Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Burjuvazinin zenginliği hiçbir iş yapmadan faizdi. Şimdiki sistem de servet transferlerinin önünü kesmek ve burjuvaziyi korumak için "enflasyon kadar faiz alınır" diyordu. Bunların tümü sömürünün, sömürmenin ve köleci sistemin öğretileridir. Temel ekonomi koşulları değil köleci ekonominin varlık koşullarıdır. Böyle olduğu için size bir zamanlar kolektif başlangıçlı bir kolektif geçmişinizin olduğunu unuttururlar. Kolektif geçmişi unutturmak için kolektif geçmişe nispetle zenginliğin ezelden ebede bir El takdiri olduğunu söylerler! Enflasyon şu bu El takdiri dağılımın üs sel yansıma açılımıdırlar. Bu açılım gereği zengin feodali burjuva hareketi karşısında korumak için faize haram demişlerdi. Hem de faizin haramlığı da ezelden ebede haramdı. Ezelden beri haram olduğu söylenen ve değişmez bir yasa söylem olan "faiz haramdır nassı" şimdi Mamonlar ağzında "enflasyon kadar faiz almanın caizliğiyle nas değiştirilmişti!" "Ortada faiz haramdır diyen nas varken sana bana ne oluyor" diyen söylem, enflasyon kadar faiz almak caizdir diyen bu tür sözlerle boşa çıkmıştı". Faiz kulluk sisteminin beslenme kaynağıydı. Kulluk sisteminde çıkmadıkça; kamunun olanı kamuya verilmedikçe, faizi, sefaleti, ahlaksızlığı, kötülükleri önlemeniz olanaksızdı. Kişilerin doğada sağlama yaptığı avcı toplayıcı dönemdeki gelişmeci bir sosyal eylem birliği vardı. Düzenli grup sosyalliği kişileri gruba paylaşımcı yapıyordu. Birkaç kişilik grup sosyal ligi içinde yapılan av ve toplanan yiyecekler grup sosyalliğini gruba paylaşımcı yapıyordu. Paylaşımcılığın temelinde organize iş gücü vardı. Organize iş gücünün transfer emek karşılığı vardı. Birlikte doğan kuvvetin bileşim gücü vardı. Enerjinin organize iş bölümleri üzerinde dallanıp çatallanıp kolaylıkla akış yapması vardı vs. Her dallanma çatallanma kendi üs sel durum yansımasıyla vardı. Üretim yapılan ilk dönem içindeki hemcinslerimiz; "avcı toplayıcı elde edişlerini, üretimi ve üretilen kullanımları ortaklaşmakla kendisine "paylaşmacı ortaklar tanımakla, kolektif sürece başladılar. İşte kendisine "ortaklar tanımayan köleci mülk sahibinin" bu tür söylem ve gayreti, kendisine "ortaklar tanıyan" kolektif hafızaya karşı, kolektif hafızayı silme gayretinden başka bir şey değildi. Ortaklaşma yapan kolektif oluş, ortak tanımazlık söylemiyle hafızadan silinecekti. Aksi durumda mülk sahibi de ortaklığı tanısaydı; ne kolektif irade mülk sahibinin eline geçebilirdi. Ne de kolektif yaptırım gücü mülk sahibinin eline geçebilirdi. Kolektif kapasitenin mülk sahibi eline geçmesi için mülk sahibinin elbette kendisine ortaklar tanımaması gerekecekti.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bayram Kaya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |