|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
16 Şubat 2005
Buğulu Camın Ardındaki
Mutasavvıfın aşkı...
Faik Murat Müftüler
Ya aşktır peşınden koştugun yada aşktır seni peşinden koşturan... |
|
Gelmiş geçmiş ve gelip geçen her sevgilinin sûreti zerrelere bölünüp bir ‘sen’ çiziyor zihnimde. Siluetini seçebildiğim sen, bilmediğim iklimlerin nemliyle buğulu camlar ardında gibisin. Siliversem buğuları görüleceksin de kıyamıyorum. Kalemsizim; hem de kâğıtsız. Oysa yazmak istiyorum. Parmağımla yazıyorum soğuk cama “Neredesin? Bilmez misin ki özlenmektesin”. ‘Nerede’nin ardında beliriyor gözlerin, ‘Bilmez’in ardında dudakların, ‘Özlem’in ardında ellerin; en çok özlediğim. Bir dokunsa yüzüme dediğim küçücük ellerin, geçip şeffaf harflerin içinden, değmez mi dudaklarıma? Bir saç teli takılmış olmaz mı tırnağına? Küçük bir hatıra… Sen gelene kadar avunmam için… Hiçbir yolu yok mudur?
Kim bilir kaç yarın sonra, camlar gibi buğulu gözlerle bakıp “Hoş geldin” diyeceğim sevgiliye, daha bu günden duyduğum hasretin anlamını söyleyin bana. O belki de hiç olmayacak kadına duyduğum aşkın anlamını da… Kim olduğu bilinmeyen Pia gibi gizemli diyarların gizemli güzeline vurgunluğumun anlamını da söylesin biri.
Kopup dökülmüş inci kolyelerin, elde kalan en güzel parçalarıyla dizdiğim bir gerdanlık gibi parmaklarımın arasındadır hüzünle baktığım. Türkân’ın gözleri, Ebru’nun dudakları, Elvan’ın elleri, Seher’in kaşları, Elif’in sesi, Evrim’in zekası, Çiğdem’in ruhu, Emine’nin aşkı… Gerdanlığıma adını verdim. Bilmediğim adını.
Bildiğim bir şey var ki sen hepsinden başka yeni bir şey olacaksın ama ben onun sen olduğunu anlayacağım. Rüyalarımızda, yüzünü göremediğimiz halde kim olduğunu bilebildiğimiz insanlar, ilk kez gördüğümüz halde evim diyebildiğimiz mekânlar gibi.
Bu günlerde gergin görülüyorum. Rutini mevsimlere bölünmüş başaklar değil ki yolunu beklediğim. Bu gün de gelebilirsin, yıllar sonra da. Belki de hiç; ama kahrolası ümit hep senden yana; bana düşman. Hangi pırıltıya uzansam, elimin üzerinde patlayan tokadıyla düşürüyorum parmak uçlarımda tuttuğum sevdaları. “Bekle” diyor. “Gelecek bir gün” diyor. Belki demiyor da ben öyle zannediyorum. Bekliyorum.
Oysa ömür, durmadan ileriye sayan bir saatli bomba gibi… Biliyorum, aşk durduracak onu ama doğru kodu girmeli. Oniki tuşlu standart klavyesinden aklıma gelen tüm kombinasyonları tuşluyorum. LCD ekranında kaçta biteceği bilinmeyen günler ve yıllar ileriye saydıkça daha da telaşla zıplıyor tuşlar üzerinde parmaklarım.
2556841#
1254689#
6684142#
9784698#
3268567#
8657894#
Hadi! Hadi! Olmuyor. Bu gidişle tüm riskleri alıp gözlerimi kısarak, bileğimden geçen mavi kabloyu keseceğim sanırım. Çünkü biliyorum ki son saniyede durdurulabilen bombalar sadece Amerikan filmlerinde olur ve çünkü biliyorum ki aşk, en büyük olduğu anda biterse ancak en büyük aşk olur ve çünkü biliyorum ki o hiç olamayacak sevgili, sadece Tanrı’nın bizlere bir oyunudur ve sadece ve yalnızca O’dur.
Bir bilgisayar programının deneme sürümü gibi kadına beslediğim aşk. En lazım sevinçlerde ve en sevdalı hüzünlerde çaresiz, eksik… Bu yüzdendir belki de en saf, en cahil ama en heyecanlı olduğum çağlarımdaki tutkunluğumun, kısıtlandırılmış arzularına rağmen, iç yakıcı aşkları kodlayıvermesi bedenimin en yanıcı köşelerine. Şimdiyse haykırıyor ardını göremediğim dağlar ardından o hiç olamayacak sevgili ve şöyle diyor:
“Sevdiğine tapma çağını aldım elinden. Taptığını sevmektir tek çaresi. Ben Tanrı; kendime sakladım aşkların en gerçeğini!” .
:: "o" |
Gönderen: ayten ilhan / İstanbul/Türkiye
|
12 Ekim 2005 |
|
| bazen insanlar yanındadır..ama ulaşmak istemezsin
çünkü herhangi biri değildir aradığın...ve işte
kalabalıkta yalnızlık başlar,yanında olan ama senin olmayan insanlarla...ve tanımadığın birini
özlersin...kendin gibi yalnız birisini..suskun
lu ğu paylaştığın...yani yaşamı,yani sevgiyi
varmısın!!diyebileni....kısaca "O"işte....
hiçbir şeyin
ve herşeyin olanı
murat bey kaleminize sağlık.. |
:: Ustaaaaa... |
Gönderen: Gültekin BAYIR / İstanbul/Türkiye
|
23 Nisan 2005 |
|
| Sen boş ver bu işlere. Az evvel güz gözlü şeytan zekalı lakin insan bekalı bir hatun lişi bana " derin düşüncelerden basit sonuçlar çıkartma !!!" dedi..
Sen sendekini anlatmaya devam et lütfen. Ben asıl onu sevdim. Anlattıklarından daha çok hemde...
Pek alakalı olmyacak ama!!! Neyi seveceklerini bilmeyenlere kapak olsun buda :)
Özledim Üstad :) |
:: Mutasavvıfın da tam aşkı |
Gönderen: ahmet şahin / Ankara/Türkiye
|
27 Mart 2005 |
|
| Eh bu kadar olur. Okurken kendimden geçtim.
Ne desem az... Sağlıklar diliyorum. |
:: Aşkın doğru kodu? |
Gönderen: Burcu Yıldızer / Ankara/Türkiye
|
22 Şubat 2005 |
|
| Gözlerini kapat hadi...Rengarenk(!) olan dünya(n) kararınca birdenbire, müziğin ritmine bırak ve bir daha hiç açma dese(m) gözlerini, dayanabilir miydin? Buğulu camlar ardında zamana kilitli bedenler elbet sen kıy(ma)san da; an gelince görülecektir!! 'An'dır buğuyu yaşatan ve yine an gelir, buğu yavaş yavaş ağlamaya başlar. Verilen sözler, edilen yeminler, ezbere bilinen isimler yukarıdan aşağıya doğru yola çıkarlar. Açılan onlarca, yüzlerce yolun ardındadır özlediğin:) Aşkın doğru kodu...Benimki sanırım "241172225" Fakat bir türlü benim üzerime oturan bu kod; O'na uymuyor. Oysa kodu yaratan kendisi...Gel de çık işin içinden...Yüreğine Sağlık |
:: ... |
Gönderen: Özgecan / Ankara/Türkiye
|
20 Şubat 2005 |
|
| Yalın ve derin... Anlatmak için hissetmek için yeterli sanırım... Kaleminizle, dahası yüreğinizle kalın... Özge GÜNDOĞDU |
:: ... |
Gönderen: SANEM ALTAYLI / Ankara/Türkiye
|
17 Şubat 2005 |
|
| Kaleminize, yüreğinize sağlık. Sizi okurken kimi zaman kalbimin sesini duyar gibi oluyorum. Anlatamadıklarımı kelimelere döktüğünüz için binlerce teşekkür...
Sevgiler
Sanem |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
Faik Murat Müftüler kimdir? |
|
|
Profesyonel hayalperest , amatör yazar
Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Pamuk'u çok beğenirim . Etkilenmeye çalıştım , beceremedim . Taklit bile edemem .
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|