..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeði arayan bir insan, öncelikle her þeyden gücü yettiðince kuþku duymalýdýr. -Descartes
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Özcan Nevres




16 Kasým 2001
Unutulmayan acý  
Özcan Nevres
Ýþ dönüþü caný eve gitmek istemiyordu. Nedense bu gün olabildiðince yalnýz akalmak istiyordu


:CDHF:
Ýþ dönüþü caný eve gitmek istemiyordu. Nedense bu gün olabildiðince yalnýz kalmak istiyordu. Zaman zaman takýldýðý barýn önüne geldiðinde, içeri girmekle girmemek arasýnda bir süre kararsýz kaldý. Girmekten vazgeçip sahile doðru aðýr adýmlarla yürüdü. Sahil oldukça tenhaydý. Yine de ta uç tarafa, insan uðraðý olmayan yere doðru ilerledi. Sahil oldukça sessizdi. Sessizliði bozan sadece ayaklarýnýn altýnda kýrç, kýrç eden kumlardý. Kumlarýn serinliðine aldýrmayarak çöküp oturdu. Sýrtýný bir kayaya yasladý. Denizi seyretti uzun uzun. Ayýn gümüþi ýþýklarýnýn oluþturduðu revnaklar doyumsuz güzellikteydi.
Gündüz denizde olaðanýn dýþýnda kýzýl bir renk vardý. Kimileri bunu deprem olacak diye yorumluyordu. Oysa balýkçý Murat Reis aksini söylüyordu.
Eskiden balýk çoktu. Özellikle küçük balýklarýn temel gýdasý planktonlardý. Balýk nesli körfezde hemen hemen yok olmuþ durumda. Bu nedenle planktonlar hýzla üremekte. O kadar çoðalmýþlar ki, sanki deniz yüzünde bir çarþaf oluþturmuþlar. Bu da deniz suyunun yeteri kadar oksijen alamamasýna neden oluyor. Bir de buna lodosun etkisiyle, tabanda birikmiþ olan kirlilik yüzeye vurunca, deniz tamamen oksijensiz kalýyor ve planktonlarýn kitle halinde ölümlerine neden oluyor.
Hey gidi koca Murat Reis, sen bunlarý bana anlatmasaydýn, ne gün deprem olacak diye hop oturup hop kalkacaktým. Gündüzün o çirkin görünümü sanki yok olmuþ. Deniz yine her zamanki gibi pýrýl pýrýl. Belki de lodos durduðu için her þey yine yerli yerine oturmuþtu.
Aslýnda o bunlarý kafasýný tokmaklayan düþüncelerden, ruhunu saran acýlardan kurtulmak için düþünüyordu. Ne düþünürse düþünsün, geçmiþin acýlarýný unutamýyordu. Eþini doðum yaparken yitiriþi yine çöreklendi düþüncelerine. Doðum yeni bir can getirirken, o mukaddes olayý gerçekleþtiren anneyi alýp götürmüþtü. Tam yedi yýl geçmiþti aradan. Kýzý üç ay önce okula baþlamýþtý.
Ýlk günler eþinin ölümüne neden olan kýzýný sevemeyeceðini zannetmiþti. Hatta kýzýndan nefret bile etmiþti. Bazen cinnet geçirir gibi oluyordu. Eþinin ölümüne neden olan o et parçasýný boðup öldürmek geçiyordu içinden. Baba annesinin kucaðýnda gülücükler yaðdýrýrken o yitirdiði eþinin acýsýyla kývranýyordu. Ne çok sevmiþlerdi biri birlerini. Ölünceye kadar birlikte olacaklardý. Hatta ölüm bile ayýramayacaktý. Ölümü bile birlikte kucaklayacaklardý. Olmadý. Kader çok acýmasýz davranmýþtý. O zamansýz ölüm, en mutlu olacaklarý bir anda koparýp almýþtý caný kadar sevdiði eþini. Bu nedenle o günahsýz yavrusunu aylarca kucaðýna alýp sevememiþti. Aklýna geldikçe yavrusundan utanýr olmuþtu.
Ýlk baba deyiþinde buzlar birden eriyivermiþti. Bir baba kelimesi ona babalýðýn doyumsuz hazzýný tattýrmýþtý. O günden sonra varý, yoðu, her þeyi biricik kýzý olmuþtu. Oysa þimdilerde yeni bir dönemece varmýþtý. Bir hayli yaþlanan annesi,
Benim bir ayaðým çukurda. Aniden gidiveririm. Bu kýzýn hali ne olur diyordu? Haklýydý annesi. Ama o bunca yýl kýzýný üvey anne eline düþürmemek için evliliðe hep soðuk bakmýþtý. Üstelik ölen karýsýnýn anýsýna saygýsýzlýk yapmak istemiyordu. Nice yeminler etmiþlerdi hiç ayrýlmayacaðýz diye. Ölüm bile bizi ayýramaz diyorduk. Oysa ölenle ölünmüyor.
Yakýn bir arkadaþý görev yaptýðý kasabadan Kasap Oktay beyin orta okul öðretmeni kýzýný önermiþti. Kýzý da ailesini de çok övmüþtü.
Ýnan bana, o kýz senin kýzýný öz kýzý gibi kabullenecektir. Babasýyla konuþurken,
Bizim kýzýn evlenme vakti neredeyse geçiyor. Yaþý yirmi sekiz oldu ama, þöyle doðru dürüst bir kýsmeti çýkmadý. Þöyle soyuna sopuna güvenilir birini bulsak ta evlendirsek demiþti.
Ben de ona senden söz ettim. O,
Madem arkadaþýna bu kadar güveniyorsun, gir araya bir aðabeylik yap dedi. Sen hele bizim kasabaya gel, önce kýzýn babasýyla tanýþtýrayým. Gerisi çorap söküðü gibi kendiliðinden gelecektir.
Hava iyice serinlemiþti. Üþümeye baþlamýþtý. Kalkýp evine doðru yürüdü. Yürürken hep arkadaþýnýn önerisi kafasýnda uðulduyordu.
Gel þu kýza peki de. Ýnan hem sen mutlu olacaksýn, hem kýzýn. Bir karara varmalýydý. Evlendiðinde eski eþini unutabilecek miydi. Ya kýzýma iyi bakmazsa? Okumuþ, yüksek öðrenim görmüþ bir kýzdan ne kötülük gelebilir ki? Evine vardýðýnda annesi sofrayý hazýrlamýþ kendisini bekliyordu. Kýzý boynuna sarýldý.
Babacýðým neden geç kaldýn? Seni babaannemle öyle merak ettik ki. Daha kýzý sözlerini bitirmeden annesi,
Nerde kaldýn be oðlum? Meraktan öldürecek misin beni?
Arkadaþlara takýldým anne. Bir daha olmaz merak etme. Yemek arasýnda annesine,
Anne sana bir müjdem var. Arkadaþým saðlýk memuru Sefahattin bana bir kýz bulmuþ. Kýz bizim kasabanýn ortaokulunda öðretmenmiþ. Çok iyi bir ailenin kýzý olduðunu söylüyor. Ýlle de gel ailesiyle tanýþtýrayým diye ýsrar ediyor. Gidip ailesiyle tanýþacaðým.
Peki sen kýzý tanýyor musun?
Þöyle böyle tanýyorum. On kasýmda partimizi temsilen anma törene katýlmýþtým. Atamýzý anlatan konuþmayý o yapmýþtý. Evlenme gibi bir düþüncem olmadýðýndan pek dikkat etmemiþtim. Hayal meyal anýmsýyorum. Önce gidip ailesiyle tanýþayým. Nasýl insanlar olduklarý hakkýnda arkadaþýmýn verdiði bilgilere eklenecek bir þeyler var mý? Öðrenip dönerim. Sonra da bir fýrsat bulup kýzla tanýþýrým.
Ýyi güzel de oðlum, okumuþ kýzlar biraz havalý olur. Onunla anlaþabilecek misin? Hani ben kendi akrabalarýmýzdan birini bulsaydýk daha iyi olmaz mýydý diyorum?
Anne, sana kaç kere söyleyeceðim. Ben akraba kýzý ile evlenmem. Sakat doðacak bir çocuðun sorumluluðunu hiçbir zaman üstlenmem.
Neden sakat çocuk doðsun oðlum? Amca, hala, teyze kýzlarýyla evlenmiþ niceleri var. Hangi birinin çocuðu sakat doðdu ki?
Anne, istisnalar kaideyi bozmaz diye bir söz vardýr. Ben sana bir þey sorayým. O akraba evliliði yapanlarýn hangisinde üstün zekalý çocuk var. Baksana bizim kýzýmýza. Zekasý dillere destan. Güzelliði de cabasý.
Sen bilirsin oðlum. Yuvayý kuracak olan sensin. Evleneceðin kýzla hayatýný paylaþacak olan da sensin. Bana sadece mutlu olmaný dilemek düþer. Kýzý konuþulanlarý dikkatle dinliyordu. Yemeði býrakýp babasýnýn yanýna geldi.
Babacýðým, gerçekten evlenmeyi düþünüyor musun?
Evet kýzým, sana çok cici ve üstelik öðretmen olan bir anne alacaðým.
Yaþþa baba demek ki benim de bir annem olacak.
Evet kýzým. Gerçi babaannen bu denli yaþlanmasaydý evlenmeyi düþünmeyecektim ama, bu durumda düþünmenin zamaný geldi.
Bilsen beni ne kadar sevindirdin babacýðým. Babaannemi de çok seviyorum ama yinede bir annem olmasýný istiyorum.
Tamam kýzým, en kýsa zamanda senin öz anneni aratmayacak bir annen olacak.
O gece erken yattý. Kararýný vermiþti. Erken kalkýp arkadaþýnýn yanýna gidecekti. Erken yatmasýna raðmen, bir türlü uyuyamadý. Ha bire kafasýnda acabalar kümeleniyordu. Ya bu evlilik gerçekleþtiðinde kýzýma kötü davranýrsa? Düðmeci Osman beyi anýmsadý. Dükkanýna gelir, içini dökerdi. Bazý zamanda hýrsýndan kafasýný yumruklardý.
Niþanlýyken, Osman beycimdim. Evlendik, Osman olduk. Daha ilk çocuðumuz dünyaya geldiðinde Osmaaaaaan olduk.Çocuklarýmýn hatýrýna katlandým bunca yýl. Hani çocuklarýmý bir evlendirsem, ilk iþim bu karýyý boþamak olacak derdi. Boþamak kýsmet olmamýþtý Osman beye. Bir gece sabaha karþý geçirdiði beyin kanamasýnda yaþamýný yitirmiþti. Osman beyin durumuna düþmek korkusu içinde cýzzz etti. Oysa Osman beyin eþi ilk eþiydi. Arada üvey evlat sorunu da yoktu. Buna raðmen evliliði hiç iyi gitmemiþti. Ya ben de ayný duruma düþersem korkusu içini olabildiðince kemiriyordu. Osman beyi düþüncelerinden söküp atmaya çalýþtý. Nice uyum içerisinde yaþayan aileler vardý. Neden kuracaðý yuva o ailelerinki gibi olmasýn? Adýmýný atmýþtý bir kez. Üstelik kýzýna da söylemiþti. Dönüþü artýk olanaksýzdý. Sabaha karþý uykuya daldý. Ýki saat kadar uyuduktan sonra uyandý. Motor sýkletine binip kasabanýn yolunu tuttu.
                    ***
Öðlene yakýn kasabaya vardý. Kasabalýnýn birine saðlýk ocaðýný sordu. Kasabalý,
Hemen þu sokaðý dönünce kocaman bir çýnar aðacý göreceksin. Saðlýk ocaðý o aðacýn karþýsýnda. Teþekkür etti adama. Yoluna devam etti. Çýnar aðacýnýn yanýnda durdu. Motor sýkletini sehpaya kaldýrýp direksiyonunu kilitledi. Saðlýk ocaðýna girip karþýsýna çýkan hemþireye Sefahattin beyi sordu. Hemþire,
Tam karþýmýzdaki odada diye yanýtladý. Karþý odaya gidip kapýyý týklattý. Ýçeriden bir ses,
Gir dedi. Kapýyý açýp girdi. Sefahattin bey sanki gözlerine inanamamýþtý.
Vay, vay kimi görüyorum. Oh be nihayet gelebildin. Kasap Oktay bey seni sora sora bir hal oldu. Adama ne diyeceðimi bilemez oldum. Geldiðine nasýl sevindim anlatamam. Hele gel bi sarýlayým sana. Çok özlettin kendini. Sarýlýp öpüþtüler. Sefahattin bey odacýya seslendi,
Durmuþ bey, bak konuðum var. Hadi bizim kahveci Osman’a git te iki orta kahve söyle. Kahveler deve tabaný batmaz olsun de.
Tamam müdürüm, söylerim. Az sonra kahveler geldi. Kahveleri kahveci Osman kendisi getirdi.
Ula müdürüm, konuðun varmýþ dedi aha bu Durmuþ. Merak ettim. Bizim kasap Oktay’a sözünü ettiðin oðlan mý geldi diye.
He ya Osman efendi, sözünü ettiðim bu delikanlý.
Üle helalin varmýþ be müdürüm, arkadaþýn yaðýz delikanlýymýþ. O iþi þimdiden olmuþ belle. Böyle civan delikanlýya kýzýný vermeyecek te kime verecek.
Ne yapalým be Osman efendi, kýsmette ne varsa o olur. Biz araya girdik. Allah utandýrmasýn.
Amin dedi Kahveci Osman.
                         ***
Öðlen yemeðine Sefahattin beyin evine gittiler. Odacý Durmuþ konuklarý var diye Sefahattin beyin evine uðrayýp eþine bildirmiþti. Bu gibi iþlerde odacý Durmuþ neyin yapýlacaðýný çok iyi bilirdi. Eve gitmeden önce kasaba uðrayýp et almýþtý. Sefahattin beyin eþi Nazmiye haným, oldukça hamarat bir kadýndý. Çok kýsa bir zamanda güveç, pilav ve salatadan oluþan bir mönü hazýrlamýþtý. Nazmiye haným konuklarýna,
Hoþ geldiniz dedi. Necmi,
Hoþ bulduk dedi. Tokalaþtýktan sonra yemek masasýna buyur etti.
Necmi bey, hepimiz merakla sizi bekliyorduk. Ha gelecek, ha gelecek diye. Ýnan umudumuzu kesmiþtik.
Nazmiye haným, inan sizin beni bu denli merakla beklediðinizi bilseydim bu denli geç kalmazdým. Evlilik kararý almak çok zor bir olgu. Hele benim gibi çocuklu biri için daha da zor. Zor da olsa sonunda kararýmý verdim ve geldim. Bakalým zaman neyi gösterecek?
Ben çok, çok iyi olacak diyorum. Kýzla da ailesiyle de iyi görüþüyoruz. Kýz da, ailesi de çok iyi insanlar. Öyle olmasaydý biz araya girer miydik?
Çok sað olun. Ýnþallah kýsmet olur, kýzým annesizlikten, ben de yalnýzlýktan kurtulmuþ oluruz.
Ben ona kýzýnýzýn konumunu açtým. Yedi yaþýný aþmýþ bir kýzýn bana ne yükü olur ki dedi. Üstelik bana can yoldaþý, arkadaþ olur. O zaten sizi tanýyormuþ. Biz bu iþe oldu gözüyle bakýyoruz.
Her þey yi güzel de, bir sorun var. Oturduðu evin sahibinin iki kýzý var. Evlerinin önünden geçerken neredeyse pencereden düþecekler. Benim bildiðim erkekler kýzlara laf atarlar. Oysa onlar bana laf atýyorlar. Kiracýlarýyla evleneceðimi öðrenirlerse atmadýk çamur býrakmazlar.
Biz o konuyu çok iyi biliyoruz. Buraya tayin olmadan önce o kýzlara komþu idik. Seninle samimi olduðumuz için bizden bir istekte bulundular. Bu konuyu þimdiye kadar sana açmadýk. Dediler ki; siz Necmi ile iyi görüþüyorsunuz. Biz ona bir büyü yaptýrdýk. Size geldiðinde bir fýrsat bulup büyüyü ceketinin astarýna dikiver. Tamam dedim. Demesem þirretler hýr çýkaracaklar. Aldým o büyüyü., o gün, bu gün bizim þu vazonun içinde duruyor. Büyüye inanmadýðým için atmadým. Onlarýn salaklýk hatýrasý olarak saklýyorum.
Keþke dediklerini yapsaydýn. Ýnsan oðlu uzay yolculuðu yaparken bu saflar halen büyüye, hurafeye inanýyorlar.
Hatta sormuþtum onlara. Bu büyü hanginiz için diye? Fark etmez dediler. Onu baþkasýna kaptýrmayalým da, hangimize kýsmet olursa olsun. Büyüðüne sen ondan büyüksün dediðimde ne fark eder dedi. Bunlarýnki nasýl bir aþk anlayamadým. Sanki hayvan pazarýndan mal alýyorlar. Garibime gitti. Ne demek hangimize olursa osun. Bence o kýzlarda ahlak kavramý da yok.
Býrak ahlak kavramýný, onurlarý da yok. Bir gün tepem attý. Boþuna asýlmayýn, depoda size yer kalmadý. Olabildiðince piþkin, sýkýþýrýz demez mi? Ben de bu dünyada kadýn olarak ikiniz kalsanýz, yinede hiç birinizle evlenmezdim dedim. Hele büyüðü olabildiðince piþkin. Yesinler seni, kýzmak ne kadar yakýþýyor sana demez mi? Baþ olunmaz bunlarla diye düþündüm. Çekip gittim. Zorunlu kalmadýkça o sokaktan geçmez oldum.
Hepsini biliyoruz. Seni nasýl kýzdýrdýklarýný gelip anlatýrlardý bize. Sefahattin’den bile utanmýyorlardý.
Boþ verelim o þýllýklarý, biz kendi iþimize bakalým. Bu konuya çok dikkat etmek gerekir. Onlarýn etkisinde kalýp bozuþmaktansa bence hiç baþlamamak daha iyidir.
Niye bozulsun caným? Biz ona her þeyi anlatýrýz. O çok olgun bir kýz. Onlarýn etkisinde kalacaðýný sanmýyorum.
                    ***
Yemekten sonra yine saðlýk ocaðýna gittiler. Uzun uzun konuþup geçmiþ günlerini yad ettiler. Mesai bitiminden sonra kahvehaneye gittiler. Kasap Oktay bey kahvehanenin devamlý müþterilerindendi. Gidip masasýna oturdular. Sefahattin bey Necmi ile Kasap Oktay beyi tanýþtýrdý. Oktay bey Necmi’ye büyük ilgi gösterdi. Konuþma arasýnda Necmi’ye ne zaman döneceðini sordu? Necmi,
Yarýn dönüyorum dedi.
Benim kýzým sizin kazanýzýn orta okulunda öðretmen. Ona bir mektup göndereceðim. Zahmet olmazsa verirsin deðil mi?
Elbette veririm niye zahmet olsun ki?
Eve gittiðimde mektubu yazarým. Nasýlsa gece yine buraya çýkarsýnýz. Geldiðinizde veririm.
Tamam efendim siz nasýl uygun görüyorsanýz öyle olsun.
                    ***
Gece yine kahvehaneye çýktýlar. Az sonra Kasap Oktay bey geldi. Yanlarýna oturdu. Cebinden çýkardýðý mektubu Necmi’ye uzattý.
Sana zahmet olacak ama, bu mektubu orta okuldaki kýzýma veriver. Türkçe öðretmeni Hatice Tezbaþaran dedin mi onu sorduðun kiþi hemen gösterir. Necmi,
Baþ üstüne efendim diyerek mektubu cebine özenle yerleþtirdi. Küçük yerlerde her þey çabuk duyulur. Kahvede oturanlar, konuðun damat adayý olduðunu sezdiklerinden, rahat konuþsunlar diye ilgilenmez görünmeye çalýþsalar da kulaklarýnýn konuþanlarda olduðu her hallerinden belliydi. Meraklý bakýþlara aldýrmadan gece yarýsýna kadar sohbet ettiler. Kasaba tarým beldesi olduðundan, erken kalkmak zorunluluðu vardý. Bu nedenle kahvehane birkaç ihtiyarýn dýþýnda tamamen boþalmýþtý. Kahvehanenin boþalmasýna aldýrmayarak sohbetlerini gecenin yarýsýna kadar sürdürdüler. Daðýlýrlarken Nevzat sabah erken yola çýkacaðýný söyleyerek kasap Oktay beyle vedalaþmak istediðinde Oktay bey,
Kalsaydýn bari birkaç gün dedi. Nevzat,
Kalamam, iþlerim çok yoðun. Ýþ yerini ihmal etmeye gelmez. Baþka bir zaman daha fazla kalmaya çalýþýrým.
Bunu saymayýz. Bir dahaki sefere böyle erken býrakmayýz. Siz ne dersiniz Sefahattin bey.
Ne diyebilirim ki Oktay bey, Daha yüzünü doya doya görmeden gideceðim diye tutturdu. Oktay bey tatlý tatlý gülümsedi.
Hadi bu seferlik baðýþlayalým. Ola ki çok acele bir iþi vardýr.
Ýnþallah, inþallah, hele bu iþ tamamlansýn, düðününe kalburla su taþýyacaðým. Nevzat, Oktay beyin uzattýðý elini öperek vedalaþtýlar.
                         ***
Sabah erken saatte Sefahattin bey konuðunu uðurlarken,
Hadi bakalým, mektubu verirken kýzýmýza iyi bak. Ýnþallah birbirinizi beðenirsiniz. Nevzat,
Ýnþallah demekten gayri elden ne gelir diyerek Sefahattin beyle önce el sýkýþarak sonra da birbirlerine sarýlarak vedalaþtýlar. Motor sýkletini çalýþtýrarak hareket etti. Kasabasýna vardýðýnda önce dükkanýna gitti. Çýraðýndan gerekli bilgileri aldýktan sonra,
Ben eve gidiyorum. Yolda çok tozlandým. Banyo yapacaðým diyerek dükkandan ayrýldý. Evinde banyo yaptýktan sonra týraþ oldu. En yeni elbisesini giyerek, tekrar dükkanýna gitti. Orta okul öðretmenlerinden Nayip beyle iyi görüþüyordu. Okula telefon ederek Nayip beyle görüþmek istediðini söyledi. Görevli,
Nayip bey þu anda derste. Lütfen on dakika sonra bir daha arayýnýz dedi. Telefonu kapatýp dükkandan çýktý. Motor sýkletini çalýþtýrýp orta okula gitmek üzere yola çýktý. oldukça hýz sever olduðu halde motor sýkletini çok yavaþ sürüyordu. Aðýr aðýr ilerlerken mektubu vereceði kýzý düþünüyor ve ona söyleyeceklerini tasarlýyordu. Okula girip motor sýkletini arabalar için ayrýlmýþ olan park yerine býraktý. Çýkýþ zilinin çalmasýný bekledi. Zil çaldýðýnda hademenin yanýna gidip Hatice Tezbaþaran ile görüþmek istediðini söyledi. Hademe,
Ne yapacaksýnýz Hatice öðretmenimizi?
Babasýndan mektup getirdim. Onu vereceðim.
Mektubu bana verin, kendisine vereyim.
Hayýr, babasý mektubu mutlaka kendisine vermem gerektiðini söyledi.
Peki öyleyse. Siz burada bekleyin, öðretmen hanýmý çaðýrayým. Az sonra Hatice Tezbaþaran yanýna geldi. Merakla,
Beni siz mi arýyorsunuz?
Evet efendim ben aradým.
Niçin?
Babanýz size bir mektup gönderdi. Mutlaka size elden vermem gerektiðini söyledi. Hayýrdýr inþallah derken yüzü kýzardý. Mektubun elden verilmesi gerekçesini kavramýþtý. Aslýnda Nevzat’ý çok iyi tanýyordu. Ev sahibinin iki kýzýnýn da ona aþýk olduklarýný kýzlardan dinlemiþti. Kýzlara,
Bu iþ nasýl olacak? Ýkinizle birden evlenemezsiniz ki dediðinde,
Hangimiz kafeslemeyi becerirse demiþlerdi. Kýzlarýn anlattýklarý yüzünden Nevzat’ý çok merak etmiþti. Kýzlara,
Þu aþýk olduðunuz Nevzat’ý bir de bana gösterin. Nasýl bir delikanlý ki hepiniz onun peþindesiniz.
O kasabamýzýn en yakýþýklý delikanlýsýdýr. Kývýr kývýr saçlarý, gözünün önüne düþen kakülü, kaþýyla, gözüyle sanki bir ilah. Hele gözleri bir harika. Bir bakýyorsunuz lacivert, bir bakýyorsunuz kahve rengi. Ýnanýlacak gibi deðil. Çok merak etmiþti. Gerçekten kýzlarýn dedikleri gibi oldukça yakýþýklý mýydý? Yoksa abartýlýyor muydu? Bir gün evin kýzlarý,
Öðretmen haným çabuk gel diye seslenmiþlerdi. Anlamýþtý neden çaðýrýldýðýný. Hemen pencereye gitmiþti. Ýþte bak geliyor diyerek oldukça yakýþýklý bir delikanlýyý göstermiþlerdi. Bu delikanlýyý daha önce bir yerde görmüþtü ama nerede? Belleðini oldukça zorlamasýna raðmen anýmsayamamýþtý. Delikanlýnýn yakýþýklýlýðý onu da etkilemiþti. Bu deli kýzlardan biri, onlarýn deyimiyle bu delikanlýyý kafeslerse yazýk olur. Zaten bir evlilik geçmiþ baþýndan. Ýkinci bir evlilik için ince eleyip sýk dokumasý gerekir.
Günler sonra onu nerede gördüðünü anýmsayabilmiþti. On kasým günü onunla tokalaþtýðýný anýmsadý. O telaþ arasýnda nedense bu denli yakýþýklý olduðunu fark edememiþim. Kafasýnda acabalar oluþtu. Onunla tanýþsa ve bir evliliðe adým atsalar o deli kýzlarýn tepkileri ne olurdu? Mutluluk mu dilerlerdi yoksa küserler miydi. Ne düþünüyorum ben diye söylendi. Ortada fol yok, yumurta yok, kendi kendime gelin oluyorum. Onu düþüncelerinden bir türlü sýyýrýp atamýyordu. Bu yüzden uyuyamadý. Ancak sabaha karþý biraz dalabildi.
Onunla konuþurken kafasýnda yýldýrým hýzýyla geçmiþi yaþýyordu. Onunla tekrar konuþabilmek için,
Bizim kasabaya gidecek olursanýz, lütfen bana uðrayýn. Babama ben de bir mektup yollayabilirim demiþti.
Emriniz olur efendim,
Estaðfurullah, emir deðil sadece rica. Tokalaþarak ayrýldýlar.
                         ***
Hatice öðretmen ile konuþabilmesi için can atmasýna raðmen bir türlü fýrsat bulamýyordu. Okula gitse olmaz, okul çýkýþýnda beklese o hiç olmazdý. Tek çare evinin önünden geçmek. Ev sahibinin kýzlarýnýn evlerinde olmadýðý bir zamaný kollamaktý. Evin önünden geçerken Hatice öðretmen penceredeydi. Bir rastlantý mýydý, yoksa yolunu gözleme sýrasý ona mý geldi diye düþündü. Pencere önüne geldiðinde selamlaþtýlar. Ev sahibinin küçük kýzýnýn gözünden bu selamlaþma kaçmamýþtý. Arka odadaki ablasýnýn yanýna gitti.
Abla sana kötü bir haber vereceðim. Bizimki, Hatice öðretmene öyle içten bir selam verdi ki þaþýrdým kaldým. Yüzünü görmedim ama, Hatice öðretmen de ayný içtenlikle selama karþýlýk verdi.
Kim kýz senin dediðin?
Kim olacak ? Ýkimizin sevgilisi Nevzat.
Hadi be kýzým, anladýðým kadarý ile sen bulutlardan nem kapmaya baþladýn. Hatice öðretmen gibi hem güzel, hem okumuþ bir kýz hiç Nevzat’a yüz verir mi? O sülüðün bizden baþka umarý olamaz. Olmamasý gerekir. Ola ki öyle bir yakýnlaþma baþladýysa, biz de Nevzat’a bol bol çamur atar, Hatice öðretmenin kafasýný karýþtýrýr ve ondan soðumasýný saðlarýz.
Yutar mý dersin?
Yutmazsa gargara eder. Balçýðý duvara vur, tutarsa da olur tutmasa da. Elbette çamur düþtüðü yerde iz býrakýr. Bundan böyle ona Nevzat’ý sürekli kötüleyeceðiz. Sen o iþi bana býrak. Bak adamýn kafasý nasýl karýþtýrýlýrmýþ gör.
Abla sana güveniyorum. Ýnþallah düþündüðün gibi olur.
Akþam yemeðinden sonra, Hatice öðretmenin odasýna gittiler. Abla Zeynep,
Hatice kýz, bu gün evimizin önünden Nevzat’ýn geçtiðini gördüm. Ayol onu ben çok iyi bir insan diye bilirdim. Oysa ne melun bir adammýþ o. Meðer karýsýný doðumdan önce kýyasýya dövmüþ te, bu yüzden erken doðum yapmýþ. Kadýncaðýz erken doðum yaparken kan kaybýndan ölmüþ. Bizler de aptalca onun iyi bir insan olduðunu düþünüyorduk.
Hadi caným sen de. Öyle þey olur mu? Neredeyse iki sene oluyor sizin evinize kiracý girdiðim. Hepiniz Nevzat için deliriyordunuz. Hep onun iyi bir insan olduðundan söz ediyordunuz. Ne deðiþti ki birden onun çok kötü bir insan olduðuna karar verdiniz?
Dün Nevzat’ýn bir akrabasýna gittim. Ta okul yýllarýmdan beri arkadaþýmdýr. Onun bir öðretmenle söz kesmek üzere olduðunu söyledi ve yazýk olacak kýza dedi.
Neden yazýk olsun ki?
O ne sinsi bir canavardýr bilemezsiniz. Ýnana bana, evlendiði gün bile karýsýný döver. O kadýnlarý sevmektense dövmeyi sever. Karýsý bunca yýl oldu öleli. Neden evlenemediðini hiç düþünmediniz mi? O evlense bile karýsýna dayak atma keyfini yaþamak için evlenir. Karýsýný sevmek için deðil. Ne söyleyeceðimi bilemedim. Hani akraba olmasalar inanmayacaðým ama, oldukça yakýn akrabalar. Ýnanmak zorunda kaldým.
Olabilir. Ateþ olmayan yerden duman çýkmaz derler. Durduk yerde neden iftira etsinler? Zeynep’in keyiften yüzü gülüyordu. Zira Hatice öðretmenin zokayý yuttuðunun farkýndaydý. En azýndan içinde bir kuþku uyanmýþtý. Zeynep,
Bilsem o öðretmen kýzýn kim olduðunu gidip Allah rýzasý için uyaracaðým. O kýz mutlaka yabancýdýr. Garibin baþý yanmasýn bari.
                         ***
Hatice öðretmenin içine kurt düþmüþtü. Söylenenler gerçek mi acaba diye düþünüyordu. Ya gerçekse? Yakýþýklý bir erkekle evlenme uðruna kendini ateþe mi atacaktý?Gerçeði nasýl öðrenecekti? En doðrusu bir konuþma fýrsatý çýktýðýnda duyduklarýnýn tümünü ona aktarmak ve doðru olup olmadýðýný sormaktý. Bunun için de o günü sabýrla beklemek zorundaydý. Acele etmek zorunda deðildi.
Okuldaki öðretmen arkadaþlarýndan Zühal Elkatmýþ Karþýyaka’da oturuyordu. Elhamra sinemasýnýn vizyonunda çok güzel bir film olduðundan söz etmiþti. Gelirsen beraber gideriz demiþti. Bu evlilik konusundan çok sýkýlmýþtý. Ev sahibinin kýzlarýnýn olanlardan sanki haberleri vardý. Ýþi gücü býrakmýþlar Nevzat’ý kötülemeyi kendilerine iþ edinmiþler. Birkaç kez sizin Nevzat’ýnýzdan bana ne dediyse de, konuyu kapattýrmayý baþaramamýþtý. Doðrusu bu konu sýkmaya baþlamýþtý. Bu delikanlý madem bu kadar kötüydü neden bana yaklaþýk iki yýldan beri hep övüyorlardý. Neden onu görebilmek için pencereden ayrýlmýyorlardý? En iyisi arkadaþýnýn önerisine uymak ve konudan uzaklaþýp stressiz bir gün geçirmekti.
Ertesi gün arkadaþýna Pazar günü sinemaya gitmek için Karþýyaka’ya geleceðini söyledi. Arkadaþý,
Aman ne iyi. Evden biraz erken çýkarýz. Kemeraltý’ndaki vitrinlere baka baka gezeriz. Yeni ve güzel þeyler gözümüze iliþirse alýþ veriþ te yaparýz. Kaçta gelirsin?
Bilmem, öðlen yemeðinden sonra çýkarým.
Hadi caným öyle þey olur mu? Yemeðini yemeden erken çýk. Kemeraltý’nda Dönerci Atýf’ta öðlen yemeðinde döner yeriz.Ýnsan Ýzmir̵·;e gider de Dönerci Atýf’tan döner yemeden döner mi?
Tamam senin dediðin gibi olsun. Sayende dolu dolu bir gün geçireyim. Hep eve kapanmaktan iyice bunalmýþtým.
                         ***
Pazar günü sabah onda otobüs duraðýna gitti. Otobüse bindiðinde gözlerine inanamadý. Nevzat arka koltukta oturmuþ gazete okuyordu. Otobüse bindiðini fark etmemiþti bile. Oturulacak tek bir yer Nevzat’ýn önündeki koltukta vardý. Otobüs hareket etti. Gazetenin hýþýrtýsýndan Nevzat’ýn okumayý býraktýðýný anladý. Beni görünce kim bilir ne denli þaþýracak diye düþündü. Az sonra otobüsün muavini para toplamaya baþladý. Nevzat önündeki koltukta Hatice öðretmenin oturduðunu fark ettiðinde gerçekten çok þaþýrdý. Muavin Hatice öðretmenin sýrasýna geldiðinde, iþaretle ondan para alma dedi. Muavine ,
Niye bana bilet kesmiyorsun diye sordu? Muavin,
Sizin biletinizi Nevzat abi ödeyecek dedi. Geriye baktý® Nevzat’a,
Niye zahmet ediyorsunuz? Ben sizden daha öndeyim. Ýzin verin de bilet bedelini ben ödeyeyim.
Hesap çoktan ödendi.
Nasýl olur? Henüz para vermediniz ki.
Otobüs amcamýn oðlunun. Ne benim nede konuklarýmýn parasý geçmez.
Peki öyleyse teþekkür ederim.
Ýzmir’e mi gidiyorsunuz?
Hayýr Karþýyaka’ya. Öðretmen arkadaþýmla sinemaya gideceðiz.
O halde Soðukkuyu’da inecekseniz.
Evet
Ben de Soðukkuyu’da ineceðim. Çiftefýrýnlar semtindeki akrabalarýma gidiyorum. Dereden tepeden konuþurlarken Soðukkuyu’ya vardýlar. Durakta inip caddede yürümeye baþladýlar. Nevzat konuya hemen girdi.
Babanýzýn benimle mektubu ne amaçla gönderdiðini biliyorsunuz.
Evet biliyorum ama senin için çok kötü þeyler söylüyorlar.
Ne gibi þeyler?
Senin eski eþinin ölümüne doðum öncesi attýðýn dayak neden olmuþ.
Peki siz bu saçmalýða inandýnýz mý?
Gerçi inanmak istemedim ama, ateþ olmayan yerden duman tütmez diye bir söz var. Ýnanmak istemesem de içime kurt düþmedi diyemem. Nevzat çok fena bozulmuþtu. Öfkeyle
Size bu saçma þeyleri kim söyledi? Sizin evinizin önünden her geçiþimde beni daha iyi görebilmek için pencereden sarkarlarken düþecekler diye ödümü koparan ve bir erkeðin kýzlara laf attýðý gibi bana laf atan ev sahibinin kýzlarý mý? Mutlaka onlar söylemiþlerdir. Zira kedi eriþemediði ete mundar dermiþ.
Yalnýz onlar deðil ki. Daha baþkalarý da ayný þeyleri söylediler.
Çok af edersiniz. Ben yanlýþ tarlaya umut ekmiþim. Yeþerseler bile bana faydasý olmaz. Sizi rahatsýz ettiðim için özür dilerim. Hoþça kalýn diyerek hýzla uzaklaþtý. Hatice öðretmen onun hýzla uzaklaþmasýný þaþkýnlýkla bir süre izledi.
Çok yanlýþ yaptým diye düþündü. Bu gibi þeyler ilk karþýlaþmada konuþulmamalýydý. Bir fýrsat doðarsa hatamý hemen düzeltmeye çalýþacaðým. Çok onurlu birine benziyor. Tepkisi ne kadar da sert oldu.
                         ***
Nevzat o konuþmadan sonra evlilik defterini kapattý. Kararýný vermiþti. Kýzý büyüyünceye kadar evlilik olmayacaktý. Aradan aylar geçti. Hiç ummadýðý biri dükkanýna girdi. Giren Kasap Oktay beydi. Çok þaþýrdý, çok ta merak etti bu ziyaretin nedenini. Kapýda karþýlayarak hoþ geldin dedi. Kasap Oktay beyin öpmesi için uzattýðý elini öptü. Oktay bey koltuða oturduðunda derin bir oh çekti.
Ah bu ihtiyarlýk, biraz yol yürüdüm diye elim ayaðým tutmaz oldu. E ne var ne yok görüþmeyeli beri?
Ýyilik, saðlýk, siz nasýlsýnýz?
Gördüðün gibi yaþlýlýk fena vurdu. Eskiden dað bayýr tanýmazdým. Gördüðün gibi þimdilerde az bir yol yürümek bile ne hale koyuyor.
Haline þükret be Oktay amca. Sizin yaþýnýzda ne adamlar var. Sokaða bile çýkamýyorlar. Ne mutlu size, buraya kadar yürüyerek geldiniz.
Doðru söylüyorsun be oðlum. Bu halime de þükür. Daha baþka neler var. Ýþittiðime göre Hatice seni fena kýrmýþ. Niye öyle oldu?
Ben o defteri kapatalý aylar oldu. Evlilik hayallerimi defterimden sildim.
Bak oðlum, kýzýmla bu konuyu konuþtum. Kiracý olarak oturduðu evden çýkýp baþka bir eve taþýndý. Seni kýrmasýna ev sahibinin kýzlarý neden olmuþ. Geçmiþi unutup yeniden konuþun. Ben ve kýzým seni çok beðeniyoruz. Eteðinizdeki taþlarý döküp yeniden bir araya gelip konuþun. Ýkiniz de akýllý insanlarsýnýz. Her þey konuþtukça yoluna girer evladým.
Oktay amca, beni sakýn yanlýþ anlamayýn. Bunlarý sizi kýrmak için söylemiyorum. Evliliðin ilk kuralý karþýlýklý güvendir. Ev sahibinin kýzlarý kýzýnýzýn aklýný çelmiþler. Kýzýnýz bana hiçbir zaman güven duyamaz. Güvensizlik duygusunu bir süre bastýrabilir. En umulmadýk bir anda ortaya çýkýverir. Bir terslik olup eve geç gittiðimde, bir kadýnýn bana dikkatlice bakmasý gibi sýradan nedenlerle bu çað dýþý duygu her an patlayabilir. Acabalarýn beyinleri oyduðu bir ortamda yaþamayý asla istemem. Kýzýnýzý aydýn bir insan olarak bellemiþtim. Bende gözü olan o kýzlarýn iftiralarýný önemsememsi gerekirdi. Doðrusu o þekilde etki altýnda kalacaðýný hiç ummamýþtým. Ýleride olmadýk sorunlarla uðraþmaktansa, inceldiði yerden kopsun demek bence daha iyi olur. Dedim ya. O defter, bir daha açýlmamak üzere kapandý.
Anlýyorum seni evlat. Benim kýzým, senin gururunu çok kötü incitmiþ. Hayýrlýysa beri, hayýrsýzsa geri derler. Kýsmet böyleymiþ. Neden olanlar utansýn.
Oktay bey ayaða kalkmak için davrandýðýnda Nevzat yanýna giderek yardýmcý oldu
Size bir taksi çaðýrayým.
Zahmet olacak ama, çaðýrýrsan iyi olur.
Acele etmeyin. Bir iki dakikada taksi gelir. Nevzat elli metre uzaklýktaki taksi duraðýna doðru yürüdü. Duraktaki taksiciye dükkana gelmesini iþaret etti. Dükkana varmasýyla taksinin gelmesi ayný anda oldu. Taksiye binerken, bir deðiþiklik olursa beni ara oðlum dedi.
Deðiþen bir þeyin olacaðýný sanmýyorum. Öyle bir þey olursa elbette ararým. Taksi hareket ettiðinde el sallayarak vedalaþtýlar.
                    ***
Oktay bey evde kýzýna,
Sen neler söyledin bu delikanlýya da ipler bu denli gerilip kopmuþ?
Hiç sorma baba. O evin sahibinin kýzlarý öyle kötü þeyler anlattýlar ki inandým. Hatamý kabul ediyorum. Düne kadar uðruna ölümü göze alanlarýn birden bire onun aleyhinde konuþmalarýnýn nedenini kavrayamadým. Meðer onlar, onunla selamlaþtýðýmý görmüþler. Arayý bozsunlar diye bir sürü iftiraya ver yansýn ettiler. Ve baþardýlar da. Böyle olmasýna çok üzüldüm ama elden ne gelir. Çok onurluymuþ. Bir daha yoluma çýkmadý.
Hayýrlýysa olur diyemeyeceðim. Zira bana hiç umut vermedi.
Böyle olmasýný istemezdim ama, oldu bir kere. Kaderime yazýldýysa olur. Yazýlmadýysa elden ne gelir.
Böyle olmasaydý iyi olurdu. Çok sevmiþtim onu. Öz oðlum gibi ýsýnmýþtým ona.
Yaptýðýma çok piþmaným ama, olan olmuþ, giden gitmiþ. Elden ne gelir. Kaçan balýk büyük olur derler. Oysa bu kaçýrdýðýmýz balýk gerçekten büyüktü baba. Çok onurlu biriymiþ. O günkü tepkisini görseydin hayret ederdin. “Ben yanlýþ tarlaya umut ekmiþim. Yeþerseler de bana yaramaz.” Deyiþini ömrüm boyunca unutamam. Yapýlacak bir þey yok baba. Kader böyleymiþ diye teselli bulacaðýz.
Evet kýzým, gerçekten kader böyle yazmýþ. Üzülme. Bir baþka kýsmetin çýkar, bu günleri unutursun.
Öyle diyelim ama, unutacaðýmý sanmýyorum.
                         ***
Aradan iki yýl geçti. Hatice öðretmenin yarasý bir türlü kabuk baðlayamýyordu. Nevzat’ýn evlenmemesi arada bir umutlanmasýna neden oluyordu. Bu sýrada Hatice öðretmeni bir ressamla tanýþtýrdýlar. Yakýþýklý olduðu kadar iyi de konuþan biriydi. Bir gün okul dönüþü yanýna gelip evlenme teklif etti. Çok þaþýrdý. Kýrýcý olmamaya çalýþarak,
Bu ne sürpriz böyle? Daha dün tanýþtýk, bu gün evlenme teklif ediyorsun. Acelen ne böyle. Hele bir birimizi iyice tanýyalým, evlenmeyi daha sonra düþünürüz.
Kusuruma bakmayýn sakýn. Yýldýrým aþký dedikleri bir þey var ya, onun gibi bir þey. Ýlk gördüðüm gün size çýlgýnca aþýk oldum.
O dediðin yýldýrým aþký çocuklukta olur. Bizim yaþýmýzdakiler için geçerli deðil. Evlilik ciddi bir iþtir. Dibini göremediðin suya dalma diye bir ata sözü vardýr. Evlilikte dibi görünmeyen suya dalmaya benzer. Ya karþý sahile geçersin. Ya akýntýya kapýlýr boðulursun. Hatta bir kayaya bile baþýný vurup ölebilirsin. Bu nedenle önce suyun dibini görelim. Evlilik kararý acele ile verilmez. Size kapýmý kapatmýyorum. Sadece iyi düþün diyorum.
Ýyi düþündüm ve kararýmý verdim.
Bana düþünme payý bile býrakmak istemiyorsunuz. Öneriniz benim için sürpriz oldu. Düþünmek hakkým deðil mi?
Elbette hakkýnýz. Peki, önerime ne zaman yanýt alabilirim.
Belki bir hafta, belki de aylar sonra. Bu hakkýnýzda edineceðim bilgilere baðlý.
Ýnanýn benim için çok iyi þeyler öðreneceksiniz. Kararýnýzý umutla bekleyeceðim. Doðal olarak evet demenizi umut ederek.
Hemen umutlanma. Bakalým zaman neyi gösterecek. Evime iyice yaklaþtýk. Burada ayrýlmamýz gerekiyor. Dedikodulara neden olmak istemem. Zira en nefret ettiðim þey dedikodudur. Hoþça kalýn. Ressam,
Hoþça kalýn diyerek uzaklaþtý. Evine girdiðinde yüksek sesle söylenmeye baþladý.
Hoppala, bu da nereden çýkýp geldi. Ne kadar aceleci bir adam. Üç gün olmadý tanýþalý. Evlenelim diye karþýma dikildi. Manyaðýn biri mi bu? Belki de manyaktýr. Manyak olmasa üç gün içinde evlenme teklif eder mi? En iyisi unut gitsin.
                         ***
Günlerdir her okul çýkýþýnda peþine takýlýyordu. “Ne olur kararýnýzý verin artýk. Yoksa beni deli etmeyi mi düþünüyorsun” diye sitem ediyordu. Yavaþ yavaþ ýsýnmaya baþlamýþtý bu adama. Yaþ otuzu aþtý. Evde kalmýþ damgasýný yemeye ramak kaldý. Belki de vurmuþlardýr da. Kabul etsem mi acaba diye düþündü.
Okul dönüþü, yine peþindeydi. Yine önerisinin yanýtýný istediðinde,
Ne duruyorsun? Ailemden istesene dedi.
Ciddi misin?
Elbet te ciddiyim. Bu iþin þakasý olur mu?
Beni çok mutlu ettiniz. Kýnýk’ta Kasap Oktay bey diye kime sorsan gösterirler.
Tamam yarýn Kýnýk’tayým.
                         ***
Ressam Servet bey sabah erkenden otobüse binerek Bergama’ya gitti. Oradan Kýnýk’a çalýþan sýradaki minibüse bindi. Kýnýk’a vardýðýnda Kasap Oktay beyi sordu. Gerçekten tanýnmýþ biriydi. Nerede bulacaðýný tarif ettiler. Tarif edilen yeri kolayca buldu. Kahveciye sordu. Kahveci,
Bak karþýda oturuyor dedi. Yaþlý adamýn yanýna gitti.
Bey amca sizinle çok önemli bir þey konuþmak istiyorum.
Buyur evlat, ne konuda konuþacaðýz?
Kýzýnýz efendim, kýzýnýz Hatice haným için.
Nedir konuþacaðýmýz?
Kýzýnýzý Allah’ýn izniyle sizden istemeye geldim efendim.
Ya öyle mi? O iþ burada konuþulmaz. Hadi eve gidelim. Kahvelerimizi evde içeriz.
Peki efendim, siz nasýl uygun görürseniz. Eve vardýklarýnda kapýyý açan eþine,
Bak haným konuðumuz var hayýrlý bir iþ için gelmiþ. Hadi bize kahve yap ta konuþurken aðzýmýz boþ kalmasýn.
Peki efendi. Az sonra kahveler geldi.Kahveler yudumlanýrken,
E evlat, ne konuþacaksak söyle de bilelim. Malum bu iþ benim hanýmý da ilgilendirir. Ne de olsa anasý.
Tabi efendim. Sesini yükselterek,
Efendim, Allah’ýn emriyle kýzýnýz Hatice hanýmla evlenebilmek için izninizi almaya geldim. Eðer uygun bulursanýz kýzýnýzla evleneceðiz.
Kýzýmla konuþtunuz mu?
Konuþtum efendim.
Ne diyor?
Ailem bilir diyor. Önce onlarýn bu kararýmýzý onaylamasý gerekir diyor.
Kýzým      kendi kararýný verecek kadar olgundur. Eðer böyle bir karara vardýysanýz, bize onaylamak düþer. Sen ne diyorsun haným. Damat adayýmýzýn ne söylediðini duydun deðil mi?
Duydum bey, duydum. Haklarýnda ne hayýrlý olacaksa o olsun derim. Yaþlarý kemale ermiþ. Bize söz düþmez.
Evlat adet yerini bulsun diye söylüyorum. Kýzýmý verdim gitti. Allah bahtýnýzý açýk etsin. Yalnýz merak ettiðim bir þeyi söylemeden edemeyeceðim. Bu gibi durumlara ana, baba önder olur. Senin kimin kimsen yok mu ki sap gibi yalnýz çýka geldin?
Annemi de babamý da çok küçükken kaybettim. Bu nedenle yuvaya verdiler beni. Bu nedenle kimim kimsem yok efendim.
Anlýyorum evlat. Söylediklerimden ötürü kusuruma bakma.
Estaðfurullah efendim. Ben de olsam ayný þeyleri sorardým.
Damat adayý ressam Servet bey ayaða kalkýp gitmek üzere izin istedi.
Otur bakalým oðlum acelen ne? Hele Allah ne verdiyse karnýmýzý doyuralým. Gitmen için daha çok vakit var. Hadi haným, bir þeyler hazýrla bakalým. Yemek hazýrlanýrken uzun uzun söyleþtiler. Kasap Oktay bey durmadan soruyordu,
Ressamlýk para kazandýrýyor muydu? Baþka yan iþleri de var mýydý? Servet bey kýsa kýsa yanýtlýyordu.
Efendim ressamlýkla birlikte tabela iþleri de yapýyorum. Tabela iþlerinin getirisi resimden daha fazla. Yaptýðým her resim hemen ve iyi paraya satýlsa çok iyi ama ülkemizde ressamlýða pek deðer verilmiyor.
Hattatlýðýn yerini tabelacýlýk aldý. Bence tabelacýlýk karlý bir iþ olmasý gerekir.
Allah bereket versin, geçinip gidiyoruz.Oktay beyin eþi mutfaktan seslendi.
Haydin bakalým sofraya, yemeðiniz hazýr.
Haným, haným yemeðe oturmadan önce bu bey efendi bak ne diyor?
Ne diyor bey?
Hele gel de dinle bir kez ne diyor.
Fatma haným merakla içeri girdi.
Ne diyor bey diye yineledi sorusunu?
Hadi oðlum bana dediklerini haným annene de söyle oda duysun ve ne düþündüðünü söylesin. Analýk hakký en büyük, en kutsal haktýr. Servet bey bir iki yutkunup heyecanýný yatýþtýrmaya çalýþtý.
Haným anne, Allah’ýn izniyle kýzýnýz Hatice hanýmla evlenebilmek için sizin rýzanýzý almaya geldim.
Babasý varken bana söz düþmez evladým. Babasý ne derse o olur.
Ben ne diyeceðim haným. Kýzýmýzýn ekmeðini eline almasý yýllar oldu. Belli ki bunlar anlaþmýþlar. Bize olur demekten baþka söz düþmez. Ben olur diyorum.
Tamam bey bu güne dek sen ne dediysen, ben hep olur dedim. Hayýrlý olsun.
Hadi bakalým öp ananýn elini. Servet bey önce kayýn valide, sonra da kayýn peder adaylarýnýn ellerini öptü. Oktay bey,
Hadi oðlum hayýrlý olsun. Verdik gitti kýzýmýzý. Hadi bakalým þimdi yemeðimizi yemeye. Kalkýp mutfaða geçtiler. Geniþ mutfaðýn bir köþesine yerleþtirilmiþ olan yemek masasýnýn üzeri yemek, salata ve ekmek selesiyle donatýlmýþtý. Oktay beyin eþi,
Ben daha sonra yerim diyerek masaya oturmadý. Yemek süresince gerekli servisi yaptý. Yemekten sonra,
Hadi kahveye gidelim. Orada da birer kahve içelim. Bizim kahvecinin kahvesi iyi olur. Dibek kahvesi yapan bir tek o kaldý. Kayýn valide adayýnýn elini öperek vedalaþtý. Kahvehanede biraz da dereden tepeden konuþtular. Kahvelerini içtikten sonra Ressam Servet bey kalkýp izin istedi. Oktay bey damat adayýný kapýya kadar uðurladý.
                         ***
Sade bir nikah töreniyle evlendiler. Okul nedeniyle balayýný yaza býraktýlar. Evlilik ilk günler iyi gidiyordu. Nedense Servet bey çok tuhaf harekatlar yapýyordu. Bazen olmadýk þeylere kahkahalarla gülüyor. Bazen de olabildiðince durgunlaþýyor, bazen de nedensiz olarak hüngür hüngür aðlýyordu. Hatice öðretmen bu duruma bir anlam veremiyordu.
Aklýndan zoru var desem, kesinlikle öyle bir þeyi yok. Oldukça akýllý ve de yetenekli bir insan. Eþine bu deðiþikliklerin nedenini sorduðunda,
Ben oldum olasý tuhaflýklarý olan bir insaným. Bazen aðlanacak þeylere gülerim. Bazen de gülünmesi gereken yerde aðlarým. Bu bir yaradýlýþ sorunu. Sen benim bu tuhaflýklarýma aldýrma derdi.
Yazýn nasýl geçtiðini anlayamadýlar. Evlenirken yaz aylarýnda Marmaris veya Bodrum’da balayý yapmaya karar verdiklerini unutmuþlardý. Zira onlarý daha büyük bir mutluluk bekliyordu. Bebekleri. Zaman ne de hýzla akýp gidiyordu. Doðum yaklaþtýkça telaþlarý arttý. Bir kýzlarý olacaktý. Bebek karyolasý, bebek yataðý, bebek cibinliði bebek giysileri, loðusalýk hazýrlýklarý derken doðum saati geldi. Doðum kolay oldu. Doðumda hiçbir sorun yaþanýlmadý. Kýzlarýnýn adýný Görkem koydular. Zira kýzýmýz çok güzel olacak. Annesinin güzelliði, babasýnýn yakýþýklýlýðý tümüyle onda toplanacak diyorlardý.
                    ***
Servet bey atölyesinde çalýþýrken bir anda atölyesinin polislerle dolduðunu görünce hiç þaþýrmadý. O bir gün uyuþturucu ticareti yaptýðýnýn öðrenileceðini ve yýllarca hapiste yatacaðýný biliyordu. O bir uyuþturucu tiryakisiydi. Ne ressamlýk, ne de tabela iþlerinin kazancý kullandýðý uyuþturucuyu almaya yetmiyordu. Yýllar önce kullanmaya baþladýðý uyuþturucuya baðýmlýlýðý giderek artýyordu. Daha çok, daha çok uyuþturucu satýn almasý gerekiyordu. Bir gün, kendisine uyuþturucu saðlayan Kirli Ali adlý kiþi,
Patronum seninle tanýþmak istiyor dedi.
Ne yapacakmýþ beni?
Sana çok para saðlayacak bir önerisi olacak. Akýllý ol, sakýn bu fýrsatý kaçýrma.
Nerede bulacaðým patronu.
Mezarlýk Baþýnda Çalgýcýlar kahvehanesinde.
Nasýl tanýyacaðým onu?
O seni tanýyor. Eðer o anda yanýna gelip kendisini tanýtmazsa, biraz bekle.
Tamam beklerim diyerek Mezarlýk Baþýna doðru yürüdü. Kahvehaneye girdiðinde kendisini ufak tefek bir adam karþýladý.
Benimle gel diyerek beraberce kahvehaneden çýktýlar. Dar bir caddeden sonra bir ara sokaða girdiler. Pek dikkat çekmeyen bir evin kapýsý önünde durdular. Ufak tefek adam kapý ziline iki kez uzun, üç kez de kýsa kýsa bastý. Kapý açýldý. Ýçeri girdiler. Ýyi döþenmiþ bir odada iyi giyimli biri oturuyordu. Ayaða kalkýp gelenleri karþýladý. Kendisini getiren adam izin isteyerek ayrýldý. Ýyi giyimli adamla baþ baþa kalmýþlardý.
Buraya sizi neden çaðýrdýðýmý biliyor musun?
Hayýr efendim bilmiyorum.
Sana çok, ama aklýnýn alamayacaðý kadar çok para getirecek bir iþ teklif edeceðim.
Nedir efendim bu teklif edeceðiniz iþ?
Siz uyuþturucu baðýmlýsýsýnýz. Uyuþturucuyu yeteri kadar alabilmek için çok para gerekir.
Evet efendim. Bu yüzden zaman zaman yeteri kadar alamýyorum ve krize giriyorum.
Bu iþe baþladýn mý, dilediðin kadar uyuþturucu alabilir ve krallar gibi yaþarsýn.
Yapacaðým iþ nedir efendim.
Kuryelik. Sen ressamsýn. Bu titrin senin rahat çalýþmaný saðlar. Senden kimse þüphelenmez. Haftada iki gün belirtilen yerden aldýðýn uyuþturucuyu alýcýya teslim edeceksin. Dikkatli olursan bu iþin hiçbir riski yok.
Bu iþin çok riskli olduðunu biliyorum. Yakalanýrsam geleceðimin sonu olur. Ömrümün kalan bölümü ceza evinde geçer.
Bol para kazanmak her zaman risklidir. Kazanmak için riski göze alacaksýn. Bir aksilik olur yakalanýrsan, cezaevinde kaldýðýn sürece gereken her türlü yardým yapýlacaktýr. Ne diyorsun? Anlaþtýk mý?
Anlaþmaktan baþka bir umarým yok ki.
Tamam öyleyse yarýn sana son anda bildireceðimiz bir yolcu otobüsüne bineceksin. Otobüs muavininin vereceði koliyle Kemalpaþa’da inip bir taksi kiralayacaksýn. Malý vereceðimiz adrese teslim edeceksin.
Ne yapacaðýmý hemen bildirseniz olmaz mý?
Hayýr bu bir güven sorunu deðil, risklere karþý bir önlemdir.
Anlýyorum efendim.
                         ***
Sabah erkenden garajdan bineceði otobüsün firma adý ile plaka numarasýný bildirdiler. Sessizce evden çýkýp otobüs garajýna gitti. Þehirler arasý otobüs terminalinde peronlarda adý verilen otobüs firmasýnýn peronunu buldu ve beklemeye baþladý. Ankara’ya gidecek otobüs perona yanaþýnca hemen binip beklemeye baþladý. Muavin yanýna gelip bilet alýp almadýðýný sordu.
Bilete gerek yok Kemalpaþa’da ineceðim dedi.
Ressam Servet bey siz misiniz?
Evet benim.
Bundan böyle aramýzdaki kod adýnýz Entel olacak. Kurye kayýtlarýnda adýnýz bu adla yazýlacak. Bu bir güvenlik önlemidir. Kolinizi getireyim diyerek ayrýldý. Az sonra orta boy bir koliyle geri döndü.
Sizi Kemalpaþa kontenjaný olan bu koltuklara alayým. Böylece Kemalpaþa’ya kadar yalnýz ve rahat gidersiniz. Muavinin gösterdiði koltuða oturup, koliyi boþ koltuða koydu. Kemalpaþa’nýn giriþinde duran otobüsten inip taksi duraðýna gitti. Bir taksiye binip Ýzmir’e geri döndü. Konak’ta indi. Oradaki duraktan baþka bir arabaya binip gideceði adresi verdi. Adresteki yere vardýklarýnda,
Biraz bekler misiniz diyerek önünde durduklarý evin kapýsýnýn zilini verilen parolaya uygun bir þekilde çaldý. Açýlan kapýdan girip koliyi teslim etti. Koliyi alana,
Malý teslim ettiðime dair belge vermeyecek misiniz diye sordu?
Hayýr, ne kuryeliðin, ne de rüþvetin belgesi olmaz. Burada kurallar namlunun ucunda yazar. Yamuk yapan bedelini canýyla öder. Þunu da cebine koy. Dikkat et kimse çakmasýn. Teþekkür ederek ayrýldý. Kapýnýn önünde beklemekte olan taksiye binip,
Otobüs terminaline dedi. Terminalde kasabasýnýn otobüsüne bindi.
Otobüsten indikten sonra atölyesinin arkasýndaki zulaya geçti. Cebindeki paketi çýkarýp açtý. Yeni bir enjektör alýp þýrýngasýna yeteri kadar çekti. Krizin baþlamasýna az kaldýðýndan elleri titriyordu. Ýðneyi güçlükle koluna soktu. Eroin damarýna boþalýrken hayat sanki yeniden baþlýyordu.
Kuryelik fazla sürmedi. Bu kadar yeter dediler. Dilersen bundan böyle ayak üstü satýþý yaparsýn. Yani tiryakilere birebir satýþ yaparsýn. Yakalansan da cezasý az olur. Bu uyuþturucu denilen illet kanýna girmiþti bir kere. Uyuþturucu almadan artýk yaþayamazdý. Kendisine verilen paranýn tamamýna yakýnýný esrar, eroin ve kokaine yatýrdý. Uyuþturucu kullananlarýn çoðunu tanýyordu. Gereksinimi olanlar, dükkanýna gelip malý saðlayabiliyorlardý. Geliri çok iyiydi ama nereye kadar. Bu iþin kokusu elbette bir gün çýkacaktý. Polisleri karþýsýnda görünce hiç þaþýrmadý. Polisler alýp götürürken yüzünü saklamaya gerek bile görmedi. Kim bilir kaç yýl yatacaktý. Belki de bu kente bir daha hiç dönmeyecekti. Kýzý geldi aklýna. Büyük bir piþmanlýk çöktü içine. Gözlerinden sel gibi yaþlar boþaldý. Aðladýðýný gören bir narkotik polisi ensesine okkalý bir tokat aþketti. Tokadýn etkisiyle sendeledi ama düþmedi. Niye vuruyorsun diye soramadý. Biliyordu. Bu bir baþlangýçtý. Bu ensede kim bilir daha nice tokatlar patlayacaktý.
Sorgulama odasýnda
Söyle bakalým Entel bey , uyuþturucuyu kimden ya da kimlerden alýyorsun.
Bilmiyorum.
Ne yani bu iþ yerinde bulduðumuz eroinler, esrarlar ve kokainler gökten zembille mi indi. Yoksa biri getirip sen görmeden zulaya mý yerleþtirdi?
Bilmiyorum. Biri gelip elini tutup ceketinin kolunu yukarý doðru sývadý. Ýðne izlerini göstererek,
Bunlar ne ulan, arý sokmasý mý?
Bilmiyorum. Ýri bir polisin tokatý ensesinde bomba gibi patladý. Tokatýn etkisiyle neredeyse bayýlacaktý. Kendini toparladýðýnda bildiði her þeyi anlattý. Girdiði bu bataða kendisini kimlerin sürüklediðini, kimlere kuryelik yaptýðýný tümüyle anlattý. Polis verdiði adrese hemen baskýn yaptýysa da hiç bir bulguya rastlayamadýlar. Zira kuryeye iþi býraktýrdýklarýnda karargah hemen deðiþtirilmiþti.
Mahkemesi uzun sürmedi. On yýl sekiz ay yirmi üç günlük cezaya itiraz bile etmedi. Zira cezaevinde yattýðý günlerde çarýklý hukukçulardan çok ders almýþtý.
Sakýn verilen kararý temyize gönderme. Cezaný mutlaka arttýrýrlar demiþlerdi.
                         ***
Karýsýnýn boþanmak için açtýðý davaya itiraz etmedi. Aldýðý ceza nedeniyle onca yýl hapis yatarken karýsýna boþanmayalým, beni bekle diyemezdi. Tek celsede boþandýlar. Hapisten çýktýðýnda kýzýnýn gelinlik kýz olacaðýný düþündü. Yüreðine çöken acý yüzünden günlerce durmadan aðladý. Uyuþturucu krizleri yüzünden sýk sýk hastaneye kaldýrýlýyordu. Yemeden içmeden kesildi. Çok zayýf düþmüþtü. Girdiði uyuþturucu krizinde yaþamýný yitirdi.
Hatice öðretmen eþinin ceza evinde öldüðünü öðrendiðinde hiçbir tepki göstermedi.
Ýyi oldu dedi. Ýnsanlarý zehirleyen bir pislik temizlendi.
                         ***
Küçük Görkem sinemaya gidelim diye tutturdu.
Anneciðim ne olur sinemaya götür beni. Ayþecik oynuyormuþ. Ben Ayþeciði çok seviyorum.
Tabi kýzým, Ayþeciðin filmlerini ben de seviyorum.
Babam da gelecek mi anne?
Hayýr kýzým gelemeyecek.
Neden gelemeyecek anne?
O öldü kýzým.
Ölmek ne demek anne?
Nasýl anlatayým sana be kýzým? Daha çok küçüksün. Ölümün ne olduðunu anlayamazsýn ki.
Anlat anneciðim ben anlarým.
Bak kýzým, Ölüm bir son demektir. Tüm canlýlar doðarlar. Belirli bir yaþam süreçleri vardýr. Cinslerine göre kimi daha uzun, kimi daha kýsa yaþarlar. Bazý hastalýklar vardýr. Canlýlarýn ömürlerini olabildiðince kýsaltýrlar. Her canlý bitmeyen bir ömre sahip deðillerdir. Her canlýnýn sonu mutlaka ölümle noktalanýr.
Babam da hastalandýðý için mi öldü anne?
Evet kýzým.
Ben hiç hastalanmayacaðým anne. Sen de hastalanma emi.
Tabi kýzým, akýllý çocuklar beslenmelerine dikkat ederler. Yemeklerini zamanýnda yiyerek saðlýklý yaþarlar. Doktorunun verdiði ilaçlarý içerler, aþý olmaktan korkup kaçmazlar. Hadi bakalým. Sinemaya geç kalmayalým. Hazýrlanalým ve gidelim.
Sinema Ayþecik severlerle týklým týklým dolmuþtu. Güçlükle oturabilecekleri bir yer buldular. Film hemen baþladý. Antrakta yan taraflarýnda oturan Nevzat’ý görünce içi burkuldu. Evlendi mi acaba diye düþündü. Mutlaka evlenmiþtir. Onu kýrdýðýnýn üzerinden kaç yýl geçmiþti. O belki de beni unutmuþtur. Unutsa da haklý deðil mi? Keþke onu kýrmasaydým ve evlenseydim onunla. Böylece o Ressam Servet denilen pisliði hiç tanýmayacaktým. Hayatýmý mahvetti ahlaksýz. Gül gibi kýzýmýn da baba hasretiyle yanýp tutuþmasýna neden oldu.
Filmin ikinci bölümünü doðru dürüst izleyemedi. Kafasýna Nevzat takýlmýþtý bir kere. Ne yapsa söküp atamýyordu. Çýkýþta bir rastlantý sonucu muydu, yoksa isteyerek mi olmuþtu bilmiyordu. Bildiði tek þey Nevzat’ýn yaný baþýnda olduðuydu. Nevzat’ýn sesiyle irkildi.
Hatice haným kýzýnýz ne kadar büyümüþ.
Evet amcasý, baksana kocaman kýz oldu.
Eþinizi yitirmiþsiniz, baþýnýz sað olsun.
Dostlar sað olsun.
Annesiz çocuk büyütüyorum. Acýsýný bana sorun. Kýzýnýz içinde ayný þey geçerli. Benim babam yok mu? Benim babam hiç olmayacak mý diye sorduðunda nasýl da burkulur insanýn içi. Daha küçük. Belki henüz babasýzlýðýn acýsýný bilmiyordur.
Yok, yok biliyor ve her zaman soruyor.
Ýþiniz çok zor Hatice haným. Þu an geçmiþi düþünüyorum. Keþke o gün bana öyle kýrýcý davranmasaydýnýz. Kýzým özlemini çektiði annesine kavuþurdu. Bu güzel yavru da babasýzlýðýn acýsýný tatmazdý. Gerçi yazýlan ne ise o olur. Kaderin çizdiði yol acýmasýzdýr. Sürüklenir gidersin kaderinin peþinden. Elinden hiçbir þey gelmez sanýrsýn. Oysa her umarsýzlýðýn bir umarý vardýr. Yeter ki akýl ve mantýk hakim olsun.
Evet Nevzat bey çok haklýsýn.
Önümüzdeki günlerde görüþebilir miyiz?
Bana kýrgýn deðil misiniz?
O günler çok kýrýlmýþtým sana. Oysa þimdi öyle düþünmüyorum. Çektiðin çileleri biliyorum. Pastanenin önüne geldiklerinde,
Hadi þurada bir þeyler yiyelim. Küçük hanýma dilediði kadar da çukulata alýrýz.
Dedi kodu olur diye korkmuyor musun?
Hayýr niye korkayým?
Eþiniz duyarsa ne der.
Ne eþi? Evli deðilim ki. O gün sana çok kýrýlmýþtým. Bütün kadýnlar aynýsýnýz diyerek evlenmenin adýný hiç anmadým. Buna neden belki de yüreðimin boþ olmamasýydý. Pastaneye girip dip tarafta bir masaya oturdular. Tatlýlarýný yerlerken konuþmayý sürdürdüler.
Demek evlenmedin. Oysa ben evlendiðini sanýyordum. Yüreðim dolu olduðundan evlenmedim demiþtin. Yüreðin kiminle dolu?
Seninle.
Nevzat bey ne diyorsunuz?. Kaç yýl geçti aradan. Halen unutmadýn mý beni. Hem seninle öyle uzun uzun konuþmadýk. Sadece üç beþ kez selamlaþmýþtýk.
Seni ilk kez on kasýmda Atamýzý anma gününde yaptýðýn konuþma sýrasýnda görüp tanýmýþtým. Konuþmandan çok etkilenmiþtim. Güzelliðin deðil de sesin yer etmiþti belleðimde. Babanla konuþtuktan sonra, hele okulun kapýsý önünde mektubu verirken kýzaran yüzünün güzelliðiyle yüreðimde öyle bir yer etmiþtin ki söküp atmam olasý deðildi.
Anne bir þey sorabilir miyim?
Sor kýzým.
Bu amca ne kadar iyi. Benim babam olsun mu? Hatice öðretmenin gözlerinden sel gibi yaþ boþaldý. Diðer masalarda oturanlar görmesin diye baþýný iyice eðdi. Nevzat’ýn elini tuttuðunu fark etti. Ýtiraz etmedi. Her þeyi oluruna býrakmakta kararlýydý. Nevzat kulaðýna eðilip, çok az bir sesle,
Ben de kýzýnýn babasý olmak istiyorum dedi. Kulaklarýna inanamýyordu. Duyduklarý gerçek miydi? Yoksa bir düþ müydü. Nevzat heyecanýndan olacak elini fazla sýkmýþtý. Caný yanýyordu.
Ne olur elimi býrak canýmý acýtýyorsun.
Özür dilerim. Farkýnda deðildim. Yanýtýný bekliyorum. Beni kýzýna baba olmaya layýk görecek misin. Yüzü kýzardý. Geçmiþteki konuþma gelip usuna çöreklendi. Bir an yaptýðý teklifin gerçek olmadýðýný, kendisinden intikam almak için yaptýðýný düþündü. Korkuyordu. Ya bu söyledikleri intikam almak içinse? Yýkýlýrdý. Periþan olurdu. Belki de yaþama küserdi. Güçlükle,
Gerçekten kýzýmýn babasý olmak istiyor musun?
Elbette gerçekten istiyorum. Bu iþin þakasý olur mu?
Geçmiþte seni çok kötü kýrmýþtým da?
Geçmiþi unut sevgilim. Seni hep sevdim ve ölünceye kadar da seveceðim.
...........
Görkem konuþmalarý dikkatle dinliyor ama bir anlam çýkaramýyordu. Annesi niye aðlýyordu. Bu amca annesinin kulaðýna neler söylemiþti de annesinin aðlamasýna neden olmuþtu. Yoksa bu amca kötü bir amca mýydý. Eðer öyleyse onun aldýðý çukulatalarýn hiç birini yemeyecekti. Tüm dikkatiyle yavaþ sesle konuþulanlarý duymaya ve anlamaya çalýþýyordu.
Hadi sevgilim. Senden yanýt bekliyorum. Eðer beni kýzýnýn babalýðýna kabul ediyorsan nikah iþlemlerine yarýn baþlarýz.
Yarýn mý? Bu kadar çabuk mu?
Tam altý yýl beklettin beni. Yetmedi mi?
Haklýsýn. Eðer teklifinde gerçekten ciddiysen nikah iþlemlerine hemen baþlaya bilirsin.
Nüfus kaðýdýn yanýnda mý?
Evet.
Verir misin?
Gerçekten istiyor musun?
Ýnanmam için ne yapmamý bekliyorsun. Yýldýzlarý gök yüzünden tek tek toplayýp kucaðýna dizmemi mi? Yoksa Ferhat gibi daðlarý delmemi mi? Söyle. Ýnandýrmak için söyleyeceklerinin tümünü yapayým.
Çok romantiksin ve de çok iyisin. Çantasýný açýp nüfus kaðýdýný çýkarýp Nevzat’a uzattý ve
Ömür boyu beraber ve mutlu olmamýz dileðiyle veriyorum. Dileðim bu iyi halinden bir gün piþman olmayasýn.
Piþmanlýk mý? Sevdiði kadýna kavuþmaktan kim piþmanlýk duymuþ ki ben duyayým. Ýnan sevgilim. Ömür boyu beraber ve mutlu olacaðýz.
Ben de ayný þeyleri diliyorum sevgilim. Kýzýma bu güzel müjdeyi verebilir miyim?
Elbette sevgilim.
Görkemciðim. Deminden beri bizi dikkatle dinlediðini, konuþtuklarýmýzdan bir þeyler anlamaya çalýþtýðýnýn farkýndayým. Bu amca bundan böyle amca deðil kýzým. Çok yakýnda senin baban olacak kýzým.
Ona baba diyebilir miyim anneciðim.
Elbette kýzým. Küçük kýz Nevzat’ýn elini tuttu.
Amcacýðým, sana artýk baba diyebilir miyim?
Tabi ki baba diyeceksin kýzým.
Çok teþekkür ederim babacýðým. Kýzýn bu içtenliði ikisini de oldukça duygulandýrmýþtý. Hatice öðretmen yine aðlýyordu. Bu kez gözlerinden dökülenler sevinç ve mutluluk göz yaþlarýydý.
                         ***
Nevzat mahkemeden iki günde yýldýrým nikahý kararý çýkardý. Ýki gün içerisinde evlendiler. Tüm acý günler geri de kalmýþtý. Küçük kýz yeni babasýný sevdiði kadar, Nevzat’ýn kýzý da ilk defa bir anneye kavuþmanýn sevincini yaþýyordu. Yaþam bu haliyle çok daha güzeldi. Hatice onca mutluluðuna raðmen Nevzat’ý kýrdýðý o günün acýsýný bir türlü unutamýyordu. Kendisini bu güzel günlere kavuþturan bu iyi insaný nasýl da acýmasýzca kýrdýðý aklýna geldikçe kahroluyordu.           16 Kasým 2001
                                   Özcan NEVRES
                                        SÝLÝVRÝ









                    



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Onu Ölesiye Sevmiþti
Severek Ayrılalım
Neden Terk Ettin
Güz Gülleri Gibi
O Yalancının Biriydi
Aþk Bu Mudur
Ölümüne Aşk
Aðlatan Anýlar
Aþk Nedir
Ýlk Aþk

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Muhabbet Kuþlarý Nasýl Üretilir
Mutluluðu Ölümü Ararken Buldu
Mustafa Efe
Bir Zamanlar Ben De Politikacýydým
Baðýmsýz Aday Deli Osman
Tarýmda Neden Ýlerliyemiyoruz
Bebek Can
Giritli Nevres Cafer Aða
Çýldýrtan Aþk
Yasak Aþk

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Acýlarla Yaþamak [Þiir]
Özleyiþ [Þiir]
[Þiir]
Bir Dosta Mektuplar 1 - 12 [Þiir]
Sevgiliye [Þiir]
Seni Düþündüm Yine [Þiir]
Alýn Götürün Beni Dalgalar [Þiir]
Ah Bu Sensizlik Yok Mu [Þiir]
Bir Rüzgardýr Yaþamak [Þiir]
Uyan Be Memet [Þiir]


Özcan Nevres kimdir?

1958 de gazetecilige basladim. O zamandan beri yazmaktayim.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Ümit Yaþar Oðuzcan Fazýl hüsnü Daðlarca


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.