..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye > Emine Pişiren




10 Ağustos 2017
Eh, Burası Türkiye  
Emine Pişiren
Şimdiki düşüncelerim değişti. Kimin ayağı devlet dairesinde bir engele takılırsa, şikâyet mercii ararsa, çaresiz kalıp söylenirse; " Anlat derdini Marko Paşa'ya: Burası Türkiye" diyorum.


:AGIJ:


90'lı yıllara kadar kim devlet dairesinde bir sorunla veya engelle karşılaşmış olsa; iki elini yana açıp pes ederdi.
Üstelik günah keçisi seçerlerdi canım ülkemizi, hem de şu sözlerle:

"Burası Türkiye"

Eğer o sözler, o yıllarda kulağıma değerse onlara hep benzer yanıtlar verirdim:

" Siz neden çare aramayıp, emek vermeyip, çözüm için formül üretmeden, insanların ihmalkârlığını görüp de Türkiye'yi suçluyorsunuz?"

Şimdiki düşüncelerim değişti.
Kimin ayağı devlet dairesinde bir engele takılırsa, şikâyet mercii ararsa, çaresiz kalıp söylenirse;

" Anlat derdini Marko Paşa'ya: Burası Türkiye" diyorum.

Cumhuriyet öncesinde yaşanmış bir anekdotu yazmadan geçemeyeceğim:
Vatandaş, ağır vergilerden çok bunalmış. Halk isyanlarda. Saray, bir sorumlu seçmiş. Ona bir de paşa üniforması diktirip giydirmişler. Bir de " Paşa" yazmışlar kapsına.
Vatandaş sadece ona derdini anlatıyormuş. Tabi adam, Ermeni azınlıkların-danmış. Adı Marko imiş.
Üstelik de Türkçeyi biliyor da bilmiyormuş. Konuşuyor da hep susuyormuş.
Halktan şikâyeti derdi olan ona anlatması yazdırması istenirmiş.
Vatandaş çözüm olacağını umarak ona gidermiş. O gelene olağan üstü bir nezaketle;

"Nedir derdin anlat?" Diye sorarmış.

Vatandaş da tabi sayıp döküyormuş. Tam konuşması bitince, paşa ikinci kez ;

" Başka nedir derdin?"

Umut fakirin ekmeği ya, derdi olan bu kez diğer dertlerini sayıp döküyormuş.

Bu böyle " Nedir başka derdin?" Sorusu ile yinelenince, vatandaş şapkası elinde sarayın ilk basamağından iner doğru evine yollanırmış. Onu gören sorarmış:

" Hayrola Ahmet Bey, hallettin mi sorununu?"

Ahmet Bey, öfkeyle yanıtlarmış:

" Ne çözümü ya. Anlat derdini Marko Paşaya!"

Günümüzde benzerini yaşamıyor muyuz?
Her devlet dairesi özelleşti. Kime derdimizi anlatacağımızı şaşırdık.
Elektrik, su, doğalgaz, telefon ve hatta hastane katkı paylarıyla, maaşlarımız ellerimizden alınıyor.
Gıda sektörüne girmeyeyim...
Kanserli ürünlerin satışıyla nasıl bir gelecekle karşılaşacağımız meçhul...
Çünkü sorunlar sağlığı bozacak ithal gıda satışlarıyla arttı. Şikâyet masaları artık ya 400 lü hatlar, ya da 1 ile başlayan hatlarda mekanik, dijital ses kayıtlarıdır.
Dakikalarca telefonda dert anlatıp kontör tüketiyorsunuz:

Marko Paşalar, " Nedir sorun?" Diye sorduğunda " Bu bir bant kaydıdır. Konuşmalarınız kayıt edilmektedir." Diye o dijital alana girdiğinizde küfür bile yutağınızda kalıyor. İsterseniz edin bakın ne yaşıyorsunuz?
Soluğu adliyede alıyorsunuz.
Sorunu olanlara şimdi ben diyorum:
BURASI TÜRKİYE diye...
Çünkü yetkililer, işin başında olanlar siyasetçilerin atadıkları Marko Paşalar...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ne Şam'ın Şekeri Ne Arabın Yüzü
Artık
Sahi, Ülkemde Darbe mi Oldu?
Ben Nasıl Yıkılmam? Dağlar Bile Yıkılır, Dağlar Bile…
Kör, Körün Ardından Giderse Soluğu Hendekte Değil, Uçurumda Alacaktır.
Kırgınım Hem de Çok Kırgınım
Baba Seni Öpmek İstiyorum
"Çağdaş İzmir Kimliği" Türkiye"nin Gururudur...
Şayet Ölümünüze Bir Adımınız Kalmış Olsaydı...
Kazanan Kaçak Ermeni İşçileri Kaybeden de Türk Tekel İşçileri

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Değerli Yazım Dostumuz Sayın...
Yarım Somun Yemek İçin Orospuluk
Entellektüel Kadınlar Nasıl Bir Erkek Arar?
Yoksa Canınız Hoşaf mı Çekti?
Allah'ın Laneti Üzerlerine Olsun!..
Her İkisi de Bir Şairin Asil Yüreğine Sahiptiler
Havada Bok Kokusu Var Baba
Atatürk'e Duyulan Bu Öfke, Bu Nefret Nedendir?
Hadi Yıkayalım Ruhumuzu!..
Siz Böyle Yanmıyor Musunuz? - 2 -

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Adamdan Saymışız [Şiir]
Ah Ulan Istanbul! [Şiir]
7. Didim Şiir ve Şairler Buluşması [Şiir]
Çekinme Söyle [Şiir]
Yağmur Kuşu Suskunluğu [Şiir]
Hangi Dua İle Sana Gelelim? [Şiir]
İsterdim [Şiir]
Davetsiz Konuk - 1 - [Şiir]
Madem ki... [Şiir]
Git Demene Gerek Yok [Şiir]


Emine Pişiren kimdir?

Yazmayı, okumayı ve birikimlerimi paylaşmayı seven biriyim. Edremit'in yerel bir gazetesinin köşe yazarıyım. Bazı web sayfalarında da edebiyat adına paylaşımlarım yayınlanmaktadır. Sevgi ve ışık sizle olsun.

Etkilendiği Yazarlar:
Mehmet Emin Yurdakul, Nazım Hikmet, Aziz Nesin, Victor Hugo, Balzac, Leo Buscaglia, Eric Frrom, Irvın Yalom, Dale Carneige, Doğan Cüceloğlu, Haluk Yavuzer...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.