Doðaüstü henüz anlayamadýðýmýz doðal þeylerin adý. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Sabah erkenden evden çýkýp yokuþtan aþaðýya, kýyýya doðru yürümek hoþuma gidiyor. Herkes uykudayken, hatta sokak bile henüz uyanmamýþken, spor ayakkabýlarýmýn çýkardýðý "grýc, grýç" sesi eþliðinde kaldýrýmýn dar merdivenleri inerim. Uyku kokar havada, aðýr nefesli. Yokuþun sonuna yaklaþtýkça dalgakýranda parçalanan dalgalarýn sesi ve tek tük geçen arabalarýn výzýrtýsý duyulmaya baþlar. Uyku kokusu denizin esintisinde daðýlýp birden kaybolur; "belki kayalarýn üstünde kalan köpüklere karýþmýþtýr" diye düþünürüm. Hangi mevsimde olursam olayým, hafifçe ürperirim, bir anlýk. Sonra içime derin bir nefes çekerim, yosun kokusu týrmalar genzimi, denizin tuzu yapýþýr dudaðýma... Sonra gündüze karýþýrým. Uyanamamak ve uyanmak korkusuyla buluþup. Aradaki zamanlar; olacaklarýn henüz olmadýðý, düþünüleceklerin düþünülmediði, davranýlacaklarýn davranýlmadýðý ara zamanlar. Korkularýn henüz korkutmadýðý, sezgilerin uyanmaya baþladýðý zamanlar. Sabah yürüyüþleri ara zamanlara aitti... Bu sabah karþýya gitmek için vapura bindim. Yolcu salonunda pencere kenarýnda bir yer bulup oturdum ve o an beni iskeleye getiren takside evrak cantamý unuttuðumu hatýrladým. Yapýlacak tek þey bir sonraki vapur ile geri dönüp taksi duraðýný aramak. Birkaç hafta önce bir yayýnevi editöründen randevu almýþtým ve ona göstermek istediðim yazýlar þimdi ortada yoktu. Nasýl bu kadar sakin kalabildiðimi anlayamadým, oysa dün gece heyecandan uyku tutmamýþtý. Neyse ki yedek disketler çantamdaydý, en azýndan randevuya yetiþirim diye düþünürken birkaç koltuk ötede oturan adamý gördüm. Kýrlaþmýþ saçlarý alnýnda iyice dökülmüþ, altmýþ yaþlarýnda, koyu renk uzun pardösünün altýnda takým elbisesi, açýk mavi gömleði ve kravatý görünüyordu. Dimdik oturuþu ve üst üste koyduðu iki eliyle uzun, asayý andýrýr þemsiyesine dayanmasý onun ordudan emekli bir subay olduðunu düþündürdü bana. Nedense yüzü hiç de yabancý gelmemiþti. Yolculuk boyunca boþluða bakan bakýþlarýnýn yönünü deðiþtirmeden hiç kýpýrdamadan oturdu. Zihnimi ne kadar zorladýysam da bu adamý nerede gördüðümü bir türlü hatýrlayamamýþtým. Belki de hatýrlamaya çalýþmak bile boþ, hiç tanýmadýðým bir yabancýydý belki. Pencereden deniz yüzeyinin hafif çalkantýlarla maviden yeþile, yeþilden maviye boyanýþýný seyre daldým. Martýlar kanatlarý suya deðecek kadar alçaktan uçmaktaydýlar. Ara zamanlarýn hafifliðine kapýldým, ne takside unuttuðum çantam, ne gitmem gereken randevu; hiç birinin önemi yoktu þu an. Þeffaf bir paravanýn ötesine geçmiþ gibiydim. Yakýnýmda durmadan kýkýrdayan liseli kýzlar, koltuk aralarýnda çocuklarýnýn peþinden dolaþan, geminin her dalgada sallanýþýnda sendeleyip saðda solda oturanlarýn omuzlarýna çarpan anne babalar, elinde çay tepsisiyle dolanan kamarot; benim için kocaman bir sinema perdesi açýlmýþ gibiydi. Biraz ötemde oturan adamý aslýnda hiç tanýmadýðýmdan emindim, dikkatimi çeken sadece herþeyden soyutlanmýþ olduðu görüntüsü. Farklý görünüyordu; duruþu, bakýþý farklýydý. Kimbilir, belki benim ara zamanlarým gibi kendine ait koridorlarda dolaþýyordu ruhu. Belki sadece bir yansýmaydý... Uzun zaman önce, yatýlý okul günlerimde, seyrettiðim bugün ile alakasýz bir film sahnesini hatýrladým. Yaþlý bir adamý canlandýrmaya hazýrlanan genç bir tiyatro oyuncusunu anlatan bir film. Rolünü o kadar ciddiye alýr ki, her gün þehir parkýna giden yaþlý bir adamý takip edip davranýþlarýný izleyip hazýrlanýyor. Oturup kalkmasý, yürüyüþü, güneþlenirken uyuyakalmasý, selam veriþi... Genç adam gözlemlerinin ödülünü alýr, oyun çok baþarýlý olur, eleþtirmenler bile eleþtirecek bir konu bulamaz. Yine de bir eksikliðin varlýðýný hisseder genç oyuncu, rahatsýz edici bir his. Yaþlý adamý gülümsetenin gerçekten ne olduðunu bilmediði gelir aklýna. Her gün parka giderken çiçekçiden aldýðý tek bir kýrmýzý gülün taþýdýðý anlamý bilmediðini düþünür ve onunla tanýþmaya karar verir. Nereden bilebilirdi yanlýþ yapacaðýný... Tanýþýr, yaþlý adamýn hayatýna girmesine yardýmcý olacak bir vesile bulur. Tek tek aralanýr yürek kapýlarý. Tek tek fethedilir his odalarý... Ve tiyatro oyuncusu oynanmasý en zor rolü keþfeder, insan olmak... Yolculuðun sonu gelmiþti. Herkes ile birlikte çýkýþa doðru ilerlerken yaþlý adamýn kalabalýðýn arasýnda kayboluþunu izledim... (henüz bitiremediðim romandan...) eylül
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © eylül, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |