ORUÇ VE İBADETLERİMİZ

Soruyorlar; “Diyanet’in imsak ile ilgili takvimi doğrumu?” diye…
Hoca değilim ama serde yazarlık ve İslami duyarlılığım olduğu için -tanıyanlar- haklı olarak benden bir şeyler (doğruları) öğrenmek istiyorlar.
Al sana sorumluluk işte…

Doğruları söylesen, ‘fincancı katırlarını ürkütmüş olursun’, doğruları söylemesen… Allah muhafaza!..

İmsak vakti ile ilgili Allah Teâlâ Bakara suresi 187. ayette şöyle buyurur: “Fecrin ak çizgisi kara çizgisinden sizce, tam seçilinceye kadar yiyin için.”
Konuyla ilgili Allah’ın kesin ve apaçık emri olduğu halde Diyanet İşleri Başkanlığı hala neden Kur’anla ters fetva ve takvimler sunar anlamış değilim…

Fazla değil iki gün önce sabah ezanı dörde yakın okunurdu, şimdi üçü … geçe okunuyor.
Bir günde n’oldu da bir saat farkla ezan değişti, onu da anlamış değilim.
Bu değişken durum karşısında vatandaş, sormasın da ne yapsın?
Aslında siz de sorun.
Telefon açın il müftülüklerine…
‘Alo Fetva’ların ucuz fetvalarını sorgulayınız, kendi kendileriyle nasıl çeliştiklerine siz de müşahede ediniz.
Peki, yok mu bu yanlışlıkları hatırlatacak kimse?
Var!..
Elhamdülillah, her gün bilinçli insanların sayıları daha da artıyor…
Bu minvalde araştırıp kafa yormuş ve sorumluluk bilinciyle doğru bildiklerini yazıya dökmüş Prof. Dr. Abdülaziz Bayındır’ın, Süleymaniye Vakfı’nın www.suleymaniyevakfi.org sitesinde yer alan, “Türkiye’de en az 40 dakika fazla oruç tutturuluyor” yazısına, Diyanet İşleri Başkanlığı’nca verilen cevap, Bayındır Hoca’nın tespitini doğruluyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı özetle; “İmsak vakti, sabahleyin doğu ufkunda yatay olarak beliren ve yayılarak yükselen beyazlığın görülmesiyle başlar. Buna astronomik tan denir; bu vakitte güneş, ufka 18° yaklaşmış olur. Astronomik ve atmosferik belirtileri bilen bir Müslüman, imsak vaktini gözlemle tespit edebilir. Ancak usulüne uygun yapılmayan gözlemlerle, namaz ve oruçla ilgili vakitler konusunda tereddütler uyandırmak doğru değildir” diyor ancak pratiğe gelince uygulatmıyor…

Meraklısı için; Abdulaziz Bayındır’ın: http://www.suleymaniyevakfi.org/bulten/imsak-vakti.html’daki yazısına bakabilir.

Dedim ya “Hoca” değilim, sadece dinini doğru öğrenmek ve yaşamak isteyen bir vatandaşım. Kaldı ki bir Mü’minin sadece doğru bildiklerini yaşamakla sorumluluğu bitmiyor, bildiklerini Mü’min kardeşiyle de paylaşması gibi bir zorunluluğu var.


قُلْ إِنَّ صَلاَتِي وَنُسُكِي وَمَحْيَايَ وَمَمَاتِي لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ De ki: "Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, dirimim ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah'ındır."(En’am 162)

Bu duygu ve düşüncelerle hepinizin Ramazan-ı Şeriflerini tebrik ederek, Allah cümlemizin ibadetlerini derga-ı izzetinde kabul buyursun…