..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padişaha kalmadı, sana da kalmayacaktır. -Nizamî
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Rıdvan Kaya




18 Aralık 2024
Samimiyetsizlik  
Rıdvan Kaya
Samimiyetsizlik, insanların gerçekleri bildikleri halde, nefsani çıkarlar uğruna bu gerçeklere aykırı hareket etmeleridir. Kuran'ı hakkıyla okuyan ve akıl ile vicdana sahip bir insan, Allah'ın hoşnut olacağı tavır ve ahlak biçimini görür ve anlar. Fakat, samimi bir şekilde bu anlayışa uyan kişi, hayatını buna göre şekillendirirken, samimiyetsiz insanlar, küçük çıkarlar uğruna bildikleri doğruları terk edebilirler. Bu kişiler, nefsinin isteklerine, arzularına ve hırslarına kayarak, Allah'ın sınırlarını aşarlar, emirlerini göz ardı ederler. Dünyaya olan düşkünlükleri, ahiretlerini ise ucuz bir karşılığa satmalarına neden olur. İnsan, Allah’ın emirleri ile nefsinin istekleri arasında bir tercih yapmak zorunda kaldığında, nefsine tabi olursa, nefsini Allah’a şirk koşmuş olur. Bu durumdan ancak tevbe ederek kurtulabilir. Samimiyet, yalnızca dıştan yapılan ibadetlerle ölçülmez. Bir kişi, dışarıdan bakıldığında çok ibadet eden biri gibi görünse de, bilerek Allah'ın emirlerinden birini yerine getirmiyorsa, bu kişi aslında samimiyetsiz bir tavır sergiliyor demektir. Bu samimiyetsizlik, kişinin nefsini tercih etmesi ve bile bile Allah'ın emirlerine karşı gelmesidir. Kuran'da, Allah’ın emirlerine karşı duyarsız kalmanın ve nefsani arzulara yönelmenin amelleri geçersiz kılacağı belirtilmiştir. Zümer Suresi'nde yer alan, "Eğer şirk koşacak olursan, şüphesiz amellerin boşa çıkacak ve elbette sen, hüsrana uğrayanlardan olacaksın." (Zümer, 65) ayeti, bu gerçeği açıkça ifade etmektedir. Şirk, insanın Allah’a karşı samimiyetsizliğinin ve nefsine tapmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Samimi bir mümin, her durumda Allah’ın rızasını gözetir ve nefsinin arzularına karşı durur. Ancak müşrikler, kalben Allah’a karşı samimi olmazlar. Allah’ın emirleri yerine, kendi hevalarını ilah edinirler. Bu durum, onların şirkten kurtulmalarını engeller ve yapıp ettikleri her şeyin boşa gitmesine neden olur. Zümer Suresi'nde, "Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler." (Zümer, 67) denilerek, müşriklerin Allah’ı gerektiği gibi takdir edememelerinin, onların şirke düşmelerine yol açtığı vurgulanmaktadır.


:BA:
Samimiyetsizlik, insanların gerçekleri bildikleri halde, nefsani çıkarlar uğruna bu gerçeklere aykırı hareket etmeleridir. Kuran'ı hakkıyla okuyan ve akıl ile vicdana sahip bir insan, Allah'ın hoşnut olacağı tavır ve ahlak biçimini görür ve anlar. Fakat, samimi bir şekilde bu anlayışa uyan kişi, hayatını buna göre şekillendirirken, samimiyetsiz insanlar, küçük çıkarlar uğruna bildikleri doğruları terk edebilirler. Bu kişiler, nefsinin isteklerine, arzularına ve hırslarına kayarak, Allah'ın sınırlarını aşarlar, emirlerini göz ardı ederler. Dünyaya olan düşkünlükleri, ahiretlerini ise ucuz bir karşılığa satmalarına neden olur. İnsan, Allah’ın emirleri ile nefsinin istekleri arasında bir tercih yapmak zorunda kaldığında, nefsine tabi olursa, nefsini Allah’a şirk koşmuş olur. Bu durumdan ancak tevbe ederek kurtulabilir. Samimiyet, yalnızca dıştan yapılan ibadetlerle ölçülmez. Bir kişi, dışarıdan bakıldığında çok ibadet eden biri gibi görünse de, bilerek Allah'ın emirlerinden birini yerine getirmiyorsa, bu kişi aslında samimiyetsiz bir tavır sergiliyor demektir. Bu samimiyetsizlik, kişinin nefsini tercih etmesi ve bile bile Allah'ın emirlerine karşı gelmesidir. Kuran'da, Allah’ın emirlerine karşı duyarsız kalmanın ve nefsani arzulara yönelmenin amelleri geçersiz kılacağı belirtilmiştir. Zümer Suresi'nde yer alan, "Eğer şirk koşacak olursan, şüphesiz amellerin boşa çıkacak ve elbette sen, hüsrana uğrayanlardan olacaksın." (Zümer, 65) ayeti, bu gerçeği açıkça ifade etmektedir. Şirk, insanın Allah’a karşı samimiyetsizliğinin ve nefsine tapmasının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Samimi bir mümin, her durumda Allah’ın rızasını gözetir ve nefsinin arzularına karşı durur. Ancak müşrikler, kalben Allah’a karşı samimi olmazlar. Allah’ın emirleri yerine, kendi hevalarını ilah edinirler. Bu durum, onların şirkten kurtulmalarını engeller ve yapıp ettikleri her şeyin boşa gitmesine neden olur. Zümer Suresi'nde, "Onlar, Allah'ın kadrini hakkıyla takdir edemediler." (Zümer, 67) denilerek, müşriklerin Allah’ı gerektiği gibi takdir edememelerinin, onların şirke düşmelerine yol açtığı vurgulanmaktadır. Samimiyetsiz insan, dinin doğru bir şekilde yaşanması için gerekli olan çabayı göstermez. O, dini, Allah’ın istediği şekilde değil, kendi istekleri doğrultusunda yaşar. Dinini şekillendirirken Allah’ın rızasını değil, nefsinin rızasını tercih eder. Ancak gerçek bir iman, insanın her zaman ve her koşulda Allah’ın rızasını gözetmesidir. Allah’ın emirlerine kayıtsız ve şartsız teslim olmak, imanın temelidir. Allah’a olan derin sevgi ve bağlılık, insanı her türlü nefsani istekten uzak tutar ve onu yalnızca Allah’ın yolunda yaşamaya yönlendirir. Müşrikler, Allah’a karşı samimi olmayan, iki yüzlü insanlardır. Kalplerindeki niyetleri Allah’a açıkça bildirilemez, zira Allah onların her türlü hareketini ve niyetlerini bilir. Bu kişiler, kendilerini cennete layık görseler de, aslında şirke yönelmekte ve bu tavırlarıyla çevrelerini de saptırmaktadırlar. Kuran, böyle kişilerin algılama yeteneğini kaybettiklerini bildirir. Müşriklerin samimiyetsiz tutumlarında akıl ve mantık aramak anlamsızdır. Onların temel problemi, Allah’ı gerektiği gibi takdir edememek ve şuur eksikliğidir. Samimiyetsiz kişiler, hayatlarını şirk içinde geçirmiş olabilirler. Ancak, Allah’ın rahmeti sonsuzdur. Kuran’da, "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taşıran kullarım, Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin." (Zümer, 53) denilerek, samimi bir tevbe ile Allah’a yönelen her kişinin kurtuluş umudu olduğu vurgulanmaktadır. Tevbe etmek, yalnızca geçmişte yapılan hataların farkına varmakla kalmaz, aynı zamanda hayatın her anında Allah’ın rızasını gözetmek ve her türlü şartı kabul etmek anlamına gelir. Allah’a samimi bir şekilde yönelmek, insanı Allah’ın rahmetine ve bağışlamasına yaklaştırır. Samimiyet, dinin özü ve imanının sağlam bir temeli olmalıdır. Bir insan, Allah’ın emirlerine kayıtsız ve şartsız teslim olduğunda, samimiyetini gösterir ve nefsine boyun eğmeden Allah’a ibadet eder. Samimiyetsiz bir insan ise, nefsinin arzuları doğrultusunda dini yaşar ve bunun sonucunda şirk ve samimiyetsizlik yoluna sapar. Ancak Allah’ın rahmeti sonsuzdur. İnsan, samimi bir kalple tevbe eder ve Allah’ın rızasına yönelirse, O’nun bağışlamasını umabilir. Bu, insanın en büyük kurtuluşudur.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mezhepler ve Şirk Kur'an Perspektifinden Bir Değerlendirme
Toplumsal Çözülme ve Şirk Temelli Evlilikler
Şükretmenin İman ve İhlas Üzerindeki Önemi: Allah’a Yönelmenin Bilinci
Allah’tan Başkasına Korku Beslemenin Tehlikesi
Şirke Düşüren Şarkı Sözleri ve Müslümanların Dikkat Etmesi Gerekenler
Yalnızca Allah'a Güvenmek ve Şirkten Sakınmak
İnsanın Acılarının Kaynağı: Şirk ve Teslimiyet
Cehalet ve Samimiyetsizlik
Allah'a Yönelik Sevgiyi Anlamak
Allah’a Güven ve Gizli Şirkin Tehlikesi

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şirk ve Tevhid

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kuantum Fiziği, Bilinç ve Ruh: Evrim Teorisine Alternatif Bir Perspektif [Bilimsel]
Evrim Teorisi ve Hayatın Kökeni: Miller Deneyi Üzerine Bir İnceleme [Bilimsel]
Evrim Teorisinin Eleştirisi: Bilimsel Geçerliliği ve Tartışmalı Noktalar [Bilimsel]
Homolog Organların Evrimsel Çıkmazı [Bilimsel]
İnsanın Evrimi ve Fosil Rekonstrüksiyonları Üzerine Bir Değerlendirme [Bilimsel]
Atın Evrimi ve Diğer Evrimsel İddialar Üzerine Kritik Bir Bakış [Bilimsel]
Haeckel’in Recapitulation Teorisi ve Bilimsel Çöküşü [Bilimsel]
Evrim Sürecindeki Sorunlar ve Balıkların Kara Hayatına Geçişi Üzerine Tartışmalar [Bilimsel]
Medyanın Evrim Algısı ve Bilimsel Anlayış [Bilimsel]
Evrim Düşüncesinin Tarihi, Bilimsel Dayanakları ve Sorunları [Bilimsel]


Rıdvan Kaya kimdir?

Merhaba ben Rıdvan Kaya 2014 yılından 2021 yılına kadar çeşitli platformlarda dini paylaşımlar yaptım. Birgün Herkes Etik Hacker Olur, Yapay Zekayı Herkes Öğrenir, Herkes Prompt Mühendisidir, 2024 YKS TERCİHLERİ İÇİN REHBER KLAVUZ kitaplarının yazarıyım.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Rıdvan Kaya , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.