” belirtti. En ilginç yorum da Sayın Ramazan Özçelik’ten geldi: “Ben, maksadınızı tam olarak anlayamadım. Madem siyasi parti olmayacaksanız neden bir araya geldiniz? Madem böyle bir şeyi düşünmüyorsunuz neden ön plana çıktınız? Bu ülkede o kadar çok dernek, oluşum ve hareket var ki, buna bir yenisini eklemeye gerek yok.” dedi. Benim gördüğüm vatandaş, ısrarla Yeni Doğuş Partisi’nin tekrar siyaset sahnesine dönmesini istiyor. O zaman Prof Erhan Arıklı’nın dediği gibi “YDH ya siyasi parti olacak ya da yeni bir siyasi parti doğuracak.” Başka yolu yok gibi görünüyor. Çünkü vatandaş sabırsız...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |