Paul'un Peter hakkında söyledikleri, Peter'den çok Paul'u tanımamızı sağlar -Spinoza |
|
||||||||||
|
Dilimize Ne Oluyor? Dilimiz gittikçe zehirleniyor. Tabelalardan tutun, sokakta insanların konuşmalarına kadar Türkçe’yi tanıyamaz olduk. Haber spikerleri bile Türkçe’yi doğru kullanmıyorlar. Dilimize neden böyle oluyor acaba? Eğitimsizlik dediğinizi duyar gibiyim. Eğitimsizlik çok önemli bir sorun ama dil eğitiminde birlik sağlanmadıkça, bu eğitimsizlik denilen canavar nasıl yenilebilir ki? Bu birliğin sağlanmamış olduğunu kanıtlayan olaylar yaşıyoruz. Örneğin; kursta, Türkçe dersindeyiz. Öğretmenimiz bir konuyu anlatıyor. Arkadaşlarımızdan biri söz alarak bu konuyu öğretmeninin daha farklı anlattığını, yorumladığını söylüyor. Başka bir arkadaşımız da söz alarak, bu konuda öğretmenin daha değişik düşündüğünü ve farklı anlattığını söylüyor. Biz de kafamızda soru işaretleri ile kalıyoruz: “Hangisi doğru?” bu birlik sağlanmadıkça da bu soru işaretleriyle daha çok beraber kalacağımız kesin. Karşımıza çıkan her şey de Türkçe katledilmiş durumda. “Pet Shop” lardan tutun, “Car Wash” lara kadar her yerde bir yabancı dil merakı, Türkçe’ye canilik. Dilimizde bunları karşılayan sözcükler olmasına rağmen, bu özenti niye? Eve giderken de başka bir şeye dikkat ediyorum. İnsanlar yazıya, yazım kurallarına da dikkat etmiyorlar. Siteler’den geçen yolumda bir mobilyacıda büyük puntolarla “KAYNAKCI ARANIYOR” yazıyor. Evet, doğru, “C” ile “kaynakcı”. Üzülüyorum ama kendim dilimi daha güzel ve doğru kullanmaya çalışmaktan başka, daha fazla, ne yapabilirim ki? Gidip dükkan sahibine “Hayır, yanlış yazmışsınız, ‘kaynakçı’ olacak, ünsüz benzeşmesi var burada. Lütfen, dikkat edelim!” mi diyeyim? Oradan sağ çıkabilirsem ne ala! Olaylar bu kadarla da kalmıyor. En fazla takip edilen televizyon yayınları da anlatım bozukluklarıyla dolu. Örneğin, kameralı bir cep telefonu tanıtılıyor. Özelliklerinden birinde “resim çek, paylaş” deniyor. Ne resmi acaba? Resim çekilmez ki! Çeksen çeksen, en fazla fotoğraf çekersin, ki doğrusu da budur. Fason müzik kanalları ve buralardaki müziklerden hiç bahsetmiyorum bile, malum. Tüm bunların yanı sıra dilimize sahip çıkıp, onu koruyanlar da yok değil. Duyarlı lise öğrencileri, bu bozuklukları fotoğraflara yansıtıp, bir sergi açmışlar. Adını da “Agh Dilim Wah Dilim” koymuşlar. Böyle duyarlı insanların olması da bizim için küçük bir umut, bir moral kaynağı. O halde, dilimizi koruyalım, dil kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım! :)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nur Gayretli, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |