Düşünce dilden, dil düşünceden doğar. -Platon |
|
||||||||||
|
Hayat da bu merdivenler gibidir. Bunu anladığımda daha önce yaptıklarıma çok pişman oldum. Hayat çıkılması gereken, zaman zaman ikiye ayrılan ve bize bu ayrımlardan birini seçtiren, basamaklarla dolu bir merdiven olarak insanın karşısına dikiliyor. Bu basamaklardan çoğu kısa olsa da hiç hissettirmeden beş kat uzunluktaki basamak insanın karşısına çıkıyor, onun tökezlemesini, bazen düşmesini ve hatta bazen kendisini yaralamasını sağlıyor. Ama bazen ne beş kat ne de bir kat uzunlukta olan; iki, üç ve dört kat uzunlukta olabilen basamaklar da oluyor. Doğumumdan bu yana basamak çıktım durdum. Basamakları çıktıkça yenileri geldi. Ne beş kat ne de bir kat uzunlukta olan sekiz basamağı çıktıktan sonra merdivenin devamını çıkmamı sağlayacak beş kat uzunluktaki bir basamağı da geçtim. Artık basamakların hep kat uzunlukta olacağını düşünmüştüm. Ne de olsa sekiz basamağın devamı olan en büyük uzunluktaki basamağı zorlanmadan, bir kere bile tökezlemeden çıkmıştım. Fakat şimdi önümde kaç kat uzunlukta olduğunu bilmediğim basamaklar dikilmişti. İlk başta bu basamaklar en küçük, umursanmayacak kadar küçük gibiydi. Kolayca çıkıyordum basamakları. Ama bir süre sonra bu basamaklar beni çok zorlamaya başlamıştı. Basamaklar zorlamayla kalmayıp tökezletiyordu da. Bu tökezlemeler gitgide çoğalıyordu. Bu tökezlemeler o kadar çoğaldı ki ilk gördüğüm ayrımda çıktığım basamakların yolunu değiştirmeyi bile düşündüm. Fakat benim çıktığım basamakları bırakır, diğer basamakların bulunduğu ayrıma saparsam daha çok zorlanacağımı, hiç tökezlemeden düşeceğimi anladım. Tökezlemeler artık çok çoğalmış, beni düşürmeye başlamıştı. Merdiveni çıkmaktan sıkılmıştım. Tatsız tuzsuz bir şey olmuştu merdiveni çıkmak. İnsanların merdiveni çıkarken yanımda olup benimle birlikte o basamakları çıkacağına basamaklarda dikilip benim çıkmamı engellediklerini düşünüyordum. Özellikle birisinin o şekilde davrandığından adım kadar emindim o zamanlar. Zaten bütün tökezlemeler ve sonrasında gelen düşmeleri bana o yaşatmıştı. Diğer insanlarda bir yemekteki tuz ve biber olmak ister gibi hep birlikte merdiven basamaklarında dikilip beni düşürmüşlerdi. Fakat aslında onun ve diğer insanların bana engel olmadığının, kendi kendime çelme taktığımın farkında değildim. Sonunda merdiveni çıkmayı tamamen bırakmak istedim. Çok uzun, bitmeyen uykuya kendi kendime dalmaya çalışarak merdiven çıkarken en tehlikeli olan kazayı yaşadım; kendimi yaraladım. Fakat bize merdiveni çıkma imkanı veren ve çıktığımız merdivenin ne zaman biteceğine kendisi karar veren, tüm merdivenlerin sahibi benim merdivenimim bitmesine izin vermedi. Merdiveni çıkarken yaptığım kendi dikkatsizliklerim beni yaralasa da merdiven çıkmanın aslında çok güzel bir nimet olduğunu en sonunda anladım. Bana engel olmaya çalıştıklarını düşündüğüm kişiler artık benimle kol kola, sohbet ederek merdiveni çıkmaya başladılar. Eninde sonunda herkesin bu merdivenlerdeki ayrımlarda farklı basamaklara gideceklerini biliyorum. Merdivenin bittiğinde sevdiklerime kavuşacağımı da...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özgür Yenigün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |