Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei |
|
||||||||||
|
Bütün masallarda denizlerin oluşumu, Nuh tufanıyla birlikte başlar. Bizim masalımızda deniz, Nuh'tan önceki bir kayboluşumu, Kapsar... Öyle bir deniz ki bu deniz, Ben, sen, o, hepimiz; Dünyanın değişik denizlerindeyiz, Masalımızdaki deniz başka bir deniz... Yeryüzünde bütün yollar, Denize çıkar. Bu yollar aşılamıyacak kadar uzun, Geçilemiyecek kadar dar. Havada bir deniz kokusu; Bir yosun kokusu, İçimde bir yalnızlık duygusu... Bir atılmışlık, satılmışlık Korkusu vardı. Denizin uçsuz bucaksızdır senin sevgin sınırsız, Aşk dilenmeye geldim apansız! Yorgunluğumu gidermeye, çektiklerimi bitirmeye; Acılarımı dindirmeye geldim zamansız. Al yanına acım dinsin , Çığlık çığlığa ağlamasın martılar, Hırçınlaşmasın dalgalar, Aşkın Kanununu bir de senden dinlesem; Ve kollarında öylece beklesem; Acı bitse, hüzün bitse, hayat bitse... Ne varsa benden alıp götürse, Bir çocuk olsam kollarında beni uyutsan, Masmavi sularında yıkansam, pisliklerden arınsam, Maviler yığılsa üzerime, huzursuz akşamlar bitse, Yıllardır özlem duydum saf bir sevgiye; Bu özlemimi al, bitiriver, Hep düşünürüm geldim ne diye, Beni bu dünyadan götürüver! Bir türlü alışamadım açgözlü insanların, Rezilliğine, pisliğine... Kırlangıçların gitme zamanı geldi; Al beni de götürüver, Bir akköpüklü sularına batırıver, Bir martıların kanatlarında uçuruver. Ne varsa üzerimde aksın gitsin, Ne varsa yitsin, acım dinsin; Şefkatli kollarında... Yağmur yağarsa inceden, uykuların bölünürse usulca, Ve beni anarsan, ararsan; Bil ki kumsalda, martıların yanında, Yakamozlarına dalmışken masalın ortasında, Dalgaların kumsalı öptüğü yerde ben varım! Bir elimde hüzün, bir elimde acılarım, Sana doğru koşmaktayım... Aşılamıyacak kadar uzun, Geçilemiyecek kadar dar, Bir hüzün sardı içimi dalgalar kadar. Neyse ki kumsal geniş, martılar da var, Yakamozlarında denizin, ufkun sağırlığında, Bu hüznün, bu acının ağırlığında; Bilmiyorum ne renk, nasıl biçimi... İkiniz de içimde en derin iz, Biri sen, biri deniz. Ne denizsiz olabilirim, Ne sensiz... Sen denizsin, deniz sensin! İkinizin acısıyım... İkinizi de çok sevdim alabildiğine, Denizin maviliğinde. Dalgaların köpüğünde, sesinde, Martıların çığlık çığlığa nefesinde, Sahildeki kum tanesinde, Yürüdüm adım adım ben'i aradım. Ben yitiktim oysa uzayın zerresinde, Uzun uzun içimde bir hüzün, seni düşündüm, Her şey eskisi gibi öyleydi, Talihim kahpeydi... Saçlarımda ayrılık rüzgarı, Avuçlarımda yakamozlarla gelsem, Alsan şefkatle kollarına sıkı sıkı sarılsan; Yüzümde acı bir hüzün öylece kalsam, Kırçiçeklerini saçına taksan, Saatlerce sen bana ben sana baksam; Hayat dursa, zaman dursa, sen dursan. Ben yakamozlu gecelerin yorgun adamıyım, Alıştım terk edilmelere, tuhaf yalnızlıklara, Ben seni sevmek için yaratıldım, seni övmek, Ve sövmek için denizlere karşı, Gün doğumunu seyrederken sabahları, Alıştım uykusuzluklara... Ben tepeleri, dağları aşardım eskiden, Dedim ya bir yorgun adamım şimdi, Bir türlü geçemiyorum yeni caddelerden; Ancak kendime kızıyorum, yokluğuna kızıyorum, Ve bir apartmanın dördüncü katında seninle yaşıyorum, Bu milyonluk şehir henüz uykudayken... Biraz çılgın mıyım, azıcık deli mi ne? Bir gitar sesine vurgunum, bir dalgaların kumsalı öpüşüne, Nedir çektiğim bu unutmak bilmeyen hafızamdan? Gözlerimin önünden gitmiyor bir türlü gözlerin; Ne kadar hasretim bir bilsen gülüşüne... Yıldızlar göz kırparken yakamozlara, Ben şaşkın umutlarımla dolaşıyorum. Bir yıldızlara bakıyorum, bir yakamozlara, Yamaçtan inen huzursuz akşamların koynunda. Yürüyorum kıyı boyunca, bir ayak seslerimi duyuyorum, bir kol saatimin, Ah çevrem ne denli kalabalık olsa da ben, O denli yalnızım. Bir bu milyonluk şehir, bir sen, kahrettim ikinize de; Ne yapsam, ne etsem, boştur ne desem, Mümkün mü mutlu olmak sen içimde eserken? Martı kanatlarına adımızı, Akköpüklü dalgalara yalnızlığımızı yazdım. Dudaklarımda yarılanmış bir şarkı, Uzun uzun bir hüzün içimde, Kimse bilemez bitmeyen dansı... Martı kanatlarında yazılı adımızı kimse silemez! ... Nasıl dünyadır bu, pis ve rezil öylesine; geldik nesine? Değişikmiş bu oyunun farkı, hadi gel! Saçlarımda güneş, yıldızlar ışık seli... Deniz mis kokulu, sen ondan güzel... Dalgaların arkasından geliyor hüzünlü sesin; Ellerimi uzatıyorum, tutamıyorum; Martılarla birlikte sesleniyorum: 'Deniz nerdesin! Nerdesin? ... Benim gizlim saklım, "Birdenizmasalım"; Hep sende aklım... 'BİR DENİZ MASALI...' ERDEN ERKİN....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ERDEN ERKİN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |