"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
"Kendisine ayetlerimizi verdiğimiz, ancak onlardan sıyrılmış-geçmiş kimsenin ne duruma düştüğünü anlat onlara. Şeytan onu saptırıncaya kadar izlemişti. Dileseydik onu ayetlerimizle yükseltirdik. Fakat o, toprağa yapışmakta direndi ve hevesinin ardına takıldı. Onun durumu, üstüne varsan da bıraksan da dili dışarda soluyan huysuz bir köpeğin durumuna benzer." Bu ayet, ilahi mesajı kavramış ancak heveslerinin ve dünyevi çıkarlarının peşine düşerek doğru yoldan sapanları tarif eder. Tarih boyunca bu ayet, dini liderlik iddiasında bulunan fakat sapkınlıklara bulaşan birçok kişiye uygulanabilir. Nazım Kıbrısi'nin Adnan Oktar'a olan yakınlığı, gelenekçi yaklaşımların Kur'an'dan uzaklaşmasının bir örneğidir. Kıbrısi'nin Mehdi'ye verilmesi gereken emanetleri Oktar'a teslim etmesi, dini liderlerin insanları yanlış yönlendirebileceğini göstermektedir. Eğer gelenekçiler, Kur'an'ın temel öğretilerini rehber edinmiş olsalardı, bu tür hatalara düşmez ve Kur'an'da anlatılan uyarılara daha duyarlı olurlardı. Ayetlerde açıkça ifade edilen, şeytanın bir kişiyi nasıl saptırdığına dair örnek, bu olaylarla birebir örtüşmektedir. Şeytan, bir kişiyi önce Allah'ın ayetlerinden uzaklaştırır, sonra onu arzularının peşinden sürükler. Bu durumda, kişi artık ilahi mesajı anlamaktan uzaklaşmış, heva ve heveslerine boyun eğmiştir. Kur'an, insana doğru yolu gösteren ve heva-heves tuzaklarına düşmeyi engelleyen bir rehberdir. Ancak bu rehberden habersiz ya da onu yeterince anlamayan insanlar, dünyevi çıkarlar ve sahte liderlik iddiaları arasında kaybolabilirler. Gelenekçilik, dini hakikatleri bir kenara bırakarak liderlerin kişisel görüşlerini merkeze aldığında, inanç sistemini zayıflatır. Nazım Kıbrısi’nin, Adnan Oktar gibi bir figüre yaklaşması, Kur'an'a uzak bir dini anlayışın ne kadar kolay sapkınlıklara kayabileceğini ortaya koyar. Bu olaylar, Müslümanların kendi inançlarını sorgularken Kur'an'a bağlı kalmaları gerektiğini hatırlatmaktadır. Kur'an'da, uyarıcı hikayeler ve kıssalar aracılığıyla bizlere sürekli bir hatırlatma yapılır. Gelenekçiliğin hataları, bireyleri Kur'an’ın rehberliğinden uzaklaştırarak yanlış yönlendirilmelere yol açabilir. Bu nedenle, İslam'ı anlamak ve yaşamak isteyen herkesin, gelenekçi söylemleri eleştirel bir bakışla değerlendirerek Kur'an'ın rehberliğine yönelmesi gerekmektedir. Nazım Kıbrısi ve Adnan Oktar örneği, Kur'an'ın zamanlar üstü mesajının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir. Heva ve heveslere kapılmamak, dini liderlerin sözlerini ilahi birer emir gibi görmemek, ancak Kur'an'ın öğretilerini merkeze alarak mümkündür. Bu olaylardan ders çıkarmak ve ayetlerin rehberliğine dönmek, insanın hem dünyada hem de ahirette kurtuluşuna vesile olacaktır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |