Tarihten öğreniyoruz ki tarihten hiçbir şey öğrenmiyoruz. -Hegel |
|
||||||||||
|
Eşimle birlikte her sabah gözlerimi kucaklayan yeşil renkler giyinmiş dağlara çıkmaya karar verdik. Köyün adı Saraylı idi. Yorgunluk çayı içerken asırlık çınarın gölgesinde; köyün ileri geleni bize, köyün adının, "Neden Saraylı?" Verildiğini anlatıyor. Osmanlı zamanına götürüyor bizi. Ama benim gözlerim tıpkı Bafra'da olduğu gibi eski antik sütunlara takılıyor. " Bu taşlar nedir?" Diye soruyorum. Yanıt veremiyor adam. " Bilmem, talan olmasın diye köyün mezarlığından alıp buraya koyduk." Diyor. Kimi kez bir sözcük, kimi kez de bir kare anılara doğru yolcu eder bizi. Az öncesinde olduğu gibi. Yıl 19 Mayıs. 2012... Yer Samsun Bafra... Şair Ahmet Telli, ben ve 25 edebiyatçı gönül dostlarımla Samsun'un Bafra ilçesine gitmiştik. Türkiye'de bir ilke imza atacaktık. Milli Eğitim Müdürlüğü ve Muzaffer İzgi'nin de seçici kurulumuzda yer aldığı Neyzen Tevfik Şiir Yarışması açmıştık. Ödülleri hak sahiplerine sunmak için yurdun yedi bölgesinden gelen şairlerle gerçekleştirdiğimiz şiir şölenimizi; İzmir TRT Radyosu Ses Sanatçısı Doç. Dr. Hüseyin Yaltırık hocamızın da konseriyle finali muhteşem kapamıştık. Son gün yorgunluk atmak, fotoğraf çekmek için çevre gezisi düzenledik. Bafra ve Kolaylı Belediye Başkanları bizi Bafra Barajı kıyısında alabalık yemeğe davet etmişlerdi. Yol boyunca doğanın muhteşem üç rengiyle gözlerimiz kucaklaşırken baraj suları göğün mavisiyle adeta sarmaş dolaştı. Ak bulutlar bir kuğu zarifliğinde suyun yüzeyinde tatlı akisler çizerken, bir anda bakışlarım dondu. Yutkunamamıştım! O an boğazımıza takılan alabalık kılçığı değildi. Baraj suyunun nazlı gelin duvağı gibi süzülüp aktığı her iki kıyı yamaçlarında antik dönem tarihine ait kral mezarlarının kapılarını görmüştüm. Yarısı suyun altında, diğer yarısı Suyun üzerinde unutulmuş, katledilmiş bir tarih yatıyordu. Kentsel gelişme veya başka bir amaçla uygulanan projelerde tarih yok edilmemeliydi. Şu son iki gündür Kocaeli Saraylı Köyünde tarihimize ışık tutan, yaşı 1500 yılı aşmış anıt çınarın altındayız. Eşimle çay içerken geçmişle gelecek arasında köprü kuruyordum. Anıt ağaçları korumak adına kol sıvamış görevliler; üzerinden tam on beş asır geçmiş koca çınarı yaşatmak için yer yer çimentoyla sıvamışlardı. Köylü, yaşlı delik deşik olmuş ağacın tarihini bize anlatırken; ağacın kurtarılma öyküsünü de anlatıyordu. Öykü beni çok etkilemişti. O ağacı kurtarmak, yaşatmak için verilen emek takdir edilecek bir çabaydı. Peki, hemen yanı başında yıkıldı yıkılacak gibi duran, üzerinde bir kaç tahta parçası kalmış evler için neden bir düzenleme yoktu? Köylü de yılmış olmalı ki, " Aha şu evin sahibi tam üç senedir yazıp çiziyor bir netice alamadı." Bende, hala ayakta kalmak için direnen, cumbasından sarkan kırmızı sardunyaları görür görmez bir hevesle soruyorum: " Aa! O sardunyalar hakiki mi?" Diye. " Evet, ev gözümüze kötü görünmesin, diye biz diktik, saksıları boyayıp yerleştirdik." Evet, küçük bir emek, eski eve nasıl da hayat vermişti. Üstelik yüzlerce yıllara inat ev, hala sağlam kalmayı başarmıştı. Gözüme gönlüme şirin gelen ahşap evin, hemen ana giriş kapısının üzerine çiçeklerle bezenmiş, su kabağını asmışlardı. Dayanamadım eve girdim. İçi tertemizdi. Belli ki, evin viran görünmesine Saraylı köylüleri izin vermemişti. Evlerin fotoğraflarını çekerken düşünüyordum: Bir yanda kral mezarlarını sular altına gömüyorken, bir yanda koca asırlık çınarları yaşatmak adına çırpınıyorduk. Şu ahşapları çürümüş viran olmuş evler; insanlar için hem tehlike arz ederken hem de görüntü kirliliğine neden olmuyor muydu? Tabi ki oluyordu. Saraylı köyünden ayrılırken; dışa açık aydınlık insanların yüzlerine tanık olduğumuz köye, yeniden gelme arzusundaydım. Emine Pişiren- Kocaeli
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |