İste, sana verilecektir; Ara, bulacaksındır; Çal ve kapı sana açılacaktır -İncil |
|
||||||||||
|
> “Haberiniz olsun; onlar, örtülerine büründükleri zaman, O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir.” Bu ayet, kâfirin niyetinin ve davranışlarının ilâhî bir bakış açısıyla değerlendirildiğini gösterir. İnsan, hakikati ne kadar örterse örtsün, Allah için bu bir sır değildir. Bu örtme, çoğu zaman vicdanın bastırılması, kalbin hakikate kapatılması ve cehaletle körleşmenin sonucudur. Kâfirlik, müşriklik ve münafıklık arasında derin bir bağ vardır. Her müşrik aynı zamanda bir kâfirdir çünkü şirk, Allah’ın birliğini inkâr etmek ve hakikatin üzerine kendi ürettiklerini koymaktır. Bu, hakikatin üstünü örtmenin bir başka biçimidir. Aynı şekilde, her münafık da bir kâfirdir, çünkü münafık, gerçeği bilmesine rağmen, bunu inanç ve amel düzeyinde reddeder. İçsel bir inkâr, dışsal bir yalanla birleşir ve böylece hakikati tamamen bastırır. 1. Bencillik ve Gurur: Kâfir, hakikati kabul ettiğinde kendi yanlışlarını da kabul etmesi gerektiğini bilir. Bu durum, onun gururuna dokunur ve vicdanını harekete geçirebilir. Bunu engellemek için hakikatin üzerini örter. 2. Çıkarlarına Ters Düşme: Hakikat, kâfirin maddi ya da dünyevî çıkarlarına ters düştüğünde, bu gerçeği reddeder. Bu, kişinin hakikatle olan bağını tamamen koparmasına neden olur. 3. Korku ve Zayıflık: Kâfir, hakikatin sorumluluğunu üstlenmekten korkar. Hakikat, insana bir yükümlülük getirir ve bu yükümlülük, zayıf karakterli bireyler için bir tehdit olarak algılanır. Kâfirin tavrı, bir oyunda oynaşmada olan kişinin tavrına benzetilebilir. Oyun ve oynaş, insanın hakikat yerine dünyaya bağlanmasını simgeler. Bu durum, insanın geçici zevkleri ve dünyevî hevesleri hakikatin önüne koymasını ifade eder. Böylece, hakikat bir kenara itilmiş ve kişi kendi dünyasına kapanmıştır. Kâfirlik, sadece bireysel bir durum değil, toplumsal bir hastalık da olabilir. Hakikatin örtülmesi, bir toplumun manevi çöküşüne yol açabilir. Hûd Suresi’nin 5. ayetinde, Allah’ın her şeyden haberdar olduğu hatırlatılarak, insanın vicdanını temiz tutması ve hakikate karşı açık bir duruş sergilemesi gerektiği vurgulanır. Bu ayet, insanın içsel dünyasındaki hesaplaşmayı ve Allah’ın her şeyi bilme kudretini hatırlatır. Sonuç olarak, hakikatin üzerini örtmek, insanın kendisini de karanlığa gömmesidir. İnsan, vicdanını örtmek yerine onu bir ayna gibi parlatarak hakikate açık olmalı ve hayatını bu bilinçle şekillendirmelidir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |