Hiçbir kýþ sonsuza dek sürmüyor, hiçbir ilkbahar uðramadan geçmiyor. -Hal Borland |
|
||||||||||
|
Dini bayramlarýn ilk günü sabahý, aile hep annemde toplanýr. En büyükleri annemdir. En az yüz yýllýk, belki de çok daha eski bir gelenektir bu ailemizde. En büyükleri annem olduðu için, dayým ve eþi; teyzem, eþi ve kýzý bize gelirler. Yapýlan yemekler yenilir, bayramlaþýlýr. Bu ailenin olmazsa olmazýdýr. Aslýnda ben pek umursamam ancak annemden çekindiðimden dünyanýn öteki ucunda olsam bile eve gelmeye ve ilk bayram sabahý sofrasýnda bulunmaya mutlaka özen gösteririm. Yoksa annem çok üzülür ve beni affetmez. Uzun süre beni yok sayar, konuþmaz. Diðerlerini de... Bu gelenek aile büyüklerinin birer vasiyetidir. Bu sebeple bayramlarda kimse ilk gün bir yere gidemez. Ayný þey aile içi düðün, niþan ve benzeri törenler için de geçerlidir. Bayramýn bu ilk günü sabahý annem gözlerini dikip, tabaðýma "ye" dercesine bakmakta. Oysa sabah sabah yiyemem ki... O da inat, ille de sarýþýn baþýný dikecek ve bana bakacak, masmavi gözlerinin altýnda ezecek beni. Hatýr için çið tavuk örneði, annem istiyor diye zorunlu yemeðe baþlarým yardýmcý kadýnýn tabaðýma koyduðunu. Bir gün bana kýzdýðýnda hiç unutmam, "Korkarým ki bana bir þey olursa bu çocuk aile geleneklerimizi ortadan kaldýrsýn!" demiþti. Ben pek evde durmadýðým için o da kýz kardeþimi istediði gibi eðitmekte þimdi,(kýz kardeþim tekstil mühendisi, ayný zamanda tekstil üzerine þirkette annemin, dayýmýn ve teyzemin en büyük yardýmcýsý) sanýrým bu konuda pek güveni yok bana. Çünkü hep turizmciliði býrakýp, iþlerle ilgilenmemi ister; ben de tam tersi, turizmciliði çok seviyorum. Yemekten sonra bayramlaþma faslý baþlar. El öpmeyi hiç sevmem. Teyzem ve dayýmla öpüþürüm, annemin de yumuþacýk ellerinden öperim. Ýstersen öpme, bayramlarda bu bir zorunluluk. Olmazsa olmaz. Kendisini dedemin yerine koyar, ailenin en büyüðü odur, ailenin en büyüðüdür ya, herkes elini öper. Bayramlaþma faslý bitince bana döndü, bir zarf uzattý, her bayram böyle zariftir, ille para verecek hepimize, ayrýca, gömlek, kravat, çorap çamaþýr vesaire, her bayram böyle. Ben de kendisine parfüm almýþtým, onu verdim, pek bir hoþuna gitti; gülümsedi, o mutlu olunca ben de oluyorum. Sonra bana döndü, " Hadi, komþuannene uðra!" Komþuanne, karþýmýzdaki dairede oturuyor. Elinde büyüdüm sayýlýr. Deniz'in annesi... Hayatta tek arzusu benimle Deniz'in evlenmesiydi, olmadý. Kýsmet deðilmiþ. Deniz tercihini baþka yönde kullandý. Ýstanbul'da yaþýyor, benim çocukluk aþkým. Ünlü bir manken, arada dizi filmlerde oynuyor. Yardýmcý kadýnla da bayramlaþtým, annemin bana verdiði içinde para olan zarfý gizlice yardýmcý kadýna verdim. Ben çýkarken çok þýk ve yakýþýklý olduðumu söyledi. Karþý dairenin zilini çaldým. Ayak sesleri duydum, kapý açýldý. Açýlan kapýdan Deniz'in sarýþýn baþý göründü önce, sonra yeþilin yüzlerce tonuna sahip gözlerini gördüm. Bir çýðlýk attý:"Erden! Caným, caným ...Hadi gir içeri, dýþarýda durma!" Girmekle girmemek arasýnda tereddüt ettim. Bu ara komþuannem geldi, beni içeriye çekti. Etiler karakolunda sabahladýðýmdan bu yana Deniz'i görmemiþtim. Barda bir arkadaþýmla otururken Deniz orta yaþlý erkek arkadaþýyla gelmiþti bara. Ýkisi de alkol duvarýný aþmýþtý. Deniz iki de bir bana sarýlýnca sevgilisi olacak adam beni kýskanmýþ ve bana saldýrmýþtý, yumruðu patlattýðým gibi pistin orta yerine serilmiþti. Az sonra polis gelip hepimizi karakola götürmüþtü. Sonra býraktýlar beni. Ýçeriye girdim. Komþuannemi yanaklarýndan öptüm, aldýðým parfümü zarif çantasýyla birlikte uzattým komþuanneme, Deniz atýldý, "Bana yok mu Erden?" Sesimi çýkarmadým. Geçip oturdum. Deniz de yanýma oturdu. Bu sýra komþu annem kayboldu, sanýrým özellikle bizi yalnýz býrakýp anneme uðramýþtý. Deniz ellerimi tuttu, gözlerime bakýyordu eskisi gibi. Sanki yýllar geçmemiþti, hala o eski günlerdeki gibi çocuktuk. "Nasýlsýn?" dedi. Parmaklarýmý dudaklarýna deðdirdim. "Sus," dedim. "Hiç konuþma!" Sadece bakýþýyorduk. Eriyordum gözlerinin derinliðinde. Sanki hiç zaman deðiþmemiþti ve benim çocukluk aþkýmdý, ne de olsa içimde onulmaz bir yaraydý. Bana yaklaþýyordu gittikçe. Fesleðen kokan nefesini yanaklarýmda hissediyordum. Bu büyüden kendimi alamýyordum, kurtulamýyordum. Yanaðýmý öptü. Kendimi geriye çektim, ben çektikçe o üstüme geldi. Gözlerinde yine o kahpe gülüþleri gördüm, silkindim, kalktým koltuktan. Beni yenemeyecekti, izin vermeyecektim buna. Kendini ne sanýyordu? Benim kolay biri olmadýðýmý biliyordu. Ellerimle ittim Deniz'i. Kalktým, kapýya doðru yöneldim. Dönüp baktýðýmda arkamdan hüzün dolu gözlerle beni izliyordu. Gözlerim mi doldu, yoksa bana mý öyle geldi, doðrusu ben de bilmiyorum, bildiðim, içim acýyordu; derin acýlar, tarifsiz kederler içindeydim. Sadece asansöre yöneldiðimi, arabama bindiðimi ve þehrin tenha caddelerinde dolaþtýðýmý anýmsýyorum. ERDEN ERKÝN... BAYRAMIN ÝLK GÜNÜ...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ERDEN ERKÝN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |