Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana |
|
||||||||||
|
Ne ardınızdan gelecek kadar sizin dünyanıza aitim ne de beni ardınızda bıraktığınızda aklınız ve ruhunuz bende esir kalacak.. Bakmayın insanın topraktan yaratıldı dendiğine.. Demirden, taştan, plastikten yaratıldı sanki insan.. Hayatımıza henüz plastik girmemişken toprak yüzlü, yağmur kanlı ve Allah kokuluydu insanlar.. Bir gün plastik icat oldu ve plastikleşti bedenler, kalpler, duygular ve alışkanlıklar.. İşte bu yüzden silindi yeryüzünden aşk ve merhamet. Siz gidin, ben gelmiyorum.. Sakın ardınıza bakmayın.. Bilirim, hiçbirimiz ardımızda " Allahaısmarladık " demek zorunda kalacağımız birileri olsun istemeyiz.. Ben özlediklerimi Allah'a ısmarladım ve bekliyorum.. Bir gece yarısı hepsi kapımı çalacak biliyorum.. Kapıdan ilk giren perişan kılığı ama delikanlı ve bitirim gülüşü ile Sadri Alışık olacak.. Onun ardından Osmanlı yüzü ile Aliye Rona girecek odama, saygı ile kenara çekilecek Sadri Alışık..Heybetli cüsseleri ile Hulusi Kentmen ve Ahmet Tarık Tekçe odama girerken kapıdan sığmayacaklar.. Sonra dünyanın en güzel kadınları odama gelecekler ve bütün erkekler kıskanarak bakacaklar bana.. İlk önce bir zamanlar erkeklerin ayakkabısını kadeh yaptığı ama sonra anılarını ve vefasızlıkları kendisi kadeh yaparak giden o güzel kadın, Cahide Sonku girecek odama..Onun ardından gördüğüm en güzel "Fosforlu Cevriye" yani Neriman Köksal gelecek.Hayatımın en hüzünlü "Küçük Hanımefendi" si Belgin Doruk' da odama girer girmez kalbim çarpmaya başlayacak ama hemen ardından Ayhan Işık' ta gelince benim hiç şansım kalmayacak.. Ali Şen ve Nubar Terziyan odamın bir köşesine kurulup kahkahalar içinde tavla oynamaya başlayacaklar, kahkahalara onları seyreden Öztürk Serengil'in "yeşşee" leri karışacak.. Ömrümün en "iyi yürekli kötüleri" Erol Taş ve Hayati Hamzaoğlu ile Kadir Savun bir kenarda sohbete dalmışken yine ömrümün en "yakışıklı çirkin adamı" Yılmaz Güney ve ömrümün en "ciddi komik adamı" Kemal Sunal onları saygı ile dinleyecek.. Tam bu sırada Necdet Tosun elinde tencereler ile odama girecek..Bu kez yanında çırağı da olacak, oğlu Gürdal Tosun..Yemekleri sofraya koyarken diğerleri girecek odama..İsimleri akan jenerikte akıp gittiği gibi apansız hayatımdan çekip giden, beni öksüz ve yetim bırakan, plastikleşmemiş zamanların düş yüzleri.. Ben onları özlüyorum.. İşte bu sebep ait değilim sizin plastik zamanlarınıza.. Siz gidin, ben gelmiyorum.. Ben, onlar ile gidiyorum..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Savaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |