Materyalist bir dünyada yaşıyoruz, ve ben de materyalist bir kızım -Madonna |
|
||||||||||
|
Kur’an-ı Kerim, İncil ve diğer kutsal metinler homoseksüelliği ahlaki yozlaşmanın bir göstergesi olarak ele alır. Kur’an’da, özellikle Lut Kavmi örneği üzerinden bu konunun ele alındığını görmekteyiz. Araf Suresi 81. Ayet: “Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz.” ifadesiyle bu davranışın sapkın bir eylem olduğu açıkça belirtilmiştir. Aynı şekilde, İncil’de de homoseksüel davranışlar, ahlaki çöküşün bir örneği olarak tanımlanmıştır (Romalılar 1:24-28). Bu ayetler, homoseksüelliğin yalnızca fiziksel bir davranış olmadığı, aynı zamanda insan zihninde ahlaki bir bozulmaya işaret ettiğini ortaya koyar. Allah, bu tür davranışları bireysel ve toplumsal yozlaşmanın bir nedeni olarak görmüş, bu eylemleri kesin bir şekilde yasaklamıştır. Homoseksüellik, birey ve toplum üzerinde çeşitli olumsuz etkiler yaratabilir. Bu etkiler hem ahlaki değerler hem de psikolojik ve fiziksel sağlık açısından değerlendirilmelidir: 1. Zihinsel ve Duygusal Bozukluklar Homoseksüelliğin bir bireyin zihninde oluşturduğu bozulma, genellikle duygusal izolasyon, melankoli ve sosyal uyumsuzlukla ilişkilendirilir. Kutsal kitaplarda ifade edilen “fıtratın bozulması” kavramı, bireyin yaratılış amacından saparak ahlaki ve manevi bir çöküş yaşamasına yol açar. 2. Toplumsal Yozlaşma ve Ahlaki Çöküş Toplumların ahlaki değerleri, bireylerin davranışlarına göre şekillenir. Homoseksüelliğin yaygınlaştığı toplumlarda, aile yapısı gibi temel sosyal kurumlar zarar görür. Aile kavramının zayıflaması, gelecek nesillerin sağlıklı bir ortamda yetişmesini tehlikeye atar. 3. Sağlık Riskleri ve Ekonomik Yük Bilimsel çalışmalar, homoseksüel bireylerin HIV/AIDS gibi cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Örneğin, ABD hükümeti her yıl HIV tedavisi için 24 milyar dolardan fazla harcama yapmaktadır. Bu durum, homoseksüelliğin yalnızca bireylerin değil, toplumun genel sağlığını ve ekonomisini de olumsuz etkilediğini ortaya koyar. Homoseksüel ebeveynler tarafından yetiştirilen çocuklar, cinsel kimlik karmaşası ve psikolojik sorunlar yaşayabilir. Araştırmalar, bu çocukların cinsel saldırıya maruz kalma riskinin daha yüksek olduğunu ve ilerleyen yaşlarda intihar eğilimleri gibi ciddi sonuçlarla karşılaşabileceklerini göstermektedir. Bu nedenle, çocuklara erken yaşlardan itibaren cinsel istismara karşı eğitim verilmesi, kendilerini koruma becerilerinin artırılması hayati önem taşır. Bazı çevreler, homoseksüelliğin genetik bir yönü olduğunu iddia ederek bu davranışı meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Ancak bilimsel araştırmalar, bu iddiaları destekleyen kesin bir delil bulamamıştır. Homoseksüelliğin genetik olmadığı sonucuna varılmıştır ve hormon seviyeleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Dolayısıyla, homoseksüellik genetik bile olsa, bireylerin ahlaki değerlerini ve iffetlerini korumaları gerektiği gerçeği değişmez. Homoseksüelliğin bireysel ve toplumsal zararlara yol açtığı gerçeği göz önüne alındığında, bu konuda bilinçlendirme çalışmaları yapılması zorunludur. Ancak bu süreç, şiddet veya dışlama gibi yöntemlerle değil, sevgi ve anlayışla ele alınmalıdır. Toplumun daha ahlaklı ve sağlıklı bir yapıya kavuşması için şu adımlar atılabilir: 1. Ailelere, çocuklarına dini ve ahlaki değerleri aşılamaları konusunda rehberlik sağlanmalıdır. 2. Medya, homoseksüelliği özendirici içeriklerden kaçınmalı ve toplum bilincini artırmaya yönelik programlar üretmelidir. 3. Eğitim kurumları, gençlere sağlıklı ilişkiler ve toplumsal değerler hakkında doğru bilgi vermelidir. Homoseksüellik, dini ve ahlaki açıdan sapkın bir davranış olarak tanımlanmış ve birey ile toplum üzerinde derin olumsuz etkiler bırakmıştır. Bu davranışın yaygınlaşmasını önlemek için toplumun tüm kesimlerine büyük sorumluluk düşmektedir. İnsan fıtratına ve ilahi emirlere uygun bir yaşam sürmek, hem bireylerin hem de toplumun refahı için vazgeçilmezdir. Ancak bu süreçte, sevgi, anlayış ve bilinçlendirme temelinde hareket edilmelidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Rıdvan Kaya , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |