..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamak ne güzel şey be kardeşim. -Nâzım Hikmet
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aşk > BİNNUR EDİSAN




19 Mayıs 2003
Yeşil Göz  
Kralıma prensesinden küçük bir sevgi notu..

BİNNUR EDİSAN


Yeşermiş yemyeşil ömrüm benim. Babam. Dostum. Can yumağım; sensizlik köşe başından el sallarken ruhumun daralması, ne bir aşk acısına, ne bir kavganın ortasında yaka paça tartaklanmaya, ne kanın beyne sıçramasına, ne de kötü kabuslara benziyordu.O


:CAGG:
YEŞİL GÖZ
Yeşermiş yemyeşil ömrüm benim.
Babam.
Dostum.
Can yumağım; sensizlik köşe başından el sallarken ruhumun daralması, ne bir aşk acısına, ne bir kavganın ortasında yaka paça tartaklanmaya, ne kanın beyne sıçramasına, ne de kötü kabuslara benziyordu.O anın tarifi mümkün değil işte.. Geceden kalma içimin anlık yanması , kalbimin kılıçlara gelişi anlamsız değildi her zaman ki gibi.
Kaza yaptın!!!!!!
Büyük bir trafik kazasından eziklerle kurtuldun.Allah’ıma şükürler olsun.Melek babam benim.Annemle ayrıldığınızda ‘Çok mutlu bir aileydiniz hala anlam veremiyoruz neden ayrıldılar ki? Sen ki babandan ayrılmaya dayanamazdın, güçlü kızmışsın be Binnur’ dediklerinde, hep şükür ettiğimi, ayrılsanız da yaşadığınızı söylerdim.Evet babam, Allah gülümsemelerimizden ayırmasın bizi. Sana olan düşkünlüğüm bazen korkutuyor seni biliyorum, hayatta insanın başına her şeyin gelebileceğini, kimsenin bu dünyaya kazık çakmadığını söylediğin günler de olmuştur.
İnsan sevdiklerinden ayrılmayı tasavvur bile edemiyor işte, böyle terk edişler aklıma geldiğinde ’Hayıııııııııııır’ diye kafamı sallamaktan beyin travması geçirmek üzere iken kendime gelmişimdir.Hani insan konduramıyor ya öyle bir şey. Varlığımı hiç yok saymadın, en anlamsız tartışmalarla başını ağrıttığım anlarda bile..Doğru olanı, en doğru anlatımlarla bana aktarırken, hiç yorulmadın saatlerce bir konuyu eşit şartlarda tartışma olanağını sağladın.Kızmadın.Hiç kızmadın yeşil göz.Yaşamın kıyısında gezindiğim anlarda aklıma gelen yeşil gözlerin ve şefkatin hayata bağlanmamın en büyük sebebi..Bunları her zaman söylerim sana, söyledim de.Sen benim dostumsun.Çiçekler baba, çiçekler..ilk çiçeğimi senden aldım, baharın yeni umutlarla yükselen güneşe keyif veren tebessümünden ,bana da hep bir parça ayırdın.’Ne kadar şımarttınız bu kızı, biz çerkeziz olmuyor böyle’ diyen tüm sülalemize karşı çıktın ve, ‘ Evet, benim kızım şımarık ama saygısız değil, şımarıklıkla saygısızlık arasındaki farkı karıştırmayın!’ dedin her seferinde, göz kırpıp saçlarımı severken.. Yine hep söylediğim şeyi yazacağım, senin gibi biri olmayı çok isterdim baba..Henüz o kıvamı tutturamadığım da tartışma götürmez..Seni yeni tanıyan çoğu insan şaşırır, o sert mizacın yürek kısmını gördüklerinde..Hani çok ciddi bir görüşme yaptığın veya kızgın olduğun anlarda bile odana girip ’Babişkoooooom, nasılsın?’ repliklerimde , gözlerin daha da yeşerip gülümseyerek ’hoş geldin ,fıstığım beniiim’ dediğin anlarda yanındakilerin hayretine hep gülmüşümdür.Üniversite yıllarımda, bazı arkadaşlarım okulu uzatma ihtimalini bile düşünemeyip, rüyalarında bile babalarında korkarken ben hiç korkmadım.Kötü geçen sınavlarımdan sonra seni arayıp ’kötü geçti, moralim çok bozuldu baba ya’ diye ağladığımda ‘Üzülmeeee, hayata bir kere geliyoruz, kimyanı bozacak şekilde kendini yıpratmaaaa, bu dersin alttanı var olmadı üstteni var be bir tanem’ deyip güldürürdün beni. (Sen de bilirdin o dersten kalınca okulumun uzayacağını, ama ağlamama kıyamazdın) Hiçbir zaman bana gösterdiğin anlayışı, sana karşı bir koz olarak kullanmadım babam, çünkü bunu da senden öğrendim. Anlattığım abuk sabukta olsa tüm fıkralara güldüğün için, kendimi çok iyi fıkra anlatabilen biri sandığım 18 li yaşlarımda olayın vahametini anlamamıştım, aslında çok kötü fıkralar olduğu gerçeğini anlamam yıllarımı aldı:) Ne denir ki canımın içi babam, iyi ki varsın iyi ki babamsın.
Aşklarımı da anlattım dilediğimce sana.Hiç saklamadan, saptırmadan..Hani beni aldatan bir sevgilimi gördüğümde acele tarafından seni arayıp, ‘Baba, çok kötüyüm gelir misin?’ demiştim hemen gelmiştin.Yürüyen merdivenlerde ‘İşte tam burada kızla beraberdi baba’ dediğimde, gülme krizine girmiştin.Üzülmemin yersizliğini saatlerce anlatmıştın yine..Zaten sen geldikten sonra takmamıştım bile:) Biliyordum ki beni rahatlatacaktın.
Arkadaşlık, dostluk kavramına bakışımı netleştiren de sensin. ‘Eğer bir dostun seni gecenin kör bir vakti de olsa arayıp, sana ihtiyacım var hemen gel derse, ne oldu ? demeden gittiğin vakit sen gerçek dostsundur, aynı olay dost bildiğin kişi için de geçerli’ dersin. Evet babam, sayende çok sağlam dostlarım var..
En güzel tatilleri seninle yaptım mesela, iyi bir yüzücü olmana rağmen, kızın kumda oynamayı çok sever bilirsin, sen ısrar edince zoraki nazlana nazlana girdiğim deniz sefalarına bile kurban olayım babam.Tam denize atlayacakken ‘Orada falezler varmış, çok tehlikeli atlama diye sızlanmalarımı pek takmadıysan da orada falez vardı işte (?). Çocuk gibi ‘acıktıııım’ diye başını etini yediğim ve sayemde rahat güneşlenemediğin anlar için de özür dilerim:)
Şehirlerarası yollarda , ‘Solla artık şu kamyonu kızım kağnımı bu araba ‘ dediğinde ‘ Araç geliyor, acelemiz mi var, hem yavaş yavaş gidelim’ deyip seni sinir etmelerimden dolayı özür dilemiyorum ve sana ben hız yaptığımda ve kaza atlattığımız anlarda ‘Ben haklıydım ama’ diye mızmızlandığımda ‘ Haklı olarak ölebilirdin de’ dediğini hatırlatıyorum.

Yazacak milyonlarca anımız, kahkahalarımız, özlemlerimiz var ama ben artık ağlamaktan yazamıyorum.

Babalar –Anneler- Kardeşler... Eğer ailenizle ufak bir tartışma bile yaşadıysanız, hayatın aslında kısa metrajlı bir film olduğunu hatırlayın ve zaman kaybetmeden gidip gönüllerini alın.Ben babamı kaybedebilirdim ve şu an bunları yazacak ne gücüm ne dermanım kalmamış olabilirdi. Hepimizin başına gelebilir bu yüzden bu dünyada faniyiz kırmayalım ailelerimizi.Onlardan daha değerli neyimiz var ki? Can mı? İnanın insan kendi canını bile düşünmüyor.. Sevdiklerimizle sevinebilecek, gülümseyecek ve hiç acımayacak bir hayat dileğiyle
Binnur Edisan

.Eleştiriler & Yorumlar

:: En Büyük Güç
Gönderen: nida / Istanbul
20 Ağustos 2004
Sevgidir. Bırakma yakasını... Saygılar ve tebrikler.

:: ...
Gönderen: Bülent / Ankara
6 Ağustos 2004
An gelir, susar içinde koca bir şehir / Kaybettiklerin, bir bir aklına düşer / An gelir, çekilir içinden nehir / Daha ‘‘seni seviyorum’’ diyecektim / Diye / Haykırırsın, avazın çıktığı kadar / Artık geç, artık çok geç / Yine de, hep sesleneceğim sana / SENİ SEVİYORUM BABA / Sesimi duyamasanda... / Bir kez de benim için sevginizi söyleyin babanıza, sevgilerimle...

:: Can yumağım demek, ha!
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu / Mudurnu
6 Ağustos 2004
Merhaba Binnur; Yazını yeni okudum.Sonra bir daha..."Babam,dostum, can yumağım" demek ha! Ne güzel bir anlatım.İnsanın, sevdiklerine ait duygularını böylesine güzel ve etkili anlatabilmesi ne güzel!.....Evet, çok haklısın.Bu kısacık hayatta, sevdiklerimi kırmaya ne gerek var!Ve onlardan daha değerli neyimiz var!.....Duru, akıcı ve etkileyici anlatımın için kutlarım seni.Yeni paylaşımlara doğru...Sevgiler...Kâmuran Esen




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve aşk kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mutlu Kal... Hoşça Kal
Silmedim, beyaza boyadım
Anlatıyor Gibiydim
Gidiyor Bu Şehirden
Yokluğun Bir İç Deniz
Yıldızlar Savrulurken
Hep Aynı Erkeği Sevmek İsterdim
Eylül
Serin Bir Ankara Gecesi
Tam da Alışıyorken

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ayrılıklar da Şerefli Olmalı
İş Yeri Kuralları!
Bir Aşk Daha Bitti
İnsan İlişkileri
Çapkın Erkek (Kadın)
Erkek Kalbi
Göl Kuşları ve Hayat
Kadın Çıldırınca
Facebook Çılgınlığı
Bir Tatlı Huzur

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Ağladığın Gecelerin Hatırına [Şiir]
Merak Et! [Şiir]
Kadın ve Saçları [Öykü]
Sevmeyi Öğretin! [Eleştiri]
Ne Aydın Bir Bilgelik! [Eleştiri]
Teşekkürler Ebru Gündeş [Eleştiri]


BİNNUR EDİSAN kimdir?

Yazarak, konuşarak, öğrenerek, öğreterek ve susarak yaşıyor:) Daktilo şaryosundaki parmak dansına bayılıyor:) Bir yudum insan. Binnur Edisan :)

Etkilendiği Yazarlar:
William Shakespeare, George Orwell, Albert Camus, Henry Miller, Franz Kafka, Borges, Ahmet Arif, Can Yücel, Ahmet Altan...


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © BİNNUR EDİSAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.