Tüm mutsuzluklar yokluktan değil, çokluktan gelir. -Tolstoy |
|
||||||||||
|
Hayat, bir örümcek gibi.. Bir dantel işler gibi, her köşe başına acılardan, yanılgılardan ve düş kırıklarından ağını örüyor.. Hayat bir saat gibi.. Ölümün bıkmadan hayatın ardından kovalaması gibi, hayat da akrep ve yelkovanın birbirini bıkıp usanmadan kovalaması ile geçiyor.. Biz zamanın emrindeyiz, zaman ise ondan daha kudretli bir gücün emrinde.. Akıp giderken bütün görüntüler ve biz artık gözlerimizin önünden geçen her şeye aynı kayıtsızlık ile bakarken apansız bir yalnızlık anında fark ediyoruz göz bebeklerimizin şeffaflığının yerini bir duvar katılığına bıraktığını.. Bir gece yaşadım.. Yüz yıllardır hayatımda biriktirdiğim görüntülerin sahteliğini yüzüme çarpan bir gece.. Gezdiğim bütün insan yüzü coğrafyalarının sahte haritasını bana sadece tek cümle ile anlatan bir fısıltının, kulaklarımda sağır edici çığlıklar yankılattırdığı bir gece.. Bir gece yaşadım.. İçimde büyüttüğüm bütün çelik sağlamlığındaki yaşanmışlıklarımı, kristal bir biblo gibi sadece bir dokunuş ile paramparça eden bir gece.. Bir gece yaşadım.. Tenlerine sığındığım bütün bedenlerin bir plastik kadar soğuk ve sahte olduğunu, bir koçun boğazına vuran bıçak gibi hırçın ama bir o kadar kutsal sıcaklık ile bana nefesinin üflerken, beni merhameti ile biçare kılan bir gece.. Uzun zamandır hayatın oyalayan akışı yüzünden yanına gidemediğim bir insanın yanına gittim o gece.. Annemin yanına gittim.. Bütün anneler gibi ilk sorusu " Karnın aç mı? " oldu.. Anne kokan yemeklerden yedikten sonra çocukluğumda üzerinde zıpladığım divanlardan birinde yorgunluktan sızıp kalmışım.. Bir ara uyandığımda başımın altında yine anne kokulu bir yastık ve üzerimde bir battaniye buldum.. Sonra tekrar dingin bir uykuya daldım.. Gecenin ezan vaktine yaklaşan zifiri karanlık saatlerinde ılık bir nefesi yüzümde, sıcak bir elin varlığını ise saçlarımda hissederek mahmur gözlerimi araladım.. Oda zifiri karanlıktı ve annem beni uyandırmaktan çekinircesine yatağımın ucuna ilişmişti.. Uyandığımı belli etmeden o anı yaşadım sadece.. Bir gece yaşadım.. Bana söylenmiş bütün kelimelerin şatafatını sadece tek cümle ile paramparça eden bir sesin, ömrüm boyunca kulağımın içindeki uçurumda yankı yaptığı bir gece.. O gece, annemin saçlarımı okşadığı saniyeler biraz daha uzasın diye içimden dua ederken, o, usulca uzandı ve belime kadar sıyrılmış olan üstümdeki battaniyeyi omuzlarıma çekti.. Beni uyandırmaktan çekinerek yanımdan usulca kalkarken, dudaklarından dökülen o cümleyi duydum.. " Sırtın açılmış oğlum, üşümeyesin. " İnsanlar her fırsatta ruhumu ve kalbimi buz kestirirken, o, beni sıcak yatağımın içinde bile üşümekten korumaya çalışıyordu.. Bir gece yaşadım.. Ve o bir gece, aslında nasıl yaşar gibi yapıp, sahte görüntüler ile oyalandığımı anladım.. Anne, toprağın hiç üşümesin..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Savaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |