Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk |
|
||||||||||
|
Görme, gözlerin çevredeki ışığı algılamasıyla başlar. Bir nesneden gelen ışık, göz merceğinden geçerek ağ tabakada (retina) baş aşağı ve iki boyutlu bir görüntü oluşturur. Retinada bulunan çubuk ve koni hücreleri, bu ışığı kimyasal süreçler yoluyla elektrik sinyallerine dönüştürür. Bu sinyaller, milyonlarca sinir hücresi aracılığıyla beynin arka kısmında yer alan görme merkezine iletilir. Ancak beynin bulunduğu ortam tamamen karanlıktır; kafatası ışığı içeri geçirmez. Buna rağmen, beyin gelen sinyalleri anlamlandırarak üç boyutlu, renkli ve detaylı bir dünya oluşturur. Örneğin, bir parkta oyun oynayan çocukları izlerken gördüğümüz görüntüler, aslında beynimizin bir yorumundan ibarettir. R. L. Gregory'nin de belirttiği gibi, gözlerimize gelen ters görüntüler, beynimizde anlamlı nesneler olarak yeniden inşa edilir. Bu süreçte beyin, ışık sinyallerini düzenler, boyutları ve renkleri belirler, derinlik algısı yaratır. Retinada baş aşağı oluşan bir görüntü, beynimizde düzeltilerek, çevremizde gördüğümüz sağlam nesneler haline gelir. Bu olgu, beynin algıladığı görüntülerin dış dünyadaki nesnelerle birebir aynı olmadığını gösterir. Görme işlemi sırasında, beynimiz bir "kopya görüntü" oluşturur ve biz asıl nesneler yerine bu kopyaları algılarız. Görme algısının bilimsel açıklaması, dünyaya dair algılarımızın ne kadar yanıltıcı olabileceğini gösterir. İnsanlar, çevrelerindeki her şeyi dış dünyada sabit nesneler olarak algılar. Ancak tüm bu algılar, beynin içinde oluşan birer imgedir. Bu durumu anlamak için basit bir deney yeterlidir: Gözünüzü kaşıdığınızda, gördüğünüz her şeyin hareket ettiğini fark edersiniz. Bu durum, görüntülerin dış dünyada sabit bir şekilde var olmadığını, beyninizdeki bir süreçle şekillendiğini açıkça gösterir. Alman nörolog Hoimar von Ditfurth bu gerçeği şu şekilde ifade eder: “Gözümüzün gördüğü şey, ‘dünya’ değildir, sadece onun imgesidir. Orijinalle ne kadar örtüştüğü ise tartışılır.” Bu ifade, algılarımızın mutlak bir gerçeklik sunmadığını, yalnızca beynimizin yorumladığı bir izdüşüm olduğunu vurgular. Görme sürecinde en dikkat çekici noktalardan biri, beynin tamamen karanlık bir ortamda ışıklı, renkli ve canlı bir dünya oluşturabilmesidir. Güneşin parlaklığı, bir çiçeğin rengi ya da bir ateşin sıcaklığı gibi algılar, beynimizin karanlık ortamında elektrik sinyalleri olarak şekillenir. Örneğin, bir mangal ateşini izlediğinizde, beyniniz bu ateşin ışığını ve sıcaklığını hissetmez. Beyninizin içi karanlık ve sabit bir sıcaklıkta kalır. Buna rağmen, bu karanlık ortamda ışıklı ve renkli bir dünya oluşur. Bu süreç, hayranlık uyandıran bir mucizedir. Hayatımız boyunca gördüğümüz her şey, aslında beynimizde oluşan kopya görüntülerden ibarettir. Dış dünyadaki nesnelerin asıllarına hiçbir zaman doğrudan erişemeyiz. Gördüğümüz görüntülerin aslına ne kadar uygun olduğunu veya bir asıl nesnenin var olup olmadığını bilmek mümkün değildir. Bu gerçeklik, hayatın anlamını yeniden değerlendirmemize olanak sağlar. Çevremizde gördüğümüz dünyanın tamamen beynimizin bir yorumu olduğunu fark etmek, algılarımızın ne kadar sınırlı ve öznel olduğunu gösterir. Bu bilinçle, hayata dair birçok varsayımımızı yeniden düşünmek ve algıladığımız dünyanın ötesine geçmek mümkündür. Sonuç olarak, görme olayının bilimsel açıklaması, insan algısının sınırlarını anlamamız için önemli bir pencere sunar. Hayat boyunca gördüğümüz dünyayı dışımızda değil, beynimizin içindeki küçük bir noktada deneyimleriz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |