İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, tersine o filiz daha gür büyümüştür. -Freud |
|
||||||||||
|
-------------------------------------------------------------------------------- Üzerimde dolaşan bu kemirgen bulutlar…. Ama acısını hissetmiyorum… İçim bir karnaval. Hayatımın bütün kötülükleri bir arada. Öyle ki bazı Anılarım içki masasında meze, bazıları fahişe gerdanında tükürük. Kimi dost iniltileri, kiminde acı, zevk bir arada. Bağırıyor çocukluğum kumpanyanın en uzağından. Belki döner de bakar bir çift göz… Nerde… her halim ayrı aleminde. Giriş kapısının üstünde büyük bir cin var. Elleri iki yana açılmış, yüzünde pişkin bir gülümseme. Bu gülümseme ki ne bir çocuğa tamahkar nede.. Karanlık ormanın içinden gelen her Anı’nın dikkatini çekecek bir parıltıyla süslü kapı, karşılıyor misafirlerini büyük bir hevesle. Kapıdan geçen Anı şaşkın ve vehim dolu. Öylesi bir girift hal var ki içeride, naralar atan sarhoşlar, gülüşen fahişeler, oyun makinelerinden sızan renk cümbüşü gecenin örtücülüğüne zıt. Giren her Anı’ya iyiliği yada kötülüğü sual edilmeksizin alınır hemen baş köşeye. Burası bir Anı meyhanesi bir Anı kerhanesi bir Anı kumpanyasıdır. Burada satılan da alınan da Anı’dır. Saki de Anı’dır, sarhoş da Anı’dır. Fahişe’de Anı’dır üzerinde tepinen ihtiyar, dişsiz kölede. Peki ya ben… Ben kimim ? Bir anı mı? Var mıyım ? sadece –sözde- eş dost sohbetlerinde bir nesne miyim? Hakkımda düşünülenler mi beni iyi yapar? İyi değilsem yok muyum? Peki kötü olmayı tercih ediyorsam? Bu intihar mı? İnsanlara olan öfkemi içimden yaşamaya devam etmek istiyorsam? Bu da mı intihar? Soru… Soru… Soru… Bunlara cevap aramalı mıyım? Cevap… Hayır. Çünkü herkes bunların cevaplarını zaten biliyor. Öyleyse ben yaşıyorum. Yani bunların cevaplarını. Hiç kimseye açıklama yapmıyorum. Kimsenin beni bunun için suçlamasını istemiyorum. Suçlasa da umursamıyorum. Toplum içinde var olmak istemiyorum. İçimdeki toplumu dağıtmadan başka bir topluluğa karışmak istemiyorum. Birilerinin beni karşılıksız sevmesini beklemiyorum. Bunun yükünü taşımak istemiyorum. Sevdiğim insanların sevgimden haberdar olmasını istemiyorum. Hatta onlardan nefret ettiğimi düşünmelerini istiyorum. Nice günler kapatıldığım tecritlerden korkmak istemiyorum. Tecritleri var eden kanlı canlı duvarlardan kurtulmak istiyorum. Yalnız olmak istiyorum. Yalnız ölmek istiyorum. Yalnız “ol”mak istiyorum. Ölürken öldüğümü düşünmemek istiyorum. Asla korkmadığım ölümü tebessümle karşılamak istiyorum. Apış arası meze olmuş bir fahişe olmak istiyorum ve kahkahalarıyla kulakları şenlendiren fahişeyi düzmek istiyorum. Üzerimde dolaşan bu kemirgen bulutlar. Acımalı mı ?... içimde bu fırtınalar koparken. … … … Kayıp Rüya kumpanyasına Hoş geldiniz…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bünyamin Bayansal, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |