..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Bana ev hikayesinden söz açmayýn. Artýk benim oraya gideceðim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Arzu Menteþeoðlu




9 Temmuz 2003
Video Mert  
Arzu Menteþeoðlu
...Adam, her bir filmin özetini dikkatle okuyarak saatlerce bakýndý. Nerede olduðunu ve yaptýðýnýn garip karþýlanacaðýný önemsemiyor gibi, hayatýnýn en önemli kararýný verecekmiþçesine tüm filmleri tarýyordu....


:BBHF:
                          VÝDEO MERT


Mert; ailesinin tüm vazgeçirme çabalarýna raðmen hýzla yayýlan video ve atari hastalýðýna yakalandýðý için okumamýþtý. Sýnýf öðretmeni ailesini sýk sýk okula çaðýrýp, bu genç beynin geleceði üzerindeki tehlikeleri býkmadan yenilemiþti. Bir ay içinde, hem idareden gelen ihtar, hem de dört kez sýnýf öðretmeniyle konuþulmasýna raðmen alýþkanlýðýndan vaz geçiremediði Mert'i, babasý fena halde dövmesine raðmen yine de yolundan döndüremedi.

N'apsýn ki, hayatta hiçbir þey sinemanýn renkli dünyasý kadar çekmiyordu onu. Küçük yaþtan itibaren televizyonda ayýrd etmeden seyrettiði filmler, çoðu zaman arttýrdýðý harçlýklarý, babasý artýk sinemaya gitmesin diye harçlýðýný iyice kýsmasý üzerine de bazen kaçak olarak, bazen ufak tefek iþler bularak girebildiði sinemalarda, hep karekterleri yaþadý. Bazý filmleri aktörün en ufak mimiklerini ezberleyene kadar seyrederdi. Konu anlamýný yitirirdi çoðu zaman. Onlarla gülüp, onlarla aðlýyordu. Onlarýn aþýk olduðu kýzlara aþýk olur, onlarýn öldürmek istediklerinden nefret ederdi. Bir mucitle ayný keþfetme hýrsýný duyar, sadece böyle zamanlarda neden okumadýðýna hayýflanýrdý. Bu duygu da uzun sürmez, hemen ardýndan, bir alkolikle hayatý anlamsýz bulmaya baþlardý.

"Okumayacaksa, bari çalýþsýn." diye, babasýnýn ufak yaþta soktuðu iþlerde iþverenleri, iþ baþýndayken hiç kendini iþine vermediðinden þikayet eder oldular. Arandýðýnda da bulunmuyordu çoðu zaman. Hayal aleminde gibi hülyalý hülyalý bakýyor, söylenenleri anlamýyordu. Birgün bile tüm gün iþinin baþýnda durmamýþtý. Onun nereye gittiðini gayet iyi bilen babasýna "Nereye gider bu çocuk?" diye anlamazca soruyordu iþverenler.

Sonunda, babasý her yolu denediði halde söz dinletemediði Mert'in sanat bile öðrenemeyecek olmasýndan son derece üzüntü duyarak, video kasetçisinin yanýna, ayak iþlerini görmesi için verdi. 'Hiç olmazsa nerede olduðu bilinir.' diye düþünüyordu.

Mert o sýralar hayatýnýn en mutlu dönemini yaþadý. Artýk kaçamaklar yapmasýna, sinemaya gidebilmek için para biriktirdiðinden aç kalmasýna gerek kalmamýþtý. Hava solur gibi film seyretmeye baþladý. Yerleri süpürürken, ufak tefek iþleri yaparken bile gözü olamasa da aklý hep filmdeydi. Artýk bakýþlarý iyice donuklaþmýþ, kendisine söylenen hiçbirþeye konsantre olamaz olmuþtu. Ondaki deðiþiklik, etraf tarafýndan da fark edilir noktaya ulaþtýðýnda, babasý videocunun yanýna vermekle oðluna kötülük ettiðini düþünerek vicdan azabý çekmeye baþladý. Durumuna gerçekten üzülen ailesinin elinden yapacak hiçbirþey gelmiyor, aylar geçerken, Mert raflardaki bütün filmleri her defasýnda ayný ilgiyle tekrar, tekrar yutarcasýna izliyordu..
     
                              ***

Yine; filmdeki dünyanýn içinde kendisi de yer almak istercesine sandalyasini mümkün olduðunca ekrana yaklaþtýrarak kendinden geçtiði bir gün, içeriye giren müþteriyi fark etmedi bile. Seslenip, seslenip varlýðýný duyuramayan adamýn omzundan dürtmesi üzerine, filmdeki karakterden koparak, 'Mert olmasý' çok sarsýcý oldu. Bir müddet 1940'larýn Amerika'sýnýn asi genci deðilde, silik bir videocu çýraðý Mert olduðunu kavrayamadý. Neden sonra adama ne tip bir film istediðini sormayý akýl edebildi.

Adam, tercih ettiði tür hakkýnda birþey söyleyemiyor, kararsýzca raflara bakýyor, baktýkça zaman geçiyor, zaman geçtikçe yüzünde Mert'in anlam veremediði umutsuzluk derinleþiyordu. Adam, her bir filmin özetini dikkatle okuyarak saatlerce bakýndý. Nerede olduðunu ve yaptýðýnýn garip karþýlanacaðýný önemsemiyor gibi, hayatýnýn en önemli kararýný verecekmiþçesine tüm filmleri tarýyordu. Mert iyiden iyiye huzursuzlanmýþ, dükkana birilerinin daha gelmesini, bu adamla yalnýz kalmamayý tüm benliðiyle ister olmuþtu. Bir kaç kez adamýn iþini bir an önce görüp, baþýndan defetmek için "Belki ne istediðinizi söylerseniz yardýmcý olabilirim." dediyse de adam oralý olmadý. En sonunda, hava kararmak üzereyken "Acele etmeliyim, burada yok baþka bir yere bakayým...bekliyor..." gibi birþeyler mýrýldanarak çýkýp gitti.

                              ***

Sonraki bir hafta, Mert ilk defa hayatýnda filmler haricinde bir þeyler düþünerek o adamý merak etti. Onu her düþünüþünde de bilinçlendiremediði ayný garip korkuyu ve kaçma isteðini duydu. Onun sýradan bir deli olmadýðýný anlamýþtý. Böyle düþünmesinin nedeninin, yaþadýðý hayata macera katmak için mi, yoksa gerçekten de adamda alýþýlmadýk birþeyler olduðundan mý olduðunu anlayamýyordu...

Takib eden günlerde adam tekrar, tekrar geldi. Her seferinde de Mert ayný panik ve onu bir an önce gönderme isteðini duydu. Artýk ilk günkü kadar incelemiyordu etrafý ne istediðini biliyor, hangi rafýn neresinde olduðunu bildiði kasetleri eliyle koymuþ gibi alýyor, daha sonra bir defter çýkartarak, aldýðý filmi ve hangi videocudan aldýðýný kaydediyordu. Ýlk zamanlar buna bir mana veremeyen Mert; birgün adamýn elindeki torbanýn kasetlerle dolu olduðunu görünce, bu listelemenin neden titizlikle yapýldýðýný anladý.

Hayatýnda ilk defa kendisi kadar film seyretmeye meraklý birisiyle karþýlaþýyordu. Kimseyle sohbet etmez, daha da garibi buna gerek de duymazdý. Filmlerin yapay dünyasýna aþinaydý o, yeryüzündeki insanlar 'kendisi ve diðerleri' olarak ayrýlmýþtý ona göre. Seyrettiði filmleri yapanlarýn bile, oluþturduklarý dünyalarýn kýymetini yeterince bilmediklerini düþünürdü. Sýrf para için çevrilen adi filmlerde, kendisinin yakaladýðý derinlikleri bir baþkasýnýn fark etmemesine hayret ediyordu. Ýþte ilk defa; evet ilk defa, birisiyle bu konuda konuþabilecek, hayatýný boþa harcadýðý yolundaki tüm söylenenlere artýk bir baþkasýyla gülebilecekti. Artýk o da asýl diðerlerinin hayatlarýný boþa harcadýklarýný baþka biriyle tartýþabilecekti.

Bir dahaki geliþinde, filmlerden baþka hiçbirþeyle ilgilenmeyen, "Ýyi günler....Hayýrlý iþler" bile demeyen bu adamla nasýl konuþabileceðini, söze nereden baþlayacaðýný kara kara düþünmeye baþladý. Kendisinin farkýnda olduðunu bile sanmýyordu. Oysa ki; nasýl kendisi dünyasýný paylaþacak biri bulduðuna seviniyorsa, onun da ayný þevki duyacaðýna emindi.

Kendini kahramanlarýnýn yerine koyuyor, onlarýn kendi yerinde olsalar nasýl davranacaklarýný tahmin etmeye çalýþýyor, onlar gibi davranmaya karar verdiði bir kaçýndan seçim yapamýyordu. Bu arada, adam bir iki kez daha aralarýnda kayda deðer hiçbir konuþma olmadan gelip gitti.

Sonunda kendi gibi olamadýðýný, hatta kendisinin nasýl olduðunu bilmediðini fark eden Mert; eninde sonunda raflardaki tüm filmleri seyretmeyi bitiren adamýn -ki buna da az kalmýþtý- ayaðýnýn dükkandan kesileceðini ve elindeki bu tek, dostluk þansýný kaçýracaðýný anlayýnca, tamamen izini kaybetmemek için, hiç olmazsa izleyerek evini öðrenmeye karar verdi.

                              ***

Gecenin karanlýðýnda, kalabalýk otobüslerde kurbanýný kaybetmemeye çalýþýrken, sonra da izbe gecekondularýn arasýndan geçerken, kendini ünlü bir dedektif gibi hissederek iliklerine kadar ürperdi.

Neden sonra, adam gecenin sessizliðinde, kedi hýrýltýlarýndan ve uzakta kavga eden bir aileden baþka hiçbir ses duyulmayan, daha önce hiç gelmediði bakýmsýz bir mahallede, evlerden birine gölge gibi süzüldü.

'Eeee...Þimdi ne olacak?' diye düþünürken, yaptýðýndan utanarak, tek katlý evin, yüksek penceresine ulaþabilmek için taþýn üzerini týrmanýrken, ýþýk yanmayan odadan dýþarýya, mavi, sarý, kýrmýzý ve yeþil renkteki gölgelerin deðiþerek yansýmasýndan o çok bildik dekorla karþý karþýya olduðunu, içeride televizyonun açýk olduðunu anladý Mert.

Çýktýðý taþýn üzerinde biraz daha ayak uçlarýnda yükselince, takip ettiði adamý, elindekileri, arkasý pencereye dönük olduðundan kim olduðunu göremediði birisine gösterirken gördü. Sonra da saatlerce, bir filmin karþýsýnda deðil de, gerçek bir hayatýn izinsiz izleyicisi olduðunu hatýrlayana kadar, yatalak ve kendi yaþlarýnda olan çocuðu adamýn yediriþini, arada bir tekirlekli iskemlesine oturmasýna yardým ediþini ve seyrettikleri filmi izledi.

                              ***

Takip eden aylarda; saplantýsýnýn birisinde daha olduðunu, yalnýz olmadýðýný, kendi ilgi alanýyla ayný ilgiyi paylaþan birinin daha varlýðýný artýk bildiði için ilk defa gerçek hayata karþý ilgi duyar oldu. Ýlk defa, kendisine çok yabancý olan 'arkadaþ olma isteði'ni duydu. Seyrettiði filmler bu sefer iþe yaramadý. Ne, ona nasýl ulaþabileceði, ne de onunla çok iyi arkadaþ olabileceklerini nasýl söyleyeceði konusunda bir fikir vermedi. Kendine güvenli bir çok kahramaný saatlerce ayna karþýsýnda taklid etti. Yüzüne ve bakýþlarýna çok deðiþik manalar vererek yatalak çocukla konuþtu. En sonunda da ancak kendisi gibi olursa onunla arkadaþ olabileceklerini anladý. En büyük sorun da burada baþladý, kendisinin kim olduðu yolunda bir fikri yoktu. Belki bir seferlik kendisi gibi olabilirse, yeni arkadaþý onun kendisini tamamen bulmasýna yardým edebilirdi.

Hayata karþý duyduðu bu ilk ilgi ve 'bir arkadaþ'a karþý duyduðu tutku, onun belki de hayatý boyunca duyduðu ilk sahte olmayan, kendi duygularýydý. Birkaç gün içinde, Mert'in ayýrdýnda olmadýðý, fakat taný-yanlarýn hemen fark ettikleri deðiþim gerçekleþti. Daha az film seyreder olmuþtu. Bununla beraber yakýnlarý, onda hiç alýþkýn olmadýklarý düþünceli mimikler ve tavýrlar karþýsýnda da bayaðý þaþýrdýlar.

Ne yapacaðýný bilmez halde geçirdiði günlerden sonra, birgün film seyretme saatlerinden çalýyor diye acele acele gördüðü iþler gibi deðil de, bu sefer yürüyüþün verdiði rahatlýða sýðýnmaya çalýþarak aðýr aðýr iþvereninin yatýrmasýný istediði faturalarý yatýrmaya giderken, artýk dükkanlarýna uðramayan o adamý -bunun nedenini biliyordu, raflardaki tüm kasetleri kiralamýþtý çünkü- baþka bir kasetçiye girerken gördü.

Beyninde bir þimþek çakarak, yapmasý gereken iþi bile önemsemeden, duralarsa belki de vazgeçer korkusuyla, koþa koþa evde yalnýz olduðuna emin olduðu, gelecekteki dostuyla tanýþmaya gitti.

                              ***

Bu mahalleye ilk geldiði günden sonra, onunla tanýþmaya cesaret edemeyerek defalarca evin önüne gelip geri döndüðü için, yýlanvari sokak aralarýndaki eski evi eliyle koymuþ kadar rahat buldu.

Bu sefer, kendi kendine fazla düþünmeye fýrsat býrakmadan acele acele kapýyý çaldý, sonra derin bir nefes alýp, söyleyeceklerini düþünürken, kapý ummadýðý kadar çabuk açýlmýþtý bile. Aralanan kapýdan kimse görünmediði için kýsa bir tereddütten sonra, iterek içeriye girdi. Tekerlekli sandalyedeki çocuk, odasýna baðlý ip sayesinde kapýyý zahmetsizce açmýþtý. O; odanýn kapýsýnda durmuþ, kendine ifadesiz bir yüzle ve kim olduðunu, ne istediðini bile merak etmeden bakýyordu. Baþka birini sarsabilecek bu durum, bir hafta kadar önce aynaya her baktýðýnda, mimiklerini düzeltmeden, Bay X gibi olmaya çalýþmadan önce ayný ifadeyi gördüðü için Mert'e tanýdýk geldi, hatta kendini daha rahat hissetmesini yardýmcý bile oldu. Onun yüzünde gördüðü ayný ifadesizlikten sonra; ruhlarýnýn benzeþtiðine, yeryüzünde baþka hiçkimsenin paylaþamayacaðý birbirlerinin dünyalarýný paylaþa-bileceklerine olan inancý daha da derinleþti.

Hiç beklemeden ve dolambaçlý yollara sapmadan, kim olduðunu ve niye geldiðini açýkladý. Beriki, beklediði gibi kendisiyle ayný heyecaný paylaþmýyor, aksine daha çok bir filmin sahnesini oynayan oyuncular gibi davranýyordu.

Hiç beklemediði doðal bir kabul ediþle onu içeriye, her yerde video kasetlerin olduðu oturma odasýna buyur etti. Seyretmekte olduðu film bitene kadar da bir daha hiç konuþmadý. Film bittikten sonra yüzünde Mert'in daha önce ne kendi yüzünde, ne etraftaki insanlarda, ne de filmlerde görmediði bir ifadeyle dönerek; filmlerdeki dünyaya girebildiðini, o dünyanýn bir parçasý olabildiðini, eðer isterse onu da götürebileceðini açýkladý.

                              ***

Birlikte, her seçtikleri zaman ve mekana gittiler. Afrika yerlilerinin elinde tutsak oldular... Amerika'da Kuzey-Güney Savaþýna katýldýlar... sevgilisi ölümcül hastalýða yakalanmýþ talihsiz genç oldular...yýldýz savaþlarýnda dünyayý kötü güçlere karþý savundular bile.

Bu yolculuklar belirli aralarla, Mert'in onu ziyaret ettiði zamanlarda yapýlýyordu. Selçuk kendisine; küçük yaþta geçirdiði hastalýk nedeniyle tekerlekli sandalyeye çakýlýp kaldýðýný, fakir olan babasýnýn yemeyip içmeyip kendisi eðlensin, vakit geçirsin diye bir video edindiðini, iþte gördüðü gibi tüm vaktini film seyrederek geçirdiðini, ilk zamanlar hayli eylenceli olan durumun, zamanla tutku halini aldýðýný, bir süre sonra da babasýnýn yemek içmek haricinde neredeyse tüm parasýný kaset kiralamaya vermek zorunda kaldýðýný anlattý. Bir zaman sonra da artýk seyretmenin yetmediðini, gerçekten gördüðü dünyalarýn parçasý olmak istediðini, bu istek baþka hiçbir þey düþünemeyeceði bir tutkuya dönüþtüðü gün de isteðinin gerçekleþtiðini, o günden sonra da istediði her filme girebildiðini, ve ancak oralardayken yürüyebildiðini açýkladý.

                              ***

Mert ne kadar sürdüðünü bilemediði bir süre Selçuk'la beraber her filme girdi. Gittiði yerler þaþýrtýcý ve yaþadýklarý inanýlmaz olsa da, yapay dünyalarýn tek boyutluluðunu gerçek dünyanýn duygu çeþitliliðine tercih etmediði için bu büyüden Selçuk kadar etkilenmedi. Acýlarý tatlýlarýyla gerçek dünyayý tüm derinliði ve çoðu zaman da sýradanlýðýyla sevmesine, bilmeyerek de olsa yardýmcý olduðu için Selçuk'a minnet duydu.

Durumu fark eden Selçuk hiç de mutlu olmadý. Aksine edindiði hem gerçek hayattaki, hem de filmlerdeki arkadaþýný kaybetmekte olduðunu anlayýnca; onu kaybetmemek için herþeyi yapabileceðini anladý. Zira gerçek hayatta tercih edeceði hiçbir þeyinin olmadýðýna inanýyordu. Orada eve çakýlýp kalmaya mahkumdu. Mert'in bu þekilde çekip gitmesini istemediði için, birlikte girdikleri bir onyedinci yüzyýl filminde olay çýkartýp, duello yapmalarýný saðlamaya çalýþtý.

Oysaki Mert kesinlikle buna yanaþmak istemiyordu. Onun kendisini gerçek dünyaya kaptýrmamak için, gözünü kýrpmadan ya kendisini öldüreceðini ya da ölümü göze alacaðýný biliyordu. Arkadaþýný kýrmak istemediðinden son olmasý dileðiyle geldiði burada onun tarafýndan böylesi bir tuzaða düþürülmek oldukça gücüne gitti. Selçuk'a tüm olumsuzluklara raðmen gerçek hayatta yapabileceði þeyler, yardým edebileceði insanlar olduðunu, gerçek hayatýn renkli film karelerinden daha canlý, herþeye raðmen daha güzel olduðunu anlatabilmeyi istiyordu.

Kendisini; silahýný kuþanmýþ, tanýklardan baþka etrafta kimsenin olmadýðý ormanda, onunla sýrt sýrta vermiþ, on adýmdan sonra ya öleceði, ya da öldürüleceði bir sahnede bulmasaydý düþündüklerini son kez anlatmaya çalýþmaya da vakti olacaktý belki.

Uyarý atýþýndan sonra onar adým attýlar. Mert; yaþayacaðý daha çooook gerçek duygular olduðu için ölmeyi hiç istememesine raðmen, Selçuk her ne kadar kendisini gözünü kýrpmadan öldüreceðe de benzese, arkadaþýný öldürmeyi hiç istemiyordu.

Acele etmeden arkasýný döndüðünde Selçuk'u niþan almýþ atýþa hazýr vaziyette gördü. 'Ölmek istemiyorum ama onu öldürmeyi hiç istemiyorum' diye düþünerek onyedinci yüzyýl silahþörlerine yaraþýr kahramanlýkla niþan almayarak bekledi. Kuþ seslerinden baþka hiçbir sesin duyulmadýðý ormanýn içinde tek el silah sesiyle kuþlar gürültüyle havalandýlar. O an öldüðünü sanan Mert, vücudunda hiçbir acý hissetmemesi üzerine gözlerini açarak ölmediðini anladý ve elindeki silahý yere atarak Selçuk'a doðru koþmaya baþladý. O sýrada da hayal meyal onun cebinden birþey çýkartýp, acemi hareketlerle silahýna takmaya çalýþtýðýný görüyordu. Mert arkadaþýna ulaþamadan bir el silah sesi daha ormanda yankýlandý ve Selçuk'un cansýz bedeni Mert'in kollarýna yýðýldý.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Resme Hapsolan Adam
Melek Ýnsanlar
Gerçek Miydi? Rüya Sanmýþtým
Sadece Bir Gazete Ýlaný
Iþýk Adam
Yoksa Öldüm Mü?

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ölüden Mektup Var
Özlem
Dön Mehmet
Hayran
Labirent - Kayboldum! -
Gidelim Köyümüze Hüseyin!
Ölüm Güzel Þey

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Hayatýn Anlamý [Þiir]
Günlük - 9 [Roman]
Günlük - 5 [Roman]
Günlük12 [Roman]
Günlük - 7 [Roman]
Zara'nýn Dünyasý [Roman]
Günlük - 6 [Roman]
Günlük 11 [Roman]
Günlük - 8 [Roman]
Günlük - 10 [Roman]


Arzu Menteþeoðlu kimdir?

YAÞADIKLARIMDAN ÖÐRENDÝÐÝM BÝR ÞEY VAR Yaþadýklarýmdan öðrendiðim bir þey var: Yaþadýn mý, yoðunluðuna yaþayacaksýn bir þeyi Sevgilin býtkýn kalmalý öpülmekten Sen bitkin düþmelisin koklamaktan bir çiçeði Ýnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuþa, bir çocuða Yaþamak yeryüzünde, onunla karýþmaktýr Kopmaz kökler salmaktýr oraya Kucakladýn mý sýmsýký kucaklayacaksýn arkadaþýný Kavgaya tüm kaslarýnla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandýn mý bir kez sýmsýcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taþ gibi dinleneceksin Ýnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiðine Hem de tüm benliði seslerle, ezgilerle dolarcasýna Ýnsan balýklama dalmalý içine hayatýn Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasýna Uzak ülkeler çekmeli seni, tanýmadýðýn insanlar Bütün kitaplarý okumak, bütün hayatlarý tanýmak arzusuyla yanmalýsýn Deðiþmemelisin hiç bir þeyle bir bardak su içmenin mutluluðunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaþamak özlemiyle dolmalýsýn Ve kederi de yaþamalýsýn, namusluca, bütün benliðinle Çünkü acýlar da, sevincler gibi olgunlaþtýrýr insaný Kanýn karýþmalý hayatýn büyük dolaþýmýna Dolaþmalý damarlarýnda hayatýn sonsuz taze kaný Yaþadýklarýmdan öðrendiðim bir þey var: Yaþadýn mý büyük yaþayacaksýn, ýrmaklara, göðe, bütün evrene karýþýrcasýna Çünkü ömür dediðimiz þey, hayata sunulmuþ bir armaðandýr Ve hayat, sunulmuþ bir armaðandýr insana ATAOL BEHRAMOGLU

Etkilendiði Yazarlar:
Dostoyevski,Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Arzu Menteþeoðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.