..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsan kendini bilmeli. Gerçeði keþfetmeye yaramasa da, yaþamayý öðretiyor. Ve bundan daha güzel birþey yok. -Pascal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Bilim Kurgu > Mehmet Sinan Gür




27 Temmuz 2001
01 01 Göçmen Kelebekler  
Kim Sonsuza Kadar Yaþamak Ýster?

Mehmet Sinan Gür


Acaba aile ve toplumsal yaþam ve bunlarýn biçimleri evrensel mi yoksa yalnýzca bize, yani dünyalýlara mý ait? Bu öyküde öyle alýnmýþ olsa da, doðanýn bir parçasý olan, yaþamý takip eden ölüm bile acaba evrensel mi?


:DEFA:
Acaba aile ve toplumsal yaþam evrensel mi? Acaba bunlarýn biçimleri evrensel mi yoksa yalnýzca bize, yani dünyalýlara mý ait? Bu öyküde öyle alýnmýþ olsa da, doðanýn bir parçasý olan, yaþamý takip eden ölüm bile acaba evrensel mi?

Yaþam ve Ölüm

Yaþam, geçmiþ ve gelecek arasýndaki karýþýklýktýr. Ýleride neler olacaðýný bilemeyiz. Onun için “þimdiye kadar neler olmuþ” diyerek hep geçmiþe bakarýz. Ayný zamanda, geçmiþte yaþamýþ insanlardan, olaylardan söz ederken sanki onlar þu anda yaþýyormuþ, olaylar da þu anda oluyormuþ gibi bir duyguya kapýlýrýz. Yaþayan kiþi için ‘þimdi’ vardýr. Yaþamadýðý geçmiþ, henüz yaþamadýðý gelecek yoktur. Onlardan öyle söz ederiz ki yaþamýþ ve yaþayacak bütün nesiller, bizlere dönüþür. Çünkü þu anda yaþayan olarak yalnýzca biz varýz. Biz de yok olunca geride bir þey kalmaz. Olaylar olmuþ bitmiþ; yaþayanlar ölmüþtür ve bir daha yaþamayacaklardýr. Sonunda, olmuþ ve olacak ne varsa, her þey geçmiþte kalýr ve tarih olur. Ama bunu yalnýz þu anda yaþayanlar bilir.

Ölenlerin ardýndan yalnýzca onlar aðlar.

...

KÝM SONSUZA KADAR YAÞAMAK ÝSTER?

Yeni gelenlerin çocuklarý eski gemilerin nasýl bir þey olduklarýný merak ettikleri için eski gemileri ziyaret ettiler. Böylece yeni dostluklar kurulmaya baþlandý. Bu arada duvara yapýþtýrýlmýþ kelebek resimlerini gördüler. Olayý da öðrendiklerinde çok hoþlarýna gitti. Eskilerden biri durumu anlattý.
-     Bizde bu resimleri asmak bir gelenektir. Üzerlerinde el yazýsýyla hangi tarihte asýldýðýný gösteren yazýlar da var. Bu þekilde kim olduðumuzu unutmuyoruz. Yolculuða çýkan ilk atamýzýn enerjisini içimizde duyuyoruz. Bizden sonra gelecek nesiller de bizim yalnýzca bir bilgisayar kaydý olmadýðýmýzý, bir zamanlar onlar gibi yaþadýðýmýzý bilecekler.
Kýsa süre sonra yeni gelen gemilerin hepsinin duvarlarýný kelebek resimleri süslüyordu.

Eskilerle birlikte öncülerden birer kiþi yeni kullaným biçimlerini göstermek üzere gemilere daðýldý. Ýki yeni gemi boþ kaldý. Sekiz eski gemi de boþ olarak onlarla birlikte geliyordu. Bir yýl kadar böyle yol aldýlar. Ekipler birbirlerine kaynaþtýlar. Yeni bilgiler, yeni gelen filmler herkesin ilgi kaynaðýydý. Eskilerde bulunan en eski filmler de yenilerin ilgi kaynaðý olmuþtu. Gemiden gemiye her zaman yaptýklarý konuþmalarý yapmaktaydýlar. Birbirlerini monitörlerden görüyorlardý. Bir genç konuþmaya baþladý ve ortaya bir konu attý.
-     Arkadaþlar, dün yeni bir film izledim. Çok beðendim.
-     Aferin! - Hangisi? – Adý ne?
-     “Kim sonsuza kadar yaþamak ister?”
Bütün gemilerden sesler yükseldi.
-     Ben isterim. – Ben de. – Ben de. – Evet. – Heyoo.
-     Önceleri ben de sizin gibi düþünüyordum ama iþte öyle deðil. Sonsuz yaþam çok çekici bir düþünce gibi deðil mi?
-     Kim sonsuza kadar yaþamak istemez ki?
-     Ýstemeyen olabilir. Filmi izlemiþ olsaydýnýz bana hak verebilirdiniz. Ýsterseniz anlatabilirim.
Bazý arkadaþlarý onu henüz ciddiye almýyorlardý.
-     Anlatma desek de anlatacaksýn ya, haydi anlat bakalým nasýlmýþ.
Bir diðeri diðerlerine göre daha ciddi idi.
-     Her ne kadar arkadaþlar seni ciddiye almadýlarsa da bu söylediðin çok önemli bir þey. Ben de birkaç kez düþündüm bunun üzerinde. Seni gerçekten dinlemek isterim.
Genç adam anlatmaya baþladý.
-     Bir adam var. Umduðunuz gibi doðmuþ ve bir türlü ölemiyor. Aradan yüzyýllar geçmiþ. Sürekli genç olarak yaþýyor.
-     Adam ölmek mi istiyor?
-     Evet. Çünkü adam dýþýnda herkes ölümlü. Çevresindekilerin hepsi zamaný gelince ölüyorlar. Birini seviyor, ona baðlanýyor. Ama kendisi genç kalýrken sevdiði kiþi yaþlanýyor ve ölüyor. Bu hep böyle tekrar ediyor. Sevdiði kiþiler ölürken bütün onlarýn acýlarýný her defasýnda, tekrar tekrar yaþýyor. Artýk bu acýlarý yaþamamak için hiç kimseyi sevmeme kararý alýyor. Ama olmuyor. Gene biri ona aþýk oluyor, gene o da ona aþýk oluyor. Sonunda gene kahýr ve üzüntü içinde bir baþýna kalýyor. Filmin ana konusu böyle.
-     Ýlginçmiþ. Mutsuz bir ölümsüz kiþi. Yani ölümsüz bile olsan mutlu olamayabiliyorsun. Ama bizim için yakýþýrdý doðrusu. Bu kadar uzun bir yolculukta...
Bir arkadaþý konuyu destekledi.
-     Hele yolculuðun sonunu göreceðimizi düþünecek olursak...
Ancak konuyu açan kiþinin itirazý vardý.
-     Fakat bakýn, þimdi içimizden biri ölmeyip sürekli yaþasaydý, yalnýz annesinin babasýnýn deðil, karýsýnýn, çocuklarýnýn, torunlarýnýn ölümünü görseydi onun için ne kadar acý olurdu deðil mi?
-     Öyle bir þey olacaksa eðer, eþimin ve çocuklarýmýn da ölümsüz olmasýný isterdim.
-     Ýþte sorun burada zaten ve bununla da bitmiyor. Yaþantýmýzda o tür bir düzen olsaydý ölümsüzlük de çok iyi olabilirdi. Fakat þimdiki düzenimiz tamamen bozulurdu. Bir kere çocuklarýmýz bizim gibi çocuk sahibi olamazdý. Yolculuðun sonunu yalnýz biz görebilirdik fakat doðup yaþayacak olan birçok nesil bizim yüzümüzden doðamazdý. Çünkü doðacak olsalar bu gemiye sýðamazdýk.
Bu baþka biri konuyu ortaya atan kiþiyi destekledi.
-     Madde yetersizliðinden de bu mümkün olamazdý. Biz gelecek nesillerin madde deposu, kaynaðýyýz çünkü. Biz ayrýþtýrma odasýna girdikten sonra onlar yaþamaya baþlayacak. Biz o odaya girmeliyiz ki onlar yaþayabilsin.
-     Bunu hiç düþünmemiþtim. Peki ölümsüzlük gemide deðil de gezegende olsaydý ne olurdu? Yani üreyebilecek yer olsaydý?
-     Gezegeni bile lebalep doldururduk. Büyük büyük büyük anneannenle kol kola girip tatile çýkýyorsun. Nesil farkýný göz ardý edersek eðlenceli olabilirdi belki. Sonu gelmeyen bir canlý artýþý. Buna koca bir gezegen bile dayanmazdý.
Herkes düþüncelerini söylüyordu.
-     Þu düzenimizde doðumlar ölümleri karþýlamak için oluyor. Doðanlar ölenlerin yerini alýyorlar. Ama sanki ölümler doðumlarý karþýlamak için oluyor. Ölüm olmazsa doðuma da gerek kalmazdý. Sonsuza kadar deðiþmeyecek bir duraðanlýk olurdu bu. O zaman da gezegen yaþlýlarýn ve çocuklarýn olmadýðý, sürekli olarak ayný yaþta kiþilerin bulunduðu sürekli ayný kadronun yaþadýðý bir yer olurdu. Sizce bu sýkýcý bir þey deðil mi?
-     Anlaþýlan istesek ve bu mümkün olsa bile ölümsüz olamayacaðýz. Yahu hiç olmazsa biraz daha uzun ömürlü olsaydýk.
-     Daha uzun ömürlü olabilirdik belki. Belki de þimdi öncekine göre daha uzun ömürlüyüz; kim bilebilir ki? Bunu þunun için söylüyorum. Þimdikinden daha uzun ömürlü olsaydýk sen daha da uzun ömürlü olmayý isteyebilirdin. Peki ne fark ederdi? Eninde sonunda gene ölüm olduktan sonra...
-     Doðru. Ha bugün olmuþ ha yarýn. Ama tartýþmada gelinen nokta çok tehlikeli deðil mi? O zaman bu yolculuðu neden yapýyoruz? Nasýl olsa herkes günün birinde ölecek; çocuklarýmýz da. Madem öyle, þimdi kapýlarý açarýz herkes ölür; olur biter. Burada yanlýþ olan bir þey var. Geçmiþten gelen canlýlýðýn kanýtý olarak biz yaþýyoruz ve bizim bir görevimiz, bir amacýmýz var. Önümüze hedef diye koyduðumuz hiçbir þey olmasaydý, belki o zaman haklý olabilirdin. O zaman kapýyý ilk ben açardým. Bakýn aklýma ne geldi. Þu 9. nesildeki kazada büyükbaba da ayný nedenle kendini öldürmedi mi?
Fikri ortaya atan kiþi susmuþ söylenenleri dinliyordu. Baþka biri konuþmaya baþladý.
-     Yani diðer bir deyiþle hedeflediðimiz yere gidemeyeceðimizi bilseydik... Bakýn dinlerseniz, ben de size kendi deneyimimi anlatayým. Ben de haber arþivlerini karýþtýrýyordum. Çocuk denecek yaþta bir gencin kendi canýna kýydýðýný gördüm; nasýl sevimli, güzel. Daha yaþamý tanýmamýþ, bizim durumumuza düþmemiþ bir çocuk... (Güldüler) Neden canýna kýymak istesin? Büyük bir olasýlýkla aþýk olmuþtur veya okulunda baþarýsýz sonuçlar almýþtýr; ailesine ne söyleyecek onu düþünüyordur. O bilmiyor ki yaþam yalnýz bunlarla sýnýrlý deðil. Baþýna daha kim bilir neler gelecek. Ancak kendisi için koyduðu hedef gözden kayboluyor. Yani daha o anda yaþamak için bir amacý kalmýyor.
-     Peki hayatta amacý olmayan kiþiler ölsün mü? Onu mu demek istedin?
-     Hayýr yahu; olur mu? Tam tersine. Yaþayanlar o veya bu nedenle ümitsizliðe kapýldýklarýnda kendilerine yeni bir hedef koysunlar. Bu onlara yaþam gücünü yeniden kazandýrýr. Gezegende olsaydýk onlara bunu önermek isterdim.
Sessizce oturan ilk fikir sahibi sessizliðini bozdu.
-     Ölümsüz olmaktan kendi baþýma bir þeyler çýkarmýþtým ama böyle anlamlar çýkabileceðini hiç düþünmemiþtim.
-     Uydurma bir filmi böyle bir gözle görmek... Adam doðmuþ da ölemiyormuþ da Aman aman, sen kardeþim benden uzak dur. Sen tehlikelisin.
-     Ama böyle bir þey var ve üzerinde çalýþtýklarýný biliyoruz. Peki sonsuz yaþam yolu bulunursa ne olacak?
-     Bu seni þu anda bulunduðun durumda çok mu ilgilendiriyor? Uzayda bir geminin içindesin ve bir yön dýþýnda gidebileceðin hiçbir yer yok. O gittiðin yerin de neresi olduðunu bilmiyorsun. Ayný kapana kýsýlmýþ bir fare gibi.
-     Yanýlýyorsun. Bu bulunduðun þartlara bakýþ açýsýna baðlý. Ben belki bu konularla ilgilendiðim için kendimi hiç de kapana kýsýlmýþ fare gibi hissetmiyorum. Aksine ölüm bana hiç uðramayacakmýþ gibi bir duyguya kapýlýyorum; ama yalnýzca bir duygu olarak.
-     Bunun sana yararý nedir ki? Sen de herkesle birlikte, zamaný gelince öleceksin.
-     Biliyorum tabi. Büyüdüðümü, yaþlandýðýmý görüyorum. Bu kaçýnýlmaz ama o zamana kadar kendimi üzmeyeceðim. Baþkalarýnýn yaptýðý gibi o güne kadar her gün ölmeyeceðim.
Lafý söylemese de “Hepiniz gemilerde öleceðiniz için her gün üzülüyorsunuz”a getirmiþti. Genç konuþmaya devam etti.
-     Kiþiler ölmekten korkuyorlar. Ama biliyoruz ki bu eninde sonunda olacak. Korkmamak bir þey kazandýrmýyorsa korkmak, üzülmek ne kazandýrýyor? Yaþarken ölmüþ oluyorsun. Ýþte hepsi bu.
-     Sen kendini kandýrýyorsun. Dedi biri. Sen de biz ne hissediyorsak onu hissediyorsun. Sen de bizim kadar ölümden korkuyorsun ve ayný bizim gibi kendine itiraf edemiyorsun. Ölümden korkmuyorum diyen biri varsa yalan söylüyordur. Ölüm yokluktur, hiçliktir. Bir daha düþünememektir, ne düþünemediðini bile bilmemektir. Ölünce her þey biter. Ýstediði kadar çocuklarýnla torunlarýn yaþamý sürdürmüþ olsun. O onlarýn yaþamýdýr; senin deðil. Ölüm, seninle sen olmayan diðer her þey arasýndaki bir sorun.
-     Demin “herkes ölümden korkar” dedin. Hatýrlýyor musun seninle bir kez uzaya çýkmýþtýk. O sýrada baþlýðýmý çýkarmayý düþünmüþtüm ve inan ki çýkarabilirdim. Bunu ben düþünebiliyorsam baþkalarý da düþünebilir.
-     Ýyi ki yapmamýþsýn. Bir dahaki sefere de yapmasan iyi olur ama o senin bileceðin bir þey. Benim aklýmdan hiç geçmedi. Geçse de yapamam zaten.
-     Peki savaþlarda ölenlere ne diyorsun? Canlarýný düþünmeden korkusuzca ileriye atýlmýyorlar mý?
-     Yapýyorlar, evet ama onlarýn nasýl bir duygu içinde olduklarýný bilemem ki?
-     Bilip bilmemen önemli deðil. Yapýyorlar deðil mi?
-     Evet.
-     Öyleyse senin söylediðin yanlýþ. Herkes ölümden korkmayabilir.
Bu sýrada baþka biri hiç açýlmamýþ bir konuyu açtý.
-     Yaþam ve ölümden söz ediyorsunuz. Yaþam þimdiki yaþadýklarýmýz, ölüm ise ayrýþtýrma odasýna girdikten sonra olan þey. Peki ya ölümden sonra yaþam varsa?
-     Nasýl yani? Diye sordu biri.
-     Yani yaþadýðýmýz yaþamda ölüm olarak adlandýrdýðýmýz olaydan sonra ikinci bir yaþam varsa? Baþka bir yerde yeniden yaþamaya baþlarsak? O yer þimdi içinde bulunduðumuz gemiler kadar dar deðilse?
-     Nereden çýkarýyorsunuz böyle þeyleri? Diye itiraz etti biri.
Bir diðeri konuya biraz daha gerçekçi yaklaþtý.
-     Birçok kiþi böyle olduðunu düþünüyor. Böyle düþündüðü için ölmeyi bir kurtuluþ olarak görüyor. Çünkü ölünce yaþamakta olduðu sýkýntýlarýn biteceðini sanýyor.
-     Onlarýn böyle düþünmeleri yeterli mi? Öyle mi yoksa deðil mi... önemli olan bu. Yoksa herkes istediðini düþünebilir. Buna engel yok.
Konuyu ortaya atan ilk kiþi sözü aldý.
-     Bu kiþilerin zayýflýðýdýr. Ölümden korkmanýn bir baþka görüntüsüdür. Baþka bir yaþamýn olabileceðini düþünerek ölüm olayýný daha yumuþak bir biçimde kabul etmeye çalýþýyorlar. Belki savaþlarda ölenler, kendini öldürenler de böyle düþündükleri için korkusuzca ölüme gidebiliyorlar. Þu anda yaþadýðýmýz sýkýntýlara gelince, gerçekte herkes yaþadýðý sürece kendini üzen rahatsýz eden þeylerle karþý karþýya kalýr. Yaþayan herkesin bir sýkýntýsý, üzüntüsü vardýr. Kiþi ölmedikçe bunlar sona ermez. Ancak ölünce sýkýntýlardan kurtulmak mümkün olur. Yaþamak istiyorsanýz yaþamýn bu parçalarýna da razý olacaksýnýz. Peki yaþam daha iyi olamaz mý? Olabilir tabi. Bu da ancak öncekine göre daha iyi bir yaþamdýr. Eðer kendinizi sýkýntýlara odaklarsanýz ne kadar rahat olursanýz olun, her zaman sýkýntý duyacak bir sebep bulursunuz.
Onu dinleyenlerden biri sordu.
-     Peki iyi hoþ söylüyorsun da, çözüm nedir?
-     Çözüm için sorun olmalý. Sorun nedir?
Bütün gemilerden sesler yükseldi.
-     Sýkýntý. – Ýkinci yaþam. – Ölümden korkmak. – Ölümsüzlük.
-     Hepsini konuþtuk ama hiçbiri deðil. Asýl sorun bizim yolculuðumuz. Biz ölümlü kiþiler olarak bu yolculuðu tamamlayacak mýyýz yoksa ölümlüyüz diye yarýda mý býrakacaðýz?

Kiþinin söylediði son söz konuþmaya noktayý koymuþtu. Kimsenin yolculuðu yarým býrakma gibi bir niyeti yoktu. Bir süre öyle sessizce durdular. Gemilerin camlarýndan küçük ýþýklarla dolu karanlýk uzay ve diðer gemiler görünüyordu. Sonra biri bir soru sordu.
-     Ayrýlýk ne zaman?


.Eleþtiriler & Yorumlar

:: teþekkürler
Gönderen: semrin erkoç / Samsun/Türkiye
29 Ocak 2006
Ölüm ve yaþamýn bir arada enteresan anlatýmýyla karþý karþýya kaldým.Çok baþarýlý ve inanýn beni teselli etmeyi gerçekten baþardýnýz.Çalýþmalarýnýzda kolay gelsin diyorum ve saðlýcakla kalýn.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn bilim kurgu kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
01 02 Yamantau

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Büyükada
Ýnsanýn Yükseliþi

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nazým Hikmet'ten Çanakkale Þiiri [Þiir]
Ateþ ve Ölüm (Bütün Þiirler 16. 07. 2009) [Þiir]
Seni Seviyorum Bunalýmý [Þiir]
Ýncir Aðacý [Þiir]
Bir Dosta E - Mektup [Þiir]
10 Aðustos 1915 Anafarta Ovasý [Þiir]
Sevgisizlik [Þiir]
Mor Çiçekler [Þiir]
Eskiden [Þiir]
Bir Ruh Çaðýrma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayý seviyorum. Bir tümce, bir satýr, bir sözcük yazýp altýna tarihi atýnca onu zaman içine hapsetmiþ gibi oluyorum. Ya da akýp giden zamaný durdurmuþ gibi. . . Bir fotoðraf, dondurulmuþ bir film karesi gibi. Her okuduðunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman ayný tadý veriyorlar. Siz de yazýn, zamaný durdurun, göreceksiniz, baþaracaksýnýz. . . . Savaþ cinayettir. Savaþ olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanlarý ölenlerin ardýndan aðýt yakmayý edebiyat olarak kabullenmiþ. Yazgýmýz bu olmasýn. Biz demiþtik demeyelim. Yaþam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceðimiz, dolarla, altýnla ölçülemeyecek bir deðer. (Ancak baþkalarý için deðeri olmayabilir. ) Nazým Hikmet’in 25 Cent þiiri gerçek olmasýn. Yaþamý ýskalamayýn ve onun hakkýný verin. Baþkalarýnýn da sizin yaþamýnýzý harcamasýna izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karþýmýza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldýrmamak, bazen savaþa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çýkar. Nasýl oluyor da çoðunlukla siyasi yazýlar yazarken bakýyorsunuz bir kedi yavrusu için þiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranýþýmý yadýrgýyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her þey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarýný çýrpan bir kelebek Ýtalya’da bir fýrtýnaya neden olur. Ya da tam tersi. Ýtalya’daki bir fýrtýnanýn nedeni Çin’de kantlarýný çýrpan bir kelebek olabilir. Bu düþünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaþýr, kaynaðýna geri gelir. "Düþünüyorum, peki neden yazmýyorum?" dedim, iþte böyle oldu. .

Etkilendiði Yazarlar:
Herþeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanýk, Tolstoy ilk aklýma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.